TÜRKİYE KAMU-SEN
TÜRKİYE KAMU-SEN
TÜRKİYE KAMU-SEN
Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu
  • Anasayfa
  • Kurumsal
    • Türkiye Kamu-Sen
    • Yönetim Kurulumuz
    • İl Temsilcilerimiz
  • Haberler
    • Kamu-Sen
    • Ar-Ge
    • Kazanımlarımız
    • Genel Haberler
    • Sendikalardan
    • KVKK
  • Mevzuat
    • Kanunlar
    • Sendikal Mevzuat
    • Uluslararası Sözleşmeler
    • Yönetmelikler
    • Tüzük
  • Arşiv
  • Sendikalarımız
    • Türk Eğitim Sen
    • Türk Sağlık Sen
    • Türk Büro Sen
    • Türk Haber-Sen
    • Türk Yerel Hizmet Sen
    • Türk Kültür Sanat Sen
    • Türk İmar Sen
    • Türk. Tarım Orman Sen
    • Türk Ulaşım Sen
    • Türk Enerji Sen
    • Türk Diyanet-Vakıf Sen
  • Kamu-Sen TV
  • KVKK
  • İletişim
İlkeli, Kararlı ve Cesur Sendikacılığın Tek Adresi
DÜNYAYA KADIN ELİ DEĞMELİ
  1. Arşiv 08-03-2017 2182 TKS Basın Bürosu
DÜNYAYA KADIN ELİ DEĞMELİ
Paylaş twittle

Türkiye Kamu-Sen Kadın Komisyonu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yayınladığı mesajla, tüm kadınlarımızın bu anlamlı gününü kutladı

Türkiye Kamu-Sen Kadın Komisyonu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yayınladığı mesajla, tüm kadınlarımızın bu anlamlı gününü kutladı.

 

Yayınlanan mesajda şu satırlara yer verildi;

 

"Dünyada kadınlar günü kutlanırken, tüm kadınların toplumda hak ettiği, layık olduğu yere gelmesi temennisini taşımaktayız. Bu tür özel günler, toplumların kanayan yarası olan sorunların gündeme gelmesi, tartışılması açısından önemlidir. Bugün dünyada ve ülkemizde kadınlar birçok açıdan sorunlar yaşamaktadırlar. Dünyanın her köşesinde kadınlar, türlü geleneksel nedenlerle cezalandırılırken, ülkemizde ise şiddet, eğitimsizlik ve istismarlarla karşı karşıya olan kadınların sorunları büyüktür.

 

Oysa ki kadın, toplumun en asli ve vazgeçilmez unsuru, insanlığın yarısıdır. Bütün toplumlar, kadınla erkek arasındaki fizyolojik farkı gözeterek, toplumu erkek ve kadın olarak iki gruba ayırmış ve her grubun da statü ve rollerini birbirinden değişik olarak tayin etmiştir. Bu sebepledir ki, dünya geneline baktığımızda kadınların erkeklere oranla eğitim seviyelerinin daha düşük, işsizliğin daha yüksek olduğunu görüyoruz. Kadının eğitimini kısıtlayan bu toplumsal yapı içerisinde, güvenceli bir iş ve kariyer sahibi olmak için hayat boyu öğrenmeyi zorunlu kılan bir istihdam sistemi ortaya çıkmıştır. Bu tezat, kadınları iş hayatından uzaklaştırırken, acımasız rekabet şartları karşısında biraz daha geri plana itmektedir.  Toplumun kadına yüklediği aile içi görevler nedeniyle üst düzey yönetim kademelerindeki kadın sayısı erkeklerin oldukça gerisinde kalmaktadır. Avrupa ülkelerinde dahi kadınlar, erkelerden %12 ile %25 oranında daha düşük ücret almaktadır.

 

Ülkemizde, en son verilere göre okuma yazma bilmeyenlerin %82,9’u kadınlardır.  Kamuda çalışanlar arasında kadınların oranı %37,27 olarak belirlenmiştir. Profesörlerin %30,5’i; doçentlerin %36,74’ü kadınken, kadın rektör oranı yalnızca %9,7’de kalmaktadır. Bakanlıklar ve bağlı kuruluşlarda kadın müsteşarımız hiç yokken, kamuda yalnızca 2 kadın müsteşar yardımcısı görev yapmaktadır. Kurumlarımızda sadece 1 kadın genel müdür bulunmaktadır. Genel müdür yardımcılarının %11,9’u, daire başkanlarının %13,4’ü kadındır. Sivil toplum kuruluşlarında da temsil noktasında kadının yeri yok denecek kadar azdır.

 

Allah’ın kadınlara bahşettiği annelik sıfatı nedeniyle geri plana itilmesi, evlerine hapsedilmesi, canlarına kıyılması, işyerlerinde yeterli liyakate sahip olduğu halde hak ettiği görevlere getirilmemesi ve işten çıkarılacaklar listesinde en üst sıraya oturtulması ne İslam adına ne de insanlık adına kabul edilemez bir durumdur. Her gün eşleri, yakın akrabaları ya da hiç tanımadığı kimseler tarafından şiddete uğrayan, katledilen kadın haberleri ile sarsılmaktayız.

