Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk’un, okulların açılması dolayısıyla yaptığı basın açıklamasıdır
Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk’un, okulların açılması dolayısıyla yaptığı basın açıklamasıdır.
2016-2017 EÄŸitim-ÖÄŸretim Yılı baÅŸlıyor. Türk EÄŸitim-Sen olarak 2016-2017 EÄŸitim-ÖÄŸretim Yılının hayırlara vesile olmasını temenni ediyor; tüm öÄŸretmenlerimize, eÄŸitim çalışanlarımıza ve öÄŸrencilerimize baÅŸarılar diliyoruz.
Bu minvalde; yeni eÄŸitim-öÄŸretim yılına adım atarken baÅŸta Milli EÄŸitim Bakanı Ä°smet Yılmaz olmak üzere Milli EÄŸitim Bakanlığı yetkililerinden talebimiz; sendikamızın dile getirdiÄŸi eksikliklere, yanlışlıklara kulak kabartmaları, taleplerimizi dikkate almalarıdır. Bu; eÄŸitimin geleceÄŸi, çocuklarımızın, eÄŸitim çalışanlarının huzur ve mutluluÄŸu, kaliteli, verimli bir eÄŸitimin saÄŸlanması için çok önemlidir.
TÜRK EĞİTÄ°M-SEN SÖZLEÅžMELÄ° VE MÜLAKATLA ÖÄžRETMEN ALIMINA KARÅžI ÇIKMAKTADIR. AÇTIÄžIMIZ DAVANIN LEHÄ°MÄ°ZE ÇIKMASINI UMUT EDÄ°YORUZ.
BilindiÄŸi gibi Milli EÄŸitim Bakanlığı KHK yayınlayarak yeniden sözleÅŸmeli öÄŸretmenliÄŸi getirdi. 2011 yılının Haziran ayında kaldırılan sözleÅŸmeli öÄŸretmenliÄŸin geri getirilmesi, bu öÄŸretmenlerin alımının mülakat ile yapılması eÄŸitim camiasında infial yarattı.Türk EÄŸitim-Sen olarak dün de söyledik, bugün de söylüyoruz, yarın da söyleyeceÄŸiz; öÄŸretmenlerin mülakat ile sözleÅŸmeli olarak atanmasını doÄŸru bulmuyoruz. SözleÅŸmeli ve mülakat sistemi ne doÄŸuda ve mahrumiyet bölgelerinde öÄŸretmen tutmanın yoludur, ne de Fetö ya da diÄŸer bölücü örgütlere üye insanları tespit edebilmenin yoludur. ÖÄŸretmenlerçok sıkı bir güvenlik taramasından geçirildikten sonra KPSS puan üstünlüÄŸüne göre kadrolu olarak atanmalıdır. Zira doÄŸuda, mahrumiyet bölgelerinde öÄŸretmen tutmanın yolu bellidir. Siz öÄŸretmenlere zorunlu hizmet tazminatı ödeyin, bakın bakalım o bölgelerde öÄŸretmen açığı kalıyor mu? Yine amaç, öÄŸretmenlerin performanslarını ölçmek ise, o halde neden kadroya alınmaları için 4 yıl boyunca bekleyeceklerdir? Zaten öÄŸretmenler 1 yıllık bir performans sürecinin ardından kadroya alınmaktadır. 1 yıllık süre, performansın belirlenmesi için yeterli deÄŸil midir?
SözleÅŸmeli öÄŸretmen alımı için mülakatlar yapılmıştır. Sonuçlar 28 Eylül tarihinde açıklanacaktır. Ancak “mülakat komisyonları hak ve adalet ölçüsünde puanlar mı verdi, mülakatlar adil ve ÅŸeffaf mı yapıldı?” sorusuna tam anlamıyla evet cevabı vermemiz mümkün deÄŸildir. Hatırlanacağı üzere yönetici atamalarında oluÅŸturulan komisyonların puanları nasıl ve neye göre verdiÄŸi hala hafızalarda tazedir. Benzer haksızlıkların, hukuksuzlukların sözleÅŸmeli öÄŸretmen alımında da yaÅŸanmayacağının garantisini kim, nasıl verecektir?Dolayısıyla dikkat edilmesi gereken husus; Milli EÄŸitim Bakanlığı’nda bir paralel yapı temizlenirken, yeni bir paralel yapı yaratılmaması noktasında gayret sarfedilmesi olmalıdır.
