GENEL BAŞKAN KANAL B’DE GÜNCEL PROGRAMINDA ÇALIŞMA HAYATININ SORUNLARINI VE TOPLU SÖZLEŞME SÜRECİNİ DEĞERLENDİRDİ
TÜRKİYE KAMU-SEN
TÜRKİYE KAMU-SEN
TÜRKİYE KAMU-SEN
Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu
  • Anasayfa
  • Kurumsal
    • Türkiye Kamu-Sen
    • Yönetim Kurulumuz
    • İl Temsilcilerimiz
  • Haberler
    • Kamu-Sen
    • Ar-Ge
    • Kazanımlarımız
    • Genel Haberler
    • Sendikalardan
    • KVKK
  • Mevzuat
    • Kanunlar
    • Sendikal Mevzuat
    • Uluslararası SözleÅŸmeler
    • Yönetmelikler
    • Tüzük
  • ArÅŸiv
  • Sendikalarımız
    • Türk EÄŸitim Sen
    • Türk SaÄŸlık Sen
    • Türk Büro Sen
    • Türk Haber-Sen
    • Türk Yerel Hizmet Sen
    • Türk Kültür Sanat Sen
    • Türk İmar Sen
    • Türk. Tarım Orman Sen
    • Türk Ulaşım Sen
    • Türk Enerji Sen
    • Türk Diyanet-Vakıf Sen
  • Kamu-Sen TV
  • KVKK
  • İletiÅŸim
İlkeli, Kararlı ve Cesur Sendikacılığın Tek Adresi
GENEL BAŞKAN KANAL B’DE GÜNCEL PROGRAMINDA ÇALIŞMA HAYATININ SORUNLARINI VE TOPLU SÖZLEŞME SÜRECİNİ DEĞERLENDİRDİ
  1. Arşiv 18-08-2017 1590 TKS Basın Bürosu
GENEL BAŞKAN KANAL B’DE  GÜNCEL PROGRAMINDA ÇALIŞMA HAYATININ SORUNLARINI VE TOPLU SÖZLEŞME SÜRECİNİ DEĞERLENDİRDİ
PaylaÅŸ twittle

Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı İsmail Koncuk, Kanal B’de yayınlanan “Güncel” programına katıldı

Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı İsmail Koncuk, Kanal B’de yayınlanan “Güncel” programına katıldı. Canlı yayınlanan programda gündeme iliÅŸkin önemli deÄŸerlendirmelerde bulunan Koncuk, toplu sözleÅŸme sürecinde ÅŸu ana kadar gelinen durumu özetledi.

 

GENEL BAÅžKAN TOPLU SÖZLEÅžME SÜRECİNİN KAPALI KAPILAR ARDINDA DEĞİL, KAMUOYUNUN GÖZÜ ÖNÜNDE VE HEYETLER TOPLANARAK YAPILMASI GEREKİR

 

Toplu sözleÅŸme masasının kamuoyundan kaçırılarak yapılma ihtimaline tepki gösteren Genel BaÅŸkan İsmail Koncuk,“Hem ekonomik hem sosyal hakların kamuoyu önünde müzakere edilerek tartışılarak kamu çalışanları açısından kazanım haline gelmesi saÄŸlanırdı” diyerek ÅŸunları söyledi:

“Kamu İşveren tarafı, 2018 ve 2019 yılları için 3+3’lük bir zam teklif ile masaya geldi. Bu kabul edilebilir bir rakam deÄŸil. Biz de bu teklife tepkimizi koyduk. Pazartesi günü verilen bu teklifin ardından, ÅŸu ana kadar bir geliÅŸme yok. Maalesef, bu durum son yıllarda usul haline gelmiÅŸtir. Masada bir teklif getirilir, ardından bu teklifi görüÅŸmek için masa kurulmaz. Toplu sözleÅŸme masası dışında, kapalı kapılar ardında yetkili Konfederasyonla bu teklif revize edilir. Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide SarıeroÄŸlu, bu yolu takip eder mi bilmiyorum. Kimsenin günahını almak istemiyorum. Ama geçtiÄŸimiz 2 dönemde de bu ÅŸekilde toplu sözleÅŸme imzalandı. Kapalı kapılar ardında bu iÅŸler çözülecekse, toplu sözleÅŸme masasına da gerek yok. Kimse bizi yormasın. Umarım böyle deÄŸildir. Bundan öncekiler hep böyle sonuçlandığı için kaygım var. Yarın inÅŸallah bir görüÅŸme olur. Yoksa, pazartesi de son gün, toplu sözleÅŸmenin artık bağıtlanması lazım. EÄŸer 21 AÄŸustosda tekrar masa toplanır ve yeni rakamlar o masada konuÅŸulursa tamam, ama aksi olursa benim bu düÅŸüncemin doÄŸru olduÄŸu ispatlanır.

