Türkiye Kamu-Sen’in teÅŸkilatları ve üyeleri ile buluÅŸtuÄŸu istiÅŸare toplantıları büyük bir coÅŸku ve heyecanla devam ediyor
Türkiye Kamu-Sen’in teÅŸkilatları ve üyeleri ile buluÅŸtuÄŸu istiÅŸare toplantıları büyük bir coÅŸku ve heyecanla devam ediyor.
Ä°stiÅŸare toplantılarımız çerçevesinde Adana ve KahramanmaraÅŸ illerimizi ziyaret eden Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk ile birlikte, Türkiye Kamu-Sen Genel Mali Sekreteri ve Türk Yerel Hizmet-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°lhan Koyuncu, Türkiye Kamu-Sen Genel Mevzuat Sekreteri ve Türk Enerji-Sen Genel BaÅŸkanı Mehmet Özer, Türkiye Kamu-Sen Genel Basın Sekreteri ve Türk Haber-Sen Genel BaÅŸkanı Sedat Yılmaz, Türkiye Kamu-Sen Genel Dış Ä°liÅŸkiler Sekreteri ve Türk Tarım Orman-Sen Genel BaÅŸkanı Ahmet Demirci ve Türk Kültür Sanat-Sen Genel BaÅŸkanı Hasan Hüseyin Yılmaz kamu çalışanları ve üyelerimiz ile bir araya geldi.
KONCUK: TERÖRLE MÜZAKERE DEĞİL, MÜCADELE EDÄ°LÄ°R
CoÅŸku ve heyecanın hakim olduÄŸu Adana ve KahramanmaraÅŸ istiÅŸare toplantılarımızda, Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, ülke gündemi ve çalışma hayatına dair önemli deÄŸerlendirmelerde bulunurken, sözlerinin başında, Ä°stanbul’da yaÅŸanan hain terör saldırısını lanetledi. Koncuk, “Önceki gün yine yüreklerimiz yandı. Ä°stanbul’da kahpece patlatılan bomba sonucu toplam 42 insanımız ÅŸehit oldu, yaralılarımız var. Åžehitlerimize yüce Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil ÅŸifalar diliyorum. Türkiye Kamu-Sen olarak terörle müzakere yapılamayacağını her zaman ifade ettik. “Terörle ancak mücadele edilebilir” dedik. “Son teröristin kökü kazınana kadar terörle mücadele edilir” dedik. Biz bunu çözümden, Habur’dan bu yana söyledik. Allah’a ÅŸükür bugün o hatalardan dönüldü ve kararlı bir mücadele yapılıyor. Dün akil adamlar rezaletini maalesef hep birlikte yaÅŸamıştık. Bu kararlılık inÅŸallah sonu kadar devam eder. Türkiye Kamu-Sen olarak terörle mücadeleyi amasız, ÅŸeksiz, ÅŸüphesiz destekliyoruz. Devletin atacağı her türlü olumlu adımın yanındayız. Ancak, yeniden masaya oturmak, kol kola girmek söz konusu olursa tepkimizi koyacağımızdan da hiç kimsenin elbette ÅŸüphesi olmamalıdır. Tekrar ÅŸehitlerimize yüce Allah’tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza acil ÅŸifalar diliyorum.
