Aralarında Türkiye Kamu-Sen’in de yer aldığı, 1373 Sivil Toplum KuruluÅŸunun imzasıyla yayınlanan bildiride, Almanya Federal Meclisine verilen ve Haziran ayında oylanması beklenen önergenin reddine yönelik olarak Almanya Federal Meclisi üyelerine birer mektup gönderildi
Aralarında Türkiye Kamu-Sen’in de yer aldığı, 1373 Sivil Toplum KuruluÅŸunun imzasıyla yayınlanan bildiride, Almanya Federal Meclisine verilen ve Haziran ayında oylanması beklenen önergenin reddine yönelik olarak Almanya Federal Meclisi üyelerine birer mektup gönderildi.
“Önergenin, Ermeni yalanlarına ve Türk düÅŸmanlığına göre hazırlandığını; ırkçı, insanlık dışı, ağır ve keyfi suçlamaları içerdiÄŸini, insanlık adına utanarak gördük” denilen mektupta, tarihi ve hukuki gerçeklerden örnekler verildi.
Alman Federal Meclisinin önergeyi kabul etmesi halinde, hukuka saygısızlık edeceÄŸinin vurgulandığı mektupta, Türkiye Sivil Toplum BirliÄŸini oluÅŸturan 1373 Sivil toplum KuruluÅŸunun ve Türk milletinin böyle bir karar karşısında çeÅŸitli etkinlik ve boykotlarla tedbirler alacağının da altı çizildi.
TÜRKÄ°YE SÄ°VÄ°L TOPLUM BÄ°RLİĞİ üyesi ve aralarında Türkiye Kamu-Sen’in de bulunduÄŸu 1373 STK’nın alman Federal Meclisi Milletvekillerine gönderdiÄŸi mektupta ÅŸu ifadelere yer verildi;
ALMAN FEDERAL CUMHURÄ°YETÄ° MÄ°LLETVEKÄ°LLERÄ°NE
Pek Muhterem hanımlar ve beyler,
CDU/CSU, SPD ve Birlik 90/ YeÅŸiller Partisi’nin, Alman Federal Meclisine verdiÄŸi önerge, 2 Haziran’da oylanacaktır. Önergenin, Ermeni yalanlarına ve Türk düÅŸmanlığına göre hazırlandığını; ırkçı, insanlık dışı, ağır ve keyfi suçlamaları içerdiÄŸini, insanlık adına utanarak gördük. Herhangi bir mesnede, delil, belge ve olaya dayanmaya da ihtiyaç duyulmamıştır. Bu hukuk tanımayan davranışın, 242 yıl önceden baÅŸlayan Ermenileri aldatarak kullanma günahının diyetini ödemekten kaynaklandığını düÅŸünüyoruz.
Bu tespitleri ispat etmek için Sizi, önergedeki gibi 101 deÄŸil, hazırlıkların baÅŸladığı 242, silahlı isyanın baÅŸladığı 166 yıl öncesine götürmek istiyoruz. Belki rahatsız olabilirsiniz, ama buna mecburuz. Böylece, ırkçı emperyalizmin insanlık tarihine nasıl bir karar leke sürdüÄŸünü de ortaya çıkarmış olacağız.
ACI OLAYLAR NE ZAMAN VE HANGÄ° TARAFÇA VE HANGÄ° AMAÇLA BAÅžLATILMIÅžTIR?
