Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen Genel BaÅŸkanı İsmail Koncuk, 14
Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen Genel BaÅŸkanı İsmail Koncuk, 14.12.2017 tarihinde Star Tv’de Celal Pir’in sunduÄŸu “Bugün” programının canlı yayın konuÄŸu oldu. ÖÄŸretmen atamaları, ücretli öÄŸretmenlik, sözleÅŸmeli ve mülakatlı öÄŸretmen alımı, alan deÄŸiÅŸikliÄŸi, il içi özür gurubu tayinleri ve daha birçok konunun ele alındığı programda Genel BaÅŸkan Koncuk, çok önemli açıklamalar yaptı
.
Mesele para mıdır, yoksa eğitimde kalite midir?
Genel BaÅŸkan İsmail Koncuk açıklamasında 500 bine yakın ataması yapılmayan öÄŸretmen olduÄŸunu, bu sayının önümüzdeki yıllarda daha da artacağını söyledi. Koncuk ÅŸunları kaydetti: “El yordamıyla iÅŸ yapan, öÄŸretmen atamalarında yeni projeler ortaya koyamayan bir MEB anlayışı olduÄŸu sürece ÅŸu anda 500 bine yakın olan ataması yapılmayan öÄŸretmen sayısı önümüzdeki yıllarda daha da artacaktır. Mesele para mıdır, yoksa eÄŸitimde kalite midir? Sayın Bakan hazineden en fazla payın eÄŸitime ayrıldığını söylüyor, doÄŸrudur. 18 milyon öÄŸrencinin olduÄŸu bir ülkede elbette eÄŸitime en fazla payı ayıracaksınız. Bundan daha tabi bir ÅŸey yok. Üstelik eÄŸitime olması gerektiÄŸi kadar pay ayırmadığımız çok net. Yıllardır bütçeden eÄŸitime yeterli payı ayırmış olsaydık bu kadar problemli bir eÄŸitim-öÄŸretimimiz olmazdı.
Sayın Bakan güzel ÅŸeyler söylüyor ama üzülerek söylüyorum eÄŸitime hakim deÄŸil. Çünkü Sayın Bakan, eÄŸitim kökenli deÄŸil. Bu nedenle tebeÅŸir tozu yutmamış insanların eÄŸitimin problemlerini anlaması çok kolay deÄŸil. Biz bunu zaten beklemiyoruz ama Sayın Bakan eleÅŸtirilere, taleplere kulak da vermiyor.”
Milli EÄŸitim Bakanı İsmet Yılmaz, ‘100 bin norm açığı var ama 100 bin öÄŸretmen ataması yapılırsa, öÄŸretmenler ek ders alamaz’ diyor. Böyle bir gerekçeyle öÄŸretmen atanamaması nasıl kabul edilebilir?
Genel BaÅŸkan İsmail Koncuk, öÄŸretmen açığının ücretli öÄŸretmenlerle giderilmeye çalışıldığını, iki yıllık meslek yüksekokulu mezunlarının bile ücretli öÄŸretmenlik yapabildiÄŸine dikkat çekerek, ÅŸöyle konuÅŸtu:
“Elimizde 500 bin civarında ataması yapılmayan öÄŸretmen var. Buna raÄŸmen bazı bölgelerde ücretli öÄŸretmen görevlendirmesi yapılıyor, 2 yıllık meslek yüksekokulu mezunları ile öÄŸretmen açığı giderilmeye çalışılıyor. İki yıllık meslek yüksekokulu mezunları, uzmanlık gerektiren zihinsel engelliler öÄŸretmeni olarak görev yapabiliyor. 2015-2016 eÄŸitim-öÄŸretim yılında Adana’da iki yıllık meslek yüksekokulu mezunu 37 kiÅŸi zihinsel engelliler öÄŸretmeni olarak görev yapmış. Oysa yıllardır atama bekleyen öÄŸretmenlerimiz var. Biz niye bu öÄŸretmenlerimizi atayamıyoruz?
Milli EÄŸitim Bakanı İsmet Yılmaz, ‘100 bin norm açığı var ama 100 bin öÄŸretmen ataması yapılırsa, mevcut öÄŸretmenler ek ders alamaz’ diyor. Bu nasıl bir açıklamadır? Hem 100 bin öÄŸretmen açığı olduÄŸunu ifade edeceksiniz, hem de 100 bin atama yaparsak mevcut öÄŸretmenlerimiz ek ders alamaz diyeceksiniz. Böyle bir gerekçeyle öÄŸretmen atanamaması nasıl kabul edilebilir?
