GENEL BAÅžKAN: “DARBECİLER BUGÜN NASIL SORGULANIYORSA, ÇÖZÜLME SÜRECİNDE YER ALAN İNSANLAR DA MİLLETİMİZ TARAFINDAN SORGULANACAKTIR
GENEL BAÅžKAN: “DARBECİLER BUGÜN NASIL SORGULANIYORSA, ÇÖZÜLME SÜRECİNDE YER ALAN İNSANLAR DA MİLLETİMİZ TARAFINDAN SORGULANACAKTIR.”
Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen Genel BaÅŸkanı İsmail Koncuk; Genel Mali Sekreter Seyit Ali Kaplan ve Genel Mevzuat ve Toplu SözleÅŸme Sekreteri M. YaÅŸar ÅžahindoÄŸan ile birlikte 4 Nisan 2013 tarihinde Çankırı Åžube’nin düzenlediÄŸi istiÅŸare toplantısına katıldı. Toplantıda Türk Yerel Hizmet-Sen Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ömer YankaÅŸ, Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi Metin MemiÅŸ, Türk EÄŸitim-Sen Çankırı Åžube BaÅŸkanı Nuh Yalçın, Türkiye Kamu-Sen’e baÄŸlı diÄŸer sendikaların Åžube BaÅŸkanları, Åžube Yönetim Kurulu Üyeleri, İlçe ve İşyeri Temsilcileri ile çok sayıda eÄŸitim çalışanı hazır bulundu.
Akil İnsanlar Heyetinde yer almam için bana da teklif geldi. BaÅŸbakan Yardımcısı BeÅŸir Atalay’a inanmadığımız bir süreçte asla yer almayacağımızı söyledim.
Biz kamu çalışanlarını menfaati için eylemlerde KESK ile birlikte olduk, peki siz KESK ile hangi noktada birliktelik saÄŸladınız? Andımızda yer alan ‘Ne mutlu Türküm diyene’ sözüne düÅŸmanlıkta mı birliktelik saÄŸladınız?
Burada bir konuÅŸma yapan Genel BaÅŸkan İsmail Koncuk ülkemizin bir çözülme süreci yaÅŸadığını kaydederek, bunun çözüm süreci olarak yutturulmaya çalışıldığını kaydetti.
Hükümetin, milletimizin büyük kısmının karşı olduÄŸu bu süreci kendi lehine çevirmek için Akil İnsanlar Heyeti oluÅŸturduÄŸunu söyleyen Koncuk, BaÅŸbakan Yardımcısı BeÅŸir Atalay’ın 2 Nisan tarihinde kendisini arayarak, heyette yer alması için teklifte bulunduÄŸunu belirtti. Bu teklifi kabul etmediÄŸini söyleyen Koncuk sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Türkiye Kamu-Sen olarak düÅŸüncelerimizi çok net ifade etmiÅŸtim. Sayın BeÅŸir Atalay’a inanmadığımız bir süreçte asla yer almayacağımızı söyledim. Ama bakıyorum iki memur konfederasyonunun genel baÅŸkanı akil insanlar heyetinde yer almış. Oysa bunlar herhangi bir noktada buluÅŸamaz. Mesela Türkiye Kamu-Sen olarak, KESK ile birlikte kamu çalışanlarını ilgilendiren konularda sesimizin daha güçlü olması için aynı tarihte, farklı alanlarda eylem yaptığımızda, Ahmet GündoÄŸdu’nun sendikası bu eylemlerde yer almaz. Bu konfederasyon memurun hakkını, hukukunun dile getirildiÄŸi eylemlerde birliktelik içinde olmaz. Eylem birlikteliÄŸi yaptığımızda ise, bizi, ‘Türkiye Kamu-Sen ile KESK ruh ikizi’ diye itham eder. Ben buradan sormak istiyorum: Biz kamu çalışanlarını menfaati için eylemlerde KESK ile birlikte olduk, peki siz KESK ile hangi noktada birliktelik saÄŸladınız? Andımızda yer alan ‘Ne mutlu Türküm diyene’ sözüne düÅŸmanlıkta mı birliktelik saÄŸladınız? BaÅŸörtüsü konusunda bile ayrı görüÅŸleri seslendiriyorsunuz, birbirinizi yerden yere vuruyorsunuz. ‘Kaldırım taÅŸları atarak sendikacılık yapılmaz’ diye KESK’i eleÅŸtiren açıklama yapıyorsunuz ama Akil İnsanlar Heyetinde berabersiniz.”