KONCUK: KAMU ÇALIÅžANLARI SENDÄ°KAL TERCÄ°HLERÄ°NÄ° YENÄ°DEN GÖZDEN GEÇÄ°RMELÄ°DÄ°R
Siyasi iktidarın kamu çalışanlarının en büyük kazanımı olan iÅŸ güvencesini ellerinden almayı istediÄŸini belirten Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, “Atatürk'ün Amasya'da söylediÄŸi gibi, " Milletin geleceÄŸini yine milletin azmi ve kararlığı kurtaracaktır" sözünden hareketle bende diyorum ki, "Kamu çalışanlarının geleceÄŸini yine kamu çalışanlarının azim ve kararlılığı kurtaracaktır" baÅŸka bir yolu yoktur. Kendimiz için deÄŸil evlatlarımızın, torunlarımızın geleceÄŸi için kamuda yeni düzenin kurulmasına, devletin yapısının kökten deÄŸiÅŸtirilmesine izin vermeyeceÄŸiz” dedi. Koncuk, “Türkiye’nin her bölgesi ve ilinde arkadaÅŸlarımızla teÅŸkilatımızla üyelerimizle bir araya geliyoruz. Biz meydanlarda, alanlarda olacağız, olmalıyız. Ayak basmadığımız yer, nefesimizin, kelimelerimizin ulaÅŸmadığı yer kalmamalı. Her zaman ifade ediyorum dava adamı iddia adamıdır, davası olmayan iddia adamı olamaz. Türkiye Kamu-Sen ahlakı, ÅŸerefi temsil ediyor. Bizim muhataplarımızın neyi temsil ettiÄŸini Türkiye’de bilmeyen bir tek kamu çalışanı olduÄŸunu sanmıyorum. Sendikal tercihlerimizin ne olması gerektiÄŸi dünden daha önemli hale geldi.
Zamanında benim memleketim olan Adana'da yetkiyi alan yandaÅŸ sendikanın Genel BaÅŸkanı bir twit atıp, "Adana'yı devirdik" yazmıştı. Bende buna cevaben, "Yunan'da zamanında Ä°zmir'e çıkmış ve çok seviniÅŸti ama akıbetleri Ege denizine dökülmek oldu" demiÅŸtim. Adana'nın yiÄŸit insanlarının böyle yandaÅŸ ve ahlaki deÄŸerleri bulunmayanlarla yan yana olmasını ben hazmedemiyorum. Bu yiÄŸitler diyarı, böyle bir yapının yetkili olması hemÅŸerilerimin hazmedemeyeceÄŸi bir durumdur.
Sıkıntılı günler yaşıyoruz, sendikacılık önemli bir faaliyet ve dünden daha önemli bir faaliyet haline geldi. 15 yıl önceki hükumetlerin ve BaÅŸbakanların gündeminde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununu kaldırmak yoktu. Memurluk kavramını ortadan kaldırıp iÅŸ güvencesiz bir model ortaya koymak daha önceki siyasi iktidarların gündeminde olmadı. 2003 yılından beri o dönemin BaÅŸbakanı olan ÅŸu anki CumhurbaÅŸkanının gündeminde bu var. Ä°ÅŸçi ve memur kavramının tek çatı altında toplanması gerektiÄŸini o günden bugüne hep ifade etti. Burada artık kamuda yaÅŸananlar bütün kamu çalışanlarını kendine getirecek bir özellik arz ediyor. Bir refleks halinde kamu çalışanlarının kendileri ve haklarını korumak mecburiyetleri var. Bu saÄŸlam bir sendikal mücadele ile olur. Siz sendika hakkını bunların arzularını yapmak isteyen ve dümen suyunda olan bir sendikaya verirseniz elbirliÄŸi ile cumhuriyet tarihi boyunca elde ettiÄŸimi kazanımları tek tek kaybedersiniz. Türkiye Kamu-Sen’i istisna tuttuÄŸunuzda kamudaki yeniden yapılanmaya itiraz edebilecek kimse var mı?
Ä°ÅŸ güvencesi diyorum, iÅŸ güvencesi nedir? Ayrıca bir iÅŸ güvencesi diye hakkımız olduÄŸu düÅŸünmüyorum yanlış kullanılan bir ifade var burada. Devlet memurlarının iÅŸ güvencesi diye bir ÅŸey yok, kim bunu diyorsa yalan söylüyor. Kamu çalışanlarının diÄŸer vatandaÅŸlarımız kadar yargı hakkı var. Kıdem tazminatı verilip bir iÅŸçi gibi kapı önüne konulamamasının sebebi var. Devletin bir yapılanması var, bu devletin ali menfaatlerini korumak adına yapılan bir düzenlemedir. Esas iÅŸ güvencemiz yargı hakkımızdan kaynaklanmaktadır. Devletin menfaatlerini koruyabilmek, rahat hizmet üretmesi baskıya maruz kalmaması açısından yapılan bir düzenlemedir 657 sayılı kanun.
