GENEL BAÅžKAN KONCUK: MEMUR SAYISI KONUSUNDA KAMUOYU ALDATILMAKTADIR Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen Genel BaÅŸkanı İsmail Koncuk 2 Mart 2016 tarihinde Türk EÄŸitim-Sen Mersin 1 No’lu Åžube’nin düzenlediÄŸi istiÅŸare toplantısına katıldı" />
TÜRKİYE KAMU-SEN
TÜRKİYE KAMU-SEN
TÜRKİYE KAMU-SEN
Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu
  • Anasayfa
  • Kurumsal
    • Türkiye Kamu-Sen
    • Yönetim Kurulumuz
    • İl Temsilcilerimiz
  • Haberler
    • Kamu-Sen
    • Ar-Ge
    • Kazanımlarımız
    • Genel Haberler
    • Sendikalardan
    • KVKK
  • Mevzuat
    • Kanunlar
    • Sendikal Mevzuat
    • Uluslararası SözleÅŸmeler
    • Yönetmelikler
    • Tüzük
  • ArÅŸiv
  • Sendikalarımız
    • Türk EÄŸitim Sen
    • Türk SaÄŸlık Sen
    • Türk Büro Sen
    • Türk Haber-Sen
    • Türk Yerel Hizmet Sen
    • Türk Kültür Sanat Sen
    • Türk İmar Sen
    • Türk. Tarım Orman Sen
    • Türk Ulaşım Sen
    • Türk Enerji Sen
    • Türk Diyanet-Vakıf Sen
  • Kamu-Sen TV
  • KVKK
  • İletiÅŸim
İlkeli, Kararlı ve Cesur Sendikacılığın Tek Adresi
GENEL BAÅžKAN KONCUK: MEMUR SAYISI KONUSUNDA KAMUOYU ALDATILMAKTADIR
  1. Arşiv 03-03-2016 1435 TKS Basın Bürosu
GENEL BAÅžKAN KONCUK: MEMUR SAYISI KONUSUNDA KAMUOYU ALDATILMAKTADIR
PaylaÅŸ twittle

Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen Genel BaÅŸkanı İsmail Koncuk 2 Mart 2016 tarihinde Türk EÄŸitim-Sen Mersin 1 No’lu Åžube’nin düzenlediÄŸi istiÅŸare toplantısına katıldı

Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen Genel BaÅŸkanı İsmail Koncuk 2 Mart 2016 tarihinde Türk EÄŸitim-Sen Mersin 1 No’lu Åžube’nin düzenlediÄŸi istiÅŸare toplantısına katıldı.  

Toplantıda Genel Sekreter Musa AkkaÅŸ, Genel Mevzuat ve Toplu SözleÅŸme Sekreteri M. YaÅŸar ÅžahindoÄŸan, Mersin 1 No’lu Åžube BaÅŸkanı Tevabil Akıncı ve Åžube Yönetim Kurulu, Mersin 2 No’lu Åžube BaÅŸkanı Necmettin Ellibin ve Åžube Yönetim Kurulu, Türkiye Kamu-Sen Mersin İl Temsilcisi Nihat AÅŸçı, Türkiye Kamu-Sen Adana İl Temsilcisi ve Türk EÄŸitim-Sen Adana 1 No’lu Åžube BaÅŸkanı Selahattin Dolgun ve Åžube Yönetim Kurulu, Adana 2 No’lu Åžube BaÅŸkanı Kamil Köse ve Åžube Yönetim Kurulu, Türkiye Kamu-Sen’e baÄŸlı sendikaların Mersin Åžube BaÅŸkanları ve Åžube Yönetim Kurulu Üyeleri, Türkav Mersin İl BaÅŸkanı Mustafa Tekerek ve Yönetim Kurulu Üyeleri, BirleÅŸik Emekliler DerneÄŸi Mersin Åžube BaÅŸkanı Sezgi Karakaya ve Åžube Yönetim Kurulu, Mersin Åžube Kadın Komisyonu BaÅŸkanı Elif Akbulut ve Åžube Kadın Komisyonu Üyeleri, Ülkü Ocakları Mezitli İlçe BaÅŸkanı Halil Murat Fındık ve çok sayıda üyemiz katıldı.

Bazı insanlar, ‘Bir elim yaÄŸda, bir elim balda olsun. Hiç risk almayayım. Kimseye dokunmayım, kimse de bana dokunmasın’ diyorlar. Böyle bir dünya yok, olamaz da. Hiç risk almayacağız, gelen aÄŸam giden paÅŸam diyeceÄŸiz ve iÅŸlerimiz tıkırında olacak, yok böyle bir ÅŸey!