Darbeciler bugün nasıl sorgulanıyorsa, çözülme sürecinde yer alan insanlar da milletimiz tarafından sorgulanacak. Bu nedenle STK BaÅŸkanlarına sesleniyorum: Kararınızı yeniden gözden geçirin
Akil İnsanlar Heyetinde yer alan sivil toplum kuruluÅŸlarının baÅŸkanlarına çaÄŸrıda bulunan Koncuk, “Ben isterdim ki, bu çözülme sürecinde herhangi bir sivil toplum kuruluÅŸunun baÅŸkanı yer almasın. KeÅŸke ‘vatanseverim, birlik ve beraberlikten yanayım’ diyenler, bebek katilinin ‘Türkiye’yi yeniden inÅŸa ediyoruz’ sözü altında birlik olmasalardı. Ama maalesef varlar. Bu arkadaÅŸlarımızı kararlarını yeniden gözden geçirmeye davet ediyorum. Çünkü bu millet üç, beÅŸ, on sene sonra sürece katkı saÄŸlayanları sorgulayacak. Darbeciler bugün nasıl sorgulanıyorsa, çözülme sürecinde yer alan insanlar da milletimiz tarafından sorgulanacak. Dolayısıyla koltukların cazibesine kapılarak ve ‘makamım elden gider’ endiÅŸesi yaÅŸayarak milletimizin geleceÄŸini tehlikeye atmayın ve kararınızı yeniden gözden geçirin” dedi.
Bu vatanı hiç kimseye bırakmaya niyetimiz yok. Birlik ve beraberlikten taviz vermeyeceÄŸiz.
Bu utanç ve çözülme sürecini baÅŸlatanları, destekleyenleri ve görmezden gelenleri ÅŸiddet ve nefretle kınıyorum. Yazıklar olsun, yuh olsun
Türkiye Kamu-Sen’in asla böyle bir süreçte yer almayacağını söyleyen Genel BaÅŸkan Koncuk, “Biz milletimize ihanet etmeyiz” dedi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin beÅŸ bin yıllık bir geçmiÅŸe sahip olduÄŸunu, Türklerin 16 büyük devlet kurduÄŸunu, dedelerimizin Orta Asya’da çarpışa çarpışa Anadolu’ya geldiÄŸini, nice ÅŸehitler verdiÄŸimizi belirten Koncuk, “Bu vatanı hiç kimseye bırakmaya niyetimiz yok. Birlik ve beraberlikten taviz vermeyeceÄŸiz.Türkiye Kamu-Sen gibi Türkiye sevdalılarının bulunduÄŸu bir kuruluÅŸ olduÄŸu müddetçe, sizin gibi vatansever insanlar olduÄŸu müddetçe bu süreci milletimize yutturmaya çalışanların çirkin yüzü er ya da geç anlaşılacaktır. Her ne kadar mütareke basını sürece tepkileri yansıtmasa da ÅŸehit analarının, babalarının ne düÅŸündüÄŸünü çok iyi biliyoruz. Åžehit Aileleri DerneÄŸi BaÅŸkanı’nın ‘Bugün çocuÄŸumun ÅŸehit olduÄŸu günden çok daha büyük üzüntü duyuyorum’ ÅŸeklindeki sözleri hala kulaklarımdadır. Åžehit aileleri artık ‘madem evladımın katilleri ile masa başı müzakereleri yapacaktınız, benim evladım neden ÅŸehit oldu?’ diye soruyor. Bu utanç ve çözülme sürecini baÅŸlatanları, destekleyenleri ve görmezden gelenleri ÅŸiddet ve nefretle kınıyorum. Yazıklar olsun, yuh olsun.