Ä°ktidar istiyor ki, “Ä°stediÄŸim adamı kulağından tutup kıdem tazminatını verip kapının önüne koyayım” böyle bir ÅŸey yok. Bu bir sistem ve rejim deÄŸiÅŸikliÄŸidir. Türkiye Kamu-Sen olarak kamuda bir sistem deÄŸiÅŸikliÄŸini doÄŸru bulmuyoruz ve bunun için her türlü mücadeleyi yapmaya hazırız. Bunu yapamadılar, yapmak için anayasanın 128. maddesinin deÄŸiÅŸtirilmesi lazım. Åžu an bu güce sahip deÄŸiller, gerek MHP, gerek CHP’nin de bu maddenin deÄŸiÅŸmesine olumlu bakacaklarını sanmıyorum. Geçenlerde Çalışma Bakanının açıklaması vardı, “Referandumdan sonra kamu çalışanlarının durumlarını yeniden deÄŸerlendirebiliriz” gibi bir cümle sarf etti. Bu tehdit, tolere edilmiÅŸ bir tehdit deÄŸil. Ne yapacağız? Çaresi ne? Sendikal tercihleri gözden geçireceÄŸiz. Müdürümüz, amirimiz istedi diye sendikal tercihler ortaya koymayacağız. Makam için, mevki için sendikal tercihler koymayacağız ortaya. Günübirlik ÅŸeylerle sendikal tercihler koymayacağız ortaya. Yoksa inanın kaybederiz. Bizleri hercümerç etmeye hazır bir siyasi iktidar var. Atatürk'ün Amasya'da söylediÄŸi gibi, " Milletin geleceÄŸini yine milletin azmi ve kararlığı kurtaracaktır" sözünden hareketle bende diyorum ki, "Kamu çalışanlarının geleceÄŸini yine kamu çalışanlarının azim ve kararlılığı kurtaracaktır" baÅŸka bir yolu yoktur. Kimse beyaz atlı prens beklemesin. Kendimiz için deÄŸil evlatlarımızın, torunlarımızın geleceÄŸi için kamuda yeni düzenin kurulmasına, devletin yapısının kökten deÄŸiÅŸtirilmesine izin vermeyeceÄŸiz.
Devlet memuru çalışmıyor diyorlar. Bursa’da bir Çalıştay yapıldı, orada sayın Bakan 657’yi öyle bir anlattı ki, bende sayın Bakan’a “Öyle bir anlattınız ki, sanki 15 Temmuz alçak darbesinin suçlusu 657 sayılı DMK’dır, bir memurlar yaptı demediÄŸiniz kaldı” dedim. “Bu 15 Temmuz’un sebeplerinden bir tanesi 657’nin delinmesine göz yuman siyasilerdir” dedim. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne FETÖCÜLER sızarken, yargı FETÖCÜLERÄ°N eline geçerken neredeydi siyasi iktidar? Bunların sorumlusu 657’yi delen siyasi iktidardır, bütün darbelerin sorumluluÄŸu da siyasi iktidarlara aittir, ötesi yok. Türk Silahlı Kuvvetlerinde bir FETÖ’cünün generallik seviyesine yükselmesine ben mi izin verdim? BaÅŸsavcılık makamına gelinmesine ben mi izin verdim, memurlar mı izin verdi? 657’nin delinmesine müsaade edilmemesi gerekir. Onun için liyakat lazım, adam gibi adamları okul müdürü, hastane müdürü, il müdürü, ilçe müdürü yapacaktın. Tüm bunları yaparsan, yandaÅŸlarla deÄŸil, devleti yönetme kabiliyetinde olan Türkiye sevdalılarını bu ülkede makamlara getirirsen darbe falan olmaz” dedi.