Katılımın yoÄŸun olduÄŸu toplantıda Åžube BaÅŸkanı Tevabil Akıncı’nın açılış konuÅŸmasının ardından bir konuÅŸma yapan Genel BaÅŸkan İsmail Koncuk, “Allah’a ÅŸükür mücadele ile saçımızı, sakalımızı beyazlattık. Allah’a ÅŸükürler olsun doÄŸru ÅŸeyleri yaparak belimiz büküldü ama hala dimdik ayaktayız” diyerek, ÅŸunları kaydetti:  “Hayat çok cefalı bir yoldur. Ama bazı insanlar, ‘Bir elim yaÄŸda, bir elim balda olsun. Hiç risk almayayım. Kimseye dokunmayım, kimse de bana dokunmasın’ diyorlar. Böyle bir dünya yok, olamaz da. Hiç risk almayacağız, gelen aÄŸam giden paÅŸam diyeceÄŸiz ve iÅŸlerimiz tıkırında olacak, yok böyle bir ÅŸey. Tüm insanların, ‘Bir elim yaÄŸda, bir elim balda olsun’ diyen toplumların yaÅŸadıklarını dikkate alması lazım. İşte Suriye, iÅŸte Irak. Suriye, Irak toplumları millet olamadı, ÅŸimdi de millet olamamanın bedelini ödüyorlar. Bu ülkelerde yaÅŸayanların birçoÄŸu ‘bir elim yaÄŸda bir elim balda olsun’ diye etraflarında yaÅŸanan bir sürü ahlaksızlığa sessiz kaldılar. Hepimiz elhamdülillah Müslümanız ama Müslümanlığın neresindeyiz? Namazımızı kılalım, orucumuzu tutalım ama Hz. Peygamberimiz ‘Din güzel ahlaktır’ diyor. Peki biz güzel ahlakın neresindeyiz? Hz. Peygamberimiz, ‘Bir ahlaksızlık gördüÄŸünüzde elinizle, gücünüz yetmiyorsa dilinizle, buna da gücünüz etmiyorsa kalbinizle buÄŸzediniz. Bu ise imanın en zayıf noktasıdır’ diye buyuruyor. Hem ‘Elhamdülillah Müslümanım’ diyeceÄŸiz ama hem de Hz. Peygamberimizin haksızlıkla mücadele edin talimatını barındıran bu Hadis-i Åžerifini hayatımızın hiçbir döneminde uygulamayacağız. Yok böyle bir ÅŸey!

Hem ‘Türkiye’nin en aydın kesimiyiz, alın terimizi istiyoruz’ diyeceÄŸiz hem de haksızlık karşısında susacağız, görmezden geleceÄŸiz. Böyle hayat sürene yuh olsun!

Sizleri tabi ki tenzih ediyorum. Sizler bu Hadis-i Åžerifi uyguladınız, sizler haksızlıklara dilinizle deÄŸil,  eliniz ile müdahale ettiniz.  Dolayısıyla ÅŸerefinizle, namusunuzla dimdik geziyorsunuz. Dolayısıyla mesele bu uÄŸurda hayatı yaÅŸayabilmektir. Burada birçok öÄŸretmen arkadaşım var. ÖÄŸretmenlik mesleÄŸini peygamberlik mesleÄŸi olarak tanımlıyoruz. Neden? ÖÄŸretmenler sadece matematik, fen bilgisi ya da okuma-yazma öÄŸrettiÄŸi için mi? Hayır. ÖÄŸretmenlik ahlakı, adam gibi duruÅŸu öÄŸrettiÄŸi için peygamberlik mesleÄŸidir. Bir öÄŸretmen ‘MatematiÄŸi öÄŸrettim, gerisi beni ilgilendirmiyor’ diyorsa, görevini eksik yapıyor demektir. Hem ‘Türkiye’nin en aydın kesimiyiz, alın terimizi istiyoruz’ diyeceÄŸiz hem de haksızlık karşısında susacağız, görmezden geleceÄŸiz. Böyle hayat sürene yuh olsun!”

Riskleri göze alan bir nesil olduklarını belirten Koncuk, “GençliÄŸimizden bu yana hep riskleri göze aldık. Hiç kimseden korkmadık. Birileri bugün kendini çok kudretli olarak görerek, ‘bunları sindiririz’ diye bir yanılgıya düÅŸmesin. Allah bir, can bir; Ölümden öte yol yok!” diye konuÅŸtu.

Saçınız mı dökülüyor, bırakın dökülsün. Beliniz mi bükülüyor, bırakın bükülsün. Ama ÅŸerefimizle yaÅŸayalım. Dimdik yaÅŸayalım. Adam gibi yaÅŸayalım

Koncuk sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Hayat, ÅŸerefle yaÅŸandığı sürece bizim anladığımız anlamda deÄŸerlidir. Bunun dışında bir hayat tarzını, yaÅŸamak olarak, asla görmüyoruz. O sürünmektir. Biz hayatı böyle gördük. Ne adına? Peygamber efendimizin talimatı adına yapacağız. Yüce Allah’ın emrettiÄŸi gibi yaÅŸayacağız. Namaz kılıp, oruç tutacağız ama bu kadar mı? Hayır. Biz doÄŸruları yapmaya da devam edeceÄŸiz. Yanımızdaki insanlar az ya da çok fark etmez. Bir kiÅŸi dahi kalsa milletimizin geleceÄŸi adına endiÅŸelerimizi dile getirerek yolumuza devam edeceÄŸiz. Saçınız mı dökülüyor, bırakın dökülsün. Beliniz mi bükülüyor, bırakın bükülsün. Ama ÅŸerefimizle yaÅŸayalım. Dimdik yaÅŸayalım. Adam gibi yaÅŸayalım.”