Bu mücadele İsmail Koncuk’un mor sümbüllü baÄŸlarının mücadelesi deÄŸildir.
Ben bu millete ihaneti hazmedemiyorum. Bir terör örgütü ile nasıl masaya oturursunuz? Bebek katili ‘yeni bir Türkiye inÅŸa edeceÄŸiz’ diyor, hiç kimse ‘Sen kimsin ki yeni bir Türkiye inÅŸa edeceksin? Kim bu yetkiyi sana verdi? diye sormuyor. Bu yaÅŸananlar, ülkemizi seven herkesi kanına dokunmalıdır. Siyasi anlayışı, ideolojisi ne olursa olsun, bu ihanet sürecine karşı hep beraber mücadele etmeliyiz. Bu mücadele İsmail Koncuk’un mor sümbüllü baÄŸlarının mücadelesi deÄŸildir ” diye konuÅŸtu.
Devlet memurluğu kavramının kaldırılmasını istiyorlar
Genel BaÅŸkan İsmail Koncuk, ülkemizde yakın bir dönemde Anayasa referandumu yapılacağını, Anayasa paketinde devlet memurluÄŸunun ortadan kaldırılması, Türklük tanımının kaldırılması, baÅŸkanlık sisteminin getirilmesi ile birlikte kamusal alanda baÅŸörtüsünün serbest bırakılması konusunun da yer alacağını kaydetti. Koncuk ÅŸunları söyledi: “Anayasa’nın 128. maddesi deÄŸiÅŸtirilmek isteniyor. Bu madde ‘Devletin asli ve sürekli iÅŸleri devlet memurları ve kamu görevlileri eliyle görülür’ diyor. AKP milletve-eri Anayasa UzlaÅŸma Komisyonuna bu maddenin ‘Devletin iÅŸleri çalışanlar eliyle görülür’ ÅŸeklinde deÄŸiÅŸtirilmesi için teklif verdi. Pakette yer alacak konulardan birincisi Anayasa’nın 128. Maddesinin AKP milletve-erinin teklif ettiÄŸi ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilmesi, yani devlet memurluÄŸu kavramının ortadan kaldırılmasıdır.
Herkes bilmelidir ki; Anayasa’da Türklük tanımının kaldırılmaması için elimizden geleni yapacağız.
Pakette yer alacak ikinci konu; Türklük tanımının kaldırılmasıdır. Oysa bu tanım; kana dayalı deÄŸil, hukuki bir tanımdır. Türklük tanımı ‘Etnik kökenininiz ne olursa olsun üst kimliÄŸiniz Türk’tür’ anlamına gelmektedir. Bu tanımdan bile rahatsızlar. PKK’ya Türklük tanımının Anayasa’dan çıkarılması için verilmiÅŸ sözler var. CumhurbaÅŸkanı bile Türklük kavramının dayatılmış olduÄŸunu açıkladı. Oysa CumhurbaÅŸkanlığı ambleminde 16 yıldız vardır. 16 yıldız, 16 büyük Türk devletini simgeler.