KONCUK: BADÄ°RELERDEN, BÄ°RLÄ°K VE BERABERLÄ°KLE ÇIKABÄ°LÄ°RÄ°Z
“Sayın CumhurbaÅŸkanının bu Yenikapı ruhunu samimiyetle söylediÄŸine inanıyorum” diyen Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, “Hala umudumu kesmiyorum. Bunun samimiyetle yerine gelmesi gereken bir taahhüt olduÄŸunu inanıyorum” dedi. Koncuk, “15 Temmuz’dan sonra Yenikapı ruhu falan göremedik. Sayın CumhurbaÅŸkanının bu Yenikapı ruhunu samimiyetle söylediÄŸine inanıyorum. “Bu ülkede herkesi kucaklayacağız, ayrımcılık olmayacak” dedi. Bu samimiyete inandım fakat külliyenin duvarlarını aÅŸamadı bu söylem. OluÅŸturulan kirli yapı bu ruha izin vermiyor. FETÖ’den aÄŸzınız yanmadı mı ki hala baÅŸka guruplar, vakıflar karar veriyorlar bir ÅŸeylere. Devleti yönetecek adamların bunların tarafından seçilmesine göz mü yumacağız. Hala umudumu kesmiyorum. Bunun samimiyetle yerine gelmesi gereken bir taahhüt olduÄŸunu inanıyorum. Badirelerden, birlik beraberlikle çıkarız. Sadece nefsini düÅŸünen insanlarla hiçbir ÅŸey yapılamaz. “Yenikapı ruhu neymiÅŸ?” diyenler oldu. Elbette birlik ve beraberlik sergileyeceÄŸiz. Ben Yenikapı ruhunun CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesinin duvarlarını aÅŸabildiÄŸini görmedim. Ayrımcılığın ortadan kaldırıldığını görebileceÄŸimiz kadar örneklerini görmedik” dedi.
KONCUK: TÜRKÄ°YE SEVDALISI OLMANIN ELBETTE BÄ°R BEDELÄ° VAR
“Ben, Türkiye Kamu-Sen’li oldum görevimden alındım” diyor birileri, “Türkiye sevdalısı olmanın elbette bir bedeli var. Mesele adam gibi yaÅŸamaktır” diyen Genel BaÅŸkan Koncuk, “Bunun bedeli var bu bedeli de göze almak durumundayız” dedi. Koncuk, “Ä°ÅŸ güvencesini çözemeyenler ÅŸimdi de performans meselesini gündeme getiriyorlar. Memurların performansını ölçecekler. Sayın Bakan’a “Subjektif verilerle yapılacak olan böyle bir yöntem sonuç vermez” dedim. “Kamuda düÅŸman yaratmaktan baÅŸka bir iÅŸe yaramaz” dedim. Gelin uygulayın ama önce saÄŸlam bir yönetici atama sistemi oluÅŸturalım kamuda. Adil bir yöneticiyi bulmadan saÄŸlam bir performans deÄŸerlendirmesi yapılamaz.
Performans deyince iki türlü anlamda bir sistem var. Birincisi negatif anlamda bir performans sistemi, sonuçların belli bir cezai müeyyide ihtimalini doÄŸuran negatif bir sistem yani. DiÄŸeri ise, pozitif bir sistem ama çıkarılacak olan negatif yönü olan bir deÄŸerlendirmedir.