Toplu sözleÅŸme sürecinin kamuoyu önünde, heyet önünde gerçekleÅŸmesi gerekir. Yani heyet ile, ekonomik ve sosyal konuların kamuoyu önünde müzakere edilerek karar alınması gerekir ki, herkes görüÅŸünü söylesin. GeçtiÄŸimiz dönemlerde yapılan saÄŸlıklı bir yöntem deÄŸil. Bunun sıkıntısını kamu çalışanları maalesef yaÅŸadı.2015 yılında toplu sözleÅŸmede yaÅŸanan arızaları tekrar yaÅŸarız. Neler yaÅŸanmıştı o zaman hatırlayalım, alınan kararları heyet olarak deÄŸerlendirme imkanı bulamadan, kendi aralarında toplu sözleÅŸmeyi paldır kültür imzaladılar. Bizim masada olmamamız gerekiyordu demek. Sanki masada olmadığımız zaman ne olacak ? Biz eksikleri kusurları zaten eleÅŸtireceÄŸiz. Oysa masada biz de olsak, hem uygulamada hem de metinde yanlış olma ihtimali ortadan kalkmış olurdu. Hem ekonomik hem sosyal hakların kamuoyu önünde müzakere edilerek tartışılarak kamu çalışanları açısından kazanım haline gelmesi saÄŸlanırdı.  EÄŸer birileri bundan ders çıkarmamış ise benim bir sözüm yok.  Vebali de bunu imzalayanlara aittir.

Türkiye Kamu-Sen olarak yaÅŸananları ÅŸeffaflık çerçevesinde paylaşıyoruz. Yapılanlar hastalıklı bir yöntemdir. Kamuoyundan kaçırılarak, tartışma imkanı bulamadan imzalanan sözleÅŸmeler saÄŸlıklı deÄŸildir.  Çalışanların beklentileriyle örtüÅŸmeyen zam oranıyla karşı karşıya kalırız. Vebal de kabul etmiyoruz bu durumda. Biz buradan uyarımızı yapıyoruz. EÄŸer böyle bir yöntem varsa, mutlaka tepkimizi gösteririz. 2013 ve 2015 yıllarında bu ÅŸekilde yapıldı. Umarım bu sene de aynı hataya düÅŸmezler. Bakanın kastı olduÄŸunu sanmıyorum ve çevresinde bulunanların etkisi altına girmeyeceÄŸini düÅŸünüyorum.

Memur-Sen’in teklifleri 2018 ve 2019 yılları için yüzde 38’ leri bulan bir teklif. Türkiye Kamu- Sen olarak yüzde 40’lara varan mali talebimiz var.  Çalışanlara yüzde 10+10 oransal zam, 150 TL seyyanen zam, ekonomik büyümeden de yüzde 3 pay alınması teklifinde bulunduk. Ekonomik büyümelerden milli gelir artışından vatandaÅŸların da istifade etmesi lazım ki, milli gelir artışının ne anlama geldiÄŸini bizler de anlayalım. Cebimize yansımayan artış nasıl milli gelir artışıdır? Türkiye’nin ekonomik ÅŸartlarında, reel bir alım gücü artışının saÄŸlanmadığını hepimizin görmesi lazım. Yüzde 3+3 gibi bir rakam geldi önümüze, enflasyon farkı oluÅŸursa onu vereceÄŸiz dediler. Her zamanki yöntem bu. Bizim anlattıklarımızım maliye ve hükümet nazarında hiçbir kıymeti olmadığını anlıyoruz. İnsanların alım gücünde bir reel artış saÄŸlamadığımız zaman, biz neyin toplu sözleÅŸmesini yapıyoruz? Seyyanen zam yok. Refah payı yok. Vergi dilimiyle ilgili bir geliÅŸme yok. Vergi dilimi kamu çalışanları için ciddi bir problemdir.”