Åžunu da belirtmek isterim ki; kimliÄŸinden kim rahatsız olur? KimliÄŸinden cinsi, cibilliyeti, soyu sopu belli olmayanlar rahatsız olur. TürklüÄŸü kanda arayan bir anlayışta hiçbir zaman olmadık. Bugün ABD’de Fransız, İtalyan, İngiliz kökenli birisine ‘milliyetin nedir?’ diye sorduÄŸumuzda, ‘Amerika’nım’ der. Ama Türkiye’de insanlara kimlik atfetmekten çekinir hale geldik. Adı olmayan, milli kimliÄŸinden uzaklaÅŸtırılmış, köklerinden kopartılmış, tarihini, ecdadını bilmeyen bir milletin böyle zor bir coÄŸrafyada tutunması mümkün mü? O halde önce bu milleti kimliksiz hale getireceksin, sonra vatanını böleceksin, birbirinden ayıracaksın.
Bazı zihniyeti bozuklar, TürklüÄŸümüzle gurur duymamızı, milletimizi sevmeyi, milliyetçi olmamızı İslam ile taban tabana zıt olarak yorumluyor. Bunların dinden de haberi yok, ‘kiÅŸi kavmini sevmekle suçlanamaz” diyen Hz. Peygamber Efendimizden de haberi yok. Herkes bilmelidir ki; Anayasa’da Türklük tanımının kaldırılmaması için elimizden geleni yapacağız.
Demokratik parlamenter sistemi korumayı milli bir vazife gibi görmemiz lazım.
Anayasa paketinde yer alacak üçüncü konu baÅŸkanlık sistemidir. BaÅŸkanlık sitemi, sadece ABD’de saÄŸlıklı olarak uygulanmaktadır, bunun dışında uygulanan tüm ülkelerde diktatörlüÄŸe kaymıştır.
Bu ülkeyi yöneten bazı ÅŸahsiyetler kuvvetler ayrılığı prensibinden rahatsızlar. EÄŸer yasamayı, yürütmeyi ve yargıyı tek elde toplarsanız bunun adı diktatörlük olur. Bu durumda demokrasiden, halkın egemenliÄŸinden, insan haklarından bahsedemezsiniz. Bizim için en uygun sistem demokratik parlamenter sistemdir. Bu zemini kaybedersek ÅŸu anda elde ettiÄŸimiz tüm haklarımız kaybolacaktır. Dolayısıyla demokratik parlamenter sistemi korumayı milli bir vazife gibi görmemiz lazım.
Öte yandan baÅŸkanlık sistemi, eyalet sistemini öngörmektedir. Eyalet sisteminde ise kadrolu devlet memurluÄŸu kavramı yoktur. Atamalar, yer deÄŸiÅŸtirmeler yerel yönetimler tarafından yapılır. Eyaletler, merkezi hükümetten bu konularda bağımsızdır. Bu husus da dikkate alınmalıdır.
Kamusal alanda baÅŸörtüsü serbestliÄŸinin getirilmesi için kılık-kıyafet yönetmeliÄŸinin deÄŸiÅŸtirilmesi yeterlidir. Bunun için Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸine ihtiyaç yoktur. Yönetmelik deÄŸiÅŸikliÄŸinin referandumdan önce yapılması için gayret içinde olmamız ve kirli tezgahı bozmamız gerekmektedir.
Anayasa paketinde tüm bu konularla birlikte kamusal alanda baÅŸörtüsü serbestliÄŸi de yer alacaktır. Zira yukarıda saydığımız maddeleri milletimize daha rahat sunulabilecek olan enstrüman baÅŸörtüsüdür.
BaÅŸörtüsü yıllardır milletimizin enerjisini harcadığı bir konudur. Türkiye Kamu-Sen olarak kamusal alanda baÅŸörtüsü serbestliÄŸinden yanayız. Belli ahlaki çizgiler içinde kılık kıyafet serbestliÄŸinden yanayız. Ancak AKP’nin 11 yıldır iktidarda olmasına raÄŸmen bu sorunu çözmemesi dikkat çekicidir. Siyasi erk 11 yıldır bu sorunu çözmemiÅŸken, bugün bir sendika kılık-kıyafet serbestliÄŸi için eylem yapmaktadır. Bu, talimatla yapılan bir eylemdir. Çünkü Anayasa referandumu için zemin hazırlanması gerekmektedir.
