DÄ°YANETÄ°N ÇOK TARTIÅžILDIÄžI VE YIPRANDIÄžI GÜNÜMÜZDE DÄ°YANET NE YAPMAK Ä°STÄ°YOR
Ermenilerle aramızda yaÅŸanan tarihi olaylar Ermeni Diasporasınca sözde soykırım iddiaları Türkün düÅŸmanı batılı zihniyetlerce de körüklenerek ve desteklenerek bir problem olarak Dünya kamuoyunu meÅŸgul etmektedir
DÄ°YANETÄ°N ÇOK TARTIÅžILDIÄžI VE YIPRANDIÄžI GÜNÜMÜZDE DÄ°YANET NE YAPMAK Ä°STÄ°YOR
Ermenilerle aramızda yaÅŸanan tarihi olaylar Ermeni Diasporasınca sözde soykırım iddiaları Türkün düÅŸmanı batılı zihniyetlerce de körüklenerek ve desteklenerek bir problem olarak Dünya kamuoyunu meÅŸgul etmektedir.
Bu gün yalanlarının 100. yılını kutlamaktalar. Türkiye’yi baskı altında tutmak isteyen Batılı ülkeler ona karşı kullanılabilecek bir silah arayışına girmiÅŸ ve küçük bir mermiden hafif ama atom bombasından bile daha tesirli olan “soykırım” gibi güçlü bir silahla Türkiye’nin karşısına dikilmiÅŸlerdir.
SOYKIRIM Ä°DDÄ°ASI
Haçlı zihniyeti Batılı güçlerin ve Rusların kışkırtma ve desteklerinde güç bulan Ermeniler 1880 yıından itibaren baÅŸlayan deÄŸiÅŸik ihanetleri ile Türk-Ermeni iliÅŸkilerini bozdukları gibi Türk Devletinin deÄŸiÅŸik cephelerde savaÅŸtığı esnada DoÄŸuda birçok ilimizi iÅŸgal ve tarumar etmiÅŸlerdir. Bu iÅŸgallerde baÅŸta Erzurum, Kars, AÄŸrı, Bitlis, Bingöl, MuÅŸ ve Van illerimizde yaÅŸayan masum ve savunmasız insanlarımızın mal, can ve namusuna tebelleÅŸ olmuÅŸlardır. Bu illerimizde Dedelerimizi, ninelerimizi genç yaÅŸlı, çoluk çocuk demeden camilerde toplayarak diri diri yakmış, toplu mezarlara gömmüÅŸ ve hayvanları da telef ederek büyük katliam ve zulüm yapmışlardır.
Bu ihanetlerle kalmayan Ermeniler 24 Nisan 1915’de, Van da isyan baÅŸlatarak yaptıkları katil, zulüm ve tarumarla çok büyük zarar ve tahripte bulunmaları üzerine Osmanlı-Türk devleti çeÅŸitli tedbirler almak zorunda kalmıştır. Bu tedbirlerden Ermeni komitelerinin merkezleri kapatılmış, evraklarına el konulmuÅŸ, komite elebaÅŸları tutuklanmış ve Ermeniler yaptıkları bu ihanetleri sebebiyle haklı olarak tehcir (göç) ettirilmiÅŸtir. Bundan dolayı 24 Nisan tarihi Ermenilerce katliam günü olarak kabul edilmektedir. Bunun için 24 Nisan tarihi Ermeni diasporası tarafından önemli kılınarak etkinlikler yapılmakta ve kutsanmaktadır. Bu sebeble ‘’Sözde Ermeni soykırımı’’ yalanının 100 yılı olarak 24 Nisan 2015 tarihi ayrı önem ve etkinliklerle kutlanarak kamuoyu oluÅŸturmuÅŸlardır.
TÜRK MÄ°LLETÄ°NÄ°N UTANACAK VE HAKSIZ OLDUÄžU BÄ°R DAVASI YOKTUR.
Sözde Ermeni Soy kırımı iddiaları: Türkler katildir, Canidir, Irz düÅŸmanıdır demektir. Bu alçakça iddiayı asla kabul etmiyoruz. Bu iddialarda bulunanları ve bu iddialara aktif veya pasif destek verenleri ÅŸiddet ve nefretle kınıyoruz.