Yeni projeler üreterek, öÄŸretmenlerimizi okul dışında da eÄŸitim-öÄŸretim faaliyetlerini takip eden bir enstrüman olarak kullanabiliriz.
Ülkemizde hala birçok bölgede birleÅŸtirilmiÅŸ sınıf uygulaması yapıyoruz. 1, 2, 3 ve 4’üncü sınıfları bir sınıfa dolduruyoruz, tek bir öÄŸretmenle eÄŸitim-öÄŸretim yapmaya çalışıyoruz. GeçtiÄŸimiz günlerde BeÅŸtepe’de yapılan ÖÄŸretmenler Günü yemeÄŸinde de konuÅŸuldu. Finlandiya örneÄŸi gözümüzün önüne geldi. Finlandiya bir tane özel okulu olmayan bir ülkedir. Finlandiya bu ÅŸekilde baÅŸarı saÄŸlamışsa, Türkiye’de bunu baÅŸarabilir.”
Koncuk, ataması yapılmayan 500 bin öÄŸretmenimizi eÄŸitim-öÄŸretimde deÄŸerlendirecek birçok alan bulabileceÄŸimize dikkat çekti. Koncuk ÅŸunları söyledi: “ÖrneÄŸin, destekleme kursları veriyoruz. Okulda bir gün boyunca görev yapan öÄŸretmenleri, hafta içi akÅŸam saat 17:00’den sonra, Cumartesi ve Pazar günleri de görevlendiriyoruz. Fiziki olarak öÄŸretmenin buna yetiÅŸmesi mümkün deÄŸildir. Biliyorsunuz; deÄŸerler eÄŸitimi çok önemli görülüyor. ÖÄŸrencilerin çalışmalarını takip etmek konusunda öÄŸretmenler görevlendiriliyor. Sadece bunları yapmak için bile proje geliÅŸtirilerek, öÄŸretmen görevlendirmesi yapılabilir.
EÄŸitim-öÄŸretim faaliyetini okul sınırlarıyla, dört duvarla çevrili görmüyoruz. EÄŸitim hayat içinde de devam ediyor. O halde yeni projeler üreterek, öÄŸretmenlerimizi okul dışında da eÄŸitim-öÄŸretim faaliyetlerini takip eden bir enstrüman olarak kullanabiliriz.”
Bakınız 5 yıllık ilkokul eÄŸitimini 4 yıla düÅŸürdüler. Bu, sınıf öÄŸretmenlerinin nerdeyse yüzde 20’sinin fazlalık durumuna düÅŸmesi demektir. Peki bunun suçlusu kim?
Celal Pir’in sorusu üzerine Genel BaÅŸkan Koncuk, bazı illerimizde norm kadro hesabı üzerinden deÄŸerlendirildiÄŸinde öÄŸretmen fazlalığı olduÄŸunun doÄŸru olduÄŸunu ama bunun suçlusunun öÄŸretmen deÄŸil; hesapsız, kitapsız eÄŸitim sistemini deÄŸiÅŸtiren irade olduÄŸunu söyledi.
Koncuk ÅŸöyle konuÅŸtu: “Bakınız 5 yıllık ilkokul eÄŸitimini 4 yıla düÅŸürdüler. Peki bu ne demektir? Bu; sınıf öÄŸretmenlerinin nerdeyse yüzde 20’sinin fazlalık durumuna düÅŸmesi demektir. Yani 100 bin öÄŸretmeniniz var ise, 20 bini fazla olacak demektir. ÖÄŸretmenlerin norm fazlası olmasının suçlusu kim? Bunun suçlusu öÄŸretmen deÄŸil; hesapsız, kitapsız eÄŸitim sistemini deÄŸiÅŸtiren iradedir. Kaldı ki 4+4+4 sistemi getirildi. Bu sistemle ilgili itirazlarımızı yapmıştık. Bugüne gelindiÄŸinde ise 4+4+4 eÄŸitim sisteminden baÅŸka sistemlere geçiÅŸ tartışılıyor. TEOG övülüyordu, bu yıl kaldırıldı. Åžimdi ise TEOG yerine, acayip bir sistem getirildi.”
ÖÄŸretmenlerimiz kürek mahkumu mudur?