Türk EÄŸitim-Sen olarak sözleÅŸmeli ve mülakat esasına dayalı bir öÄŸretmen alımına karşıyız. Çünkü;
-Sözlü sınavın ne olduÄŸunu Türkiye’de bilmeyen yoktur. Siz sözlü sınav derseniz, iÅŸin içine torpil girer, yandaÅŸlık girer, tehdit girer, ÅŸantaj girer, baskı girer, istismar girer, dayatma girer. Åžu da unutulmamalıdır ki; daha önce uygulanan sözleÅŸmeli öÄŸretmen alımında sözlü sınav uygulanmamış, öÄŸretmenler sadece KPSS puan üstünlüÄŸüne göre atanmıştı.
-Mülakat ile birlikte KPSS’de yüksek puan alanlar atanamazken; daha düÅŸük puan alanların atanması kolaylaÅŸmaktadır. Buve bundan sonraki tüm mülakatla öÄŸretmen alımlarında torpil listeleri elden ele dolaÅŸması, siyasi partilerin il ve ilçe teÅŸkilatlarının devreye girmesi, adamını bulanın sözleÅŸmeli öÄŸretmen olması kaçınılmaz olabilecektir. Hatırlarsanız, yönetici görevlendirmelerinde mülakatla getirilen okul yöneticilerine hepimiz tanıklık ettik. Nerede biat eden, kula kulluk yapan, yandaÅŸ olan varsa hepsi yönetici olarak atandı; yandaÅŸ olmayanlar, okullarını baÅŸarıdan baÅŸarıya koÅŸturan, ödül üzerine ödül alan, bileÄŸinin hakkıyla bu makamlarda oturan birçok idareci görevlerinden alındı. Sonuç itibariyle bugüne baktığımızda benim adamım olsun mantığıyla kamuya doldurulan insanların bir kısmının Fetö ile baÄŸlantılarının tespit edilerek, meslekten ihraç edildikleri görülmektedir. Bakanlığın bu noktada çok uyanık davranması zorunludur. Çünkü mülakat her zaman istismara zemin hazırlar. Öte yandan sözleÅŸmeli ve mülakatla öÄŸretmen alımının bir baÅŸka sakat noktası ise ÅŸudur: SözleÅŸmeli öÄŸretmenlere okullarda baskı uygulanacak, dayatmalarda bulunulacak, ‘Åžu sendikaya üye ol ya da ÅŸu sendikaya üye olursan kadroya alınırsın, üye olmazsan kadroya alınmazsın’ denilecektir.
-SözleÅŸmeli öÄŸretmen alımında KPSS puan üstünlüÄŸünün deÄŸil de, mülakat yönteminin getirilmesi, torpili olmayanların umudu ve ekmek kapısı olan KPSS’yi onların elinden almak anlamına gelmektedir. Bu; insanların adil ÅŸartlarda öÄŸretmen olduÄŸu bir sistemden, torpillilerin öÄŸretmen olduÄŸu bir sisteme geçilmesi anlamına gelmektedir.
-SözleÅŸmeli öÄŸretmenlik iÅŸ güvencesiz bir çalışma yöntemidir. Bu yöntemin bundan sonraki öÄŸretmen alımlarında da uygulanacak olması eÄŸitime darbe vurmaktır.SözleÅŸmeli öÄŸretmenler her zaman diken üstünde olacak, kadrolu olmadıkları için iÅŸlerini kaybetme korkusu yaÅŸayacak, geleceÄŸe güvenle bakamayacak, özlük hakları açısından kadrolu öÄŸretmenlerle aynı haklara sahip olamayacaklardır. Bu ÅŸekilde de biat kültürüyle beslenen öÄŸretmen profili oluÅŸacaktır. Ä°ÅŸ güvencesi olmayan, kaderi amirinin iki dudağı arasında olan, kadroya geçmek için yıllarca bekleyecek olan bu insanlarla köle pazarı oluÅŸturulacaktır. ÖÄŸretmenler odasında farklı özlük haklara, farklı ücretlere sahip 3 öÄŸretmen türünün (kadrolu, sözleÅŸmeli, ücretli) olması öÄŸretmenleri bölük pörçük etmektir; öÄŸretmenler arasında çalışma barışını bozmaktır; öÄŸretmenlerin itibarını ayaklar altına almaktır. Üstelik okullarda veliler çocuklarının kadrolu öÄŸretmen tarafından eÄŸitim-öÄŸretim görmesini isteyecek, dolayısıyla huzursuzluklar yaÅŸanacaktır.
