Türk Kültür Sanat-Sen Genel BaÅŸkanı Hasan Hüseyin Yılmaz Devlet Tiyatroları Genel MüdürlüÄŸü, Devlet Opera ve Balesi Genel MüdürlüÄŸü, Güzel Sanatlar Genel MüdürlüÄŸüne baÄŸlı senfoni ve koroların tamamen kapatılacağı ve laÄŸvedileceÄŸi, yerlerine ise “Türkiye Sanat Kurumu” adı altında yeni bir yapının oluÅŸturulacağı yönündeki haberlere iliÅŸkin bir basın açıklaması yapmıştır
Türk Kültür Sanat-Sen Genel BaÅŸkanı Hasan Hüseyin Yılmaz Devlet Tiyatroları Genel MüdürlüÄŸü, Devlet Opera ve Balesi Genel MüdürlüÄŸü, Güzel Sanatlar Genel MüdürlüÄŸüne baÄŸlı senfoni ve koroların tamamen kapatılacağı ve laÄŸvedileceÄŸi, yerlerine ise “Türkiye Sanat Kurumu” adı altında yeni bir yapının oluÅŸturulacağı yönündeki haberlere iliÅŸkin bir basın açıklaması yapmıştır. Yılmaz açıklamasında,
“Son günlerde sanal ortamda elden ele dolaÅŸan ve bazı gazetelerde dehaber olarak yer bulan , adına “Türkiye Sanat Kurumu” denilen yeni bir kurumsal oluÅŸumun Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde ÅŸe-endirildiÄŸi iddialar ortaya atılmaktadır.
Kurulması planlanan muhtemel bu kurumla birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ana ayakları olan Devlet Tiyatroları Genel MüdürlüÄŸü, Devlet Opera ve Balesi Genel MüdürlüÄŸü, Güzel Sanatlar Genel MüdürlüÄŸüne baÄŸlı senfoni ve koroların tamamen kapatılacağı ve laÄŸvedileceÄŸi ifade edilmektedir.
Sanatın içine tüküren bir Belediye BaÅŸkanı, usta bir heykeltıraÅŸ’ın yaptığı esere “Ucube” yakıştırması yapan sayın BaÅŸbakan’ın sözleri aslında AKP iktidarının sanata ve sanatçıya verdiÄŸi deÄŸeri bizlere göstermektedir. Ancak bu yakıştırma ve söylemler ne bizim nazarımızda ne de toplumun nazarında sanatın ve sanatçının yeri ve önemine gölge düÅŸürecek deÄŸer ve önem taşımamaktadır. Büyük önder Atatürk’ün “Hepiniz milletvekili olabilirsiniz...Bakan olabilirsiniz...Hatta CumhurbaÅŸkanı olabilirsiniz...Fakat sanatçı olamazsınız” sözlerinden hareketle bir sanatçının toplum için nasıl bir önem arz ettiÄŸini ve nasıl bir deÄŸer taşıdığını daha net görebiliriz.
Türkiye Sanat Kurumu adı altında kurulması planlanan bu yapıyla, gece gündüz demeden çalışan, izin günlerinde dahi provalar yaparak evinden ve çocuklarından ayrı kalan, hayatının her bir anını sanata adayan tüm sanatçıları nasıl maÄŸdur edebileceÄŸinizi hiç düÅŸündünüz mü? DüÅŸünceleri özgür bırakılmayan, sanatçı kimliÄŸi elinden zorla alınarak düz bir devlet memuru olması istenen bu insanlar nasıl üretebilir, nasıl sanat icra edebilir?
Mevcut yaÅŸam koÅŸulları içerisinde ciddi ekonomik sıkıntılar yaÅŸayan ama buna raÄŸmen sanatını ortaya koymaya çalışan sanatçılarımızın oluÅŸturulması muhtemel bu kurumla birlikte maaÅŸlarının üçte birini kesmek hak ve adaletle baÄŸdaşır mı?
İnternet ortamında dolaÅŸan ve bazı gazetelere konu olan kanun tasarısı taslağına yönelik bir çalışma yapılıp yapılmadığı yönünde Bakanlığa yazdığımız yazıya, yetkililer olumsuz cevap vermiÅŸ ve “böyle bir çalışma olmadığı” yönünde görüÅŸ belirtmiÅŸlerdir. Ancak Siyasi iktidarın daha önce de birçok konuda böyle bir çalışma yok deyip ardından gece yarısı operasyonları ile TBMM Genel Kurulu’ndan kanunları bir bir geçirdiÄŸine hep birlikte ÅŸahit olduk. Åžimdi ortada dolaÅŸan bu taslağında bir gece yarısı operasyonuyla hayata geçirilmesi bizleri endiÅŸeye sevk etmektedir.
OluÅŸturulması gündem de olan bu kurumun yapısına yönelik ortaya atılan iddialarda oldukça vahimdir. 11 kiÅŸiden oluÅŸacak olan bir heyetin tiyatro, sinema, bale gibi birçok sanat dalında hangi dalların ne kadar destekleneceÄŸine yönelik kararlar vereceÄŸi ifade edilmektedir. Bu 11 kiÅŸilik kurul hangi kriterlere göre belirlenecektir? Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nda olduÄŸu gibi yine Hükümet tarafı ve diÄŸer taraf mantığı gibi bir ayrışmaya gidilecek midir? Bir sanat dalının diÄŸerine göre daha fazla desteklenmesi gibi bir olgunun bütün sanat dallarına nasıl bir zarar vereceÄŸinin hesabı yapılmakta mıdır?
Terör örgütü ve eli kanlı teröristlerle bile müzakerelerin yapıldığı bu dönemde, yetkililer sanatçılar ve onları temsil eden sendikalarla neden bir görüÅŸ alışveriÅŸi içine girmeden onların çalışma hayatını ilgilendiren konularda karar almaktadırlar?
Sanata ve sanatçıya yönelik olarak atılan bu tür bu mesleÄŸe girmek isteyen gençleri ve ailelerini gün be gün bu meslekten uzaklaÅŸtırmaktadır. Son yıllarda gençlerin konservatuarlara olan ilgisi bir hayli azalmış ve bitme noktasına gelmiÅŸtir. Adeta gençleri sanattan soÄŸutmak istenircesine politikalar güdülmektedir. Hiçbir siyasi iktidarın ve yetkilinin bir topluma bunu yapmaya hakkı yoktur?
Åžayet Genel Müdürlüklerimiz kapatılarak “Türkiye Sanat Kurumu” adı altında yeni bir yapılanmaya gidilirse bu sanatın ve sanatçının bitiÅŸi anlamını taşıyacaktır. Atılan bu yanlış adımlarla sanat Türkiye’de her geçen gün ileri gitmektense gerilemektedir. Türk Kültür Sanat-Sen Genel Merkezi olarak böyle bir kanun taslağının TBMM’ye getirilmesi durumunda demokratik haklarımızı kullanmaktan asla kaçınmayacağımızın bilinmesini isteriz. Sanatın ve sanatçıların haklarını korumak için sokaklara inmekten çekinmeyeceÄŸimizi bir kez daha buradan ilan ediyorum.
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından birinin kopmaması için var gücümüzle sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceÄŸiz. Saygılarımla”
Hasan Hüseyin Yılmaz
Türk Kültür Sanat-Sen Genel BaÅŸkanı