Åžehitlerimizi rahmetle, minnetle anan Koncuk, ÅŸunları kaydetti. “Allah ÅŸehitlerimizin mekanlarını cennet etsin. Her gün ÅŸehit haberleri geliyor. Artık ÅŸehitlerimizi sayamaz hale geldik. dünü çok çabuk unutan bir milletiz. Tarih, hep ders alınmadığı için tekerrür ediyor.

Akil adamlar heyeti oluÅŸturulduÄŸu zamanlarda o dönemin BaÅŸbakan Yardımcısı BeÅŸir Atalay beni de aradı ve ‘Akil adamlar heyeti kuruyoruz. Sizi de bu heyet içinde görmek istiyoruz. Kabul etmenizi bekliyoruz’ dedi. Ben de ‘TeÅŸekkür ederim ama ben inanmadığım bir süreç içinde olmam’ dedim. Akabinde çözüm süreci ile ilgili düÅŸüncelerimizi, hangi ihtimaller olduÄŸunu tek tek anlattık.

Bakınız geçmiÅŸte önümüze neler konuldu? Anaların gözyaşı dinecekti. Bu gayet güzel ve herkesin kabul ettiÄŸi bir söylem. Peki biz analar aÄŸlasın mı istedik? Elbette hayır. Biz ‘Analar aÄŸlamasın ama bunun yolu bu mu? Teröre teslim olmak mı?’ dedik. Hatta ‘Bu süreç terör örgütünü daha da güçlendiren bir süreç olur ve yarın baÅŸ edilmesi daha zor bir terör örgütüyle ülkemiz baÅŸ etmek zorunda kalabilir’ dedik. Bunları birçok televizyon kanalında da anlattık.”

O bombanın konulduÄŸunu göre göre, silahların ÅŸehirlerde depolandığını göre göre bunun tedbirini almayanlar ihanete fırsat tanımıştır.

Koncuk sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Size ÅŸöyle bir ÅŸey anlatacağım. GeldiÄŸimiz noktada isim vermeyeceÄŸim, bir Bakanımızla çözüm sürecini konuÅŸuyordum. Kendisi, ‘BaÅŸkanım devlet olarak en azından dünyaya, bu yolu da denedik ama bu yolun da çözüm olmadığını gördük mesajı verdik’ dedi. Bu, belki kabul edilebilir bir gerekçe olabilir ama bunun sonuçları nedir? 7 Haziran’dan bu yana 300’e yakın ÅŸehit verdik. Bu bedeli ödemek zorunda mıydık? Dünyaya bu mesajı vermek adına çözüm süreci baÅŸlattığınızı söylüyorsunuz. Peki asfaltın altına tonlarca bomba saklanmasına, ÅŸehirlere silah depolanmasına göz mü yummanız gerekiyor? Bunları mahalleli görmedi mi? Kaymakamlar görmedi mi? Bugünlerde eski siyasiler, ‘BaÅŸbakan’ı uyarmıştık’ diyorlar Adeta günah çıkarıyorlar. Vallahi bu günah çıkmaz. O bombanın konulduÄŸunu göre göre, silahların ÅŸehirlerde depolandığını göre göre bunun tedbirini almayanlar ihanete fırsat tanımıştır. Bunu yapanlara göz yuman o valiyi, kaymakamı, koltuk gider endiÅŸesiyle yaÅŸananlara sessiz kalanları unutacak mıyız? OrtadoÄŸu’da çok ciddi bir proje var. Bu proje içinde Türkiye de bulunuyor. Suriye politikasını hepiniz görüyorsunuz. Bir battık hala çıkamıyoruz. Dolasıyla sadece ülkeyi yönetenler, bu kararları verenler deÄŸil; yaÅŸananları görmezden gelen aydın dediÄŸimiz insanlar da milletimizi uyarmadıkları için en az onlar kadar sorumludur.”

 

Bu ülke kimsenin babasının çiftliÄŸi deÄŸil. Adam koltuÄŸa oturuyor, kendisini padiÅŸah zannediyor. Vallahi o koltuk birilerine batar.