-SözleÅŸmeli öÄŸretmenler özlük hakları ile atama ve yer deÄŸiÅŸtirme yönüyle kadrolu öÄŸretmenlerden daha farklı uygulamalara tabidir.Milli EÄŸitim Bakanı Ä°smet Yılmaz her ne kadar "Kadrolu öÄŸretmenler ile sözleÅŸmeli öÄŸretmenlerin hakkı, hukuku, ücretleri arasında hiçbir fark yoktur." dese de durum böyle deÄŸildir. Belki ücret açısından fark olmayabilir ama özellikle bir yere çakılı kalmaları, 6 yıl boyunca tayin isteyememeleri onları sözleÅŸmeli köle haline getirecektir. Bu insanları 6 yıl boyunca istediÄŸiniz gibi kullanmak, yerinden kıpırdamasını engellemek, bir yere çakılı kalmasını saÄŸlamak adaletli bir devlet politikası mıdır?
-Öte yandan ÅŸu hususu da gündeme getirmek istiyoruz: BilindiÄŸi gibi özel dershanelerde ya da etüt merkezlerinde 6 yıl çalışan öÄŸretmenler KPSS ÅŸartı aranmaksızın sözleÅŸmeli öÄŸretmen olarak atanacaktır. SözleÅŸmeli öÄŸretmen alımlarında en yüksek KPSS puanına sahip 3 katı aday sözlü sınava alınacakken, dershane ya da özel etüt öÄŸretmenlerinin atanmasında hiçbir ÅŸekilde KPSS ÅŸartı aranmaması haksızlık içinde yeni bir haksızlık doÄŸurmaktır. SözleÅŸmeli ve mülakatla öÄŸretmen alımı zaten ucube bir uygulamayken, dershane ve etüt öÄŸretmenlerinin KPSS ÅŸartı aranmaksızın mülakatla alınması eÄŸitimimiz açısından çok acı verici bir durumdur.
Elbette ülkemizin içinde bulunduÄŸu sürecin ne kadar zor olduÄŸunun farkındayız. Ancak bunu bir fırsata çevirmek büyük bir haksızlıktır. Bu ülkeyi seven, demokrasiye gönülden baÄŸlı, eÄŸitimli, donanımlı yüzbinlerce vatan evladı vardır. ÖÄŸretmenlerin çok hassas yapılacak bir güvenlik araÅŸtırmasının ardından kadrolu atanması her ÅŸeyden önce eÄŸitime ve bu ülkenin öÄŸrencilerine büyük bir katkıdır.
Ä°ÅŸte tüm bu nedenlerden dolayı sendikamız sözleÅŸmeli ve mülakat uygulamasına dava açtı. En kısa zamanda davanın sonuçlanmasını ve Milli EÄŸitim Bakanlığı’nın dava sonucuna göre hareket etmesini bekliyoruz. Bu uygulama ucubedir, çünkü baÅŸarı sadece mülakat puanına göre tespit edilmektedir. Benzeri durum ÅŸube müdürlüÄŸü sınavında da yaÅŸanmış, yargı sadece mülakat puanı ile atamanın hukuka uygun olmadığına, yazılı sınav+mülakat ortalamasına göre iÅŸlem yapılmasına karar vermiÅŸti.
2017 YILINDA 100 BÄ°N ÖÄžRETMEN ALIMI YAPILMALIDIR. ÜCRETLÄ° ÖÄžRETMENLÄ°K KALDIRILMALIDIR.
Milli EÄŸitim Bakanlığı, personelinin en fazla açığa alındığı Bakanlıktır.MEB, 15 Temmuz darbe giriÅŸimi sonrasında meslekten ihraçlar nedeniyle 15 bin sözleÅŸmeli öÄŸretmen alımıgerçekleÅŸtirecektir.
Milli EÄŸitim Bakanı Ä°smet Yılmaz,15 bin öÄŸretmen alımına ilaveten tekrar 15 bin öÄŸretmen daha alınacağını açıklamıştır. Türk EÄŸitim-Sen olarak;son geliÅŸmelerin ardından 30 bin öÄŸretmen alımı daha yapılmasını destekliyoruz. Ancak bu sayıyı yeterli bulmuyoruz. BilindiÄŸi üzere son olarak 11 bin 500 öÄŸretmen daha açığa alınmıştır. Öte yandan kapatılan okullardaki öÄŸrenci sayısı, ücretli öÄŸretmen görevlendirmeleri ve ülkemizdeki öÄŸretmen açığı hesap edildiÄŸinde öÄŸretmen alımlarının yetersizliÄŸi bir kez daha görülecektir.