“Sözde Ermeni soykırımı” yalanı ile Türk milletine hakaret ve iftira atılmaktadır. Tarihimize göz attığımızda böyle bir ayıbımız olmadığı gibi bize sığınan mazlum milletlerin sığınağı olmuÅŸuzdur. Halende mazlum milletlerin sığınağı olmaya devam etmektedir.
Ermeni lobisi tehcirin 100. yılı münasebetiyle bu sembolik yılda Türkiye’ye karşı yoÄŸun bir ÅŸekilde uluslararası alanda sözde soykırımını tanıma kampanyası yürütmektedir. Bu kampanya da sonuç aldıklarını üzülerek görmekteyiz. Türk tarafı olarak bu yapılanlara karşı millet olarak birlikte milli iradenin temsil yeri olan TBMM de bile ortak tavır ve tepki koyamadığımız gibi konu ile ilgili farklı siyasi, akademik, ve sivil çevrelerce farklı ve aykırı düÅŸünceler sebebiyle de acziyet yaÅŸanmıştır.
Türk milletini küçük düÅŸürmek ve mahkum etmek için Haçlı zihniyeti var güçleriyle çaba sarfederken; Ä°çimizden Özünü ve kimliÄŸini kaybetmiÅŸ siyasetçisi, aydını, sanatçısı, basını, sivil toplum kuruluÅŸlarından bazı çevre ve kiÅŸiler, “sözde ermeni soykırımı” iddialarına sözde hümanist düÅŸünce, demokratlık ve çaÄŸdaÅŸlık adına aktif-pasif destek vermelerine Üzülerek ÅŸahit olunmuÅŸtur.. Bu tavırlar yüreÄŸimizi burkmuÅŸtur. Bu büyük bir zillettir.
Ermeniler bu sözde soykırım iddiaları ile Dünyayı ayağı kaldırarak kamuoyu oluÅŸtururken, Devletimiz de “sözde ermeni soykırım” iddialarına karşı savunma ve faaliyetler yaparak tavır alırken, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığının 2015 yılında Ermenice Mealli Kur’anı Kerim bastırması ve dağıtmasını manidar buluyoruz.
ERMENÄ°CE MEAL 4 BÄ°N ADET BASILDI
Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı Ermenice Kur’an meali yayınlayıp bastırmıştır. Ä°lk etapta 4 bin Ermenice mealin basıldığını söyleyen Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürü Yüksel Salman, meallerin kütüphanelere ve belirli derneklere gönderileceÄŸini bildirdi.. Meal çalışmasının 1915 olaylarının yüzüncü yıl dönümüne rastlamasına iliÅŸkin olarak ise Salman ÅŸöyle konuÅŸtu: "Dört yılı aÅŸkın süredir devam eden bir çalışmadır. Ä°ki buçuk yılda tercümesi tamamlanmıştır. Sonraki süreçte kontrolleri yapılmıştır. Tamamen tesadüftür.. Ama biz bu vesilesiyle yüce kitabımızda bir insanı katletmenin, bir cana kıymanın insanlığa kıymakla eÅŸ deÄŸer olduÄŸunu, bir insana hayat vermenin bütün insanlığa hayat vermekle eÅŸ deÄŸer olduÄŸunu bizlere öÄŸreten Kur`an`ın mesajlarını bu dilde de yayınlamaktan dolayı bahtiyarız. “
Ermenice Kur’an mealinin bastırılması ve kamuoyuna reklam edilmesinin zamanlaması dikkat çekicidir. Ayrıca Kamuoyunda ve siyaset arenasında Diyanetin çok tartışıldığı ve yıprandığı günümüzde bu faaliyetini manidar buluyoruz.
Taviz hangi düÅŸmanı isteÄŸinden vazgeçirmiÅŸ, hangi taviz veren kazançlı çıkmıştır.
Yönetici konumunda olan makam ve insanlar mensubu oldukları kurum ve milletin geleceÄŸini ve itibarını koruma vasfını taşımak zorundadır. Bu itibarla ferasetli ve basiretli olmalıdır.