 

Toplumu ayakta ve diri tutan en önemli unsur kadındır. Kadının eğitimi, çalışması, yükselmesi ve güvencesi, toplumu da bir adım öteye taşıyacaktır.  Kadına vurulan her darbe, toplumun varlığına yöneltilmiş bir tehdittir. Bu bakımdan kadınların haklarını korumak en az kadınlar kadar erkeklerin de görevi olmalıdır. Atatürk, "İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin?" diyerek dünyadaki birçok gelişmiş ülkeye öncülük etmiş ve kadınlara başta seçme ve seçilme hakkı olmak üzere her türlü medeni hakkı tanımıştır.  Ne yazık ki, gelinen süreçte, bu haklar büyük ölçüde kâğıt üstünde kalmaktadır.

 

Toplumlar, kadınları da yanına aldığında bir kat daha güçlü olacaktır. Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda nasıl ki kadınlarımız, erkeklerle omuz omuza mücadele etmişse, şimdi de erkekler kadınlarımızın hakları için bizlere destek vermelidir.  

 

Çağdaş ülkeler itibarı ile yasal düzenlemelerde kadınlar ile erkekler arasında, erkekler lehine bir ayrımcılık olmamasına rağmen toplumsal yaşam içinde kadının geri planda kalması, sorunun toplumsal algıdan ve aşılamayan geleneksel anlayıştan kaynaklandığını ortaya koymaktadır. Dolayısıyla her eşitliğin adalet anlamına gelmediği toplumsal yaşamda kadınlar için eşit değil farklı dezavantajlarını da göz önünde bulunduran adil bir sistem sunulmalıdır.  Öyle ise kadınların hukuki haklarını kullanması için yasal düzenlemelerle birlikte, hukuk kurallarını hayata geçirecek olan bireylerin de yeterli olgunluğa erişmesi ve uygun toplumsal kültürün oluşturulması, bazı pozitif uygulamalarla kadının desteklenmesi gerekmektedir.

 

Kadının toplumsal yaşamdan, ülkelerin ve kurumların yönetim kademelerinden bu denli uzak kaldığı tüm dünyada siyaset ve toplumsal hayatımızda karşı karşıya kaldığımız sorunlara, yaşanan katliamlara, savaşlara, çevre kirliliğine ve artan suç oranlarına baktığımızda, dünyaya kadın elinin değmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu bağlamda, özellikle sivil toplum kuruluşlarında temsil oranını artırmak üzere kadınlar için oluşturulan alt komisyonların hukuki bir statüye kavuşturularak, bu komisyonlarda görev alan kadınlarımıza izin verilmesi için yasal bir düzenleme yapılması gerektiği görüşündeyiz. 

 

Her zaman dile getirdiğimiz gibi kadın ne denli güçlü ise toplum da o denli güçlü olacaktır.  Öyleyse toplumumuzu güçlü kılmak için, önce kadınımızı güçlü kılmak zorundayız. Toplumsal adaleti sağlamak için, önce toplumun diğer yarısı olan kadınların toplum içindeki etkinliğini ve toplumsal refahımızı artırarak toplumumuzu daha zengin kılmak için, önce kadınlarımızı her anlamıyla zengin kılmak zorundayız.

 

Bu duygu ve düşüncelerle başta şehit anneleri olmak üzere, hayatın yükünü omuzlayan tüm kadınlarımızı sevgi ile selamlıyor, 8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutluyoruz"

 

TÜRKİYE KAMU-SEN KADIN KOMİSYONLARI

Geri
İleri
  • 1

Önceki Haber / Sonraki Haber
Genel Başkandan
Misafihanelerimiz
Kamu-Sen TV
Kampanyalar

Genel Haberler

MARS Kartın Hazır MARS Kartın Hazır
18.04.2025
2505
ÖNCELİK MEMURUN ALIM GÜCÜNÜ YÜKSELTMEK OLMALIDIR ÖNCELİK MEMURUN ALIM GÜCÜNÜ YÜKSELTMEK OLMALIDIR
05.05.2025
264
“CUMHURİYETİN KALBİNDEN EMEĞİN YÜZYILINA YÜRÜYORUZ” DİYEREK 1 MAYIS’I ANKARA’DA KUTLADIK “CUMHURİYETİN KALBİNDEN EMEĞİN YÜZYILINA YÜRÜYORUZ” DİYEREK 1 MAYIS
01.05.2025
635
KAMUDA ŞİDDETİN ÖNLENMESİ ÇÖZÜM ÖNERİLERİ KİTAPÇIĞIMIZ YAYINDA KAMUDA ŞİDDETİN ÖNLENMESİ ÇÖZÜM ÖNERİLERİ KİTAPÇIĞIMIZ YAYINDA
28.04.2025
373
  • Kamu-Sen
  • Ar-Ge
  • Kazanımlarımız
  • Genel Haberler
  • Sendikalardan
  • KVKK

TÜRKİYE KAMU-SEN © 2025 Tüm Hakkı Saklıdır. Sitemizde bulunan içerikler kaynak belirtilmek suretiyle başka sitelerde yayınlanabilir.

Adres: Erzurum Mahallesi Talatpaşa Bulvarı No : 160 Kat:7 Çankaya-ANKARA
haber@kamusen.org.tr | Tel : +90 312 424 22 00