Koncuk, “ ‘Koltuk altımdan mı gider, okul müdürlüÄŸü elimden mi alınır’ kaygısıyla olayları deÄŸerlendirirsek, evlatlarımızın geleceÄŸi yok olur. Başımızı kuma gömerek hiçbir zilletten kurtulacağımızı kimse düÅŸünmesin. Bunun tedbirini de mürekkep yalamış, toplumun dinamiÄŸi, aydın dediÄŸimiz, bilen insanlar alacak” diyen Genel BaÅŸkan Koncuk,  aksi taktirde aydın olmanın, bilen insan olmanın hiçbir anlamının kalmayacağını bildirdi. Koncuk, “Siz bilenlersiniz. Dolayısıyla bu mücadelenin tam göbeÄŸindesiniz. Milletimizin geleceÄŸi adına gerektiÄŸinde risk almak zorundayız. Bu ülke, kimsenin babasının çiftliÄŸi deÄŸil. Adam koltuÄŸa oturuyor, kendisini padiÅŸah zannediyor. Vallahi o koltuk birilerine batar. Siz kendinizi ne zannediyorsunuz? O koltuÄŸun size kudret verdiÄŸini mi zannediyorsunuz? O koltuÄŸa oturduÄŸunuzda insanları köleniz, emir eriniz mi zannediyorsunuz? Herkes hesabını yapsın. Siyasi konjonktür böyleymiÅŸ denilmesin. Bugün böyle ise, yarın baÅŸka olur. Bu dünya Fatih’e de, Kanuni’ye de kalmamış. Dün BaÅŸbakan ya da CumhurbaÅŸkanı olanların bugün esamesi okunmuyor. Bu nedenle hangi makamda olursa olsun hangi dönemde hangi siyasi iktidar devrinde olursa olsun herkesin hukuk ve insan hakları merkezi üzerinde davranma yükümlülüÄŸü vardır. Bunu saÄŸlamak da bizim görevimizdir. Geri adım mı atacağız? Geri adım attığımızda, o makama alın teri dökmeden gelenler kendilerinde keramet var zannediyor. Buna izin vermeyin. ÖÄŸretmen miyiz, en iyi öÄŸretmen olalım. Doktorsak, en iyi doktor olalım. Bilgimizle, birikimimizle, vatanseverliÄŸimizle farkımızı gösterelim. Ama kimse kusura bakmasın, bizi ezmeye çalışanlara da ‘dur’ diyelim. Diyelim ki, herkes haddini bilsin. Biz, had bildiren bir örgütüz. Risk varsa alacağız. Bir elim yaÄŸda, bir elim balda olsun diyenler bizimle yürümesin. Kimseye risk yok demedik, makam, mevki vaat etmedik. Türkiye Kamu-Sen üyesi olmanın her zaman riski vardır. Hayatta adam gibi durmanın, ahlaklı durmanın riski vardır. Riski göze alanlar bizimle yürüsün” diye konuÅŸtu.

Koncuk, ÅŸunları da kaydetti: “Okul müdürlüÄŸü görevinden alınan arkadaÅŸlarımız var. Merak etmeyin bu hakkınız bir gün size teslim edilecek. Hakkınızı gasp edenlerden bir gün mutlaka hesap soracağız. Böyle bir ahlaksızlığı kabul etmemiz mümkün deÄŸil. Mücadelemizden vazgeçmiyoruz, öbür dünyaya bırakmıyoruz” dedi.

Kredi Yurtlar Kurumu’nun Genel Müdürü, kurumu babasının çiftliÄŸi gibi yönetiyor.

KonuÅŸmasında Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürünü de eleÅŸtiren Koncuk, “Bakınız Kredi Yurtlar Kurumu’nun Genel Müdürü, kurumu babasının çiftliÄŸi gibi yönetiyor. 60 yaşındaki ÅŸoförü Çorum’a, diÄŸerini de Çankırı’ya sürmüÅŸ.  Bu konuyu BaÅŸbakana da ‘Bir genel müdür gariban ÅŸoförlerle uÄŸraşır mı?’ diye ifade ettim. Åžu anda bunu durdurdular. Ama bu adam hala genel müdür. Bu karakterde bir adam genel müdür olsa ne olur?” dedi.

Eğer bu teşkilat aynı şartlara sahip olursa ve bu stratejiyle insanları ezerse, korkutursa vallahi bize de yuh olsun!

Genel BaÅŸkan Koncuk, sendikacılığı ‘huzur ve mutluluk veren bir faaliyet’ olarak tanımlayarak, “Bizim üyemiz olsun ya da olmasın, baÅŸka insanları baskı altına almak, sindirmek ÅŸeklinde bir sendikacılık olmaz. EÄŸer bu teÅŸkilat aynı ÅŸartlara sahip olursa ve bu stratejiyle insanları ezerse, korkutursa vallahi bize de yuh olsun! Bizim görevimiz huzuru, mutluluÄŸu saÄŸlamaktır. İnsanların dostluÄŸuna bıçak sokmak deÄŸildir, çalışma barışına silah çekmek deÄŸildir. Böyle bir sendikacılık olmaz” diye konuÅŸtu.  

İş güvencemizin elimizden alınması durumunda memleketi ayaÄŸa kaldırırız.