GENEL BAÅžKAN: TOPLU SÖZLEÅžMEDE SUNULAN ZAM TEKLİFİNİN DE MATEMATİKSEL MANTIÄžI OLMASI LAZIM. KAMU İŞÇİLERİNE 2017 YILINDA VERİLEN ZAM ÇITAMIZDIR.

Hükümetin sunduÄŸu 3+3’yük zam teklifine tepkisini dile getiren Koncuk, yetkili Konfederasyon ve hükümete adımlarını doÄŸru atması yönünde uyarıda bulundu:

 

“TÜİK tarafından açıklanan önemli rakamlar var ortada. Hane halkı kiÅŸi başı harcama tutarını açıkladı. 2016 yılı itibariyle hane halkının kiÅŸi başına tüketim harcaması 1642 lira olarak hesapladı. Devletin resmi kuruluÅŸu bunu söylüyor. Ortalama 4 kiÅŸilik bir aile olarak düÅŸündüÄŸümüzde ortalama harcamayı da TÜİK, 3433 lira olarak ilan etmiÅŸ. 2016 yılında en düÅŸük memur maaşı 2032 lira civarında. Bu ne demektir? 2016 yılı sonu itibariyle bu harcama kalemini esas aldığımızda, en düÅŸük memur maaşı TÜİK’in açıkladığı rakamın tam 1401 lira altındadır. Ortalama memur maaşında ise, 730 lira altında demektir. Bir aile bu kadar para olmasa geçinemiyor demektir. Siz hangi hakla 3+3 lük zam teklifiyle geliyorsunuz. Bunun bir matematik gerçeÄŸi olması lazım. Hiçbir gerekçe göstermeden 3+3 zam teklifiyle geldiler. Maliye bakanlığının ve hükümetin bir zammı teklif ederken bir takım gerekçelere baÄŸlaması lazım.  Bu rakam gerçekleÅŸen hedef enflasyon oranı ile mi örtüÅŸüyor?   2017 yılında kamu iÅŸçilerine ve emeklilerine verdikleri zamla mı örtüÅŸüyor? Dolaysıyla yüzde 3+3 ün açıklama yapılacak hiçbir tarafı yok. Bu rakam mutlaka yeniden revize edilmelidir.  Kamu iÅŸçileriyle yapılan pazarlık ortada. Önümüzde bir çıta var. Kamu iÅŸçilerine yüzde 12,5 zam, ek ödemelerine 250 TL ve 3000 TL altında maaÅŸ alanlara verilen 90TL zam ortada. 2017 yılına kamu iÅŸçisine hangi gerekçelerle bu zammı verdiyseler 2018 yılında da bu zammı memura vermek zorundasınız. Bu çıtanın altında rakamı bizim kabul etmemiz mümkün deÄŸil. Vicdan kabul etmez. “Memura gol mü atıyorsunuz?” diye sorarız Bu kamu çalışanlarına ve emeklilere yapılan bir saygısızlıktır. Bir yanda iÅŸçilere verilen zam, bir yanda memur sendikalarıyla yapılan pazarlık sonucu memurun önüne konulan zam teklifi ortada. Bu ülkenin resmi kurumu TÜİK bu açıklamaları yapıyorsa, buna göre kararlar almak zorundalar. EÄŸer ciddiye alınmayacaksa, neden bu araÅŸtırmalar yapılıyor o zaman? 2017 yılında bu rakamlar daha yüksek çıkacak. Bu en az 250 TL civarında daha bu rakamları yükseltmek lazım. 2017 yılındaki enflasyon oranını eklediÄŸimizde 250 lira civarında bu rakamları yükseltmek lazım ki, kayıplar karşılansın. Verilen yüzde 3+3’lük zam en düÅŸük devlet memuru maaşında ortalama 69 TL artış anlamına geliyor. Ortalama memur maaşında da ilk 6 ay için 88 TL artış demektir. Bu rakamları nereye koyacağız? Sendikacılık farkını da deÄŸerlendirmek lazım. İşçi sendikaları bu rakamları aldı. Yetkili memur sendikaları olarak Memur-Sen’in bunu neden alamadığını memurların da sorgulaması lazım. Masada “teklife kapalıyız” diye döviz açtılar. “Bu teklife kapalısınız da, hangi teklife açıksınız” diye sormak lazım. Yüzde 3+3 ün üzerinde teklifin ne kadar aşılması lazım ki, bu teklife açık hale gelecekler? Bana göre teklifin yüzde100 artması lazım. Bizim çitamız kamu iÅŸçileriyle yapılan toplu sözleÅŸmedir. Neye göre tekliflere açık olacaklar hep birlikte göreceÄŸiz. Sendikacılık faaliyeti de orta oyun deÄŸil, ciddi bir iÅŸtir. Magazin programlarına konu olalım diye ÅŸov yapılmaz. Çıkarsınız, teklife karşıysanız sözlerinizle “demir kertiÄŸi gibi söz söylersiniz. Sözünüz pamuk gibi, kaldırdığımız demir kertiÄŸi ise bir tezattır. Bütün memurlarımızın ve emeklilerimizin bu süreci çok yakından takip ettiÄŸini herkesin bilmesi lazım 20 milyon insan adına bu teklif düzeltilmelidir. Yapılanları memurlar sineye çekmeyecektir, önümüzdeki dönem seçim dönemi. Bu saygısızlığı unutmayız. Yetkili konfederasyon ve hükümet adımlarını ona göre atsın. Yapılan saygısızlığı unutmayız ve unutturmayız.