Günümüzde sadece öÄŸretmenlerimizin atama problemi olmadığını, ÅŸu anda görev yapan öÄŸretmenlerimizin de yığınla problemi olduÄŸuna dikkat çeken Koncuk, sözleÅŸmeli ve mülakatlı öÄŸretmen alımını eleÅŸtirdi. Koncuk ÅŸunları kaydetti: “BilindiÄŸi gibi, sözleÅŸmeli öÄŸretmenlik diye bir sistem ihdas edildi. Bu sisteme göre öÄŸretmenlere bulunduÄŸu yerde 6 yıl çalışma zorunluÄŸu getirildi. Yani ister evli olun, isterse çocuÄŸunuz olsun, 6 yıl öÄŸretmenler tayin isteyemiyor. Böyle bir anlayış olabilir mi? Soruyorum; öÄŸretmenlerimiz kürek mahkumu mudur?
Åžöyle bir örnek vereyim; 25 yaşında kızımız öÄŸretmen olarak Hakkari’nin Yüksekova ilçesinin bir köyüne ya da MuÄŸla’nın Bodrum ilçesinin bir köyüne atandı. Burada 6 yıl görev yapacak. Bu kızımız tayin isteyebildiÄŸinde tam 31 yaşında olacak. Dolayısıyla bu öÄŸretmenimiz 31 yaşına kadar evlenemeyecek.
Üstelik sözleÅŸmeli öÄŸretmenler mülakat ile alınıyor. Daha önce ‘KPSS neden var?’ diye sorulduÄŸunda, yetkililer nitelikli öÄŸretmen atamak için KPSS yapıldığını ifade ediyorlardı. Åžimdi KPSS’de yetmiyor, mülakat yapılıyor. Türk EÄŸitim-Sen olarak mülakata da karşıyız. Mülakat yöntemi torpili de beraberinde getiriyor. KPSS’de 90 puan alan bir öÄŸretmen atanamazken, 60 puan alan bir öÄŸretmen mülakat ile yani torpille atanabiliyor. ÖÄŸretmenlik mesleÄŸini de bu ÅŸekilde nitelikli olmaktan çıkartıyorlar. Sayın Bakan, ‘Mülakatta geçti-kaldı sistemi uygulayalım ama atamayı KPSS puan üstünlüÄŸüne göre yapalım’ dedi. Tabi ki mülakatı desteklemiyoruz ama önceki uygulamaya göre daha iyi. Fakat bununla da ilgili hala bir düzenleme yapılmadı.”
Mahrumiyet bölgelerinde öÄŸretmen tutabilmek için bu öÄŸretmenlerin maaÅŸları geliÅŸmiÅŸ bölgelerde görev yapan öÄŸretmenlerin maaşından daha fazla olmalıdır.
Mahrumiyet bölgelerinde görev yapan öÄŸretmenlerin maaÅŸlarına yönelik düzenlemeler yapılması gerektiÄŸini kaydeden Koncuk ÅŸunları söyledi: “Mahrumiyet bölgelerinde öÄŸretmen tutabilmek için bu öÄŸretmenlerin maaÅŸları geliÅŸmiÅŸ bölgelerde görev yapan öÄŸretmenlerin maaşından daha fazla olmalıdır. Bu ÅŸekilde mahrumiyet bölgeleri öÄŸretmenlerimizin çalışması için cazibe merkezleri olabilir.
Bu bölgelerde görev yapan öÄŸretmenlerimiz, ‘Hiç olmazsa maaşım diÄŸerlerinden 1000-1500 TL fazla’ desin. Sayın Bakan, ‘Bu teklifler geliyor ama para var mı? diye kimse sormuyor’ dedi. Türkiye’de 2017 yılında yüzde 11.1 ekonomik büyüme var. Türkiye ekonomisi yüzde 11.1 büyürken, öÄŸretmenler, memurlar, vatandaÅŸlar bundan ne kadar yararlanıyor? Dünya ekonomisi küçülüyor, Çin’de büyüme yok. Türkiye’de ekonomik büyüme var. Türkiye’de büyüme var ise, bunu eÄŸitim-öÄŸretime de kanalize etmek gerekiyor.”
ÖÄŸretmenlerin problemleri, hepimizin problemidir.
ÖÄŸretmen atama probleminin çözülmesi, öÄŸretmenlik mesleÄŸinin itibarlı hale getirilmesi gerektiÄŸini kaydeden Koncuk, “Çocukluk dönemimizi hatırlayın. ÖÄŸretmenlerimiz bizim için birer devdi. Bugün ise bu kadar itibarsızlaÅŸtırdığımız, ekonomik ve sosyal problemlerle karşı karşıya bıraktığımız öÄŸretmenlerle beraber toplumun geleceÄŸini kaybediyoruz” dedi.
