PaylaÅŸ twittle
Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk, MuÅŸ'ta düzenlenen istiÅŸare toplantısına katıldı
Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk, MuÅŸ'ta düzenlenen istiÅŸare toplantısına katıldı. Toplantıda, Türk EÄŸitim-Sen Genel Mevzuat ve Toplu SözleÅŸme Sekreteri M. YaÅŸar ÅžahindoÄŸan, Genel Dış Ä°liÅŸkiler ve Basın Sekreteri Sami Özdemir, Türk EÄŸitim-Sen MuÅŸ, Bingöl, Batman ve Siirt Åžube BaÅŸkanları ile Åžube Yönetim Kurulu Üyeleri, Türkiye Kamu-Sen’e baÄŸlı sendikaların Åžube BaÅŸkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri, ilçe ve iÅŸyeri temsilcileri ile üyelerimiz de hazır bulundu. Toplantının ardından Ege Üniversitesi Türk Dünyası AraÅŸtırmaları Enstitüsü ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr. Nadim Macit “Ä°slam Anlayışımız ve Siyasal Ä°slamcılık” konulu bir konferans verdi.
Genel BaÅŸkan ve beraberindeki heyet daha sonra MuÅŸ Kız Yatılı Bölge Okulu’nu ziyaret ederek, üyelerimizle sohbet etti.
Nefsi kaygılar nedeniyle doğruları anlatabilen insan sayısı giderek azalıyor. İnsanlar korkuyor, korkutuluyor.
Ä°stiÅŸare toplantısında önemli açıklamalar yapan Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk, ilahiyatçıların, din adamlarının Yüce dinimizi, Allah’ın ayetlerini, Peygamberimizin Hadis-i Åžeriflerini milletimize anlatmakla mükellef olduklarını belirterek, nefsi kaygılar nedeniyle doÄŸruları anlatabilen insan sayısının azaldığını bildirdi. Koncuk, “Yüce Allah’ın emirlerini anlatacaksınız. Kur’an-ı Kerim’deki gerçek Ä°slam’ı vaaz edeceksiniz; bu milleti haramdan, yalandan uzak tutacaksınız. Ancak üzülerek görüyoruz ki; nefsi kaygılar nedeniyle doÄŸruları anlatabilen insan sayısı giderek azalıyor. Ä°nsanlar korkuyor, korkutuluyor” diye konuÅŸtu.
Bir ülkenin anladığımız anlamda demokratça yönetilen, insan haklarına saygılı, hukukun üstünlüÄŸü prensibini dikkate alan, yargı bağımsızlığın önemseyen bir ülke olması, bir milletin huzur ve mutluluÄŸu için çok önemlidir.
Türkiye’nin her geçen gün demokrasiden hızla uzaklaÅŸtığını ifade eden Koncuk, “Bir ülkenin anladığımız anlamda demokratça yönetilen, insan haklarına saygılı, hukukun üstünlüÄŸü prensibini dikkate alan, yargı bağımsızlığın önemseyen bir ülke olması, bir milletin huzur ve mutluluÄŸu için çok önemlidir. Bu nedenle mürekkep yalamış tüm insanların öncelikli görevi; içinde bulunduÄŸu toplumu her alanda temsil etmek, temel doÄŸrular doÄŸrultusunda uyarıcı çalışmalar yapmaktır. Esasen sivil toplum kuruluÅŸlarının da görevi budur.
Sendikacılığın iki yüzü vardır. Bunlardan birisi üyelerinin hak ve menfaatlerini savunmak, diÄŸeri de içinde yaÅŸadığı topluma karşı görevlerini yerine getirmektir. Åžöyle ki; sendikalar olarak zam talebinde bulunuyoruz. Ancak Suriye, Irak, Afganistan gibi olursak, 10 bin dolar maaÅŸ almamız bir anlam ifade etmez. Bu nedenle vatan o kadar önemlidir ki… Öncelikli görevimiz vatan deÄŸimiz bu zeminin saÄŸlam kalmasını saÄŸlamaktır. Herkes bilmelidir ki; vatan yoksa, huzur da yok, gelecek de yok, namus ve ÅŸeref de yok.”