Türkiye’ de ücretli öÄŸretmen sayısı 75 bin civarındadır. Ücretli öÄŸretmen alımı eÄŸitimimizi geriye götüren bir uygulamadır. Ä°ÅŸ güvencesine sahip olmayan, girdiÄŸi ders başına ücret alan, özlük hakları olmayan ücretli öÄŸretmenler bu ülkenin kanayan yarası haline gelmiÅŸtir. Üstelik iki yıllık meslek yüksekokulu ya da açık öÄŸretim mezunları bile ücretli öÄŸretmen olarak derslere girmekte ve eÄŸitimin kalitesi yerlerde sürünmektedir. Sendikamız kadrolu öÄŸretmen alımı dışındaki uygulamalara karşı çıkmaktadır. Türk milli eÄŸitimini 40 yıl geriye götüren bir uygulama olan ücretli öÄŸretmen görevlendirilmesi ivedilikle sona erdirilmelidir.
Bu minvalde sendikamızın talebi; Åžubat ayındaki atamalara ilaveten, 2016 yılının sonuna kadar 50 bin öÄŸretmen alımı daha yapılmasıdır.Ayrıca2017yılında da 100 bin öÄŸretmen alımı gerçekleÅŸtirilmelidir.Ancak bir kez daha yineliyoruz; öÄŸretmen atamalarında mülakat hiçbir ÅŸekilde yapılmamalı, tüm öÄŸretmenler KPSS puan üstünlüÄŸüne göre ve kadrolu olarak atanmalıdır.
Öte yandan Hükümet açığa alınan ancak, KHK da ismi çıkmayan öÄŸretmenleri hızla göreve iade etmeli, ihraç edilenleri hızla yeniden deÄŸerlendirmelidir.
KHK'da ismi olmayan 15 bin öÄŸretmen hemen göreve iade edilmeli, illa soruÅŸturma inceleme yapılacaksa görevde yapılmalıdır. ÖÄŸretmensiz olmaz.
Ä°hraç edilen tüm memurlar ve öÄŸretmenler itirazları doÄŸrultusunda ciddi bir soruÅŸturmaya tabi tutulmalı, tüm ihraç kriterleri bir daha gözden geçirilmelidir.
KAMUDA AÇIÄžA ALMALAR SAÄžLAM BÄ°R SORUÅžTURMAYA DAYANMALIDIR; ART NÄ°YETLÄ° KİŞİLERÄ°N YAKLAÅžIMLARINA KARÅžI DEVLETÄ°MÄ°Z UYANIK OLMALIDIR.
15 Temmuz’da yaÅŸanan hain darbe giriÅŸimi Türk milletinin birlik ve beraberliÄŸini hedef almıştır. Ancak milletimiz bu kalleÅŸ ve alçak saldırıya geçit vermemiÅŸ, el birliÄŸiyle bu belayı ülkemizden defetmiÅŸtir. Çok ÅŸükür ki, bu darbe giriÅŸiminde kazanan demokrasimiz ve Türk milleti olmuÅŸtur. Öncelikle 15 Temmuz demokrasi ÅŸehitlerimize de bir kez daha Allah’tan rahmet diliyoruz. Ruhları ÅŸad olsun.
Bu alçaklığın ardından kamuda Fetö’ye yönelik operasyonlar yapılmaktadır. Bu kapsamda tüm kurumlarda açığa alınan, meslekten ihraç edilen kamu çalışanlarımız olmuÅŸtur. Darbelere her daim karşı duran, demokrasi çizgisinden asla ayrılmayan ve bu nedenle demokrasiye tıpkı bayrağımız, vatanımız gibi sahip çıkan Türk EÄŸitim-Sen, darbeye ve terör örgütüne karşı devletimizin attığı adımların her zaman yanındadır.
