23 MAYIS’TA MEMURLAR İŞ BIRAKIYOR Türkiye Kamu-Sen, yıllardır diyalog, hoÅŸgörü, yönetiÅŸim anlayışıyla kamu görevlilerinin hak ve menfaatlerinin ilerletilmesi için mücadele yürütmektedir" />
TÜRKİYE KAMU-SEN
TÜRKİYE KAMU-SEN
TÜRKİYE KAMU-SEN
Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu
  • Anasayfa
  • Kurumsal
    • Türkiye Kamu-Sen
    • Yönetim Kurulumuz
    • İl Temsilcilerimiz
  • Haberler
    • Kamu-Sen
    • Ar-Ge
    • Kazanımlarımız
    • Genel Haberler
    • Sendikalardan
    • KVKK
  • Mevzuat
    • Kanunlar
    • Sendikal Mevzuat
    • Uluslararası SözleÅŸmeler
    • Yönetmelikler
    • Tüzük
  • ArÅŸiv
  • Sendikalarımız
    • Türk EÄŸitim Sen
    • Türk SaÄŸlık Sen
    • Türk Büro Sen
    • Türk Haber-Sen
    • Türk Yerel Hizmet Sen
    • Türk Kültür Sanat Sen
    • Türk İmar Sen
    • Türk. Tarım Orman Sen
    • Türk Ulaşım Sen
    • Türk Enerji Sen
    • Türk Diyanet-Vakıf Sen
  • Kamu-Sen TV
  • KVKK
  • İletiÅŸim
İlkeli, Kararlı ve Cesur Sendikacılığın Tek Adresi
23 MAYIS’TA MEMURLAR İŞ BIRAKIYOR
  1. Arşiv 16-05-2012 1304 TKS Basın Bürosu
23 MAYIS’TA MEMURLAR İŞ BIRAKIYOR
PaylaÅŸ twittle

Türkiye Kamu-Sen, yıllardır diyalog, hoÅŸgörü, yönetiÅŸim anlayışıyla kamu görevlilerinin hak ve menfaatlerinin ilerletilmesi için mücadele yürütmektedir

Türkiye Kamu-Sen, yıllardır diyalog, hoÅŸgörü, yönetiÅŸim anlayışıyla kamu görevlilerinin hak ve menfaatlerinin ilerletilmesi için mücadele yürütmektedir. Elbette bu mücadelenin öncelikli hedefi kamu görevlilerinin toplu sözleÅŸme, grev ve siyaset haklarını da içeren çaÄŸdaÅŸ, ILO standartlarında sendikal haklardır.

 

Bu mücadelede toplumumuzun hassasiyetlerini gözeterek, gerginliklerden mümkün olduÄŸunca kaçınarak, milli ve manevi deÄŸerlerimizi ön planda tutarak, “önce ülkem” diyerek yer aldık. Ancak, bu iyi niyetimize karşılık olarak memurlarımız aleyhine yürütülen kampanyalara, memurlarımızın kazanılmış haklarının ellerinden alınma gayretlerine maruz kaldık.

 

İş bilmez iktidarın baÅŸarısızlıkları, kötü niyetli yöneticilerin beceriksizlikleri yıllarca sırtımıza yüklendi. Özellikle ülkemizde kamu hizmetlerini sevk ve idare etmekle sorumlu olan hükümet üyeleri, sürekli memurlarımızın iÅŸe yaramaz, vasıfsız, yan gelip yatan, hizmetin gereklerini yerine getirmeyen kimseler olduÄŸunu ifade ederek, memurlara hakaret ettiler.

 

Kamu hizmetini düzenlemekle ve yürütmekle görevli olan bakanlar, basiretsiz ve beceriksiz yönetim anlayışlarını, liyakatsiz, yandaÅŸ yöneticilerle desteklemek isteyince ortaya çıkan aksaklıkların sorumluluÄŸu, fedakâr Türk memurunun omuzlarına yüklendi.