Çalışma hayatının çok ciddi tehditlerle karşı karşıya olduÄŸunu belirten Koncuk, memurun iÅŸ güvencesine kafayı takan bir anlayışın söz konusu olduÄŸunu söyledi. İş güvencesi sebebiyle Hükümetin memurları istediÄŸi gibi kapının önüne koyamadığını ifade eden Koncuk, Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı olduÄŸu 2011 yılından bu yana memurun iÅŸ güvencesinin elinden alınmak istendiÄŸini her platformda anlattığını kaydetti.

Koncuk ÅŸunları söyledi: “CumhurbaÅŸkanlığı seçiminden önce Torba Yasa’da bir düzenleme yapmak istediler. Buna göre; meslekten alelade bir sebeple atıldınız diyelim, yargıya gittiniz. Yargı kararıyla ÅŸu anki mevzuat sizi 30 gün içinde göreve iade etmek zorundadır. Ancak çıkarmak istedikleri Torba Yasa’da yargıya gitse dahi verilen kararı idare 2 yıl içinde uygulayabilir, ÅŸayet 2 yıl içinde uygulanmasa bile uygulamayan idareciye ceza davası açılamıyor da sadece idari soruÅŸturma açılabiliyordu.

Bu tartışmalar yaÅŸanırken, CumhurbaÅŸkanlığı seçimlerinden iki ay önce yapılan Türkiye-AB Karma İstiÅŸare Komitesi’nin toplantısında ben bu konuyu açtım. Sayın ErdoÄŸan’a bunun doÄŸru olmadığını ifade ettim. Torba yasada yapılmak istenen düzenleme ile yargı kararının iÅŸlevsiz hale getirileceÄŸini, bunun birçok basın yayın organında memurun iÅŸ güvencesinin sona erdirilmesi olarak deÄŸerlendirildiÄŸini, bu tasarıdan vazgeçilmesi gerektiÄŸini söyledim. Daha sonra Adalet Bakanı Bekir BozdaÄŸ ile TBMM’de karşılaÅŸtık ve kendisi bana ‘o maddeyi çözdük’ dedi. Nasıl çözüldü? O maddeyi daraltmışlar, sadece emniyet teÅŸkilatını, daire baÅŸkanı ve üstü yöneticileri dahil etmiÅŸler. Anayasa Mahkemesi de daha sonra bu maddeyi toptan iptal etti. Zaten bu yolu denediler. İş güvencemize takmışlar. Anayasa’nın 128. Maddesi devlet memurluÄŸunu tanımlayan maddedir ve ‘ Devletin asli ve sürekli iÅŸleri kamu görevlileri eliyle yürütülür’ der. Yine Anayasa’nın 125. Maddesiyle de idarenin her türlü tasarrufuna karşı yargı hakkımız var. Dolayısıyla Anayasa’nın 128. Maddesi ile 125. Maddesi deÄŸiÅŸmediÄŸi sürece, iÅŸ güvencesini kaldırmaları öyle kolay bir iÅŸ deÄŸildir. Åžu anda hiçbir siyasi partinin bu maddeleri deÄŸiÅŸtirme gücü bulunmamaktadır. Ancak burada yargı hakkımızla ilgili benzeri düzenleme yapabilirler. Ben bunun da Anayasa Mahkemesi tarafından himaye edilmeyeceÄŸini düÅŸünüyorum. Aksi taktirde AİHM’e kadar gidebiliriz.

Üstelik sadece Anayasa’nın 125. ve 128. Maddeleri söz konusu deÄŸil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin imzaladığı uluslararası sözleÅŸmeler de var. Tüm bunları deÄŸerlendirdiÄŸimizde yargı hakkımızı koruyan maddeler var. Diyelim ki; Anayasa’nın 125. Maddesini deÄŸiÅŸtirerek, yargı hakkını elimizden aldılar. Bu durumda Anayasa’nın 90’ıncı maddesi var. Anayasa’nın 90’ıncı maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin imzaladığı uluslararası sözleÅŸmeler kanun hükmündedir, iptali için dava açılamaz. Yani iç hukukta uluslararası sözleÅŸmelere aykırı düzenlemeler yapıldıysa, yargının bakacağı yer, o yeni düzenlemeler deÄŸil: Anayasa’nın 90’ıncı maddesi doÄŸrultusunda uluslararası sözleÅŸmelerdir. Son olarak söylemeliyim ki; iÅŸ güvencemizin elimizden alınması durumunda memleketi ayaÄŸa kaldıracağımızı herkes bilsin.”

Hollanda, Belçika, İngiltere, Almanya gibi ülkelerde memurlar çok daha saÄŸlam iÅŸ güvencesine sahip.