1774 Küçük Kaynarca ve 1878 Berlin AntlaÅŸmasına ÅŸöyle bir madde konulmuÅŸtur: “Ä°ngiltere, Almanya, Fransa ve Rusya, “Osmanlı uyruÄŸundaki Ortodoks Ermenileri himaye edecektir.” Bu imtiyazın, Osmanlı Türk Devletini parçalamak niyetiyle elde edildiÄŸi, geliÅŸmelerle belli olmuÅŸtur. Nitekim, önce Ermeniler, “Size DoÄŸu Anadolu’da devlet kurduracağız” vaadiyle kandırılarak örgütlendirilmiÅŸtir. Buna göre 1885 de Ramgarvar, 1886 da Hınçak ve 1880 de TaÅŸnaksutyan ( Åžu anda Ermenistan’ı yöneten parti) ihtilal komiteleri kurulmuÅŸtur. Ä°htilal komitelerinin nizamnamelerinde, “DoÄŸu Anadolu’da Bağımsız Ermenistan’ın kurulması için silahlı isyanların yapılacağı açıkça yazılı olduÄŸu görülmektedir. Ä°lk silahlı isyan 1860’da olmuÅŸ ve aralıksız olarak I: Dünya savaşına (1914) kadar devam etmiÅŸtir.
Bu bölümün özü: olaylar hangi tarafça, hangi amaçla, ne zaman baÅŸlamış ve nasıl devam etmiÅŸ belgelerle ortadadır. Osmanlı Türk Devleti bu saldırılara karşı, meÅŸru müdafaa hakkını kullanmıştır.
ERMENÄ° ÇETELERÄ°NÄ°N YAYGIN KATLÄ°AMLARI, VATAN Ä°HANET VE ZORUNLU GÖÇ
1.Dünya Harbi sırasında 1914-1918 Osmanlı orduları yedi cephede savaşırken, yurtta güvenlik zafiyeti doÄŸmuÅŸtur. Bunu fırsat bilen silahlı Ermeni çeteleri, savaÅŸ bölgesindeki köy ve ÅŸehirleri basıp yaygın bir ÅŸekilde savunmasız çocuk, kadın, yaÅŸlı bütün halkı vahÅŸice katletmiÅŸ ve etnik temizlik yapmıştır. Askeri ikmal kollarını basmış, askeri depoları yakmış ve telgraf hatlarını kesmiÅŸtir. Yüz elli bin civarındaki Ermeni birlikleri ise, Fransız ve Rus üniformalarıyla düÅŸman cephesinde, Osmanlı Devletine karşı savaÅŸmıştır. Cephedeki Osmanlı Orduları savaÅŸamayacak duruma gelmiÅŸtir.
SavaÅŸta Ermeni çetelerinin masum sivilleri katletmesi ve düÅŸmanla iÅŸbirliÄŸi yapaması vatana ihanettir. Bunun cezası, uluslararası hukuka göre ölüm olduÄŸu halde, Osmanlı Devleti bunu yapmamıştır. Askeri güvenliÄŸin gereÄŸi olarak devletin sınırları içinde bulunan Suriye tarafına zorunlu göçü planlamıştır. Bu amaçla, sadece silahlı çeteler ile potansiyel olarak bunlara katılacağı düÅŸünülen Ermeniler için “Sevk ve Ä°skan” kanunu çıkarmıştır. O günün yol ÅŸartları, salgın hastalıklar, intikam saldırıları ve eÅŸkıya soygunlarından dolayı, Ermenilerden ve Müslümanlardan ölenler olmuÅŸtur. Devlet, daha savaÅŸ devam ederken 1916’da kurduÄŸu mahkemede, ihmali görülen görevlileri ve vatandaÅŸlarını (1397 kiÅŸi) yargılayarak, 63’üne ölüm cezası, diÄŸerlerine ağır cezalar vermiÅŸtir. Katliam planlayan bir devlet, hem de savaÅŸ sırasında böyle bir yargılama yapabilir mi?
Bu bölümüm özü: Bir tarafta, Osmanlı Türk Devletinin topraklarını iÅŸgal eden Emperyalistler ve vatana ihanet eden iÅŸbirlikçi Ermeni isyancılar saldırganlar var; öbür tarafta, meÅŸru ve kutsal savunma hakkının gereÄŸini yaparak egemenliÄŸini, vatanını ve vatandaşının canını koruyan Osmanlı var. Bu taraflardan hangisi katliamcı veya soykırımcı olabilir, açık deÄŸil mi?