Kamuyu görüyorsunuz, meslekten ihraçlar, açığa almalar. Öyle insanlar var ki, FETÖ ile ilgisi, alakası olmayan insanlar ihraç ediliyor. Adana’da bir kardeÅŸimiz, öÄŸretmenlikten ihraç edildi ÅŸimdi fırıncılık yapıyor. Bunun hesabını kim verecek? Çorum’a giderken Sungurlu’da intihar eden öÄŸretmenimizin evine de taziyeye gittik. Babasına sordum, “Neden intihar etti, tamam açığa alındı ama baÅŸka bir derdi de var mıydı” dedim. Babası, “Hayır baÅŸka bir derdi yoktu, kaldıramadı, hazmedemedi” dedi. Kendi sendika yöneticileri sırtını dönmüÅŸ, dost diye selam verdikleri açığa alınınca selamı sabahı kesmiÅŸler. Elbette hayatla mücadele edeceÄŸiz. Bu hayat yüce Allah’ın bize bahÅŸettiÄŸi hayattır. Kimse rızkımızı kesemez. O kardeÅŸimizde keÅŸke mücadele edebilseydi ama olmamış. Åžimdi soruyorum bunların vebalini kim ödeyecek? O Bakanlık koltuÄŸunun öbür dünyada hiç bir kıymeti harbiyesi yok. BaÅŸbakan’da olsanız CumhurbaÅŸkanı da olsanız öbür dünyada kıymeti yok.
Vehbi koç oÄŸluna iki mektup bırakıyor, “Birini öldüÄŸümde birini ise gömüldüÄŸümde aç” diye. Ölünce açılan mektupta "Beni gömerken beyaz çoraplarımı giyerek gömün" diyor. Din adamlarına soruyorlar, din adamları “Dinimizde bu olmaz, sadece kefen olur” diyorlar. Israr ediyor ama olmuyor.Gömüldükten sonra diÄŸer mektup açılıyor, " Bak oÄŸlum o kadar malıma raÄŸmen bir çorabımı giyemedim" hiç bir makam öbür tarafta korumuyor. O nedenle yüce Allah adaletten, haktan hukuktan, ayet-i kerimede bahseder, zulümden bahseder “Her günahı affederim ama bana kul hakkı ile gelmeyin” diyor. O öÄŸretmen kardeÅŸimizin ailesinin göz yaşının vebalini ben ödemeyeceÄŸim, her yerde anlatıyorum, biz doÄŸruyu söylemeliyiz, hakkı savunuyoruz.
Hakkı tutup kaldırmak son derece önemlidir. Bunun bir bedeli var, çiÄŸnenmekte var. DoÄŸruluk, dürüstlük bir bedel ödemeyi gerektiriyor. Çanakkale ÅŸehitlerinin vatan yapmak için Anadolu’yu ödedikleri bedel gibi bir bedel ödemek gerekiyor. “Ben, Türkiye Kamu-Sen’li oldum görevimden alındım” diyor, evet alındın. Sen namusu, ÅŸerefi, ahlakı tercih ettiÄŸin için memleketi kirletmekten baÅŸka iÅŸi olmayanlar tarafından görevinden alınırsın. Türkiye sevdalısı olmanın elbette bir bedeli var. Mesele adam gibi yaÅŸamaktır. Bunun bedeli var bu bedeli de göze almak durumundayız.
KONCUK: 15 TEMMUZ’U MÄ°LAT YAPALIM, YENÄ° BÄ°R SAYFA AÇALIM
Mülakat sistemini sert bir dille eleÅŸtiren Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, “Mülakatla ne nitelikli insanı ne de haini seçebilirsin” dedi. Koncuk, “Kamuda öÄŸretmen alımı Cumhuriyet tarihinde ilk defa mülakatla alınıyor. KHK’lar ile düzenleme yapıldı, önümüzdeki günlerde saÄŸlık çalışanları da mülakatla alınacaklar. Mülakat her alana girdi. “FETÖ ile PKK ile mücadele” diyerek, “Vatanına, milletine baÄŸlı insanları seçebilelim, nitelikli öÄŸretmen seçebilelim diye bu sistemi getirdik” diyorlar. Mülakat tek bir iÅŸe yarar, o da torpille adam almaktır. Mülakatla ne nitelikli insanı ne de haini seçebilirsin. Mülakatla bunları tespit edemezsin. SaÄŸlam bir güvenlik soruÅŸturmasıyla bunları tespit edebilirsin. Burada hepimizi ilgilendiren bir durum var, düne kadar evlatlarımız KPSS’ye çalışarak, bir torpil arama derdine düÅŸmeden devlet kademelerinde iÅŸ bulabiliyordu ama bugün çalışanların sadece alın terine baÄŸlı olarak bir iÅŸ bulabilme imkanı asla mümkün olmayacaktır. Çözüm kamusal alanda mücadele ile olur. Buna sessiz kalındığı sürece, sendikalar bunu sineye çektiÄŸi sürece bu badirelerden kurutulup iyi günlere ulaÅŸmamız mümkün olmayacaktır.