 

21 AÄŸustos’da toplu sözleÅŸmenin imzalanması ya da uzlaÅŸmazlık zaptı tutulması gerekir.  Hakem heyetine yetkili konfederasyon gidebilir. Hakem heyeti de 5 gün içinde karar vermek zorunda. Tatile girildiÄŸi için 25 AÄŸustos’da  bir iÅŸin bitmesi lazım. Türkiye Kamu-Sen olarak , hakem heyetinde bir temsilci bulundurabiliyoruz. 2012 yılında Memur-Sen’in seçtirdiÄŸi ve hakem heyetine yolladığı akademisyen hoca hükümetin teklifine evet demiÅŸti. Bunlar unutuluyor. Gece de tepkiler üzerine imzasını geri çekmek zorunda kaldı.”

 

GENEL BAÅžKAN: BİZİM TÜM İTİRAZLARIMIZA RAÄžMEN, TOPLU SÖZLEÅžME MASASI BU ÅžEKİLDE ÇIKTI. O GÜN YASANIN BÖYLE ÇIKMASINA İTİRAZ ETMEYENLER, BUGÜN MASADA NE YAPACAKLARINI ÅžAÅžIRIYOR

Sadece Kamu İşveren tarafının iradesinin hakim olduÄŸu toplu sözleÅŸme masasıyla, kamu çalışanlarının lehine karar almanın güçlüÄŸünü vurgulayan Genel BaÅŸkan, ”bu masa arızalıdır” diyerek sözlerine devam etti:

 

 