Dünyada da memur-iÅŸçi ayrımının olduÄŸuna dikkat çeken Koncuk, “Dünyada iÅŸçi-memur ayrımı yok diyorlar.  Ben de bunun üzerine bir araÅŸtırma yaptırdım. Devlet Personel BaÅŸkanlığı’nın resmi internet sitesinde birçok ülkede iÅŸçi ve memurun farklı statülerinin olduÄŸunu, hatta birçok ülkede Türkiye’den daha fazla iÅŸ güvencesinin olduÄŸunu görebilirler. Mesela Hollanda’da, çalışanların yüzde 98’inin hayat boyu garantileri var. Hollanda, Belçika, İngiltere, Almanya gibi ülkelerde memurlar çok daha saÄŸlam iÅŸ güvencesine sahip. Dünyanın birçok ülkesinde -Afrika ülkelerinden bahsetmiyorum- geliÅŸmiÅŸ ülkelerin büyük kısmında memurların hem iÅŸ güvencesi var hem de iÅŸçi-memur ayrımı var” dedi.

 

Bizim OECD ülkeleri seviyesinde bir hizmet sektörü oluÅŸturmamız için 2 milyon 600 bin memur daha istihdam etmemiz lazım.

Türkiye’de memur sayısının fazla olduÄŸuna dair eleÅŸtirilere de dikkati çeken Genel BaÅŸkan İsmail Koncuk, bunun doÄŸru olmadığını bildirdi. Koncuk ÅŸöyle konuÅŸtu: “Bu milleti kim aldatıyor? Türkiye'de memur sayısı neye göre fazla? Milleti aldatmak, milleti memurlara düÅŸman etmek için maalesef bu ülkede hep bu deneniyor, siyasetçi bunu yapıyor. Mozambik'e göre mi fazla, Brüksel'e göre mi fazla? OECD ülkelerinin ortalaması 15 vatandaÅŸa bir memur, Türkiye ortalamasında 29 vatandaÅŸa bir memur düÅŸüyor. Bizim OECD ülkeleri ortalaması seviyesinde bir hizmet sektörü oluÅŸturmamız için 2 milyon 600 bin memur daha istihdam etmemiz lazım. Bazı ülkelerde 9 kiÅŸiye bir memur düÅŸüyor. Onlara bakarak bir istihdam politikası oluÅŸturacaksak da ÅŸu anki memur sayısının 3 katını istihdam etmemiz lazım. Bugün hastanelerin durumu ortadadır. Bu ülkenin sadece en az 200 bin hemÅŸire ihtiyacı var. Buna ek olarak kaç bin öÄŸretmen, doktor, orman muhafaza memura ihtiyacımız var.”

Bazı köÅŸe yazarları ‘Öncelikle 657 sayılı kanun deÄŸiÅŸmelidir’ diyor. Bu zevata ‘Neresi deÄŸiÅŸmelidir?’ diye sorsak, bilemez. Ama ortaya konuÅŸuyorlar. Bizim olduÄŸumuz ortamda herkes ahkâm kesmesin, lafını boÄŸazına tıkarız, aÄŸzının payını veririz.

Koncuk bilen, bilmeyen herkesin 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu ile ilgili ahkâm kestiÄŸini kaydederek ÅŸunları söyledi: “Bakıyorsunuz, bir sivil toplum kuruluÅŸunun baÅŸkanı çıkmış, ‘657 sayılı Devlet Memurları Kanunu deÄŸiÅŸmelidir’ diyor. Bunu BaÅŸbakanla yapılan toplantıda söylüyor.  Ben de ordayım, ‘Sana ne? Seni ne ilgilendiriyor? Hayatında hiç 657 Sayılı Kanunun kapağını açtın mı, bu kanunu hiç okudun mu?’ dedim. ‘Okumadım’ dedi. ‘Okumadığın bir kanun ile ilgili BaÅŸbakanın, Bakanların huzurunda ahkâm kesiyorsun, hiç yakışıyor mu?’ dedim. Birileri ‘657 Sayılı DMK deÄŸiÅŸecek’ dedi ya, o da yaÄŸ çekecek. Görüyorsunuz kraldan daha çok kralcı tipler var. Önüne gelen memurlarla ilgili ahkâm kesmesin. Bazı köÅŸe yazarları ‘Öncelikle 657 sayılı kanun deÄŸiÅŸmelidir’ diyor. Bu zevata ‘Neresi deÄŸiÅŸmelidir?’ diye sorsak, bilemez. Ama ortaya konuÅŸuyorlar. Bizim olduÄŸumuz ortamda herkes ahkâm kesmesin, lafını boÄŸazına tıkarız, aÄŸzının payını veririz.  Peki 657 Sayılı DMK deÄŸiÅŸmeli midir? Elbette deÄŸiÅŸmesi gereken hususlar var. Hatta geçenlerde ‘657’yi bilenler konuÅŸsun’ adıyla bir kitapçık bastırdık. Bu kitapçığı da inceleyin.”

