PaylaÅŸ twittle
"AKP Hükümetinin göreve geldiÄŸi günden beri kamu kurumlarına ve kamu çalışanlarına karşı takındığı olumsuz tutum bugün artık husumet derecesine varmıştır
"AKP Hükümetinin göreve geldiÄŸi günden beri kamu kurumlarına ve kamu çalışanlarına karşı takındığı olumsuz tutum bugün artık husumet derecesine varmıştır. Hükümet tarafından Türkiye’de kamu çalışanlarına karşı adeta bir karalama ve tasfiye kampanyası baÅŸlatılmıştır. AKP iktidarının farklı zamanlarında farklı bakanları tarafından dile getirilen “yan gelip yatan, çalışmadan maaÅŸ alan memur” algısı ÅŸimdi de Çevre ve Åžehircilik Bakanı ErdoÄŸan Bayraktar’ın ifadeleriyle kamuoyu ile paylaşılmıştır. Böyle bir söylem gerçekleri yansıtmayan, yalan, yanlış ve talihsiz bir demeçtir. Memurlara karşı mütemadiyen giriÅŸilen bu tür saldırıların altında, Devleti tüccar zihniyetiyle yönetme arzusunda olan kimselerin, Kamu Personel Rejimi’nde yapmayı planladıkları memur kıyımına kılıf hazırlama, taraftar toplama gayretlerinin yattığını düÅŸünmekteyiz.
Hükümetin bakanı, dolayısıyla kamu çalışanlarının amiri konumunda olan bir kiÅŸinin durumdan ÅŸikâyet etmek yerine, çalışmadan maaÅŸ aldığını iddia ettiÄŸi memurların çalışmasını saÄŸlamak asli görevi olmalıdır. Bizler devletimizden maaÅŸ alan hiç kimsenin boÅŸ oturmasını kabul edemeyiz. Ancak; idarecilerin görevi de emrindeki çalışanları daha verimli ve etkin çalışır hale getirmektir. Sayın ErdoÄŸan Bayraktar da bir bakan olarak, ÅŸikâyet mercii deÄŸil, icra mercii konumunda bulunmaktadır. Kamu çalışanlarının verimli çalışmasını saÄŸlayacak kiÅŸi de bizzat kendisinin de içinde bulunduÄŸu yönetici kadrolarıdır. EÄŸer bunu baÅŸaramıyorsa derhal iÅŸgal ettiÄŸi makamı daha ehil ellere terk etmelidir.
Bu tür açıklamalarla ulaşılmak istenen amaç açıktır: Hükümet olarak, istihdam yaratmada, ücret adaletsizliÄŸinde, kayıt dışı istihdam konusunda yaÅŸanılan baÅŸarısızlıklar memura fatura edilmeye çalışılmakta; teröristle oturulan pazarlık masalarında verilen özerk yönetim ve federalleÅŸme sözü, yerelleÅŸme ve memurluk güvencesinin yok edilmesi yoluyla hayata geçirilmek istenilmektedir.
Sayın Bakan’ın yan gelip yatmakla itham ettiÄŸi memurlarımız, resmi verilere göre Avrupa’daki emsallerinden iki kat daha fazla iÅŸ yüküyle karşı karşıyadır. Öyle ki, OECD verilerine göre bir kamu çalışanı Avusturya’da ortalama 18, Kanada’da ve Fransa’da 12, Finlandiya’da 9, Almanya’da 18, Hollanda’da 19, ABD’de 13 kiÅŸiye hizmet verirken Türkiye’de 1 kamu çalışanına yaklaşık 29 kiÅŸi düÅŸmektedir. Bu durumda kamu çalışanları birçok kurumda iÅŸ yoÄŸunluÄŸu içinde kalmaktadır. Devlet Personel BaÅŸkanlığı’na göre Ä°stanbul’un da aralarında bulunduÄŸu taÅŸrada 500 bine yakın kadro, boÅŸ durmaktadır. Emniyet Genel MüdürlüÄŸü’ne göre Türkiye’de hali hazırda emniyet teÅŸkilatında çalışan memurların bir buçuk kat fazlasına ihtiyaç duyulmaktadır. Avrupa ülkelerinde her 200 kiÅŸiye 1 polis düÅŸerken, Türkiye’de ortalama 300 kiÅŸiye 1 polis düÅŸmektedir. Toplam kamu çalışanlarının yaklaşık 3’te 1’inin istihdam edildiÄŸi EÄŸitim kurumlarında da benzer sorunlar bulunmaktadır. ÖÄŸretmen açığı bir türlü kapatılamamaktadır. Eski Milli EÄŸitim Bakanı, Avrupa ile kıyaslandığında, öÄŸretmen başına düÅŸen öÄŸrenci sayısının çok fazla olduÄŸunu; öÄŸretmensizlik nedeniyle birçok dersin boÅŸ geçtiÄŸini ve Türkiye’de 138 bin yeni öÄŸretmene ihtiyaç duyulduÄŸunu bizzat kendisi açıklamıştır.
Bütün bu veriler ışığında Türk memurunu hedef alan bu talihsiz demeç konusunda Sayın Bakan’dan daha detaylı açıklama bekliyoruz. Çalışmadığını iddia ettiÄŸi memurlar kimlerdir? Bunlar hangi kurumlarda görev yapmaktadır? Bu kimselerin tespiti kimler tarafından, hangi kriterler göz önüne alınarak yapılmıştır? Sayın Bakan, bu sorulara acilen cevap vererek ortaya çıkan kafa karışıklığını gidermek ve kamuoyunu aydınlatmak zorundadır. Sayın ErdoÄŸan Bayraktar bu talihsiz beyanı ile yaklaşık 2,5 milyon memur ve 10 milyon memur ailesini yan gelip yatan, devletten hak etmedikleri ücreti alan insanlar olarak göstererek, haramzade ilan etmiÅŸ bulunmaktadır. Bakanın bu çarpık anlayışını ve sorumsuz tavrını, ÅŸerefli Türk memurları olarak ÅŸiddetle kınıyoruz.