“Memur-Sen ve Türkiye Kamu-Sen’in toplu sözleÅŸme masasında teklif verme yetkisi var. Ancak, bizim teklifler o masada görüÅŸülmüyor. Memur-Sen toplu sözleÅŸme sürecinde masadan kalkarsa, o zaman Türkiye Kamu-Sen in teklifleri görüÅŸülmeye baÅŸlar. Sosyal talepler alanlardan toplandığı için benzer taleplerdir.  Memur-Sen in 730 teklifi vardı, 358 e kadar düÅŸürüldü. Bu masada da bir arıza var. Böyle bir toplu sözleÅŸme düzeneÄŸinin sonuç alıcı olması imkansız. Kamu çalışanlarının beklentilerini yüzde 50 oranında bile karşılaması zor bir masa var. Daha dinamik masa lazım. Tek  taraflı bir irade hakim burada. Kanuna göre bütün yetki kamu iÅŸveren tarafında gözüküyor. Olmaz dediÄŸi anda tek yapabileceÄŸimiz ÅŸey hakem kurulan gitmek. Orada da çoÄŸu hükümet yanlısıdır. Türkiye Kamu-Sen’ in bütün itirazına raÄŸmen bu kanun düzenlendi. O zaman bu kanuna itiraz etmeyenler, bugün o masada ne yapacağını ÅŸaşırıyorlar.  Ben zamanında toplu sözleÅŸme düzeneÄŸi ile ilgili,  “hükümet dikensiz gül bahçesi istiyor”  diye açıklama yapmıştım.  Bu itirazı o zaman bizimle birlikte yetkili olan konfederasyon da yapmış olsaydı, o masada eli daha güçlü olarak otururdu. Bugün orada kamu iÅŸveren tarafının vicdanına kalmış bir düzenek var. Böyle olmaz, sendika olarak bizim de irademizin olması lazım. Sayın Bakan da bunun düzeltilmesi gerektiÄŸini ifade etti. “Burası bir okulsa herkes dersini alacak” diye yetkili sendikalara söyledim. Yetkili olmak yetmiyor. Hava basanlara söyledim. “Adın mülayim sert olsan ne yazar” diye bir söz söylerler. 1 milyon üyen de olsa eÄŸer 20 maddesi karar altına alınmış toplu sözleÅŸmeyi uygulattıramıyorsan, bir önemin yoktur. ÖrneÄŸin, 4/C’ye kadro alınmasını tarih belirlemeden yaparsanız tribünlere oynarsınız sadece. 2015 yılından beri 4/C’li kadro bekliyor. 4/B uygulaması da ayrı bir sıkıntı. 2011 yılında bütün 4/B’liler kadroya alındığı halde, 2011 yılından sonra da 4/B’li çalışan alınmaya devam edilmiÅŸ. Kanayan bir yaradır bu sistem. Memuriyetten istifa etme noktasına gelenler var. Bunların hepsi toplu sözleÅŸme masasının konusudur. Masada talepler sadece okunuyor, ama gerekli tartışma zemini yok. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide SarıeroÄŸlu’na da söyledim, “süpermen olsanız anlayamazsınız” dedim. Bu masa arızalı bir masadır. Yetkili konfederasyonlar da bunu kabul ediyor artık. Sendikacılık da arızalı olunca sonuç alıcı hareket etmek zor oluyor.”

 

KONCUK: TÜM ÇALIÅžANLARIN EK GÖSTERGELERİNİ 800’ER PUAN ARTIRALIM

Ek göstergeler ile vergi dilimleri meselesini de gündeme getiren Genel BaÅŸkan Koncuk, “657’de eskiyen bir yer var ise bu da ek gösterge rakamlarıdır. . Hep söylüyorum, “Gelin buradan düzeltmeye baÅŸlayalım. Tüm çalışanların ek göstergelerini 800’er puan artıralım. Vergi dilimi meselesi bir baÅŸka konu. Bakın tüm memurların 12 bin 400 TL’den yüzde 15’lik matrahı sadece 600 TL artırılarak 13 bin TL’ye çıkarıldı. Bunun neresinde matematik gerçeklik var? diye sordu.