Anayasa paketinde Türklük tanımının kaldırılması, devlet memurluÄŸu tanımının kaldırılması, baÅŸkanlık sistemi getirilmesi ile birlikte baÅŸörtüsü konusu da yer alacaktır. Bu pakete ‘evet’ mi diyeceÄŸiz, ‘hayır’ mı diyeceÄŸiz? Bu noktada kamusal alanda baÅŸörtüsü serbestliÄŸinin getirilmesi için Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸine ihtiyaç yoktur, kılık-kıyafet yönetmeliÄŸinin deÄŸiÅŸtirilmesi yeterlidir. Çankırı’dan bir kez daha sesleniyorum: YönetmeliÄŸi deÄŸiÅŸtirin desteklemeyen namerttir. Yönetmelik deÄŸiÅŸikliÄŸinin referandumdan önce yapılması için gayret içinde olmamız ve kirli tezgahı bozmamız gerekmektedir.
İşyerlerine baÅŸörtüsü ile giden arkadaÅŸlarımız vardır. Bu konuda Genel Merkezimizin kararı hepinizin malumudur. BaÅŸörtüsü ile okula giden arkadaÅŸlarımıza haklarında soruÅŸturma açılması durumunda her türlü hukuki desteÄŸi vereceÄŸiz. Ancak ÅŸu noktayı da gözden kaçırmamak gerekir: Bu sorun görmezden gelinmektedir. Ama bir problemin görmezden gelinmesi, çözülmesi anlamına gelmemektedir. Bu sorun yönetmelik deÄŸiÅŸikliÄŸi ile çözülmelidir.
Tüm kamu çalışanlarına ÅŸu çaÄŸrıyı da yapmak istiyorum: Bugüne kadar sesi çıkmayan ama istismar söz konusu olunca dini deÄŸerlerimizi kullanan birtakım yapıların gerçek niyetlerini de sorgulayın ve kamu çalışanlarının sorgulamasını saÄŸlayın. Geçen yıl yapılan toplu sözleÅŸme rezaletinden sonra sizin yanınıza gelme cesaretleri yoktu ama baÅŸörtüsünü bu anlamda deÄŸerlendirdiler. Bu yapılara fırsat vermeyelim.”
Hayatlarının hiçbir devresinde milletimiz için mücadele etmeyen insanlar; bugün darbe savar olduklarını söylüyor; bizi de darbeci olmakla itham ediyorlar.
Bunlar, ganimetler ve makamlar paylaşılırken en öndedir. Mücadele söz konusu olduÄŸunda bunları göremezsiniz.Mücadelede onlar yok, biz varız
Genel BaÅŸkan İsmail Koncuk, Türkiye Kamu-Sen’e ‘darbeci’ ÅŸeklinde iftira atanlara da çok sert çıktı. Darbe savar olduÄŸunu iddia edenlerin, milletimiz için mücadele söz konusu olduÄŸunda ortada görünmediklerini söyleyen Koncuk, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Hayatlarının hiçbir devresinde milletimiz için mücadele etmeyen insanlar; bugün darbe savar olduklarını söylüyor; bizi de darbeci olmakla itham ediyorlar. Bizler, çok acılar çekmiÅŸ bir nesiliz. 12 Eylül üzerimizden silindir gibi geçti. Darbe savar olduklarını iddia edenlere soruyorum: O dönemde neredeydiniz? Bunlar dinimizi istismar etmekten baÅŸka bir ÅŸey yapmadı. Akil İnsanlar Heyetine girdiler çünkü aÄŸababaları talimat verdi. Onlarda, bu teklifi reddetmek gibi bir yürek var mı? Bunlar, ganimetler ve makamlar paylaşılırken en öndedir. Mücadele söz konusu olduÄŸunda bunları göremezsiniz. Mücadelede onlar yok, biz varız.”