Ülkemizin birlik ve bütünlüÄŸü konusunda hassasiyeti olan tek konfederasyonun Türkiye Kamu-Sen olduÄŸunu söyleyen Koncuk, “Yozgat’ta, MuÅŸ’ta, Ä°stanbul’da baÅŸka bir dil kullanarak, insanları aldatarak baÅŸarılı olamayız. Her yerde aynı dili kullanacağız” dedi.
Onlara göre kanunun köhneyen noktası kamu çalışanlarının iÅŸ güvencesidir. Derdiniz memurların iÅŸ güvencesini elinden alıp, onlarla kedinin fareyle oynadığı gibi oynamak ve parti devleti oluÅŸturmaktır.
Çalışma hayatının tehdit altında olduÄŸunu belirten Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, “Tüm kamu görevlilerinin çalışma hayatını tehdit eden unsurlara karşı dikkatli olması lazım” dedi. Koncuk sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Bir seçim yaÅŸadık. Bu seçimde ne olup bittiÄŸi milletimiz açısından önemlidir ama kamu çalışanlarının bu seçimleri kendi hakları doÄŸrultusunda deÄŸerlendirmesi gerekmektedir. Bakınız; devlet memurluÄŸu kavramı Anayasa’nın 128. maddesi ile hayat bulur. Anayasa’nın 128. Maddesi ‘Devletin asli ve sürekli iÅŸleri devlet memurları eliyle görülür’ der. 657 sayılı DMK’nın dayanağı da Anayasa’nın 128. maddesidir. Devlet memurları olarak adımızı da, iÅŸ güvencemizi de Anayasa’nın 128. Maddesinden ve buna baÄŸlı olarak çıkarılan 657 sayılı DMK’dan alıyoruz. 657 sayılı DMK için ‘KöhnemiÅŸ kanun’ deniliyor. Hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, hem de diÄŸer Bakanlar 657 sayılı DMK’nin köhnemiÅŸ olduÄŸunu söylüyorlar. Bunun üzerine Türkiye Kamu-Sen olarak kanunun nasıl deÄŸiÅŸmesi gerektiÄŸine dair ciddi bir çalışma yaptık; 90 maddesinde deÄŸiÅŸiklik gerçekleÅŸtirdik ve bunu kitapçık haline getirdik.
Ancak bugün geldiÄŸimiz noktada, 657 sayılı DMK’ya ‘köhne kanun’ diyenler, gündeme getirdiÄŸimiz deÄŸiÅŸiklik maddelerinin hiçbirini hayata geçirmedi. Kanun köhnemiÅŸ ise, maaÅŸ sistemi yönüyle köhnemiÅŸtir. YüreÄŸiniz yetiyorsa maaÅŸ sistemini deÄŸiÅŸtirelim; unvanlar arasında haksızlık yaratmayan, çalışanların emeklerinin karşılığın aldığı bir maaÅŸ sistemi ihdas edelim. Emekli ikramiyesi baÄŸlama oranlarını artıralım. ÖÄŸretmenlerin ve diÄŸer memurların ek gösterge rakamlarını 800 puan artıralım. Kanun, bu hususlar yönüyle köhnemiÅŸtir. Ama onlara göre kanunun köhneyen noktası, kamu çalışanlarının iÅŸ güvencesidir; memurun iÅŸ güvencesi olmazsa, kanun modern olacaktır.
‘657 sayılı DMK köhnemiÅŸtir’ masallarını anlatanlar hem milletimizi, hem de kamu çalışanlarını aldatmaya çalışmaktadır. DeÄŸiÅŸiklik yapılacaksa, söylediÄŸim deÄŸiÅŸiklikleri yapın da samimiyetinize inanalım. Ama derdiniz memurların iÅŸ güvencesini elinden alıp, onlarla kedinin fareyle oynadığı gibi oynamak ve parti devleti oluÅŸturmaktır.”