Koncuk, “Aslında tüm sendikaların bu konuda talebi var Toplu sözleÅŸme talepleri arasında ve sadece öÄŸretmenlere deÄŸil bütün memurların ek göstergelerinin artırılmasıyla ilgili taleplerimiz var. Aslında 657 sayılı kanunla ilgili zaman zaman Çalışma Bakanları, sayın CumhurbaÅŸkanı “EskimiÅŸ” derler. Aslında eskiyen en önemli yönü ek göstergelerdir. Hep söylüyorum, “Gelin buradan düzeltmeye baÅŸlayalım. Tüm çalışanların ek göstergelerini 800’er puan artıralım” diye yıllardır masada hep teklif ettik. Hiç yanaÅŸmıyorlar. Bu önemli bir taleptir. Ciddi mali bir külfeti vardır, kabul etmek lazım. Maliye bu iÅŸten kaçar. Polislerimize 1 Kasım seçimlerinden önce sözler verildi “Ek göstergeleriniz 3600’e çıkarılacak” diye seçim beyannamesinde. Buna raÄŸmen polislere verilmedi. Neden verilmiyor? “Polise verirsek diÄŸer memurlara neden veremediÄŸimizi açıklayamayız” endiÅŸesiyle vermiyorlar. Bizde dedik ki, “Polisi de ver, öÄŸretmene de ver, saÄŸlıkçıya da ver, ormancıya da ver” bu eskiyen bir maddedir. KöhnemiÅŸ ve memurları taşımıyor. Bundan kaçış yok, tedricen bunları düzeltmemiz lazım. Başını kuma gömüyorlar, böyle yaparak problemlerden kaçamayız, bunlar bizim taleplerimiz. Bunların deÄŸiÅŸtirilmesi ÅŸart haline gelmiÅŸ. Zaman içinde bunları sırayla yola koyalım. Her ÅŸeyden kaçan bir Maliye anlayışı var. Maliye Bakanı sayın Naci AÄŸbal geçtiÄŸimiz günlerde bir açıklama yapıyor, “Bir mevzuu ile ilgili olarak vergi çok yüksek. Bunu ben söylüyorsam Maliye Bakanı olarak hesap edin” diyor. Bunu yükselten ben miyim? Bu olmaz.

 

Vergi dilimi meselesi bir baÅŸka konu. Bakın tüm memurların 12 bin 400 TL’den yüzde 15’lik matrahı sadece 600 TL artırılarak 13 bin TL’ye çıkarıldı. Bunun neresinde matematik gerçeklik var. Kamu çalışanları, hatta asgari ücretliler bile yüzde 20’lik vergi dilimine girme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor ve aldığı zamdan daha fazlasını vergi olarak ödemeye baÅŸlıyor. Bu matrahı yükseltin ya da yeni formül koyun ortaya. Asla yanaÅŸmıyorlar. Kamu çalışanlarının bu konuda talepleri oluyor, gündeme taşıyoruz ama sadece bizim irademizle mesele çözülmüyor. Ortada bir hükümet iradesi var. Memurlara kulağını tıkamış bir Maliye anlayışı var. Bunları nasıl aÅŸarız? Adam gibi sendikacılık anlayışı ile aÅŸarız. Kamu çalışanları ÅŸunu bilmelidir, o masada, adam gibi sendikal bir anlayış, istediÄŸini bilen, diÅŸini gösteren bir sendikal anlayış olmadığı sürece bunları aÅŸamayız. Bir sendika baÅŸkanı çıkıyor, “İktidar partisinin 16. Yıl dönümü diye yüzde 16 zam talep etmiÅŸtik” diyor. Adeta yalvarırcasına, bu nasıl bir anlayış?  Bu yakışır mı? Hangi siyasi partiye oy verirseniz verin bu ayrı bir ÅŸey. O zaman diÄŸer siyasi partilerin kaç yıllık olduklarına göre mi zam isteyeceÄŸiz? MHP 50 yaşında, bugün iktidar da olsa yüzde 50 zam mı isteyeceÄŸiz? CHP, 94 yaşında, yüzde 94 zam mı isteyeceÄŸiz? Bu olmaz. Yalvar yakar sendikacılık anlayışının kamu çalışanlarına vereceÄŸi bir ÅŸey olmadığını herkes görmeli. KoÅŸar adım üye olurlarsa, bunu İsmail Koncuk’ta diyorsa, yani bu siyasi partinin bilmem kaçıncı yılı diye bu zammı istiyorum diyorsa, gelin yakama sarılın. Nasıl BaÅŸkansın? diye hesap sorun. Yalvar yakar sendikacılık olmaz. Bende dedim ki, bu talepleri üzerine, “Yüzde 30 zam istemek için siyasi iktidarın 30. Yıllarını mı bekleyelim?” Böyle mantık olmaz. Bu anlayış deÄŸiÅŸmeli.