FETÖ’nün maskesinin düÅŸtüÄŸü tarih ki, biz zaten bunların ne olduÄŸunu biliyorduk, bu tarih bizim için deÄŸildir, milletin gerçek yüzlerini gördüÄŸü tarih 15 Temmuz’dur. 2010 yılında KPSS hırsızlığını ortaya çıkardığımızda neredeyse bizi recm ediyorlardır, akÅŸama kadar aleyhimizde haberler yapıyorlardı. Neden mi? “Hırsızı yakaladık” diye ama bugün söylediklerimizin doÄŸru çıktığını görüyoruz. Siz bunları 17-25 Aralık’ta gördüyseniz, millette 15 Temmuz’da gördü. Gelin 17-25 Aralık’ı milat yapma anlayışından vazgeçin, 15 Temmuz’u milat yapalım, yeni bir sayfa açalım.
Bu ülkeyi sevmekten baÅŸka biz ne yaptık? “Sevdamız Türk milleti” dedik. Bu ülkeyi karşılıksız sevdik ama bir müdürlük makamı bizim arkadaÅŸlarımıza çok görüldü. Biz doÄŸruyu söylemekten baÅŸka ne yaptık? Etrafınıza bakın 8500 Türk EÄŸitim-Sen üyesi okul müdürü görevden alındı. DiÄŸer kurumları zaten saymıyorum bile.
GeçtiÄŸimiz günlerde, Mardin, Savur’da bir öÄŸretmenimize soruÅŸturma açılıyor, “TEOG sınavlarında okulun Ä°ngilizce baÅŸarısı ilçe baÅŸarısın altında görüÅŸülmüÅŸtür, savunmanızı yazınız” Daha TEOG sınavları açıklanmamış! “Acaba sonuçlar açıklanmadan Ä°lçe Milli EÄŸitim Müdürlüklerine yazımı gidiyor?” diye düÅŸündüm ve aradım Daire baÅŸkanını, “Bu bilgileri açıklamadan Ä°lçe Milli EÄŸitime mi gönderiyorsunuz?” dedim. Ä°ÅŸte böyle biri Okul Müdür olursa bundan sonraki yıllarda yapılacak sınavlarda öÄŸretmenlere sürekli olarak soruÅŸturma açar.
Bu yazıyı sayın Bakan’a, Bakan yardımcısına gönderdim. Bu insanlar olduÄŸu müddetçe biz problemlerimizi çözemeyiz. Ä°lk düÄŸme yanlış iliklendiÄŸine göre diÄŸerleri de yanlış iliklenmeye mahkumdur” dedi.
