Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel BaÅŸkanı Bilal ESER ve Genel Merkez Yönetim Kurulu üyelerini parti merkezinde kabul eden DYP Genel BaÅŸkanı Mehmet AÄžAR ÅŸöyle dedi:
"Bugün, Türk Diyanet Vakıf-Sen sendikasının deÄŸerli yöneticileri ziyaretimize geldiler" />
Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel BaÅŸkanı Bilal ESER ve Genel Merkez Yönetim Kurulu üyelerini parti merkezinde kabul eden DYP Genel BaÅŸkanı Mehmet AÄžAR ÅŸöyle dedi:
"Bugün, Türk Diyanet Vakıf-Sen sendikasının deÄŸerli yöneticileri ziyaretimize geldiler
Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel BaÅŸkanı Bilal ESER ve Genel Merkez Yönetim Kurulu üyelerini parti merkezinde kabul eden DYP Genel BaÅŸkanı Mehmet AÄžAR ÅŸöyle dedi:
"Bugün, Türk Diyanet Vakıf-Sen sendikasının deÄŸerli yöneticileri ziyaretimize geldiler.
GeçtiÄŸimiz günlerde bildiÄŸiniz gibi kendilerinin özlük haklarıyla ilgili olarak bir eylemleri oldu. Türk toplumu açısından fevkalade önemli bir görevdeler ve bizim temel bakış açımız, diyanet ve diyanet camiasının siyaset dışı kalması lazım gelen bir kurum olduÄŸudur ve bugüne kadar gelip geçen hükümetler bu hassasiyete dikkat etmeye çalışmışlardır.
Meselelerini kendi hiyerarÅŸik yapıları içerisinde çözmeye gayret etmiÅŸlerdir.
Ancak, gelinen süreçte 74 bin din görevlisinin bulunduÄŸu Türkiye'de 65 bin civarındaki insan 500 milyon civarında maaÅŸ almaktadır ve bütün yapılan istatistiki deÄŸerlendirmeler de açlık sınırı civarında ve onun altında olan bir maaÅŸtır.
Sabırla, sükunetle meselelerinin çözülmesine dair sabırlı bekleyiÅŸlerin bir netice vermediÄŸi görülmüÅŸtür ve elbette bu camiada görev yapan insanların huzuru kalp ile görev yapmalarını saÄŸlamak siyaset kurumunda varolan herkesin temel iÅŸlerinden bir tanesidir.
Türkiye'de kamu görevlileri silahlı kuvvetleriyle, polisiyle, adliyesiyle, öÄŸretmeniyle, din görevlisiyle, teknik elemanlarıyla büyük bir bunalım ve sıkıntı içerisindedirler ve bu sıkıntılar emeklilere daha ağır biçimde yansımaktadır.
Mevcut hükümetin büyük vaatlerle iÅŸ başına geldiÄŸinden bu yana insanların tek parti hükümetinin meseleleri çözeceÄŸine dair olan umudu gün be gün kırılmaktadır. 20 bin üzerindeki camide görevli yoktur ve hepinizin de tahmin edeceÄŸi gibi bayramı, tatili, cumartesi, pazarı dahil 24 saat görev başında olan insanlar, yaz tatillerinde de senelik izne çıkamamaktadırlar. Daha ağır ÅŸartlarda çalışan, kamu görevi yapan bu insanlar bu sıkıntılarını aÅŸabilmek konusunda da herhangi bir gayretin sarfedilmediÄŸini görmektedirler.
Hükümet bu konulardaki gidiÅŸi görmediÄŸi takdirde, sonbahardan sonra meydanların kamu görevlileriyle doldurulacağı açık bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. Herhangi bir eÄŸilim, herhangi bir deÄŸerlendirme ve herhangi bir sonuçlandırma görülmemektedir. Bir an evvel ilgili bakanlık baÅŸta olmak üzere hükümetin süratle konuya eÄŸilmesi gerekmektedir. Vekaleten yürütülen görevlerdeki insanların, vekil imam hatiplilerin hiçbir sosyal güvencesi yoktur. Cılız bir maaÅŸla hastalıklarında dahi kendi imkanlarıyla tedavi olma mecburiyetinde olan insanlar, istikbale karanlık bir ÅŸekilde bakmaktadırlar.
Hükümetin, kamu görevlilerinin hem çalışanlarıyla hem emeklileriyle olan bağı adeta kesilmiÅŸ durumdadır. Türkiye'nin dört bir tarafından gelen feryatlar bize ulaÅŸmaktadır. Önümüzdeki günler, bu konuda hükümetin neler yapacağını göreceÄŸimiz günlerdir. Eylül'den sonraki süreç bu insanların meselelerinin canlı biçimde toplumla beraber paylaşılacak bir süreç olacaktır. Gün, laf üretmekten ziyade iÅŸ üretme zamanıdır. Her ÅŸeyi kendi akışına bırakarak türkiye'de hükümet edemezsiniz. Hükümet etmenin maliyetleri vardır. Bunun temel meselesi, çözebilmektir. Çözüm getirebilmektir. Ä°nsanların problemlerini içinden çıkılmaz hale getirerek Türkiye'de hükümet edemezsiniz. Bütün bunların çok açık bir biçimde görüldüÄŸü bir süreci yaşıyoruz.
