DoÄŸu Türkistan Kültür ve Dayanışma DerneÄŸi, 28 Ekim 2013 Pazartesi günü Çin’in baÅŸkenti Pekin’deki Tiananmen meydanında yaÅŸanan intihar saldırısını DoÄŸu Türkistan’da yaÅŸayan Türk toplumunun üzerine mal edilmek istenmesine yönelik tepkisini Çin BüyükelçiliÄŸi önünde yaptığı eylemle protesto etti
DoÄŸu Türkistan Kültür ve Dayanışma DerneÄŸi, 28 Ekim 2013 Pazartesi günü Çin’in baÅŸkenti Pekin’deki Tiananmen meydanında yaÅŸanan intihar saldırısını DoÄŸu Türkistan’da yaÅŸayan Türk toplumunun üzerine mal edilmek istenmesine yönelik tepkisini Çin BüyükelçiliÄŸi önünde yaptığı eylemle protesto etti.
EFENDÄ°GÄ°L: ÇÄ°N’DE YAÅžANAN PATLAMA UYGUR TÜRKLERÄ°NE MAL EDÄ°LMEYE ÇALIÅžILIYOR
Türkiye Kamu-Sen’inde destek verdiÄŸi eylemde konuÅŸan DoÄŸu Türkistan Kültür ve Dayanışma DerneÄŸi Ankara Åžube BaÅŸkanı Hayrullah Efendigil, öz yurdunda esir muamelesi gören ve yıllardır sistemli bir soykırıma tabi tutulan Uygur Türklerinin üzerine atılmaya çalışılan bu intihar eyleminin ardından, Pekin'de yaÅŸayan binlerce Uygur Türkünün gözaltına alınarak iÅŸkenceye maruz kalmasından endiÅŸe duymaktayız.” dedi. Efendigil, “Çin'in baÅŸkenti Pekin'in merkezinde bulunan Tiananmen meydanında 28 Ekim pazartesi günü saat 12.05 sıralarında büyük bir patlama meydana geldiÄŸi, patlamada 5 kiÅŸinin öldüÄŸü ve 38 kiÅŸinin yaralandığı bildirildi.
Çinli yetkililer, jipte bulunan ve patlamada ölen üç kiÅŸinin DoÄŸu Türkistanlı Uygur Türkü olduÄŸu açıkladı. Eylemcilerin ikisinin kimliÄŸi, Turfan ili, Piçan ilçesi ve Lukçun kenti nüfusuna kayıtlı, 43 yaşındaki Yusuf Ahmet; Hotan Ä°li Guma Ä°lçesi nüfusuna kayıtlı 25 yaşındaki Yusuf Ahmet Niyaz olarak açıklandı. Üçüncü kiÅŸi hakkında herhangi bir bilgi verilmedi.
Olayda kullanılan jipin Urumçi plakalı olduÄŸu ve plakasının üç kez deÄŸiÅŸtirildiÄŸi iddia edildi. Hâlbuki Pekin’e baÅŸka bölgelerden giriÅŸ yapacak olan araçların izne tabi olduÄŸu ve izin alan araçların da kayıt altına alındığı dikkate alındığında bu olayın intihar saldırı olmadığı gayet net olarak anlaşılmaktadır. Çinli yetkililer bu olayı terör olayına baÄŸlayarak özellikle soruÅŸturmanın da bu yönde sürdürüldüÄŸünü ifade ediyor. Pekin'de yaÅŸayan binlerce Uygur Türkünün gözaltına alınarak iÅŸkenceye maruz kalmasından endiÅŸe duymaktayız.
Konunun uzmanları ve analistler olayın öldürme veya katliam amaçlı olmadığını, olayı gerçekleÅŸtirenlerin meydanda bulunanların zarar görmemesi amacı ile ikaz mahiyetinde kaçmaları için sürekli klakson çaldıklarını, eylemi gerçekleÅŸtirenlerin esas amacın ise, Çinli polislerden korkup kaçtıkları yönünde.