KONCUK: DEVLET KANUNLA YÖNETÄ°LÄ°R, BAÅžKA YERLERDEN Ä°CAZETLER ALARAK DEĞİL
“Hükümetin gerçek anlamda bir mücadelesi var ise, kamuda ne sendikal ne de farklı bir yapının paralel yapılanmasına göz yummamalıdır” DÄ°YEN Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, “Devlet kanun ve nizamla yönetilir. BaÅŸka yerlerden icazet alarak devlet yönetilmez” dedi. Koncuk, “Bugün devlet kurumlarında, belediyeleri saymıyorum, taÅŸeron sayısı 730 binleri buldu. Bu rakam 2002 yılında 15 bin civarındaydı. 15 bin nerede 730 bin nerede? Bu taÅŸeron milletin evlatlarının sömürülmesinin, etinin, kemiÄŸinin, iliÄŸinin sömürülmesinin adıdır. Hiçbir gelecekleri yoktur. Kamu görevlilerinin istihdam edileceÄŸi yerlere taÅŸeron alarak yıllardır atama yapmıyorlar. Çünkü bunlara ucuz iÅŸ gücü lazım. Kaderi iki dudak arasında ÅŸekillenecek adamlar lazım. Belli yıllar da girdi çıktı yapıp kıdem tazminatlarını bile vermezler. Böyle bir düzeni görmeyen göz kör olsun, duymayan kulak sağır olsun. Son seçimlerde iktidar baktı, 7 Haziran’da sonuç iyi deÄŸil, “TaÅŸerona kadro” dedi.
Çankaya KöÅŸkü’nde bir toplantıda, sayın DavutoÄŸlu BaÅŸbakan’ken, kendisine dedim ki, “Sizin sözünüz bu deÄŸildi? “Hayır, buydu” dedi. Kendisine afiÅŸi gösterdim, “TaÅŸerona kadro” yazıyor. Bu ne demek? “Ben o afiÅŸi yapanlara çok kızdım” dedi. “Ankara’nın tüm köÅŸelerine duvarlarına asılmadı mı? Bu sizin sözünüz” dedim. Bu bir sözdür bu söz yerine gelmek zorundadır. 730 bin memleket evladına sözü verip geriye çekilmek olmaz. DoÄŸru bulmasak da iyi kötü bir düzenleme yapılmıştı ama ÅŸimdi o da yok ortada. Genel BaÅŸkan deÄŸiÅŸti diye verilen söz ortadan mı kalktı? Bizde Türkiye Kamu-Sen olarak bu sözü hatırlatmaya devam edeceÄŸiz.
Kamuda ki paralel yapılanma, bu düzenleme yapılacak diye gidip o garibanları tehdit etti. “Bize üye olmazsanız o sınavda sizi geçirtmeyiz” diye tehdit ettiler bu insanları. Åžayet hükümetin gerçek anlamda bir mücadelesi var ise, kamuda ne sendikal ne de farklı bir yapının paralel yapılanmasına göz yummamalıdır. Devlet kanun ve nizamla yönetilir. BaÅŸka yerlerden icazet alarak devlet yönetilmez.
15 Temmuz’u yapmak isteyenlerle devleti yönetmek isteyenlerin olayları farklı deÄŸerlendirmeleri gerekir. Onlar darbeciydi, kendilerine yakışanı yaptılar ama demokratik usullerle, seçimlerle iÅŸ başına gelen siyasi iktidarın benzeri yöntemleri, hukuk dışı yöntemleri adaletsiz, haksız yönetmeleri uygulama hakkı söz konusu olamaz. O zaman darbeci zihniyetten ne farkınız kalacak?
OHAL yasası sebep gösterilerek kamuda yapılanlarda kantarın topuzu kaçırılmıştır. Masum bir çok insan keyfi olarak açığa alınıyor. Evrensel hukukta ÅŸöyledir, bir adamı suçlarken çağırırsın, “Sen ÅŸunu yapmışsın” der delilleri ortaya koyarsın. “Bu iÅŸin neresindesin?” dersin? Devlet bunu sorar. Yüce dinimiz bir ahlaksızlık dahi yapıldığında kaç tane ÅŸahit istiyor. Åžimdi siz kafanıza göre adam atıyorsunuz, bu olmaz. PisliÄŸe taÅŸ atınca, üzerinize sıçrar misali, vatansever, milliyetçi bir çok arkadaşımızda bu sistem içinde görülüyor, açığa alınıp ihraç ediliyor. Böyle bir ülke yönetiliyor. OHAL le birlikte her Vali, kaymakam, rektör, müdür kafasına göre davranıyor. Böyle ÅŸey olmaz” diyerek sözlerini noktaladı.