Sarı sendikacılık, devlet memurlarının başına beladır. Devlet memurları sarı sendikanın tehditlerinden korkarak, koÅŸar adım bu yapılara üye olursa devlet memurluÄŸu kavramı sona erecektir.
Koncuk sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “17 Aralık operasyonunun ardından bir gazeteci Pakistan gezisinden dönerken BaÅŸbakana ‘Emniyet müdürlerini, polisleri neden meslekten atmanız?’ diye sordu. BaÅŸbakan da, ‘657 sayılı DMK bu insanları koruyor. EÄŸer bu kiÅŸiler fabrikada çalışsaydı, ihbar ve kıdem tazminatını verirdik, kapının önüne koyardık. Ama aklımız başımıza geldi. En kısa sürede 657 sayılı DMK’yı deÄŸiÅŸtireceÄŸiz’ dedi. Yani ‘Ä°ÅŸ güvencenizi elinizden alacağım. Ä°ktidarım, bu nedenle istediÄŸimi yaparım’ diyorlar. Bunu kamu çalışanları nasıl deÄŸerlendirir bilmiyorum ama kamu çalışanları artık bundan sonraki süreçte neler yapması gerektiÄŸi konusunda dikkatli davranmalıdır. Tüm kamu çalışanları, Türkiye’de sarı sendikacılığın yok olmasını saÄŸlamalıdır. Sarı sendikacılık, devlet memurlarının başına beladır. Devlet memurları sarı sendikanın tehditlerinden korkarak, koÅŸar adım bu yapılara üye olursa devlet memurluÄŸu kavramı sona erecektir. Bu nedenle öncelikle yürekli bir mücadele ortaya koymak lazım. Tüm devlet memurları nasıl bir sendikacılık olması gerektiÄŸine karar vermelidir. Günü kurtarmak adına mı sendikacılık yapacağız yoksa geleceÄŸimizi kucaklamak adına mı sendikacılık yapacağız? Sadece bugünü yaÅŸayarak sendikacılık yaparsak, kamu çalışanlarının tüm kazanımlarını kaybetmesi söz konusu olacaktır.”
Biz 26 Åžubat’ta iÅŸ bırakma eylemi yaparken, TCK’nın 112 ve 113’üncü maddelerini aynı gece deÄŸiÅŸtirdiler. Buna göre; okulda öÄŸrencilerin eÄŸitim-öÄŸretim görmesine cebir yoluyla engel olanlar ve diÄŸer hukuki olmayan yollarla eÄŸitim-öÄŸretimin aksamasını saÄŸlayanlar 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası alacaklar. Bunlar, Türkiye’de ne yapılmak istendiÄŸine delalet eden önemli örneklerdir.
MEB Yasası ile ilgili 26 Åžubat’ta yaptığımız iÅŸ bırakma eylemine deÄŸinen Koncuk, “Biz bu eylemi yaparken, TCK’nın 112 ve 113’üncü maddelerini aynı gece deÄŸiÅŸtirdiler. Buna göre; okulda öÄŸrencilerin eÄŸitim-öÄŸretim görmesine cebir yoluyla engel olanlar ve diÄŸer hukuki olmayan yollarla eÄŸitim-öÄŸretimin aksamasını saÄŸlayanlar 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası alacaklar. Cebir yoluyla engellemeyi anlarız; hiç kimsenin eÄŸitim-öÄŸretim hakkını cebir yoluyla yani zorla engelleme hakkı yoktur. Ama öyle muÄŸlak bir ifade kullanılmış ki, ‘diÄŸer hukuki olmayan yollar’ deniliyor. DiÄŸer hukuki olmayan yollar nelerdir?