ERMENÄ°LER TERÖRDEN VAZGEÇMÄ°YOR, ANLAÅžMALARLA BELÄ°RLENEN SINIRLARI TANIMIYOR
1918 de savaÅŸ bitince, göç bölgelerinden dönen Ermeni çeteleri, bu defa daha hunharca, daha büyük ve yaygın boyutta katliamlara devam ettiler. Hiçbir engeli tanımayan Ermeni birlikleri son olarak, Kazım Karabekir PaÅŸa Komutasındaki Kolordu ile savaÅŸarak hezimete uÄŸradılar. Bunun üzerine iradesi kırılan Ermenilerle, 1920 de Gümrü ve Moskova ile 1921 Kars AntlaÅŸmaları yapılarak, bugünkü sınırlar belirlendi. Buna raÄŸmen, 1923 uluslararası Lozan AnlaÅŸmalarına gelerek Türkiye’den toprak isteyen Ermeniler sonuç alamayınca, sınırlar bir defa daha onaylanarak kesinleÅŸti. Böylece barışa ulaşıldı zannedildi, ama, 50 yıl sonra 1973-1985 arasında Ermeni terör örgütü ASALA ortaya çıktı, Avrupa ülkelerinde ve ABD’de katliam yeniden baÅŸladı. Birçok Türk büyükelçisi ve diplomatı ile yakınları, büyük ÅŸehirlerin ortasında öldürüldü. Sırf Türk oldukları için öldürülen bu kiÅŸilerin durumu incelendiÄŸinde, BM 1948 Uluslararası Soykırım SözleÅŸmesinin birebir uyduÄŸu görülmektedir.
EÄŸer Alman Partileri ve Federal Meclisi insanlığa karşı iÅŸlenen suçlar ve soykırımla samimi olarak ilgilenmek istiyorsa, günümüzde iÅŸlenen bu cinayetlerle neden ilgilenmek istemiyor?
Kan dökmeye doymayan katliamcı Ermeniler 1992’de Rus askeri birliklerinin desteÄŸi ile Azerbaycan’ın KarabaÄŸ bölgesini ve 7 ilini iÅŸgal etti. Bu arada Hocalı kentinde gece baskını ile 613 Azerbaycan Türkünü, kadın, çocuk, genç, yaÅŸlı demeden vahÅŸi bir ÅŸekilde katletti. 1,5 milyonu Azerbaycan Türkünü sürgün etti. Bu uluslararası hukuka aykırı olan iÅŸgal ve sürgündeki kaçkınların durumu aynen devam etmektedir.
Bu bölümün özü: AnlaÅŸmalarla belirlenen barışı ve sınırları terörle bozan Ermeniler, hiçbir kabahati olmadığı halde, sırf Türk oldukları için öldürülen Türk diplomatları ve kendi yurdunda yaÅŸamakta olan masum Azerbaycan Türklerini hunharca öldürenler, katliamcı ve soykırımcı olmuyor da, katliam ve soykırıma maruz kalan mazlumlar mı katliamcı veya soykırımcı oluyor?
Soruyoruz; Alman Parlamentosuna verilen önergede, neden bu gerçeklerden tek kelime ile söz edilmiyor? Ermeni çeteleri hiçbir ÅŸey yapmadığı halde, durup dururken Osmanlı Devleti bir yandan düÅŸmanlarla 7 cephede savaşırken öbür yandan 850 senedir huzur içinde yaÅŸadığı Ermenilere saldırıyormuÅŸ gibi gösteriliyor? Bu gerçek dışı söylemler, akla, vicdana, insanlığa ve adalete ayykırı deÄŸil mi? Sonra da, Türk Milleti, Devleti ve medeniyeti, hiçbir mesnede dayanmadan keyfi olarak en ağır ÅŸekilde suçlanıyor? Soykırımcı ve katliamcıları savunmak; uluslararası hukuka göre kutsal olan egemenliklere, sınır ve toprak bütünlüklerine saldıran masum göstermek, suçu ve suçluyu övmek suretiyle suça iÅŸtirak olmuyor mu?