Türkiye Kamu-Sen olarak biliyoruz ki; bu tür demeçler, devletin kurumlarıyla ve dolayısıyla devletle sorunu olanların ekmeÄŸine yaÄŸ sürmektedir. Devlete karşı kin ve nefretlerini doÄŸrudan açıklayamayan bazı kesimler, son zamanlarda hükümetten aldıkları güç ve cesaretle devletin temsilcisi olan memurlara saldırmaktadırlar.
Eline her mikrofon alan Hükümet görevlisi, canla baÅŸla, yetersizlik içerisinde Edirne’den Ardahan’a; Sinop’tan Hatay’a kadar 814 bin kilometrekarelik vatan toprağının her karışına yaz, kış, sıcak, soÄŸuk demeden hizmet götürmeye çalışan kamu görevlilerimize saldırmaktadır. Ancak bu kimseler, her ne hikmetse kamu görevlilerinin içinde bulunduÄŸu ekonomik sıkıntılarından, kamu çalışanlarının arasındaki ücret adaletsizliÄŸinden, çalışma ÅŸartlarının yetersizliÄŸinden, insafsızca yapılan sürgün ve kıyımlardan, kamu kurumlarına yapılan siyasi müdahalelerden hiç bahsetmemektedirler. Bu tür demeçlerin kasıtlı olarak verildiÄŸini, arkasında, türlü uluslar arası dayatmalar ve kirli pazarlıklarla çıkarılmak istenen tasfiye kanunlarına, toplumdan gelecek tepkilerin yumuÅŸatılması çabalarının yattığını biliyoruz.
Hükümet, Kamu Personel Rejimini deÄŸiÅŸtirerek memurları tasfiye etmek istemektedir. Yerel yönetimler yasası ve kamu personel rejiminin düzenlenmesiyle, bir yandan yerelleÅŸme adı altında federal bir yapılanmanın önü açılırken; diÄŸer yandan kamu çalışanlarının mevcut statüsü deÄŸiÅŸtirilmeye, memur güvencesi ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır.
Bütün olumsuzluklara raÄŸmen, kamu görevlilerinin özenle sürdürdüÄŸü hizmetlerini yetersiz gören ve en sonunda saldırılarını memura iftira atmaya kadar vardıran anlayış, kamudaki personelin çalışma ÅŸevkini kırmaktadır. Bu suçlamaların ardında yatan gerçek; halkımızda memura ve kamu çalışanına karşı nefret uyandırarak, devlet yapılanmasında gerçekleÅŸtirilmek istenen deÄŸiÅŸimin kolayca yapılabilmesi, baÅŸkanlık sistemi içinde federal bir yapılanmanın saÄŸlanabilmesidir. Ancak; Türkiye Kamu-Sen olarak bizler, bu geliÅŸmelerin farkındayız ve var gücümüzle gerçekleri halkımıza anlatmaya devam edeceÄŸiz.
Memurları, ülkesinin sırtında bir kambur gibi göstermek isteyen zihniyet; memursuz bir Türkiye özlemiyle yanıp tutuÅŸan, her iÅŸin sözleÅŸmeli personeller tarafından gördürüldüÄŸü, iÅŸ güvencesinin ortadan kaldırıldığı, federal bir yapının hayalini kuran anlayışa hizmet etmektedir.
Türkiye Kamu-Sen, devletin yapılanmasının milletin azim ve iradesi dışında deÄŸiÅŸtirilmesi, küresel güçlerin arzuladığı bir ülkenin kurulmasının, Türk memuru üzerine yapılan saldırılardan geçtiÄŸinin bilincindedir. Türk memuru, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını somutlaÅŸtıran, bu devletin olmazsa olmaz unsurudur. Bu nedenle, devletin kurumlarını özelleÅŸtirmeler yoluyla kapatmak, devletin memurunu yok etmek hayalini taşıyanların amaçlarını bizler çok iyi biliyoruz.
Türkiye Kamu-Sen olarak bütün imkânlarımızla memurumuzun yanında olacağımızı ve memurun tasfiye edilmesine ÅŸiddetle karşı çıkacağımızı bir kere daha bildiriyoruz. Türlü oyunlarla, iftiralarla, memurumuzun Türk Milleti nezdinde küçük düÅŸürülmesine ve onuruyla oynanmasına müsaade etmeyeceÄŸimizi tüm gücümüzle haykırıyoruz.
BaÅŸta Bakan Bayraktar olmak üzere her fırsatta memura saldırmayı görev edinmiÅŸ yetkilileri, protesto ediyor, bu kimseleri asılsız iftiralarla milyonlarca kamu görevlisinin günahına girmenin manevi ağırlığı içerisinde vicdanlarıyla baÅŸ baÅŸa bırakıyoruz! Namusuyla çalışan ama hak ettiÄŸini dahi alamayan milyonlarca memura atılan bu iftiranın sahibi Çevre ve Åžehircilik Bakanı ErdoÄŸan Bayraktar’ı ÅŸiddetle kınarken, tüm memurlardan ve memur ailelerinden özür dilemeye davet ediyoruz."
Ä°smail KONCUK