10 tane sosyal problemi çözeceÄŸine, 20 tane problemi çözmene yardımcı olalım, imzayı sen at, baÅŸarı da senin olsun. Ama adam ‘Bunlar niye buradalar?’ diyor. Sanki 450 bin üyemizi bunlar yapmış.

Toplu sözleÅŸme sürecine de deÄŸinen Koncuk “Memur-Sen denilen konfederasyonun baÅŸkanı tam bir çömez. Toplu sözleÅŸmeye baÅŸlamadan ‘Bunların masada ne iÅŸi var?’ diyerek bizi dışlamaya çalışıyor. İşin idrakinde olan bir kiÅŸi, Türkiye Kamu-Sen gibi güçlü bir sendikanın bilgi birikiminden, tecrübesinden yararlanır. Neticede imzayı atacak olan kiÅŸi sensin. 10 tane sosyal problemi çözeceÄŸine, 20 tane problemi çözmene yardımcı olalım, imzayı sen at, baÅŸarı da senin olsun. Ama adam ‘Bunlar niye buradalar?’ diyor. Sanki 450 bin üyemizi bunlar yapmış.  Türkiye Kamu-Sen ciddi bir güçtür. 450 bin üyeyi bu ÅŸartlarda yapabilmek ciddi bir iÅŸtir. Tüm teÅŸkilatımızı tebrik ediyorum, Allah sizlerden razı olsun.

Bakınız; toplu sözleÅŸmede imzalar atıldı, tam 21 madde ile ilgili ‘çalışılacak’ diye yazılmış. Nasıl çalışılacağına dair hiçbir bilgi yok. Tarih belirtilmemiÅŸ, sadece yuvarlak bir laf edilmiÅŸ. ‘Toplu sözleÅŸmelerde yuvarlak kararlar olmaz’ dedim. Hatta 4/C ile ilgili imza attıkları karar için ‘4/C’lilere zarar verecek’ dedim. Bugün haklılığımız tek tek çıkıyor. Biz o masayı terk ettik. Akışlar arasında toplu sözleÅŸmeye imza attılar” diye konuÅŸtu.

‘Bize iftira atıyor’ dediler. Ben de ‘Size iftira atıyorsam, yüreÄŸiniz yetiyorsa dava açarsınız. Kim yalan söylüyor mahkeme karar versin’ dedim. Bunu sineye nasıl çekeriz? EÄŸer bu hatayı Türkiye Kamu-Sen yapsaydı, üyelerimizin çoÄŸu bize taÅŸa tutardı.

Memur ve emeklilerin enflasyon farkı maÄŸduru olduklarını söyleyen Koncuk, “2013 yılında imzalanan toplu sözleÅŸmede enflasyon farkını düzenleyen 7’inci madde vardı. Buna göre, 2015 yılında kamu görevlilerine ve emeklilerimize öngörülen kümülatif zammın üzerinde bir enflasyon oluÅŸursa, enflasyon farkı ödenmesini hükme baÄŸlanmıştı. Yani 2015 yılında enflasyonun, memurlara öngörülen artışın, (yüzde 3+ 3) kümülatif toplamı olan yüzde 6,1’i aÅŸması halinde memurlara enflasyon farkı ödenmesi kararlaÅŸtırılmıştı. Ancak 2013 yılında imzalanan o madde raftan indirildi ve deÄŸiÅŸtirildi.

Åžayet o madde deÄŸiÅŸtirilmeseydi, 2015 yılının 31 Aralık tarihinde yüzde 6.1 hesabı üzerinden enflasyon farkı alacaktık. Ama bunlar ne yaptı?  Bunlar ‘öngörülen’ kelimesini ‘verilen’ ÅŸeklinde deÄŸiÅŸtirdi. ‘Verilen’ ÅŸeklinde deÄŸiÅŸtirilince, 2015 yılı Temmuz ayında aldığımız yüzde 1.76’lık enflasyon farkı da verilen kümülatif toplam içerisine dahil ediliyor. Durum böyle olunca; 2015 toplu sözleÅŸmesinde memurların enflasyon farkı alabilmesi için 2015 yılı enflasyonunun memurlara yıl içinde verilen yüzde 3 ilk altı ay zammı, Temmuz’daki yüzde 1,76 ilk altı ay enflasyon farkı ve yüzde 3’lük ikinci altı ay zammının kümülatif toplamı olan yüzde 7,9’u aÅŸması hükme baÄŸlanmıştır. O madde deÄŸiÅŸtiÄŸi için 2 milyon 600 bin memur, 1 milyon 900 bin memur emeklisi tam yüzde 1.8 enflasyon kaybına uÄŸradı. Bu durum ek ders ücretlerine, aile ve çocuk yardımına, emekli ikramiyelerine, emekli maaÅŸlarına yansıdı. Yani böyle geniÅŸ etkisi olan bir hata. 2015 yılında yüzde 6.1’e göre enflasyon farkı almamız gerekirken, yüzde 7.9’u aÅŸan miktar kadar enflasyon farkı aldık. O da neydi? Yüzde 0.90. Yani tam 1.8’lik kaybımız kayboldu. Bu, ayda ortalama 50 TL’ye tekabül etmektedir.