Olayın meydana geldiÄŸi günden itibaren Çin’in yapmış olduÄŸu açıklamaların birbiri ile çeliÅŸkili olduÄŸu görülmektedir. Bu da konuya ÅŸüphe ile bakmamıza sebep olmaktadır.
Çünkü bu olayın çinin iddia ettiÄŸi gibi bir terörist saldırı olmadığını gösteren birçok nedenler var.
1- Bu bir terör saldırısı olsaydı, eylemi yapan kiÅŸi annesi ve hanımını yanına alarak saldırıyı gerçekleÅŸtirmezdi.
2- EÄŸer bu bir intihar saldırısı olsaydı! Üç kiÅŸi aynı araçta intihar eylemi gerçekleÅŸtirmezdi.
3- Bu bir intihar eylemi olsaydı ÅŸahıs benzinle deÄŸil daha etkili olan patlayıcılarla bu eylemi gerçekleÅŸtirirdi.
4- Bazı görgü tanıklarının verdiÄŸi bilgiye göre tiananmen meydanında bariyerlere çarparak yanan aracı bir polis araçlarının kovaladığı ve yanan jip’in kazadan önce siren çalarak sivil halka zarar vermemek için gayret gösterdiÄŸi bilgisi verilmiÅŸtir.
5- Çin hükümet yetkilileri 5 kiÅŸinin yakalandığını ilan etti. Ancak bu beÅŸ kiÅŸinin Tiananmen’deki olaylarla ilgili yakalandığını söylemedi.
6- Belki bu olayın arkasındaki gerçekleri hiçbir zaman öÄŸrenemeyeceÄŸiz. Çünkü yakalananlar kimse ile görüÅŸtürülmez, iÅŸkence edilir ve Çinli yetkililerin duymak istedikleri ÅŸeyleri söylemeye, itiraf etmeye zorlanır. Bu Çinde Uygur Türklerine devamlı uygulanan metottur.
7- Çinli yetkililerin bu olayı bahane ederek DoÄŸu Türkistan’da Uygurlara karşı sürdürdüÄŸü baskı siyasetini daha da artıracağı, buna ilave olarak çinde yaÅŸayan Uygurlara karşı hareket edeceÄŸi ve onlara Cehennem hayatı yaÅŸatacağı endiÅŸesini taşımaktayız. Aldığımız bilgilere göre Çin yetkilileri Çin’de yaÅŸayan Uygur Türklerini tutuklama kampanyasına çoktan baÅŸlamıştır.
8- Arzumuz ekonomik, askeri ve siyasi alanda geliÅŸen Türkiye Çin iliÅŸkilerinin olumlu yansımalarının, etkilerinin DoÄŸu Türkistan’da da görülmesidir. Özellikle Mayıs 2013’den bu yana DoÄŸu Türkistan’ın KaÅŸgar- Hoten-Aksu-Kumul-Turfan ve son olarak Yarkent ÅŸehirlerinde meydana gelen olay ve katliamlar Çin yönetiminin DoÄŸu Türkistanlılar üzerinde uluslararası hukuk tanımazlığı ve zulmünü gözler önüne sermektedir. TBMM insan haklarını inceleme komisyonun 24.10.2013 tarihinde Çin iÅŸgalindeki DoÄŸu Türkistan’a insan hakları inceleme heyeti gönderme kararını çok olumlu buluyor ve bunun Dünya’ya ve baÅŸta BM, Avrupa Parlamentosu ve Ä°slam iÅŸbirliÄŸi teÅŸkilatı gibi uluslararası kuruluÅŸlara örnek olmasını diliyoruz. “ dedi.