Tutarlı ve basiretli hareket etme, istikamet ve hakta isabet etme ve bir ÅŸeyin mahiyetini görebilme özelliÄŸine feraset denmektedir. Feraset: Delil, tecrübe, akıl ve fıtrata uygun geleceÄŸi okuyabilme özelliÄŸidir. Peygamberimiz Hz.Muhammed (SAV) Bu özelliÄŸe sahip olan bir “Mü’min bir delikten iki defa ısırılmaz.” (Buhari, Edeb,83;Müslim,Zühd,63) “Mü’min akıllı, zeki ve uyanıktır.” (Suyutî, Câmiu’s-SaÄŸir, 2:571) Buyurmaktadır.
Basiret ise; kiÅŸinin, bir konunun özünü kavrama gücü, gerçeÄŸi tüm detaylarıyla görebilme kabiliyeti ve ileri görüÅŸlülüÄŸüdür.
Feraset ve basiret sahibi bir insan; Bir olayı, bir tavrı en doÄŸru ÅŸekilde analiz edebilme yeteneÄŸine sahiptir. GeçmiÅŸte edindiÄŸi tecrübelerden en akılcı sonuçları çıkarır ve bu bilgileri ilerisi için en isabetli ÅŸekilde kullanmayı bilir.
Ermenice Mealli Kur’an bastırılması Diyanete itibar kazandırmayacaktır. Yerinde ve uygun bulmuyoruz. Bu tavır nasıl tevil edilirse edilsin siyaset olarak deÄŸerlendirilecektir. Hangi akla hizmettir anlamakta zorlanıyoruz. Bu dini bir hizmet deÄŸildir. Bu faaliyet, suçlunun suçunu hafifletmek için yaptığı özür giriÅŸimi olarak deÄŸerlendirilecektir. Türk Devletinin elini zayıflatacaktır. Ermeniler bu tavırlarla yetinmeyecek, tatmin olmayacak ve nefretini durdurmayacaktır. DüÅŸmanlık ve husumetini azaltmayacak bilakis iddialarının haklılığına gerekçe olarak kullanılacaktır. Ermenilerce 3 T olarak ifade edilen, TANI, TAZMÄ°NAT ve TOPRAK iddialarını sürdürmelerinde ellerini güçlendirecektir.
Büyümek istemeyen bir millet küçülmeye mahkumdur.
Devletimizin ve Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığımızın her konumdaki yöneticilerinin, her ÅŸeyden önce Devletimizin ali menfaatlerinin ve Diyanetin dini, milli, tarihi ve kültürel boyut ve konumunun farkında olmalıdırlar. Bu Feraset ve Basiretle yöneticilik yapmalıdırlar.
Ayrıca Kürtçe mealli Kur’anı Kerim Bastırılmasını da Yerinde ve uygun bulmuyoruz. Bununla dini bir hizmet deÄŸil siyasal bir amaç hedeflenmiÅŸ olarak görüyoruz. Anayasamızın deÄŸiÅŸmez maddeleri arasında yer alan Dili Türkçedir esasının ve anadilde eÄŸitimin siyaset gündeminde tartışıldığı zamanda Kürtçe Kur’an mealinin de basılması ve dağıtılması devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüÄŸüne yara açan bir tavır olarak deÄŸerlendirilmiÅŸtir. Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığının misyon ve vizyonunun tartışılmasına sebebiyet vermiÅŸtir. Kurumun itibarı sarsılmıştır. Bu sebeble Diyanet siyasi olarak tartışılan konulardan kaçınmalı ve her türlü siyasi tartışmaların dışında kalmalıdır.
Bu sebeble Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı yöneticilerine Anayasada (Md.136) yer alan: “Laiklik ilkesi doÄŸrultusunda, bütün siyasi görüÅŸ ve düÅŸünüÅŸlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleÅŸmeyi amaç edinerek” misyon ve konumunu ve 633 Sayılı kanunda (Md.1) yer alan “Ä°slam Dini`nin inanç, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili iÅŸleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek.” görevlerini hatırlatmayı tarihi bir görev sayıyoruz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 09.05.2015
TÜRK DÄ°YANET VAKIF-SEN
GENEL MERKEZÄ°