Enflasyonun düÅŸtüÄŸü ifade edilmekte, ancak genel ekonomik tablo bu rakamların gerçek hayata yansımasına engel teÅŸkil etmektedir. Nispi olarak gelirlerin alım gücü gerilemektedir. Gelirlerin yerinde saydığı bir türkiye'de, ihtiyaçların arttığı bir türkiye'de kamu görevlileri büyük sıkıntılar içindedir. Bulundukları görevin öneminin farkında olan Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı mensupları sabır ve tevekkül ile meselelerinin çözüleceÄŸini beklemiÅŸler, ancak bu konuda hiçbir adım atılmadığını görmektedirler ve dolayısıyla sendikaya tabandan olan büyük baskıyı onlar da toplumla paylaÅŸmak durumundadırlar ve bütün bu paylaşımlarında da azami dikkat ve hassasiyeti de göstermektedirler. Biz de aynı hassasiyet içerisinde diyoruz ki, siyaset dışı kalması mutlak olan bu kurum mensuplarının meseleleri süratle çözüme kavuÅŸturulmalıdır ve onlarla birlikte elbette ki tüm kamu görevlilerinin içinde bulunduÄŸu çıkmazdan kurtulabilmeleri gerekmektedir.
Önümüzdeki günlerde çeÅŸitli emekli derneklerinin genel kurullarında olacağız. Memur sendikalarının toplantılarında olacağız ve anadolu'nun dört bir tarafından, türkiye'nin dört bir tarafından yükselen feryatları orada bu kesimin temsilcileriyle beraber paylaşıp toplumun, kamuoyunun gündemine taşıyacağız.
Ben deÄŸerli arkadaÅŸlarımın meselelerinin sahibi olacağımızı ifade ediyorum ve her zaman da ifade ettiÄŸimiz gibi tarihi misyonumuza sadık olarak da manevi alanda hizmet yapan insanların her zaman yanındayız ve bu yanında olmamız onların hizmetlerini daha rahat yapmalarını saÄŸlamaya yönelik ÅŸartları ortaya koymaktır ve mutlak siyaset dışı kalması lazım gelen kurumdur ve bu kuruma yönelik personel meselelerinin de iktidar partisinin il, ilçe mensupları veya milletve-eri, her türlü siyasi temsilcileri ellerini çekmelidirler. Hiçbir ÅŸekilde baskı kabul edilemez bir kurumdur. Siyasetin baskısının hiçbir ÅŸekilde kabul edilemeyeceÄŸi bir kurumdur. Ä°nsanlar rahat bırakılmalıdır. Ä°nsanlar huzur içerisinde görevlerini yapmalıdırlar. Aksi takdirde siyasetin girdiÄŸi ve hiç girmemesi lazım gelen bu kurum Türkiye'de bir nifak baÅŸlatır. Bu fevkalade yanlıştır. Bizden olan, olmayan ayrımının hiç yapılamayacağı bir yerdir. Kamu kesiminde ziyadesiyle gördüÄŸümüz bu partizanca tavır, partizanca hareketlerin kamu kesiminin hiçbir noktasında yeri yoktur. Diyanet camiasında hiç yoktur. Kesinlikle kabul edilemez.
Bu konuda çok net ve açık bir ikazda bulunuyoruz. Siyasetin hiç girmeyeceÄŸi bir kurum olarak cumhuriyetin önemli müesseselerinden biridir ve o haliyle kendisini muhafaza etmelidir. Herkes elini, eteÄŸini çekmelidir. Din adamının üzerinden hiç kimse siyaset yapamaz. Manevi alana hizmetimiz sürecektir. Problemlerin çözümü konusunda katkılarımız sürecektir. Ancak bu alana yapılacak bütün baskılara karşı da ÅŸiddetle tavır alırız. Herkes bu konudan uzak durmalıdır."
Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel BaÅŸkanı Bilal ESER'de:
"Diyanet çalışanlarının haklı davasında desteklerinden dolayı Genel BaÅŸkan Mehmet AÄžAR'ın ÅŸahsında DoÄŸru Yol Partisi yetkililerine teÅŸekkür ederek sözlerine baÅŸladı.
Diyanet ve Vakıf çalışanlarının yardımcı hizmetler sınıfından sonra en az maaÅŸ alan kesim olduÄŸunu belirten ESER, durumlarının bir an önce düzeltilmesi için 15 Temmuz 2004 günü Abdi Ä°pekçi Parkında basın açıklaması yapıldığını belirtti.
ESER, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı TeÅŸkilat Yasasının bir an önce çıkarılması, boÅŸ bulunan 20 bine yakın kadrolara atama izni verilmesi, 6300 civarında bulunan vekil imam-hatiplerin asil kadroya atanmaları, yaz aylarında camilerde yaz kurslarında görevli din görevlilerine ek ders ücreti verilmesi gibi konularda Sendikanın görüÅŸlerini belirtti.
ESER, ayrıca Ülkemizin kanayan yarası misyonerlik tehlikesine dikkat çekti. Ruhban okulunun açılması giriÅŸimlerinin tehlikeli bir oyun olduÄŸunu belirtti. Ayrıca, 30 Temmuz 2004 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüÄŸe giren "Her türlü resmi ve özel okul bina ve tesisleri ile ibadethanelerin ikiyüz metre mesafesinde açık alkollü içki satışı yapılamaz." hükmünü kaldıran yönetmeliÄŸi eleÅŸtirerek; yakında camilerin avlularında içki satışı yapanları görürseniz ÅŸaşırmayın dedi."