Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı İsmail Koncuk, ILO 106
Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı İsmail Koncuk, ILO 106. Genel Konferansında çalışanların temsili ile ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın “Memur-Sen”i ataması kararına iliÅŸkin bir deÄŸerlendirme yaptı.
Genel BaÅŸkan Koncuk açıklamasında;
“Uluslararası çalışma Örgütü (ILO) tarafından her yıl organize edilen “Uluslararası Çalışma Konferansında”; Ülkemiz çalışanlarını kimin temsil edeceÄŸi, son günlerde tartışma konusu haline getirilmiÅŸ, bu tartışmaların sonucunda ise Ülkemiz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı daha da tartışmalı bir atamaya imza atarak; Memur-Sen Konfederasyonunun, bu yıl ülkemiz çalışanlarını ILO’da temsil edeceÄŸini kamuoyuna açıklanmıştır.
Bahse konu atama iÅŸlemi ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkililerinin; sendikacılığın temeli olan sosyal diyalogdan ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün baÅŸta Anayasası ve Ülkemizin de taraf olduÄŸu 144 Sayılı sözleÅŸmesi ile diÄŸer ILO kural ve düzenlemelerinden bihaber oldukları açıkça görülmektedir.
Ayrıca “ben yaptım, oldu” mantığı ile yapılan bu iÅŸlem, 15 Temmuz sonrası hükümet tarafından dillerden düÅŸürülmeyen toplumu kucaklama, herkesin fikrine saygılı olma, herkese eÅŸit mesafeli olma, sosyal diyalog ve Yenikapı ruhu söylemlerinin de sadece sözde kaldığını bir defa daha ortaya koymaktadır.
ILO’ya üye ülkelerde geçmiÅŸ dönemlerde ortaya çıkan ve Uluslararası Çalışma Konferansına katılacak Hükümet dışı; Çalışan ve İşveren delege ve teknik danışmanların nasıl belirleneceÄŸi konularındaki benzer tartışmaları ortadan kaldırmak üzere, ILO Anayasasında bir düzenleme yapılmış ve bahse konu düzenleme ILO Anayasasının 3. Maddesi’nin 5. Fıkrasında yer almaktadır.
Bu düzenlemeye göre, “Üye ülkeler, hükümet dışı delegeleri ve teknik danışmanları o ülkede mevcut olan çalışanların ve iÅŸverenlerin en fazla temsil yetkisine sahip meslek kuruluÅŸlarıyla anlaÅŸarak belirlemeyi taahhüt ederler” ÅŸeklindedir.
Bu düzenleme çerçevesinde, hükümet dışı delegelerin ve teknik danışmanların belirlenmesi, İlgili ülkenin Çalışma Bakanlığı gözetiminde bir araya gelecek çalışan ve iÅŸveren yetkili sendikal konfederasyonlarının ortak mutabakatı ile olabilecektir. Ayrıca, baÅŸka düzenleme ve kararların yanı sıra daha önce ILO’ya yapılan bazı itirazlara verilen cevaplarda da bu konuya bu yönde açıklık getirilmiÅŸtir.
Bu durumda ILO Genel Konferansındaki Çalışan Delegesi ve Teknik Danışman seçiminde, ILO Anayasasının 3. Maddesine göre üye ülkeler, en fazla temsil ağırlığı bulunan iÅŸçi kuruluÅŸlarıyla mutabık kalarak, delege ve teknik danışmanları belirleme görevini üstlenirler. En fazla temsile haiz çalışanlara ait sendikal kuruluÅŸlar ile mutabakat aranması, mutabakat ararken ciddi ve iyi niyetli müzakerelerin sürdürülmesi zorunludur.
Dolayısıyla, çalışanlar adına genel konferansa katılacak delege ve teknik danışmanların seçimi mutlaka en fazla temsil ağırlığı bulunan konfederasyonlarla mutabakat halinde yapılmalıdır. Bu noktada, ILO Anayasasının 3. Maddesinde en fazla temsil ağırlığı bulunan iÅŸçi kuruluÅŸları ÅŸu ÅŸekilde tanımlanmaktadır: En fazla temsil ağırlığı olan kuruluÅŸlar çalışanları en iyi ÅŸekilde temsil eden kuruluÅŸlardır. Aynı maddeye göre; bunların seçiminde, esas unsur sayısal unsur olmayıp, konfederasyonlar arasında oluÅŸturulacak ortak mutabakattır. İlgili maddeye göre; burada Hükümetlerin tek amacı vardır, çalışan ve iÅŸveren delegeleri belirlenirken, iÅŸçi ve iÅŸverenlerin gerçek fikirleriyle uyumlu olan delegelerin belirlenmesi ve tüm çalışan ve iÅŸverenler adına ortak dil kullanılmasının garanti altına alınmasıdır.