Öte yandan meslekten ihraç edilen kamu çalışanları ve öÄŸretmenlerden çok sayıda telefon almaktayız. Sendika olarak masum insanların ve ailelerinin bu süreçten zarar görmemesi, adalet önünde kendilerini savunabilmeleri, baÅŸları dik bir ÅŸekilde dolaÅŸabilmelerini çok önemsiyoruz. Zira bu bir onur, gurur meselesidir. Açığa almalarda akabinde meslekten ihraçlarda siyasi, ideolojik ve sendikal tercihlerin etkisi olmadığı görülmektedir. Ancak ne yazık ki bu iÅŸlemler sırasında bazen hatalar yapılmakta ya da art niyetli kiÅŸilerin yanlı yaklaşımı söz konusu olabilmektedir. Hatta CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan da “Fetö’cü diye suçlananlardan bazılarının hiç alakası yok” diyerek tepkisini dile getirmiÅŸ; BaÅŸbakan da, “Åžüphesiz yanlış hesap BaÄŸdat'tan döner. Bu çalışmalar tamamlandıktan sonra dönülüp bakılacak. Yapılan yanlış varsa düzeltilecek” demiÅŸtir. Böylece haksız yere meslek ihraç edilenler için umutlu bir bekleyiÅŸ baÅŸlamıştır. Tüm bunlar göstermektedir ki, ortada haksızlıklar, hukuksuzluklar, iftiralar dolaÅŸmaktadır ve devletin üst makamları ise bu yaÅŸananlara karşı aklı selim bir tavır içindedir.
Biz de konuyla ilgili sendikamıza gelen her ÅŸikayetleri deÄŸerlendiriyoruz. Dava açmak isteyen masum üyelerimize sendikamız hukuki destek vermektedir.Türk EÄŸitim-Sen olarak herkesin iÅŸini daha titiz yapmasını, OHAL’i fırsata çevirenlere izin verilmemesini, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın bu yöndeki kaygılarının dikkate alınmasını, itiraz merkezlerine ulaÅŸan dilekçelerin titizlikle deÄŸerlendirilmesini, günahsız insanların mesleÄŸe geri döndürülmesini istiyoruz. Bu ülkenin CumhurbaÅŸkanı “At izi it izine karıştı” diyerek, tepki gösteriyorsa, kendini bilmez iÅŸgüzarların da bundan ders çıkarması gerekir.
Kamuda her türlü terör örgütü unsurlarının temizlenmesi ve hukuk marifetiyle cezalandırılmasını sonuna kadar destekleyen Türk EÄŸitim-Sen olarak bunun yanı sıra fırsattan istifade ederek, suçsuz insanları ekarte etmeye çalışanlara karşı mücadele ettiÄŸimizin bilinmesini istiyoruz. Ayrıca MEB’deki her türlü paralel yapının da tamamen temizlenmesi gerekmektedir. Åžayet bu gerçekleÅŸmez, tüm atamalar yandaÅŸlığa göre yapılmaya devam ederse, MEB’deki paralel yapı tıpkı Fetö gibi devletin başına bela olacaktır.
YARGI KARARLARI UYGULANMALI, ATAMA VE GÖREVLENDÄ°RMELER HAK VE ADALET ÖLÇÜSÜNDE, LÄ°YAKAT GÖZETÄ°LEREK YAPILMALIDIR.
Ä°L/Ä°LÇE EMRÄ° MUTLAKA UYGULANMALIDIR.
Öte yandan;
-BilindiÄŸi gibi Milli EÄŸitim Bakanlığı’nda yargı kararlarının uygulanmaması adet haline getirilmiÅŸtir. BaÅŸta yönetici atamaları ve ÅŸube müdürlüÄŸü atamaları olmak üzere birçok yargı kararı görmezden gelinerek, iÅŸ ve iÅŸlemler Bakanlık yetkililerinin tayin ettiÄŸi ÅŸekilde gerçekleÅŸtirilmektedir. Oysa hukuka inanan, erdem sahibi herkes yargıya saygılı olmalı, tıpkı müdür yardımcılığı ve müdür baÅŸyardımcılığı sınavında sadece yazılı sınav puanlarının dikkate alınması gerektiÄŸine dair yargı kararına uyulduÄŸu gibi MEB tüm yargı kararlarına saygılı olmalıdır. Yönetici atama mevzuatı deÄŸiÅŸtirilmeli, torpil, adam kayırma, yandaÅŸlığın kamu hayatında yeri olmamalıdır. Birlik ve beraberlik vurgusunun yapıldığı, birleÅŸtirici unsurlara ağırlık verildiÄŸi bugünlerde liyakate, bilgiye, ehil olmaya önem verilmesi, yargı kararlarının uygulanması ülkeyi yönetenlerin samimiyetini de ortaya koyacaktır. Ä°nsanların sırf makam, mevki için çıkarları doÄŸrultusunda hareket ederek, sendikal tercihlerini belirlemesi, bu konuda kamu çalışanlarına baskı yapılması, bazı sendikaların gücü arkasına alarak, ÅŸantajla, tehditle üye kaydetmesi artık sona ermelidir. Atamalarda, görevlendirmelerde yandaÅŸlığa, sendikal tercihlere deÄŸil; bilgiye, liyakate önem verilmelidir.
