2018-2019 yıllarında geçerli olacak memur ve emekli maaÅŸ zammı için toplu sözleÅŸme süreci devam ederken, Genel BaÅŸkan İsmail Koncuk Habertürk televizyonuna süreci deÄŸerlendirdi
2018-2019 yıllarında geçerli olacak memur ve emekli maaÅŸ zammı için toplu sözleÅŸme süreci devam ederken, Genel BaÅŸkan İsmail Koncuk Habertürk televizyonuna süreci deÄŸerlendirdi. Toplu sözleÅŸme gündemine dair önemli açıklamalarda bulunan Koncuk, Türkiye Kamu-Sen’in taleplerini de yineledi.
GENEL BAÅžKAN: 2002 YILINDAN BU YANA 1085 LİRALIK ALIM GÜCÜ AZALMASI VAR
Sadece memurların deÄŸil, sabit ve dar gelirlilerin de ekonomik büyümeden pay almasının önemine iÅŸaret eden Koncuk, “Enflasyon oranında zam, sıfır zam demektir” dedi. Koncuk, 2002 yılından bu yana ekonomik büyümeyi deÄŸerlendirdiÄŸimizde ortalama memur maaÅŸlarında 1085 liralık bir alım gücü azalması olduÄŸunu belirterek ÅŸunları söyledi:
“1 AÄŸustos 2017 tarihinde toplu sözleÅŸmenin gündemi belirlendi. Belirlenen program dahilinde ÅŸu anda yetkili sendikaların teknik komiteleriyle Kamu İşveren Kurulu toplantı yapıyor. 10 AÄŸustos tarihinde saat 14.00’de tekrar bir araya geleceÄŸiz. Bu komisyon çalışmalarının karar haline gelmesi gereken maddelerini tespit edeceÄŸiz. Kamu İşveren tarafı ile karşılıklı müzakere edilecek. Tabi bu süreçte yetkili sendikanın kabulü ve tutumu son derece önemlidir. İki gün boyunca yoÄŸun bir ÅŸekilde çalışılacak. İnÅŸallah hayırlı sonuçlar doÄŸar.
Türkiye Kamu-Sen bugüne kadar bu zam politikasının mutlaka deÄŸiÅŸmesi gerektiÄŸini savundu. Çünkü siyasetçiler zaman zaman yaptıkları açıklamalarda milli gelirin arttığını, ekonomik büyümenin devam ettiÄŸini söylediler. Açıklamalara göre bu yılın ilk çeyreÄŸinde yüzde 5’lik ekonomik büyüme var. Biz de madem milli gelir artıyor, ekonomik büyüme var, bütün vatandaÅŸlarımızın emeklilerimizin, iÅŸçi memur sabit ve dar gelirlinin milli gelir artışından yararlanması lazım diye düÅŸünüyoruz. Milli gelir artışının reel olarak vatandaÅŸlarımıza yansıması temin edilmelidir.Enflasyon oranında zam yapmakla övünüyorlar ancak, bilinmelidir ki enflasyon oranında zam sıfır zam demektir. Yani benim 100 liramı korumak demektir. Bu sene o da korunmadı. Bu sene kamu çalışanlarına 2017 Ocak ayında yüzde 3’lük bir zam yapıldı. Fakat daha Mart ayında yüzde 3’ü aÅŸan bir enflasyon ile karşı karşıya kaldık. Mart ayından Haziran ayına kadar kamu çalışanları ciddi ÅŸekilde enflasyon karşısında ezildi. Temmuz’da yüzde 2,89 oranında enflasyon ödemesiyle memur ve emeklilere bir ödeme yapıldı ancak, geçmiÅŸteki 4 aylık kayıpları karşılayacak bir uygulama olmadı. Dolayısıyla bu yıl cebimizdeki 100 lira, 100 lira olarak da kalmadı. Kamu çalışanlarının alım gücünü hesap ettiÄŸimiz zaman ortalama memur maaşında 240 liraya varan alım gücü azalması söz konusu.
En düÅŸük devlet memuru maaşı 2300 lira, ortalama memur maaşı ise 2900 lira civarında. Türkiye Kamu-Sen ARGE Merkezi’nin yaptığı araÅŸtırmaya göre, 4 kiÅŸilik bir ailenin asgari geçim sınırı 5200 lirayı geçti. Milli gelirdeki artıştan ve ekonominin büyümesinden söz ediyorsanız, 5200 liranın büyük bir rakam olmadığını görürsünüz. KiÅŸi başına düÅŸen milli gelirin 10 bin 500 lira olduÄŸu ifade ediliyor. 4 kiÅŸilik bir aileden söz ettiÄŸimiz zaman yıllık gelirinin 42 bin liralık bir gelir olması gerekir. Kaç kiÅŸinin cebine bu kadar para giriyor? Bu kağıt üzerindeki milli gelir artışının vatandaÅŸa mutlaka yansıtılması lazım.