Yapılan bu atama ile bu yıl ve bu iÅŸlem devam ettiÄŸi müddetçe bundan sonraki yıllarda ILO Genel Konferansında, Ülkemiz Çalışanları adına ortak dil kullanılamayacak, uluslararası boyutta; ülkemiz çalışanlarının görüÅŸleri somut olarak ortaya konulamayacaktır. Böyle bir durum doÄŸal olarak üçlü yapıya sahip en etkili uluslararası kuruluÅŸ olan ILO’nun varoluÅŸuna da aykırı sonuçlar doÄŸuracaktır. ILO Anayasası’nın 3. Maddesi, çalışan delegesinin ve teknik danışmanlarının belirlenmesi sürecinde bunların hepsinin dikkate alınmasına ve hükümetlerin bu ÅŸekilde hareket ederek, çalışanlara ait görüÅŸlerin Konferansa doÄŸru yansıyacak ÅŸekilde delegelerin belirlenmesine hükmetmektedir.
Konferans Yetki-Onay Komisyonu’nun bu konudaki hatırlatması çok açıktır. Åžöyle ki; Komite yukarıdaki hususlar dikkate alınmadan Hükümetin delege belirlemesi durumuna yönelik,: “Hükümetlerin keyfi bir delege seçimi ve sonrasında bu durumun düzeltilmemesi, Uluslararası Çalışma Konferansını ve teÅŸkilatını bütünüyle etkileyecek, tehlikeli bir yola sürükleyecek ihlal oluÅŸturmaktadır.” açıklaması yapmıştır.
Aynı konuda baÅŸvurulacak pek çok düzenleme ve karara bir baÅŸka örnek, 56. Konferans oturumunda kabul edilen karardır. Çalışma TeÅŸkilatı Faaliyetlerinde Üçlü Yapının Güçlendirilmesine İliÅŸkin bahse konu kararda; “Hükümetler, Konferansa gönderecekleri delege ve heyetleri belirlerken üçlü yapıyı oluÅŸturan tarafların birbirinden tamamen bağımsız ÅŸekilde hareket edeceklerinden ve üçlü yapının oluÅŸtuÄŸundan emin olmalıdır.” ifadesi yer almaktadır.
Türkiye Kamu-Sen olarak bizler bu güne kadar Sosyal diyaloga verdiÄŸimiz önemden dolayı, çalışanların hak ve hukukunun en iyi ÅŸekilde korunması ve geliÅŸtirilmesi, Uluslararası çalışma normlarının ülkemizde de uygulanabilmesi adına çok iyi niyetli olarak ve hukukun içerisinde kalarak mücadele yürüttük. İşin üzücü tarafı ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, her türlü uluslararası teamül ve ILO düzenlemelerine raÄŸmen böyle bir olumsuzluÄŸa dikkate almadan karar vermesidir.
Sonuç olarak, sadece sayısal deÄŸerlendirme üzerinden delege ve teknik danışman seçimi, Hükümetimize ILO Genel TeÅŸkilatında ve Uluslararası Çalışma Konferansında problemler yaÅŸatacaktır. Ayrıca Hükümet kanadının ILO mevzuatına aykırı bu uygulaması Uluslararası İşçi Hareketi tarafından tepkiyle karşılanacak ve temsil noktasında, çalışan delegasyonunun ve teknik danışmanların meÅŸruiyeti sorgulanacaktır. Ülkemizdeki sendikal organizasyonlar tarafından yetki verilmeden böyle bir uygulamanın gerçekleÅŸmiÅŸ olması Türkiye Kamu-Sen olarak tarafımızca tepki ile karşılanmış, yapılan atama iÅŸlemi sonrası Konfederasyonumuz Yönetim Kurulunca bu yıl Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı heyeti ile ILO Genel Konferansına katılım saÄŸlanmayacağı kararı alınmıştır. Ayrıca bu tür ayrıştırmaların devam etmesi durumunda Çalışma se Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yürütülen Sosyal Diyalog Projesi ile Bakanlıkça yürütülen diÄŸer istiÅŸari kurullardan da Konfederasyonumuz ve baÄŸlı sendikalarımız çekilecektir.
Kamuoyuna duyurulur.