-Milli EÄŸitim Bakanlığı illerarası özür grubu tayinlerini gerçekleÅŸtirdi. Böylece 6500’e yakın öÄŸretmenin maÄŸduriyete giderildi. Hatırlanacağı üzere il-ilçe emrinin getirilmesi için Bakanlığa yazılı baÅŸvurumuz olmuÅŸ, Bakanlık yetkilileri ile görüÅŸler yapmış, konuyu sürekli gündemde tutmuÅŸtuk. Bu noktada illerarası özür grubu maÄŸdurlarına duyarlı yaklaÅŸan, onların sesine kulak veren, talebimizi yerine getiren Milli EÄŸitim Bakanlığı’nı tebrik ediyoruz. Ancak bu karar ilçe emri yönüyle eksiktir. Bakanlık ilçe emrini uygulamadığı için yine öÄŸretmenlerimizin bir bölümünün aile bütünlüÄŸü saÄŸlanamadı, öÄŸretmenler evlat hasreti çekmeye mahkûm edildi. SaÄŸlık ve aile bütünlüÄŸünün korunması, Anayasa’da yer bulurken, ailenin kutsallığına, korunmasına sık sık vurgu yapılırken, aileleri paramparça edecek her tür uygulama eÄŸitim çalışanlarını yaralamaktadır. Aynı ilin farklı ilçelerinde, aralarında her gün gidip gelemeyecekleri mesafe varken,hatta bazı ilçeler arasındaki mesafe 150-200 kilometre iken, öÄŸretmenler nasıl saÄŸlıklı bir ÅŸekilde eÄŸitim-öÄŸretim verecektir? Aklı fikri evladında olan bir öÄŸretmen iÅŸine nasıl odaklanacaktır? Dolayısıyla Türk EÄŸitim-Sen olarak MEB’in ilçe emrini de getirmesini istiyoruz. Ä°lçe emri getirilmediÄŸi müddetçe Bakanlık eksik bir uygulama yapmış olacaktır.
-Diplomaya baÄŸlı alan deÄŸiÅŸikliÄŸi mevzuatta yer almasına raÄŸmen ne yazık ki uygulanmamıştır.Oysa diplomasında yazan alana geçerek daha verimli çalışacağına, daha kaliteli hizmet üreteceÄŸine, öÄŸrencilerine daha faydalı olacağına inanan ve bu nedenle alan deÄŸiÅŸikliÄŸi talebinde bulunan çok sayıda öÄŸretmenimiz mevcuttur. Zira alan deÄŸiÅŸikliÄŸi birçok branÅŸta öÄŸretmen açığını da karşılayabilecektir. Durum böyle olunca MEB’in diplomaya baÄŸlı alan deÄŸiÅŸikliÄŸi yapmama konusundaki kararını bir kez daha gözden geçirmesini istiyoruz.
-ÖÄŸretmen, memur, hizmetli, daktilograf, teknisyen v.b. tüm eÄŸitim çalışanları ekonomik yönden sıkıntı içerisindedir. Tıpkı diÄŸer kamu çalışanlarımız gibi düÅŸük zam oranlarına mahkum edilen eÄŸitim çalışanlarımız MEB tarafından desteklenmelidir. ÖÄŸretmenlerin ek ders ücretleri artırılmalı, eÄŸitim-öÄŸretim yılı başında verilen EÄŸitim-ÖÄŸretime Hazırlık ÖdeneÄŸi brüt bir maaÅŸ tutarında tüm eÄŸitim çalışanlarına verilmeli, yardımcı hizmetler sınıfının görev tanımları yapılmalı, bu insanlar angarya iÅŸler yapmaya mecbur bırakılmamalı, öÄŸretmenlerin ek göstergeleri 3600’e yükseltilmeli, tüm kamu görevlilerinin ek göstergeleri 800 puan artırılmalı ve yardımcı hizmetler sınıfına ek gösterge verilmelidir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.