Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı İsmail Koncuk, Türk EÄŸitim-Sen Ankara 1 No’lu Åžube’nin düzenlediÄŸi istiÅŸare toplantısına katıldı
Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı İsmail Koncuk, Türk EÄŸitim-Sen Ankara 1 No’lu Åžube’nin düzenlediÄŸi istiÅŸare toplantısına katıldı. Toplantıda Genel Merkez Yönetim Kurulu, Ankara 1 No’lu Åžube BaÅŸkanı İbrahim Çömez ve Åžube Yönetim Kurulu ile çok sayıda sendika üyemiz katıldı.
Atatürk ve silah arkadaÅŸlarının kurduÄŸu, aziz ÅŸehitlerimizin kanı üzerine bina edilen bu vatan, birilerinin babasının çiftliÄŸi gibi yönetiliyor, tüm deÄŸerlerimiz hovardaca harcanıyor.
Toplantıda bir konuÅŸma yapan Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen Genel BaÅŸkanı İsmail Koncuk, Türkiye’nin demokrasiden, hukuktan, insan haklarından uzaklaÅŸtığına vurgu yaparak, “Neresinden tutarsanız tutun, hukuk, insan hakları ve demokrasi yönünden elinizde kalan bir Türkiye var. Bazı insanların ise bu ortamdan ne kadar kaygı duyduÄŸu tartışılır. Oysa Türkiye’nin 90 yıllık Cumhuriyet ve demokrasi mücadelesi var. Atatürk ve silah arkadaÅŸlarının kurduÄŸu, aziz ÅŸehitlerimizin kanı üzerine bina edilen bu vatan, birilerinin babasının çiftliÄŸi gibi yönetiliyor, tüm deÄŸerlerimiz hovardaca harcanıyor.
Türkiye’de ÅŸu anda demokrasi, hukuk ve insan hakları ne yazık ki yok. Ergenekon olaylarına bakıyorum. Bu insanlar hapse girdiÄŸinde onları savunamadık, ‘yanlış bir ÅŸey mi yaptılar’ diye düÅŸündük. Åžimdi bu insanlar serbest bırakıldı. Hangisi doÄŸru? Sonuçları itibariyle deÄŸerlendirdiÄŸimizde, bunun tüyler ürpertici bir durum olduÄŸunu görüyoruz. Müebbet hapis cezası alıyorlar, sonra bir ÅŸeyler deÄŸiÅŸiyor ve serbest kalıyorlar. EÄŸer Türkiye’ye hukuk hâkim deÄŸilse, baÅŸka hususlar hukukun, insan haklarının önüne konuluyorsa, kime güveneceÄŸimizi merak ediyorum” diye konuÅŸtu.
Eksiklikleri, yanlışlıkları, hukuk devleti ilkesine, yargı bağımsızlığına yönelik saldırıları sineye çekersek, bu ülkede hiç kimsenin huzuru kalmaz.
Koncuk, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “GeçtiÄŸimiz yıl Erzurum'da yapılan Türkiye Kamu-Sen istiÅŸare toplantısında yaptığım konuÅŸmada, Erzurum'da Türk Bayrağı taşıyanlara polisin biber gazı ile müdahale etmesini deÄŸerlendirmiÅŸ ve ‘Dün Erzurum’da bayrak açtı bazı gençlerimiz, bizim sendika baÅŸkanlarımızda vardı. Türk Bayrağı açtılar. Biber gazı ile müdahale edildi. Türk Bayrağı açan bu kardeÅŸlerimize Erzurum’da Nene hatunun memleketinde biber gazı ile müdahale edildi. Bu emri bu talimatı veren zevata kuÅŸ beyinliye soruyorum o kadar yüreÄŸin varsa gideydin Diyarbakır meydanında ki o paçavraları açanlara biber gazı sıkaydın yüreÄŸin varsa’ demiÅŸtim. Bu sözlerimden dolayı 354 gün hapis cezası aldım. Bu nasıl bir suç anlamış deÄŸilim. YaÅŸanan bu olay, Türkiye’de hukukun geldiÄŸi noktayı göstermek açısından önemlidir. Peki susacak mıyız? İnandıklarımızı savunmaktan vaz mı geçeceÄŸiz? Eksiklikleri, yanlışlıkları, hukuk devleti ilkesine, yargı bağımsızlığına yönelik saldırıları sineye çekersek, bu ülkede hiç kimsenin huzuru kalmaz.”