Atatürk Amasya tamiminde diyor ki, “ Milletin geleceÄŸini  yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır…” Bende bu sözden hareketle diyorum ki, “Kamu çalışanlarının geleceÄŸini yine kamu çalışanlarının azim ve kararı kurtaracaktır” Ahmet’ten, Mehmet’ten bir ÅŸey bekleyerek deÄŸil önce kendimizi eleÅŸtireceÄŸiz. Elbette demokratik tercihlerdir bunlar ama neyi nasıl ve neden tercih ettiÄŸimizi bileceÄŸiz.

 

KONCUK: BU DEVLETİ YÖNETENLERDE ARTIK FEDAKARLIK YAPMALI

Genel BaÅŸkanımız İsmail Koncuk, EÄŸitim ÖÄŸretim alanında yaÅŸanan sorunlar ve beklentilere yönelik deÄŸerlendirmelerde de bulundu. Koncuk, “Toplu sözleÅŸme de elde edilen kazanımların hepsini ayın 21’in de göreceÄŸiz. Åžu anda Toplu sözleÅŸme metni yazılmadan orada nasıl bir kazanım olduÄŸunu görmemiz mümkün deÄŸil. Biz sadece talep ettiklerimizin neler olduÄŸunu söyleyebiliriz. Biz bütün hepsini talep ediyoruz. Siz sınıf öÄŸretmenine 18 saat maaÅŸ karşılığı ders vereceksiniz, matematik öÄŸretmenine 15 saat 3 saat farkı, teknik öÄŸretmenlere de 20 saat, bu kabul edilebilir mi? Bütün bunların konuÅŸulması lazım. Hepsi aynı dersi anlatıyorlar, o zaman hepsinin 15 saatte eÅŸitlenmesi lazımdır. Yıllardır bunu gündeme getiriyoruz ama parasal boyutu olduÄŸu için Maliye bundan da kaçar.

İkinci il dışı konusunda müsteÅŸarımız Yusuf Tekin beyin bir açıklaması oldu. Sayın MüsteÅŸar bu konunun gündemlerinde olduÄŸunu söylemiÅŸti. Ancak bir takvim açıklanmadı. Buradan kulaklarını çınlatalım, “Madem yapılabilir olarak gördünüz bunun takvimini de açıklayın, insanları meraktan kurtarın” diyelim.

10 bin öÄŸretmen alınacağı noktasında bir açıklama yapıldı. Bunun da Åžubat ayından sonra olacağı ifade edildi. Bende buradan, “Neden Åžubat? diye sorarım. EÄŸitim öÄŸretim yılı 18 Eylül’de baÅŸlıyorsa, öÄŸretmen eksiÄŸimiz belli, o zaman neden Åžubat’tan sonra baÅŸlatacağız? Ciddi bir öÄŸretmen açığımız var, bunu ben herkesle tartışırım, sayın Bakan İsmet Yılmaz ile de tartışırım. ÖÄŸretmen açığımızı neye göre hesap ettiÄŸimizi konuÅŸalım. İkili eÄŸitimden tekli eÄŸitime geçiyoruz. Åžimdi nasıl olacak? Halen birleÅŸtirilmiÅŸ sınıf uygulayan okullarımız var. Bu nasıl kabul edilebilir? DoÄŸu ve Güney doÄŸu Anadolu’da 10-15 yıldır öÄŸretmen yokluÄŸundan dolayı tayini gerçekleÅŸmeyen öÄŸretmenlerimiz var. Ataması yapılmayan 400 bini aÅŸkın öÄŸretmenimiz var. GeçtiÄŸimiz günlerde bunalıma giren bir arkadaşımız daha intihar etti. Hayat bir mücadeledir ve mücadele edeceÄŸiz. Yüce Allah’ın ve dinimizin de emri budur, mücadele edeceÄŸiz. Hayata küsmenin bir anlamı yok. Biz inanıyoruz ki rızık Allah’tandır. ÖÄŸretmen olarak bu gençler mezun olduysa devletin görevi de bu gençlerin önünü açmaktır. Özel okullarda ciddi bir öÄŸretmen ihtiyacı var. Sayıları çok arttı bu okulların. Sistemi öyle kurguladılar ki bu okullar mantar gibi çoÄŸaldı. Anadolu liselerinin ve akademik liselerin kapasitelerini dar tutarsanız, çocuklarını mesleki eÄŸitime göndermek istemeyen, akademik eÄŸitim almak isteyen velilerimiz yemez içmezler ve çocuklarını özel okullara gönderirler. Bu öÄŸretmenlerimiz burada istihdam edilebilir ama burada ciddi bir öÄŸretmen istismarı var. Adeta sömürülüyorlar. Haklarını verenleri kastetmiyorum ama öyle özel okullar var ki, öÄŸretmenleri sömürüyorlar. Milli EÄŸitim Bakanlığı bu konuda duyarlı olmalı. Denetimler çok iyi yapılarak öÄŸretmen istismarının çok iyi kontrol edilmesi gerekir. Genç öÄŸretmenlerimizi umutsuzluÄŸa sürüklemeden, bu öÄŸretmen ataması 10 bin deÄŸil 50 bin civarı olmalı ki, hem ihtiyacımızı görmüÅŸ olalım hem de 400 bin civarında atama bekleyen öÄŸretmenlerimiz açısından umut olsun.