Bunun üzerine ‘Bize iftira atıyor’ dediler. Ben de ‘Size iftira atıyorsam, yüreÄŸiniz yetiyorsa dava açarsınız. Kim yalan söylüyor mahkeme karar versin’ dedim. Bunu sineye nasıl çekeriz? EÄŸer bu hatayı Türkiye Kamu-Sen yapsaydı, üyelerimizin çoÄŸu bize taÅŸa tutardı. Ama bu hatadan haberdar olan memurların büyük bir çoÄŸunluÄŸu dahi sessizce yapılanları sineye çekti. Böyle bir sendikacılık hem sosyal olarak hem de ekonomik olarak bize kaybettirir” dedi.

Bu ülkenin insanlarının modern amele pazarlarında, yani özel istihdam bürolarında pazarlanmasına, esnek istihdam gibi ucube yöntemlerin çalışma hayatına monte edilmesine nasıl göz yumalım?

“Bütün memurlarımızın Türkiye Kamu-Sen ile beraber olma zamanıdır” diyen Koncuk,  “Siyasal anlayışı, ideolojisi, dünyaya bakışı ne olursa olsun-vatan hainleri hariç- her memurla yola devam ederiz. Her biri bizim başımızın tacıdır. Çalışma hayatıyla ilgili çok tuzaklar var, kitap yazabilirim. Esnek istihdam, part-time istihdam, özel hizmet programları... Bunların hepsi kanunlaÅŸmak üzere. Özel istihdam diyorlar, ne demek? BildiÄŸiniz amele pazarının modernleÅŸmiÅŸ hali. Bunu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'na da ifade ettim. Biz buna nasıl sessiz kalalım? Bu ülkenin insanlarının modern amele pazarlarında, yani özel istihdam bürolarında pazarlanmasına, esnek istihdam gibi ucube yöntemlerin çalışma hayatına monte edilmesine nasıl göz yumalım? Zaten bu ülkede 720 bin taÅŸeron çalışan var. ‘TaÅŸeron çalışanları kadroya alacağız’ diye bir söz verdiler, onu da sulandırdılar. ‘Asıl iÅŸ’ tanımına uyan kiÅŸileri kadroya alçaklarını söylüyorlar. 720 bin taÅŸeron çalışanın 100 bin ya da 150 bini bu tanıma uyuyor. DiÄŸerleri taÅŸeron iÅŸçi olarak kalmaya devam edecek. Bunlara sessiz kalan bir sendikal anlayış olamaz. Hep birlikte mücadele etmemiz gerekir. Bize yardımcı olun. GeleceÄŸinize sahip çıkın” diye konuÅŸtu.

Ayrıca Genel BaÅŸkan İsmail Koncuk, Türkiye Kamu-Sen Mersin İl TemsilciliÄŸi’nde 4/C’liler ile görüÅŸtü. Koncuk ve beraberindeki heyet kısa bir süre önce yaÅŸamını yitiren 4/C’li Serkan Emmez’in ailesine taziye ziyaretinde de bulundu. Koncuk, Türk EÄŸitim-Sen Mersin 1 No’lu Åžube’yi de ziyaret ederek, üyelerimizle sohbet etti.

Geri
İleri
  • 1

Önceki Haber / Sonraki Haber
Genel BaÅŸkandan
Misafihanelerimiz
Kamu-Sen TV
Kampanyalar

Genel Haberler

AİLE YILINDA MEMUR AİLELERİNİN YÜZÜNÜ BAYRAM İKRAMİYESİ İLE GÜLDÜRÜN! AİLE YILINDA MEMUR AİLELERİNİN YÜZÜNÜ BAYRAM İKRAMİYESİ İLE GÜLDÜRÃ
12.03.2025
1352
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN
07.03.2025
325
ENFLASYON RAKAMLARI MEMUR VE EMEKLİ İÇİN EK ÖNLEM ALINMASINI ZORUNLU KILIYOR ENFLASYON RAKAMLARI MEMUR VE EMEKLİ İÇİN EK ÖNLEM ALINMASINI ZORUNLU KILIYO
03.03.2025
1350
HOCALI KATLİAMI; UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ! HOCALI KATLİAMI; UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ!
26.02.2025
400
  • Kamu-Sen
  • Ar-Ge
  • Kazanımlarımız
  • Genel Haberler
  • Sendikalardan
  • KVKK

TÜRKİYE KAMU-SEN © 2025 Tüm Hakkı Saklıdır. Sitemizde bulunan içerikler kaynak belirtilmek suretiyle baÅŸka sitelerde yayınlanabilir.

Adres: Erzurum Mahallesi Talatpaşa Bulvarı No : 160 Kat:7 Çankaya-ANKARA
haber@kamusen.org.tr | Tel : +90 312 424 22 00