Bu ülke; bir adamın kara kaşına, kara gözüne geleceÄŸini, demokratik hayatını, hukukunu, insan haklarını feda edecek bir ülke deÄŸildir.
Ülkemizin, ÅŸehitlerimizin emaneti olduÄŸunu söyleyen Koncuk, bu emaneti evlatlarımıza ve torunlarımıza iyi bir ÅŸekilde teslim etmemiz gerektiÄŸini söyledi. Koncuk ÅŸöyle konuÅŸtu: “Bu ülke; bir adamın kara kaşına, kara gözüne geleceÄŸini, demokratik hayatını, hukukunu, insan haklarını feda edecek bir ülke deÄŸildir.
Öyle bir dönemece geldik ki, herkes ‘nereye gidiyoruz?’ sorusunu sormalı ve Türkiye artık bir karar vermelidir. Siyasi anlayışlarımızı kenara koyarak, bu ülkenin geleceÄŸine dair karar vereceÄŸiz. ‘Türkiye anladığımız anlamda olgun, kâmil bir devlet olmaktan uzaklaÅŸsın, milli birliÄŸimiz ve bütünlüÄŸümüz yerle yeksan olsun, milletimizin parası çarçur edilsin ama sevdiÄŸim insan o koltukta otursun’ mu diyeceÄŸiz, yoksa ‘Böyle olmaz’ mı diyeceÄŸiz. Bu ülke ÅŸehitlerimizin emanetidir ve bu emaneti evlatlarımıza, torunlarımıza iyi bir ÅŸeklide teslim etmeliyiz.”
Türkiye ne yazık ki demokrasi, hukuk ve insan hakları açısından 90 yıllık tüm kazanımlarını kaybediyor. Bu yaÅŸananları bir yerlere mideden baÄŸlı olan insanlar görmek istemeyebilir ama ben onların da gördüÄŸünü biliyorum. Onlara menfaatleri, mideleri ‘aman bu iÅŸe karışma’ diyor.
Genel BaÅŸkan Koncuk, "Türkiye, geliÅŸmiÅŸ ülkeler nazarında, geliÅŸmemiÅŸ ülkeler seviyesinde bir demokrasiye sahip olarak görülüyor. Türkiye ne yazık ki demokrasi, hukuk ve insan hakları açısından 90 yıllık tüm kazanımlarını kaybediyor. Bu yaÅŸananları bir yerlere mideden baÄŸlı olan insanlar görmek istemeyebilir ama ben onların da gördüÄŸünü biliyorum. Onlara menfaatleri, mideleri ‘aman bu iÅŸe karışma’ diyor.” diye konuÅŸtu.
Türkiye’de 247 milyar TL’nin birileri tarafından iç edildiÄŸine dair bir iddia var. Bu rakam, birçok devletin bütçesi oranındadır. Türkiye’nin GSMH’si 950 milyar dolar civarındadır. 247 milyar TL bu yolsuzluktaki para miktarıdır, yani Türkiye bütçesinin beÅŸte biri oranındadır. Demek ki, tüyü bitmemiÅŸ yetimin hakkını birileri almış.
Türkiye’de 247 milyar TL’nin birileri tarafından iç edildiÄŸine dair bir iddia olduÄŸunu söyleyen Koncuk, “Bu rakam, birçok devletin bütçesi oranındadır. Bakınız; Türkiye’nin GSMH’si 950 milyar dolar civarındadır. 247 milyar TL bu yolsuzluktaki para miktarıdır, yani Türkiye bütçesinin beÅŸte biri oranındadır. Demek ki, tüyü bitmemiÅŸ yetimin hakkını birileri almış.
Toplu sözleÅŸme masasında memurlara, asgari ücretliye bir TL vermemek için direniyorlar, biz de 123 TL, nasıl 130 TL olur diye uÄŸraşıyoruz. Türkiye böyle yönetilirse, Türkiye’nin milli kaynakları birtakım insanlara peÅŸkeÅŸ çekilirse, elbette iÅŸçiye, memura, dar ve sabit gelirliye bir ÅŸey kalmaz. Öte yandan Yüce Allah’ın, Hz. Peygamberimizin adı hep istismar edilmiÅŸ. Millet olarak gözümüzü açmamız lazım. Sizlerin milletimizin gözünü açmasını saÄŸlamanız lazım. Biz bu ülkenin varlığını, saÄŸlam bir zeminde devam ettirmeliyiz. Bunu önce kendimiz ve evlatlarımız için isteyeceÄŸiz” dedi.