EFENDÄ°GÄ°L: ÇÄ°N HÜKÜMETÄ° HERGÜN BÄ°NLERCE MASUM Ä°NSANI KATLEDÄ°YOR
Çin yönetiminin DoÄŸu Türkistanlılara yönelik baskı ve zulmünü her geçen gün daha da artırdığını söyleyen Efendigil, Çin Komünist iktidarın her gün binlerce günahsız insanı katlettiÄŸini söyledi. Efendigil, “Olay, Çin kamuoyunda da geniÅŸ yankı buldu. Buxon sitesi baÅŸta olmak üzere Çin'de yayın yapan onlarca sitede ve Wechat gibi sosyal medya araçlarında DoÄŸu Türkistan ve Uygurlar bir kez daha gündeme geldi. Yapılan yüzlerce yorumda Çin'in iÅŸgali altındaki DoÄŸu Türkistan'ı talan ettiÄŸi, ülkenin gerçek sahipleri olan Müslüman halkı yok etmeye çalıştığı dile getirildi. Yorumlarda masum insanların öldürülmesinin kabul edilemeyeceÄŸi, Çin Komünist iktidarın her gün binlerce günahsız insanı katlettiÄŸi, Tiananmen meydanında birkaç kiÅŸinin ölmesinin DoÄŸu Türkistan'daki katliamla mukayese edilemeyeceÄŸi, Çin'in Komünist diktatörlerden kurtulması için Çin halkının uyandırılması gerektiÄŸi, Çin halkını uyandırmak için büyük eylemlerin yapılması gerektiÄŸi ifadelerine yer vermektedir.
5 Temmuz 2009'da gerçekleÅŸtirilen Urumçi katliamından sonra Çin Ä°ÅŸgal yönetiminin de tahriki ve yönlendirmesi ile DoÄŸu Türkistan'da kesin bir etnik ayrışma oluÅŸtu. Uygurlar Ä°ÅŸgal yönetimince evlerinden zorla çıkarılıyor, tarlaları ve toprakları zorla ellerinde alınıyor, üretim vasıtalarına el konularak Çinli göçmenlere veriliyor. Türk kültür ve medeniyetinin sembol ÅŸehirlerinden KaÅŸgar baÅŸta olmak üzere tarihi Türk ÅŸehirleri kentsel dönüÅŸüm ve batı bölgesini kalkındırmak bahanesi ile tahrip ediliyor, Türk ve Ä°slam kimliÄŸi yok edilmeye çalışılıyor. Böylece dönüÅŸtürülen kentlere Çinli göçmenler yerleÅŸtiriliyor. Ülkenin esas sahibi ve sakini olan Müslüman Türkler evsiz barksız ve iÅŸsiz açıkta bırakılmak sureti ile ekonomik soykırıma tabi tutuluyor. Türklere iÅŸ verilmezken, ülkeye yeni gelen Çinli göçmenlerin en geç bir ay içinde iÅŸe yerleÅŸtirileceÄŸi taahhüt ediliyor. Pekin'e giderek hak ve hukuk aramak isteyenler polis zoru ile ülkelerine geri gönderiliyor ve iÅŸkenceye mazur kalıyor. DoÄŸu Türkistanlılar gasp edilen hak ve hukukunu tekrar elde etmek ve kendi topraklarında Çinli göçmenlerin sahip oldukları haklara kavuÅŸmak için dünyadaki diÄŸer mazlum ve mahkûm halkların kullandıkları yöntemi kullanmaları gerektiÄŸine inanıyor.
DoÄŸu Türkistan çapında son 3 ayda meydana gelen olaylarda 150 kiÅŸi iÅŸgal güçlerince öldürüldü. En son 28 Eylül 2013 te DoÄŸu Türkistan’ın Yarkent ÅŸehri Ordanlık ve Yengi Östeng kentlerinde ülkelerinin iÅŸgal yıldönümü olan 1 Ekim tarihinde 15 genç iÅŸgal güçlerince acımasızca öldürüldü.” dedi.