 

Oysa bizler, vatandaÅŸlarımızın doÄŸduÄŸu andan baÅŸlayarak, hayatının her anında, her alanında hizmet üretmekteyiz. Hastadan bulaÅŸan virüs nedeniyle can veren doktor; kilometrelerce ötedeki köye ders vermeye giderken soÄŸuktan donan öÄŸretmen; haciz ihbarnamesini borçluya tebliÄŸ ettiÄŸi için katledilen postacı; yangın söndürürken hayatını kaybeden itfaiyeci, ormancı; asayiÅŸi saÄŸlarken ÅŸehit edilen polis, zabıta; raylara döÅŸenen bombanın patlamasıyla ÅŸehit düÅŸen makinist de biziz. Ancak yöneticiler tarafından her fırsatta hizmet üretmemekle, yan gelip yatmakla suçlanan da biziz.

 

2002-2012 yılları arasında ülke ekonomisi ortalama yıllık %6,8 oranında büyürken, kamu görevlilerine büyümeden pay verilmemiÅŸ, “büyümeye ne katkınız var ki!” denmiÅŸtir. Ekonomik kriz dönemleri, çalışanlarımızın haklarının budanması için bir fırsat olarak görülmüÅŸ, bu dönelerde çalışanlarımız iÅŸsizlikle tehdit edilerek sesleri kısılmıştır.   

 

Daha bir ay kadar önce yatırım paketi adı altında sanayici ve iÅŸ adamlarına 2 milyar TL’lik bir kaynak yaratılırken, memurlarımız ve memur emeklilerimiz tam 5 aydır zam alamadan yaÅŸamak zorunda kalmışlardır.

 

Sürekli olarak ithalata dayalı arz yaratan bir ekonomik sistemde, talep tarafı yok sayılmak yoluyla sistem çarkları döndürülmeye çalışılmakta, bu da ülkemizin borçlarının katlanarak artmasına neden olmaktadır. Bu sistem istihdamı arttırmamakta, yatırımları arttırmamakta, ücretleri arttırmamakta; ama bir kesimin parasına para katmakta, iÅŸsizlik, yoksulluk ve adaletsizliÄŸi arttırmaktadır.

 

Bütçe de milli gelir de milletin ortak kaynağıdır. 75 milyonun ortak kaynağından; milletin %99’u için ayrılan pay, milletin geri kalan %1’lik ayrıcalıklı kesimi için ayrılan pay kadar bile olamamıştır. Milli gelir içinde personele ayrılan ödenek oranı 2002 yılında %6,6 iken; 2011 yılında %5,6’ya gerilemiÅŸ; bu da kamu görevlilerimize ödenmesi gereken yıllık 7,72 milyar dolar tutarındaki kaynağın, memur ve emeklilerimizin cebinden alınıp, parasına para katan ayrıcalıklı kesime aktarılmasına neden olmuÅŸtur.

 

Son 10 yıl içinde toplamda reel anlamda %68 büyüyen bir ülkede, çalışanların pastadan aldığı pay azalıyorsa, burada bir tutarsızlık ve adaletsizlik var demektir.

 

Görülüyor ki; ekonomi büyürken de krize girdiÄŸinde de hedef tahtasına oturtulan yine memurlar olmuÅŸtur. Ancak sorunumuz yalnızca ekonomik deÄŸildir. Bizim anlayışımızda ahlaki deÄŸerler, her ÅŸeyden önce gelmektedir. Bize göre bir resmi yetkili, bir konuda söz veriyorsa; artık verdiÄŸi sözü yerine getirmek o kurumun boynunun borcudur. Kamu görevlileri olarak, 2012 yılına dek yürütülen toplu sözleÅŸmelerde, yetkililerce verilen sözlerin ve imza altına alınan konuların boÅŸta kaldığını gördük. Bu durum bizlerin, kamu mercilerine karşı güvenini sarsarken; yetkililerin de memurlarımıza karşı olumsuz bir tavır sergilediklerinin ispatı olmuÅŸtur.

 

Verilen sözlerin tutulmaması bir tarafa, bu süreçte hükümetin imza altına alarak yerine getirmeyi taahhüt ettiÄŸi, yasal yönden de zorunlu olarak yapması gereken düzenlemeleri dahi gerçekleÅŸtirmeyerek, güvenilirliÄŸine bir gölge daha düÅŸürmüÅŸtür.