Bazılarının hiç kaygısı yok. Tavan çöküyor ama masanın tozunu almaya çalışıyor. Çocuklarımız, geleceÄŸimiz o tavanın altında kalacak.
Koncuk sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Bazılarının hiç kaygısı yok. Tavan çöküyor ama masanın tozunu almaya çalışıyor. Çocuklarımız, geleceÄŸimiz o tavanın altında kalacak. DiÄŸer yandan olayların farkında olan çok sayıda insan olduÄŸunu da düÅŸünüyorum. Sizin gibi sorumluluklarının farkında olan insanlar olduÄŸu sürece asla karamsar olmayız. Bu milletin tarihi sorumluluÄŸu, milli duyarlılığı, manevi hayata önem vermesi ülkemizi batmaktan kurtaracaktır ama zararın da neresinden dönersek kardır. Büyük düÅŸünün. Büyük düÅŸünmeyen, sadece günü yaÅŸayan, olayları sadece kendi nefsi açısından deÄŸerlendiren toplumların hiçbir geleceÄŸi kalmaz. 76 milyondan ‘benim gibi düÅŸünsün’ diye beklemeyin. Sizin gibi insanların sayısı çok deÄŸil ama sizin varlığınız herkesin garantisidir. Hepinizden biraz daha gayretli olmanızı istirham ediyorum.”
Bu ülkede insanca yaÅŸama hakkı; bu ülkenin kaymağını yiyenlerin olduÄŸu kadar, siyasi görüÅŸü, etnik kökeni, mezhebi, meÅŸrebi ne olursa olsun her vatandaşımızın hakkıdır.
Koncuk vatan yoksa, insanların namusunun ve ÅŸerefinin de tehdit altında olacağını ifade ederek ÅŸunları kaydetti: “Biz sivil toplum kuruluÅŸuyuz. İçinde bulunduÄŸumuz topluma karşı sorumluluklarımız var. Sloganımız, ‘Bizim ilkemiz, önce ülkemizdir.’ Ülkemiz olmazsa, ne cebimize 10 bin dolar girmesinin ne de sosyal haklarımızın geliÅŸmesinin anlamı yoktur. Irak’ı, Suriye’yi düÅŸünün. EÄŸer vatan yoksa, insanların namusu ve ÅŸerefi bile tehdit altındadır. Dolayısıyla önce saÄŸlam zemine basacağız; saÄŸlam zeminde zıplayabildiÄŸimiz kadar yükseÄŸe zıplayacağız. Haklarımızı alacağız, insanca yaÅŸama hakkımızın teslim edilmesini, adil bir gelir dağılımı olmasını, ücretlerimize zam yapılmasını isteyeceÄŸiz. Birtakım çevrelere peÅŸkeÅŸ çekilirken susmayacağız. Bu ülkede insanca yaÅŸama hakkı; bu ülkenin kaymağını yiyenlerin olduÄŸu kadar, siyasi görüÅŸü, etnik kökeni, mezhebi, meÅŸrebi ne olursa olsun her vatandaşımızın hakkıdır. Tüm bunlar ise, saÄŸlam bir vatan zemininde talep edeceÄŸimiz hususlardır.”
Türkiye’de önce siyasi güvenin tesis edilmesi lazım.
Siyasi istikrar söylemine deÄŸinen Koncuk, ÅŸunları söyledi: “ ‘Siyasi istikrar bozulursa ekonomik istikrar da bozulur’ deniliyordu. Bakınız; Türkiye’nin cari açığı 65 milyar dolara ulaÅŸtı. Cari açığın artması, yeni vergi yükü demektir, kamu çalışanlarına yapılacak zammın daha az olması, çiftçinin ürününün para etmemesi, esnafın kepenk kapatması demektir. Türkiye ekonomisi 2010 yılından beri kötü günler yaşıyor. 17 Aralık tarihinden sonra ekonomik krizin ayak sesleri biraz daha arttı. Dolar yükseldi, kamu çalışanlarının alım gücü dolar karşısında yüzde 16 oranında azaldı. Yüzde 5.3 olarak ilan edilen enflasyon hedefinin orta noktası yüzde 6.6’ya çıkarıldı. 2014 yılının sonunda çift haneli enflasyon rakamları ile karşılaÅŸacağız. Ortalama devlet memurlarının maaşına yapılan zam yüzde 5.2’dir. 2014 yılının sonunda enflasyonun yüzde 10 ve üzerinde olacağı tahmin edilmektedir. 2014 yılında cari açık, GSMH’nin yüzde 7.5-8’ine ulaÅŸabilir. Peki ÅŸu anda siyasi istikrar var mı? Siyasi istikrarın temeli siyasi güvendir. Sadece millet olarak güven duymanız da yetmez; uluslararası alanda da Türkiye’nin demokrasisine, yargı bağımsızlığına, insan haklarına güven duyulması gerekmektedir. Zira demokrasinin iÄŸdiÅŸ edildiÄŸi hiçbir ülkeye yatırım yapılmaz. Türkiye böyle bir ekonomik kısır döngü ile karşı karşıyadır. Dolayısıyla Türkiye’de önce siyasi güvenin tesis edilmesi lazım. Türkiye’de siyasi güvenin yeniden tesis edilmesi hem ekonomik hayatımız hem de demokrasi, insan hakları, yargı bağımsızlığı açısından önemlidir.”