BÜTÜN TARAFLARIN TARÄ°HLE YÜZLEÅžMESÄ°NÄ° HARARETLE Ä°STÄ°YORUZ.
Önergede sık sık “tarihle yüzleÅŸmekten” bahsediliyor. Ama bir tarafın yüzleÅŸmesinden. Nedense Ermenilere bu çaÄŸrı yapılmıyor. Biz bütün tarafların, emperyalistler dahil tarihle yüzleÅŸmesini hararetle arzu ediyoruz ve bu yazımızda bunu yapıyoruz; aksini iddia edenlere meydan okuyoruz. Ermeniler adına önerge hazırlayanlar eÄŸer samimi iseler; dürüst, kararlı, hukuka saygılı ve medeni cesaretle, mektubumuzda kısaca özetlemeye çalıştığımız 242 yıla yayılan acı olaylarla yüzleÅŸmelidirler. Hem de BM 1948 Uluslararası Soykırım SözleÅŸmesi açısından bu yüzleÅŸmeyi yapmaya çağırıyoruz.
LÜTFEN ERMENÄ°LERE YARDIM EDÄ°NÄ°Z.
Türklerle Ermeniler arasındaki iliÅŸkilerin normalleÅŸmesi için yardım fikrinize teÅŸekkür ediyoruz.
Ermenilere, yardım için ÅŸunları tavsiye etmenizi rica ediyoruz:
Pek muhterem milletvekilleri, hanımefendiler ve beyefendiler,
Asırlık ve çok taraflı olan bu anlaÅŸmazlığın, gerçek çözüm mercii, siz de bilirsiniz ki, hukuktur, yargıdır. Siyasetçiler ve siyasi kurumlar kendini yargı yerine koyamaz, hüküm tesis edemezler. Bu gerçeÄŸe baÄŸlı kalarak size konuyla ilgili olarak Uluslararası ve Milli/Ulusal yargı organlarının verdiÄŸi kararları hatırlatmak isteriz. Devletlerarası uzlaÅŸmazlıkları, adil olarak çözmenin baÅŸka bir yolu yoktur.
Bugüne kadar verilen yargı kararları ÅŸöyledir:
Yargı kararları böyle. Ermenileri haklı gören dolaylı da olsa herhangi bir yargı kararı yoktur. Ermeniler bu gerçeÄŸi bildikleri için, yargıya deÄŸil, siyasetçilere müracaat ediyorlar.
Bütün bu gerçeklere raÄŸmen Alman Federal Meclisi, siyasi bir kurum olduÄŸunu dikkate almadan önergeyi kabul edecek olursa, en hafif ifadesiyle hukuka saygısızlık etmiÅŸ olur. Türk Milletini ciddi olarak rahatsız edeceÄŸine ÅŸüphe olmayan böyle bir karar, bizleri bazı tedbirler almaya zorlayacaktır.
BÄ°ZLER TÜRKÄ°YE SÄ°VÄ°L TOPLUM BÄ°RLİĞİ olarak, Türkiye’nin bütün il ve ilçelerindeki örgütlerimizle, bir kampanya açarak:
Karşı kamuoyunda hassasiyet yaratacağımızı, T.C. Hükümetini, Kamu KuruluÅŸlarını, siyasi partileri göreve davet edeceÄŸimizi, üzülerek bildirmek isteriz.
Bizler de “TÜRKÄ°YE SÄ°VÄ°L TOPLUM BÄ°RLİĞİ ÜYELERÄ° OLARAK” faaliyetlerimizle / etkinliklerimizle Türk halkını uyaracağız.
Yüksek saygılarımızla,
TÜRKÄ°YE SÄ°VÄ°L TOPLUM BÄ°RLİĞİ/TÜRKBÄ°R
1373 Sivil Toplum KuruluÅŸu