 

Yetkililerin üzerine düÅŸen sorumlulukları yerine getirmemesi nedeniyle kamu görevlilerinin sorunları çözümsüz kalmış; sözleÅŸmeli statü, taÅŸeronlaÅŸma, özelleÅŸtirme gibi yanlış politikalar nedeniyle de yeni maÄŸduriyetler ortaya çıkmıştır. Diyalog, müzakere ve anlaÅŸma, karşılıklı güven esasları çerçevesinde yürütülen kavramlardır. Bu yapılanlar karşısında memurlarımızın siyasetçilere güveni de kalmamıştır.

 

Bu süreçte memurlarımız dışlanmış, terk edilmiÅŸ ve aldatılmıştır. DiyaloÄŸa direnen, müzakereye kapalı, verdiÄŸi sözü yerine getirmeyen bir iktidarla neyin konuÅŸulacağını, hangi konuların karara baÄŸlanacağını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

 

Toplu sözleÅŸme ve grev hakkı, kamu görevlilerinin uluslar arası sözleÅŸmelerden doÄŸan Anayasal hakkıdır. Ancak yıllar süren mücadelemiz sonucunda yapılan düzenlemede grev hakkı görmezden gelinmiÅŸ, toplu görüÅŸmenin bile gerisinde bir sistem getirilmiÅŸtir. Bu yolla, toplu sözleÅŸme sistemi sulandırılmış, sürüncemede bırakılmış ve gücümüz, sarı sendikalarla kırılmak istenmiÅŸtir.

 

2012 yılının Nisan ayı itibarı ile yıllık enflasyon %11,14 olarak tespit edilmiÅŸtir. 2012 Ocak-Nisan arasında ise fiyatlar genel düzeyinde %3,09’luk bir artış olmuÅŸtur. Nisan ayı başında yapılanlarla birlikte son bir yıl içinde doÄŸalgaza %33; elektriÄŸe %22; benzine %23; mazota %24 zam gelmiÅŸ, bu ÅŸartlarda ne kamu görevlilerimizin ne de emeklilerimizin insan onuruna yaraşır bir hayat sürme ÅŸansı kalmamıştır.  

 

Ancak, hükümetin taraflı tutumuyla oluÅŸturulan toplu sözleÅŸme masasında kamu görevlilerimiz, emeklilerimiz, dul ve yetimlerimiz için sunulan maaÅŸ artış teklifi, %3+%3; yıllık toplam %6 olmuÅŸtur. Dolayısıyla bu teklif, dört aylık enflasyon artışını dahi karşılamaktan uzaktır.

 

Bir taraftan Türkiye’nin ekonomisi en hızlı büyüyen ülke olmasıyla övünen yetkililerin, diÄŸer taraftan memurlarına ve emeklilerine 4 aylık enflasyonun dahi altında bir maaÅŸ artış teklifi sunması anlaşılır ve kabul edilebilir deÄŸildir.

 

Tam 5 aydır hiç zam alamayan kamu görevlilerimiz, 666 sayılı KHK ile ek ödemelerde yaratılan adaletsizliklerin çözülmesini, bir saatlik fazla çalışma karşılığında ödenen brüt 1,35 TL’nin, hiç olmazsa çalışanın bir saatlik gerçek ücreti tutarına çıkarılmasını, 4/C’li çalışanlarımızın insan haklarına aykırı uygulamalarla çalışmaya mahkum edilmesinden vazgeçilmesini, maÄŸdur edilen, unutulan 4/B’li ve diÄŸer sözleÅŸmeli çalışanlarımızın kadroya geçirilmesini, iÅŸyerlerinde yaÅŸadıkları sorunların çözülmesini beklerken; aylarca çalışıp, günlerce müzakere ettiÄŸimiz taleplerimizin neredeyse hiçbirinin dikkate alınmadığını görünce büyük bir hayal kırıklığı yaÅŸamışlardır.