Hür düÅŸünce tsunami gibidir. Büyük bir teknoloji ile tsunaminin ya da büyük depremlerin önüne geçilememiÅŸtir. Hür düÅŸünce de zapt edilemeyecek bir güçtür. İnsanların hür düÅŸüncesinin önüne set çekemezsiniz.
Twitter’ın kapatılmasını da eleÅŸtiren Koncuk, “Düne kadar ‘dünya lideri’ deniliyordu, ÅŸimdi de ‘dünya ne derse desin twitter’ı kapattım’ diyor. Bu olaydan sonra twitter’a girenlerin sayısı arttı. Åžunu herkes bilmelidir ki; hür düÅŸüncenin önüne kimse engel koyamaz. Hür düÅŸünce tsunami gibidir. Büyük bir teknoloji ile tsunaminin ya da büyük depremlerin önüne geçilememiÅŸtir. Hür düÅŸünce de zapt edilemeyecek bir güçtür. İnsanların hür düÅŸüncesinin önüne set çekemezsiniz.
Åžunu da bilmelisiniz ki; korkan adam düÅŸünmeye bile korkar ama cesur insanlar her zaman düÅŸünür. Bu nedenle hür düÅŸünceyi engelleyerek kimse bir yere varamaz; diktatörler de bir yere varamaz. Diktatör kafalı insanlar korkaktır” diye konuÅŸtu.
YÖK BaÅŸkanının, ‘YÖK’ü tamamen laÄŸvetmemiz lazım’ tespiti, YÖK’ün yeniden masaya yatırılmasını gerektiren bir durumdur. YÖK yeniden yapılandırılmalı mı, yoksa YÖK fonksiyonel olarak mı masaya yatırılmalı ÅŸeklinde çalışma yapılması gerekir.
Üniversitelerde akademik ve idari personelin iradesine gem vuran bir rektörlük saltanatı var. Bu anlayışa direnen insanlar var ama sayıları fazla deÄŸil. Bu nedenle insanların ÅŸahsiyetlerinin rencide edilmesini engelleyebilecek bir YÖK yapılanmasına ihtiyacımız bulunmaktadır.
YÖK Kanununun mutlaka gözden geçirilmesi gerektiÄŸini bildiren Koncuk, “MEB ile ilgili mücadelede cesur adımlar atabiliyoruz. Ancak üniversiteler söz konusu olduÄŸunda cesur adımların sayısı yetersiz kalmaktadır. Çünkü üniversitelerde öyle bir yapı var ki; mesela Hatay Üniversitesi Rektörü, Hatay Åžube BaÅŸkanımızın Hatay Üniversitesi ile ilgili yaptığı bir açıklamadan dolayı tüm birimlere ‘Türk EÄŸitim-Sen’den istifa edin’ diye talimat veriyor. Sendikamızdan istifa edenler kendileri açısından haklı olabilirler, çünkü kendilerini baskı altında hissediyorlar. Ancak bu örnek, üniversitelerin içinde bulunduÄŸu vahameti gösteriyor. Üniversitelerde akademik ve idari personelin iradesine gem vuran bir rektörlük saltanatı var. Bu anlayışa direnen insanlar var ama sayıları fazla deÄŸil. Bu nedenle insanların ÅŸahsiyetlerinin rencide edilmesini engelleyebilecek bir YÖK yapılanmasına ihtiyacımız bulunmaktadır. Aksi taktide üniversitelerde sendikal geliÅŸmeyi de istediÄŸimiz noktaya taşımamız zor olur” dedi.