ÖÄŸretmenlerin problemlerinin siyasi mesele olmaktan çok, Türkiye’nin gelecek davası olarak görülmesi gerektiÄŸini bildiren Koncuk, “ÖÄŸretmenlerin problemleri, hepimizin problemidir. Her birimizin çocuÄŸunu yetiÅŸtiren öÄŸretmenlerimizdir” diye konuÅŸtu.
Koncuk sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Dünyada imzamız olmasını istiyorsak, huzur ve mutluluk içinde yaÅŸayan bir ülke olma iddiamız varsa, eÄŸitime yatırım yapmaktan çekinmeyeceÄŸiz. GeliÅŸmiÅŸ ülkeler eÄŸitim-öÄŸretim faaliyetleriyle baÅŸarılı olmuÅŸtur. Dolayısıyla eÄŸitime yatırım yapacağız. ÖÄŸretmenin meselesini kendi meselemiz gibi göreceÄŸiz. Tabi bunu en baÅŸta Milli EÄŸitim Bakanlarının ve Hükümetlerin görmesi gerekir.”
Alan deÄŸiÅŸikliÄŸi talebi yerine getirilsin, il içi problemini formüle dayandıralım.
ÖÄŸretmenlerin alan deÄŸiÅŸikliÄŸi talebi olduÄŸunu da bildiren Koncuk, “Alan daralması nedeniyle alanında ihtiyaç olmayan öÄŸretmenlerimiz var. Bazı öÄŸretmenlerimizin ikinci diplomaları var. Dolayısıyla alan deÄŸiÅŸikliÄŸi talepleri mutlaka yerine getirilmelidir.” dedi.
Koncuk, ücretli öÄŸretmenlik, sözleÅŸmeli ve mülakatlı öÄŸretmen alımına son verilmesi gerektiÄŸini kaydederek, tüm öÄŸretmenlerin kadrolu olarak, KPSS puan üstünlüÄŸüne göre atanmasını istedi. İl içi özür grubu maÄŸdurları ile ilgili de açıklamalar yapan Koncuk, “ÖrneÄŸin eÅŸlerden biri Antalya’nın KaÅŸ ilçesinde, diÄŸeri Antalya’nın GazipaÅŸa ilçesinde görev yapıyor. İki ilçe arasındaki mesafe 240 kilometre. Åžimdi bu eÅŸler aynı ilde mi görev yapmış oluyor? İl içi problemini formüle dayandıralım” dedi.
Ne yazık ki Milli Eğitim Bakanları kendilerini Maliye Bakanı yerine koyuyorlar.
Genel BaÅŸkan, Celal Pir’in, “Siz Milli EÄŸitim Bakanı olsaydınız, bu iÅŸleri nasıl düzeltirsiniz?” sorusuna, “Milli EÄŸitim Bakanı olsam, Hükümete istediÄŸim sayıda öÄŸretmen ataması yapılıp yapılmayacağını sorarım. Bu pazarlığı yaparım. Yani elimi kolumu baÄŸlayarak Milli EÄŸitim Bakanı olmam. EÄŸer mesele bir makam sahibi olmak ise, o ayrıdır. Ama Milli EÄŸitim Bakanlarının iradesini ortaya koyması gerekir. Ne yazık ki Milli EÄŸitim Bakanları kendilerini Maliye Bakanı yerine koyuyorlar” dedi.
ÖÄŸretmenlerimiz bu ÅŸartlarda dahi son derece baÅŸarılı sonuçlar alan bir meslek grubudur. Bunu da ifade etmek benim için bir gururdur.
Koncuk, bazı özel okul sahiplerinin devlet bünyesinde görev yapan öÄŸretmenleri tahkir eden açıklamalarını da eleÅŸtirerek, “ÖÄŸretmenlerimiz bu ÅŸartlarda dahi muazzam çalışmalar yapıyor. Fen ve Anadolu liselerinde ve tüm okullarımızda çok baÅŸarılı öÄŸretmenlerimiz var. Özel okul sahipleri, okullarının çok baÅŸarılı olduÄŸunu zannetmesinler. Yürekleri yetiyorsa, özel okulları Fen liseleri ile yarıştıralım. ÖÄŸretmenlerimiz bu ÅŸartlarda dahi son derece baÅŸarılı sonuçlar alan bir meslek grubudur. Bunu da ifade etmek benim için bir gururdur” diye konuÅŸtu.
Genel BaÅŸkanın Açıklamaları İçin Tıklayınız.