 

Kamu görevlilerimizin acil çözüm bekleyen yüzlerce sorunu varken, Kamu İşveren tarafının dalga geçercesine, bazı kamu görevlilerimize yoÄŸurt, süt gibi gıda maddesi yardımı yapılması önerisi, toplu sözleÅŸme görüÅŸmelerinin “cacık”a çevrilmesi giriÅŸimlerini de bütün açıklığıyla gözler önüne sermiÅŸtir.    

 

Türkiye Kamu-Sen olarak yıllarca kamu görevlilerinin sorunlarını anlatmaya, makul taleplerini hükümete iletmeye çalıştık; ancak hükümet adeta sorunları çözmemek için bizlerle mücadele etti.

 

Türk memuru horlandı; itibarı zedelendi, aldatıldı; ama hizmet üretmeye devam etti. Bizler 75 milyon vatandaşımızdan ayrı olmaksızın, aynı geminin yolcularıyız. GidiÅŸatın olumlu olmadığı gün gibi aÅŸikârdır.

 

Bu gidiÅŸe “dur!” demek hepimizin boynu borcu, vatandaÅŸ olmamızın bir gereÄŸidir. Bizler bugüne kadar diyaloÄŸun her yolunu denedik, hoÅŸ görünün her türlüsünü gösterdik, sabrımızı sonuna kadar zorladık. Ama yaptığımız her iyi niyetli giriÅŸimde, adres olarak sokaklar gösterildi. Artık bıçak kemiÄŸe dayanmıştır.

 

Söz bitmiÅŸ, hoÅŸ görümüz karşılıksız kalmış, diyalog mekanizması tahrip edilmiÅŸtir. Son çare eylemdir. Hakkımızı almak, iktidarı uyarmak, Türkiye’nin demokrasi ile yönetildiÄŸini; demokrasinin temelinde tüm kesimlerin haklarının korunması geldiÄŸini hatırlatmak için;

 

Ülkemizin kaynaklarının adil bir ÅŸekilde paylaÅŸtırılması için;

 

Yalnızca memurların deÄŸil, iÅŸsiz, iÅŸçi, esnaf, çiftçi, emekli, dul ve yetimlerin de seslerine kulak verilmesi için 23 Mayıs’ta iÅŸ bırakıyoruz.

 

Son çare olarak, 23 Mayıs 2012 ÇarÅŸamba günü hizmet üretmeyerek, memurlarımızın ve emeklilerimizin bütün ümitlerini baÄŸlı toplu sözleÅŸme görüÅŸmeleriyle adeta alay edercesine, memurlara süt, yoÄŸurt verilmesini önerenlere bir cevap verme gereÄŸi hasıl olmuÅŸtur.

 

Bu cevap, Türk memurunun kim olduÄŸunu ve ne denli önemli görevler yürüttüÄŸünü, bizlerle adeta dalga geçenlere, bizleri yok sayanlara anlatacaktır. Bu nedenle bütün sivil toplum örgütlerine 23 Mayıs’ta “Bir günlük iÅŸ bırakma” eylemimize destek verme çaÄŸrısı yapıyoruz. KESK yetkilileri ile yaptığımız görüÅŸmeden olumlu sonuçla  ve mutabakatla ayrıldık. 23 Mayıs günü Türkiye Kamu-Sen ve KESK’e baÄŸlı sendikalara üye memurlar, birlikte iÅŸ bıraka eylemi yapacaklar. Ayrıca BirleÅŸik Kamu-İş de aynı gün kendisine baÄŸlı üyelerle iÅŸ bırakma eylemine katılacak.

 

Konfederasyon BaÅŸkanımız Sayın İsmail Koncuk 14 Mayıs günü Memur-Sen Genel Merkezi’ne bir ziyaret gerçekleÅŸtirerek, Memur-Sen Genel BaÅŸkanı Ahmet GündoÄŸdu’ya iÅŸ bırakma eylemini birlikte yapmayı, güçlerimizi birleÅŸtirerek kamu görevlilerimizin haklarının alınması konusunda hedef birliÄŸi yapmayı önerdi.

 

Bu eylem, toplu sözleÅŸme görüÅŸmelerine en çok üyeye sahip konfederasyon sıfatıyla oturan Memur-Sen için bir fırsat olarak görülebilir. Çünkü bizlerin meydanlarda kamu görevlilerimiz adına vereceÄŸi mücadele masada, ellerinin güçlenmesini saÄŸlayacak. Ancak ÅŸu ana kadar Memur-Sen tarafından herhangi bir cevap gelmedi.