EFENDÄ°GÄ°L: BATI DÜNYASI EKONOMÄ°YÄ° AKAN KANLARIN ÜZERÄ°NDE GÖRMEKTEN VAZGEÇMELÄ°DÄ°R
Müslüman dünyasına yönelik saldırılara da dikkat çeken Hayrullah Efendigil, batı dünyasını olaylara duyarlı olmaya davet etti. Efendigil, “2013 yılı Mayıs ayından bu yana DoÄŸu Türkistan’ın KaÅŸgar- Hoten-Aksu-Kumul-Turfan ve son olarak Yarkent ÅŸehirlerinde meydana gelen olay ve katliamlar Çin yönetiminin DoÄŸu Türkistanlılar üzerinde uluslararası hukuk tanımazlığı ve zulmünü bir kez daha gözler önüne sermektedir. TBMM insan haklarını inceleme komisyonun 24.10.2013 tarihinde Çin iÅŸgalindeki DoÄŸu Türkistan’a “insan hakları inceleme” heyeti gönderme kararını çok olumlu buluyor ve bu kararın demokrasi ve insan hakları çığırtkanlığı yapan dünya devletleri BM, Avrupa Parlamentosu ve Ä°slam iÅŸbirliÄŸi teÅŸkilatı gibi uluslararası kuruluÅŸlara örnek olmasını diliyoruz.
Sadece DoÄŸu Türkistan’da deÄŸil Müslüman Türk coÄŸrafyasında da zulümler devam etmektedir. Bu Kurban bayramında Irak Türkmenlerine saldırılar düzenlenmiÅŸ onlarca kardeÅŸimiz ÅŸehit düÅŸmüÅŸtür. Artık bu haksızlıklara dur demenin zamanı gelmiÅŸtir. Türk ve Ä°slam dünyası ile kendini medeni olarak lanse eden batılı ülkeler gerçek manada insan haklarına saygılı olduklarını göstermelidirler ve ekonomiyi akan insan kanından üstün görme huyundan vazgeçmelidirler.
DoÄŸu Türkistan’da ve Irak’ta, Suriye’de Mısır’da baÅŸka coÄŸrafyalarda vatanları için ÅŸehit düÅŸen kardeÅŸlerimize Allah rahmet, ailelerine ve bütün milletimize baÅŸ saÄŸlığı diliyoruz. Mekânları Cennet olsun. Onların kanları elbette bir gün zaferi getirecektir.” dedi.
NURÄ° ÜNAL: BU ZULÜM ARTIK BÄ°TMELÄ°DÄ°R
Yapılan basın açıklamasının ardından Çin BüyükelçiliÄŸi önüne siyah çelenk bırakıldı. Burada bir konuÅŸma yapan Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel BaÅŸkanı Nuri Ünal, “Çin Hükümetinin DoÄŸu Türkistanlılara yaptığı zulüm artık bitmelidir” dedi. Ünal, “DoÄŸu Türkistan’lı kardeÅŸlerimize yönelik Çin yönetiminin yaptığı baskı ve zulüm artık durmalıdır. Tüm dünyada Müslüman ve Türklere karşı bilinçli bir ÅŸekilde yürütülen kirli politikalara artık Hükümetimiz dur demelidir. Yıllardır DoÄŸu Türkistan’daki soydaÅŸlarımıza yapılan baskılar tüm dünyanın gözü önünde cereyan ederken her fırsatta medeniyet ve insan haklarından bahseden ülkelerin sessiz kalması kabul edilemez bir yaklaşımdır. Türkiye Kamu-Sen olarak her platformda dile getirdiÄŸimiz bu zulmün durması için Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini gerekli adımları atmaya ve kilometrelerce ötede kimlikleri zorla yok edilmek istenen soydaÅŸlarımıza sahip çıkmaya davet ediyoruz.” dedi.
Çin BüyükelçiliÄŸi önündeki eyleme, Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel BaÅŸkanı Nuri Ünal, Türk Kültür Sanat-Sen Genel BaÅŸkanı Hasan Hüseyin Yılmaz, Türk Emekli-Sen Genel BaÅŸkanı Osman Özdemir, Genel Merkez Yöneticilerimiz ve DoÄŸu Türkistan Kültür ve Dayanışma DerneÄŸi üyeleri katıldı.