Öte yandan bir deÄŸiÅŸiklik daha yaptılar; görevden alınan okul yöneticileri dava açıp, bu davayı kazanırsa, idare o kiÅŸiyi uygun bir yere verecek. Türkiye nereye gidiyor? Bütün bu maddelerin Anayasa Mahkemesi’ne taşınması gerekiyor. Biz bunu saÄŸlamaya çalışıyoruz. Bu hususları da muhalefet partilerine bildirdik. Bunlar, Türkiye’de ne yapılmak istendiÄŸine delalet eden önemli örneklerdir” dedi.
GelmiÅŸ geçmiÅŸ hiçbir iktidarın bu tür uygulamalar yapmadığını söyleyen Koncuk, 28 Åžubat post modern darbesinde ya da 12 Eylül Ä°htilali’nde bile 73 bin kiÅŸinin okul yöneticiliÄŸi görevinden alınmadığını bildirdi. Koncuk, “Bu anlayışla hep birlikte mücadele edeceÄŸiz. Bunun ilk adımı da doÄŸru bir sendikal mücadeledir. Teslim olmuÅŸ bir sendikal mücadelenin, öncelikle kendi haklarımıza ihanet etmek olduÄŸunu bilmeliyiz” dedi.
Yalaka sendika’ demiÅŸim, ‘malum sendika’ demiÅŸim. Malum, yalaka kelimelerinden niye alınıyorsunuz? Siz malum sendika mısınız? Siz yalaka sendika mısınız? Memur-Sen Genel BaÅŸkanı Sayın Ahmet GündoÄŸdu ve Memur-Sen’e baÄŸlı sendikaların genel baÅŸkanlarına sesleniyorum: Hakikaten iyi sendikacılık yapıyorsunuz, memuru pazarlamıyorsunuz, memuru 123 TL’ye satmadınız, yandaÅŸ, yalaka sendika deÄŸilsiniz. Siz niye üzerinize alınıyorsunuz? Bırakın yandaÅŸlar, yalakalar, sarı sendikalar üzerine alınsın.
Koncuk sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “ ‘Kamu çalışanlarını 123 TL’ye pazarladılar. Emir ve talimatla toplu sözleÅŸmeyi imzaladılar’ demiÅŸtim. Birileri bu sözlerimden alınmış. Oysa sendika adı vermemiÅŸtim. Memur-Sen Genel BaÅŸkanı Ahmet GündoÄŸdu ve arkadaÅŸları rahatsız olmuÅŸ ve beni savcılığa ÅŸikâyet etmiÅŸ. Savcılıkta bu konuda ifade verdim. ‘Yalaka sendika’ demiÅŸim, ‘malum sendika’ demiÅŸim. Malum, yalaka kelimelerinden niye alınıyorsunuz? Siz malum sendika mısınız? Siz yalaka sendika mısınız? Bu sözlerimden yalaka olanlar, memuru pazarlayanlar alınsın; siz neden alınıyorsunuz? Memur-Sen Genel BaÅŸkanı Sayın Ahmet GündoÄŸdu ve Memur-Sen’e baÄŸlı sendikaların genel baÅŸkanlarına sesleniyorum: Hakikaten iyi sendikacılık yapıyorsunuz, memuru pazarlamıyorsunuz, memuru 123 TL’ye satmadınız, yandaÅŸ, yalaka sendika deÄŸilsiniz. Siz niye üzerinize alınıyorsunuz? Bırakın yandaÅŸlar, yalakalar, sarı sendikalar üzerine alınsın. Åžunu da eklemek istiyorum; peki bu ülkede sarı sendika kim, yalaka sendika kim, malum sendika kim? Bunun cevabını da kamu çalışanları versin.
Åžunu belirtmeliyim ki; bizim söz söyleme hakkımızı hiç kimse engelleyemez. Kimseye eyvallahımız yok. Ivır zıvır ÅŸeylerle soluÄŸu savcılıkta almayın. YandaÅŸ, yalaka derken kimi kastettiÄŸimi o kadar merak ediyorsanız, bana gelin, ben size söyleyeyim.” dedi.