 

Bizler, yine de toplu sözleÅŸme masasına ve diyaloÄŸa verdiÄŸimiz öneme binaen, 21 Mayıs’a kadar, bu masadan kamu görevlilerimizi, emeklilerimizi, dul ve yetimlerimizi ve aileleri ile birlikte 20 milyon vatandaşımızı mutlu edecek bir geliÅŸme bekleyeceÄŸiz. Kamu görevlilerinin yüzlerini güldürecek bir revize teklif gelmesi durumunda, biz de eylem kararımızdan vazgeçebiliriz.

 

Bilinmelidir ki; eylemimiz asla devletimize ve bizlerden hizmet alan vatandaÅŸlarımıza karşı olmayacaktır. Bizler yıllardır Türk memurunu yok sayan, sorunlarımıza çare üretmeyen, önümüzü tıkayan ve bizlere baÅŸka çıkar yol bırakmayanlara karşı demokratik hakkımızı kullanacağız.

 

Yıllardır vatandaÅŸlarımız için görevde olan memurlarımız, bu kez vatandaÅŸlarımız için, “grevde” olacaktır. 23 Mayıs ÇarÅŸamba günü Türk memuru ülke genelinde hayatı durduracaktır. 23 Mayıs’da Türk memuru, insanca bir yaÅŸam için, adil bir yönetim için, toplu sözleÅŸme ve grev hakkı için demokratik hakkını kullanacaktır.

 

O gün trenler çalışmayacak, otobüsler iÅŸlemeyecek, öÄŸretmenler ders vermeyecek, uçaklar havalanmayacak,  otoyol giÅŸeleri hizmet vermeyecek, vergi toplanmayacak; kısacası kamuda hizmet üretilmeyecektir. 23 Mayıs günü tüm vatandaÅŸlarımızdan çocuklarını okula göndermeyerek, acil durumlar dışında hastanelere gitmeyerek, zorunlu olmadıkça kamu kurumlarından hizmet talep etmeyerek bizlere anlayış göstermelerini bekliyoruz.

 

YaÅŸanacak aksaklıkların sorumlusu, sesimizi duymayan, sorunlarımızı görmezden gelen, enflasyonun altında tekliflerle memurlarımıza sefaleti lâyık gören ve bizlere baÅŸka çıkar yol bırakmayanlardır.

 

Geri
İleri
  • 1

Önceki Haber / Sonraki Haber
Genel BaÅŸkandan
Misafihanelerimiz
Kamu-Sen TV
Kampanyalar

Genel Haberler

AİLE YILINDA MEMUR AİLELERİNİN YÜZÜNÜ BAYRAM İKRAMİYESİ İLE GÜLDÜRÜN! AİLE YILINDA MEMUR AİLELERİNİN YÜZÜNÜ BAYRAM İKRAMİYESİ İLE GÜLDÜRÃ
12.03.2025
1356
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN
07.03.2025
328
ENFLASYON RAKAMLARI MEMUR VE EMEKLİ İÇİN EK ÖNLEM ALINMASINI ZORUNLU KILIYOR ENFLASYON RAKAMLARI MEMUR VE EMEKLİ İÇİN EK ÖNLEM ALINMASINI ZORUNLU KILIYO
03.03.2025
1352
HOCALI KATLİAMI; UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ! HOCALI KATLİAMI; UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ!
26.02.2025
400
  • Kamu-Sen
  • Ar-Ge
  • Kazanımlarımız
  • Genel Haberler
  • Sendikalardan
  • KVKK

TÜRKİYE KAMU-SEN © 2025 Tüm Hakkı Saklıdır. Sitemizde bulunan içerikler kaynak belirtilmek suretiyle baÅŸka sitelerde yayınlanabilir.

Adres: Erzurum Mahallesi Talatpaşa Bulvarı No : 160 Kat:7 Çankaya-ANKARA
haber@kamusen.org.tr | Tel : +90 312 424 22 00