Türkiye Kamu-Sen olarak, bu dönem bu portföyü deÄŸiÅŸtirelim diyoruz. 2018 Ocak ayından geçerli olmak üzere yüzde 10+10 oransal zam, 150 lira seyyanen artış, yüzde 3’lük ekonomik büyüme ve refah payı; 2019 yılında ise yüzde 8+8’lik oransal artış, 150 liralık seyyanen zam ve yine yüzde 3’lük ekonomik büyümeden pay istiyoruz. Refah payı olarak talep ettiÄŸimiz yüzde 3’lük pay çok büyük bir oran deÄŸildir. Ekonomik büyümenin vatandaÅŸa yansıması açısından istediÄŸimiz bir taleptir. 2002 yılından bu yana ekonomik büyümeyi deÄŸerlendirdiÄŸimizde ortalama memur maaÅŸlarında 1085 liralık bir alım gücü azalması var. Ortalama memurun alım gücü, ekonomik büyüme karşısında 1085 lira azalmış. Madem ekonomik büyüme var, bunu insanlarımıza yansıtalım. Biz bunun tamamını hemen versinler demiyoruz. Yüzde 3 gibi sembolik bir rakamla deÄŸerlendiriyoruz. EÄŸer bunu gelenek haline getirirsek, yıllar içerisinde milli gelirin artışından vatandaÅŸlarımız da reel olarak faydalanır.
Yetkililerin zaman zaman yaptığı geçmiÅŸ 40 yıla göre daha iyiyiz gibi açıklamaları gerçekçi deÄŸil. YaÅŸam standardı denen bir gerçeklik var. Bugün 100 yıl öncesine göre ihtiyaçlarımız aynı deÄŸil. Çağın geliÅŸmeleri karşısında insanlarımızın geri kalmaması için reel olarak aldıkları gelirleri artırmamız lazım. Böylece çağın gereklerine uygun bir hayat standardını vatandaÅŸlarımız yakalayabilsin. Bugün evinde internet olmayan yok. Belki 40 yıl önce her ailenin internet ihtiyacı söz konusu deÄŸildi. Ancak bugün internet modern yaÅŸamın temel ihtiyacı halini almıştır.”
GENEL BAÅžKAN: AİLELER PARÇALANIRKEN, İKTİDARIN SEYİRCİ KALMASI KABUL EDİLEMEZ
Kamuda uygulanan sözleÅŸmeli sistemin ülke için bir ayıp olduÄŸuna iÅŸaret eden Koncuk, “Toplu sözleÅŸme masasını rakiplerin birbiriyle çatıştığı bir masa olarak düÅŸünmüyorum. Toplu sözleÅŸme masası 20 milyon vatandaşımızı yakından ilgilendiren kararların alındığı çok önemli bir masadır” diyerek ÅŸunları sözlerine ekledi:
“Kamuda sözleÅŸmeli uygulaması vatandaÅŸlarımızın canını yakıyor. 20 bin 4/C’liye yıllardır kadro alamıyoruz. 2015 yılında karar altına alınmasına raÄŸmen, yine kadroya geçirmediler. 4/B’liler de kanayan bin yaradır. 4/B’li tayin oluyor, evli ama eÅŸi tayin isteyemiyor. İkisi ayrı ÅŸehirlerde devam ediyorlar. Tayin isteyemediÄŸi için eÅŸleriyle aynı ÅŸehirde olmak isteyenler baÅŸka kurumlara geçmek istiyor. BulunduÄŸu yerde çakılı kadro olsun, tayin isteyemesin diye düzenlenen 4/B sisteminin varlığı bu ülke için bir ayıptır. Aileler parçalanırken, devleti yönetenlerin buna seyirci kalması hiçbir tedbir almaması kabul edilir bir durum deÄŸildir.
Türkiye’de 2002’de 30 bin civarında taÅŸeron vardı. Aradan geçen yıllar içerisinde sadece ÅŸu anda kamuda 740 bin civarında taÅŸeron var. Belediyeleri de dahil ettiÄŸimiz zaman 1 milyon 200 bin, özel sektörü dahil ettiÄŸimiz zaman 2 milyonu aÅŸan taÅŸeron çalışan var ülkemizde. TaÅŸeron sistemi bu ülke insanının hak ettiÄŸi bir sistem deÄŸildir. Üniversitedeki evlatlarımız bir takım patronların sömürüsüne terk edilsin diye okumuyorlar. Adeta milletimizin iliÄŸini sömüren bu sistemin mutlaka kaldırılması lazım. Seçimden önce iktidarın bir sözü vardı. Sayın DavutoÄŸlu’nun BaÅŸbakanlığı zamanında ve referandum sürecinde de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı MüezzinoÄŸlu’nun açıklamaları vardı. Dönemin Bakanı Mehmet MüezzinoÄŸlu “taÅŸeronların problemi bizim problemimizdir” ÅŸeklinde açıklama yapmıştı.
Toplu sözleÅŸmenin ilk gününde bu açıklamayı hatırlattım. O zaman da MüezzinoÄŸlu’na sorun sizin ama çözümünüz yok demiÅŸtim. Bu toplu sözleÅŸmelerin, sendikal çekiÅŸmelerin ötesinde kamu çalışanlarına, 4/B’liye, 4/C’liye, taÅŸeron çalışana, üniversiteli iÅŸçilerin yaÅŸadığı sorunlara göre çözümlerin üretildiÄŸi bir masa olması lazımdır. Toplu sözleÅŸme masasını rakiplerin birbiriyle çatıştığı bir masa olarak düÅŸünmüyorum. Toplu sözleÅŸme masası 20 milyon vatandaşımızı yakından ilgilendiren kararların alındığı çok önemli bir masadır. Bu masanın mutlaka beklentilere uygun kararların alınmasına vesile olmasını diliyorum.”
GENEL BAÅžKANIN AÇIKLAMASI İÇİN TIKLAYINIZ.