SözleÅŸmeli öÄŸretmenliÄŸi kaldıralım, mülakat sistemini kaldıralım. O bölgelerde siz öÄŸretmen tutmak istiyorsanız ÅŸu maaÅŸ politikasını deÄŸiÅŸtirin. Mahrumiyet tazminatı ödeyerek, çift maaÅŸ uygulaması yaparak adımlar atın. Açın biraz kesenin aÄŸzını. EÄŸitim ÖÄŸretim için açmayacağınız kese ne için lazım? “Öyle bir mevzuat çıkaracağım ki oradan tayin isteyemeyecek?” Böyle mantık olmaz?  Nasıl verim alacaksınız? İstifa eder öÄŸretmenlerin çoÄŸu. Bunların akılla çözülmesi lazım, yönetenlerin bunun çözümünü öÄŸretmenlerden, memurlardan fedakarlık bekleyerek olmayacağını görmesi lazım. Bu devleti yönetenlerinde fedakarlık yapma zamanı  geldiÄŸini idrak etmesi lazım” diyerek sözlerini noktaladı.

 

GENEL BAÅžKANIN AÇIKLAMALARI İÇİN TIKLAYINIZ.

 

Geri
İleri
  • 1

Önceki Haber / Sonraki Haber
Genel BaÅŸkandan
Misafihanelerimiz
Kamu-Sen TV
Kampanyalar

Genel Haberler

KAMU PERSONELİ DANIŞMA KURULU TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ KAMU PERSONELİ DANIŞMA KURULU TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ
30.09.2025
562
İNSANLIĞIN VİCDANI SUSTURULAMAZ İNSANLIĞIN VİCDANI SUSTURULAMAZ
25.09.2025
298
GAZZE'DE DEVAM EDEN KATLİAMA SON VERİLMELİDİR GAZZE'DE DEVAM EDEN KATLİAMA SON VERİLMELİDİR
16.09.2025
498
TBMM MİLLİ DAYANIÅžMA, KARDEÅžLİK VE DEMOKRASİ KOMİSYONU’NDA GÖRÜŞLERİMİZİ DİLE GETİRDİK TBMM MİLLİ DAYANIÅžMA, KARDEÅžLİK VE DEMOKRASİ KOMİSYONU’NDA GÖRÜŞLERÄ
11.09.2025
550
  • Kamu-Sen
  • Ar-Ge
  • Kazanımlarımız
  • Genel Haberler
  • Sendikalardan
  • KVKK

TÜRKİYE KAMU-SEN © 2025 Tüm Hakkı Saklıdır. Sitemizde bulunan içerikler kaynak belirtilmek suretiyle baÅŸka sitelerde yayınlanabilir.

Adres: Erzurum Mahallesi Talatpaşa Bulvarı No : 160 Kat:7 Çankaya-ANKARA
haber@kamusen.org.tr | Tel : +90 312 424 22 00