Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk, Bengü Türk TV’de, her Salı akÅŸamı Türkiye ve çalışma hayatının sorunlarının deÄŸerlendirildiÄŸi Söz Hakkı programına katıldı
Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk, Bengü Türk TV’de, her Salı akÅŸamı Türkiye ve çalışma hayatının sorunlarının deÄŸerlendirildiÄŸi Söz Hakkı programına katıldı.
Toplu sözleÅŸme süreci, hükümetin teklif ettiÄŸi zam oranı ve çalışma hayatının bir çok konusunun gündeme getirildiÄŸi programda çarpıcı deÄŸerlendirmelerde bulunan Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, Hükümetin kamu çalışanları ve emekliler için teklif ettiÄŸi yüzde 3+3’lük zam oranını “Kabul edilemez bir teklif” olarak niteledi.
“Sendikal faaliyet önemli bir faaliyettir, al gülüm ver gülümle yapılmaz, bu bir oyunda deÄŸildir” diyen Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, “Bu masada ciddi sonuçlar elde edilmelidir” dedi.
KONCUK: SENDÄ°KAL FAALÄ°YET AL GÜLÜM VER GÜLÜMLE YAPILMAZ
Halen devam eden Toplu sözleÅŸme sürecini deÄŸerlendirerek sözlerine baÅŸlayan Koncuk;
“GeçtiÄŸimiz gün Toplu sözleÅŸme masasında hükümetin teklifi, kabul edilemez bir teklifti. Yüzde 3+3 zam talebi ile karşımıza geldiler. 2018 yılı ilk ve ikinci altı ayı için yüzde 3+3 zam, 2019 yılının ilk ve ikinci altı ayı için de yüzde 3+3 zam teklif edildi. Bunu vatandaÅŸların çok iyi anlaması lazım, anladığımız kadarıyla kafa karışıklığı meydana geliyor. “Hükümet tam olarak ne kadar zam teklif etti?” diye soranlar dahi var. Yapılan zam teklifi bu. Ä°ki yıl için toplamda yüzde 12 zam teklif edildi. Yani 730 gün boyunca. 5 milyon kamu çalışanını ki bunun 2 Milyon 600 bini faal olarak çalışan kesim, diÄŸer kısmı ise memur emeklileri. Toplu sözleÅŸme masası aslında kamu çalışanlarının aileleri birlikte 20 milyon insanı ilgilendiren bir faaliyet. Bu masadan çıkacak sonuçlar son derece önemlidir. Hayat içinde yaÅŸanan tüm zorlukları bu masada sendikaların elde edeceÄŸi sonuçlarla aÅŸacağız. Açıklamamda da ifade ettim, sendikal faaliyet önemli bir faaliyettir, al gülüm ver gülümle yapılmaz, bu bir oyunda deÄŸildir. Masada figüranda deÄŸiliz. Ciddi bir faaliyet yapıyoruz, ciddi sonuçlar elde edilmeli bu masada.
Türkiye Kamu-Sen ciddiyetle hazırlanır toplu sözleÅŸmelere. Bu yılda bu taleplerimiz aynı ciddiyetle hazırladık. Elimizde rakamlar var. 4 kiÅŸilik bir ailenin aylık olarak asgari bir biçimde geçinebilmesi için o haneye ne kadar para girmesi gerektiÄŸi üzerine yıllardır her ay çalışma yaparız. Bu ay ki çalışmamızda 4 kiÅŸilik bir ailenin asgari geçimi için gereken rakamın 5322 TL olduÄŸunu tespit ettik. TÜÄ°K’in resmi verilerinden hareketle bu rakamları tespit ediyoruz. Bir yanda 5322 TL diÄŸer yanda en düÅŸük devlet memuru maaşı 2300 TL. Ortalama devlet memuru maaşı 2900 TL civarı, böyle bir durum var ortada. Kamu çalışanları içerisin de tespit ettiÄŸimiz asgari geçim haddi olan 5322 TL’nin yarısından hatta daha azına çalışan bir kesimde var. T.C. anayasasında tanım açıktır, bu ülkenin sosyal bir devlet olduÄŸu ifade edilir. Sosyal devlet, çalışanlarına, vatandaÅŸlarına geçinebilecekleri düzeyde bir hayat hazırlayan devlettir. Sosyal devletin ne anlama geldiÄŸini iyi anlatmalıyız.
Hatta ülkeyi yönetenlere de sosyal devlet vurgusunu zaman zaman çok iyi anlatmamız lazım. Ben bir öÄŸretmenim, öÄŸretmen kökenli bir sendikacıyım. Bu ülkeyi yönetenlerde elbette sosyal devlet olduÄŸunu vurguluyorlar ama bazen sosyal devleti makarna, kömür dağıtan devlet olarak tanımlayanlarda var. O da gereÄŸidir sosyal devletin belki ama sosyal devlet evvel emirde insanların ÅŸahsiyetlerini ezmeden, anne ve baba olarak görevlerini yapabilecekleri ÅŸekilde bir gelir sahibi yapmaya gayret eden devlettir.
Bir yanda 5322 TL diyorum ama elbette bizi ÅŸu anda dinleyen bir çok iÅŸsiz var, belki diyorlar ki, “BaÅŸkanın bizim iÅŸimiz dahi yok, kamu çalışanlarının en azından 2400 TL geliri var” diye düÅŸünüyorlar. Asgari ücretliler “Biz 1400 TL ile geçiniyoruz” diyorlar ama tüm vatandaÅŸların bu sosyal devlet ÅŸemsiyesi altında deÄŸerlendirilmesi lazım. Tüm kesimlerin bu kavram üzerinden deÄŸerlendirilerek bir muameleye tabi tutulması gerekir. Bugün iÅŸsizlik ordusuna 330 bin vatandaşımız daha katıldı. Türkiye’de bu kadar iÅŸsizin olduÄŸu, bu kadar asgari ücretlinin olduÄŸu hatta iÅŸ bulmak adına yanıp tutuÅŸan insanların olduÄŸu ülkede kamu çalışanlarına her ÅŸey verilsin demek gibi bir vicdan kaybı yok bizde. Türkiye Kamu-Sen olarak geçmiÅŸ dönemlerde ÅŸu teklifi de yaptık, “Kamu çalışanlarına vermediÄŸiniz zam bu ülkenin iÅŸsizlerine iÅŸ olarak dönecekse biz zam istemiyoruz. Sıfır zam istiyoruz” dedik.
Türkiye Kamu-Sen vatansever, Türkiye sevdalısı insanların oluÅŸturduÄŸu, milliyetçiliÄŸi merkez alan bir konfederasyondur. VatandaÅŸlar periÅŸanken, “Hep bize verin” deme noktasında deÄŸiliz ama kamu çalışanlarının önemli bir görev ifa ettiÄŸini de bilmemiz gerekir. Bunu anlatarak neden kamu çalışanlarına daha dikkatle yaklaÅŸmak gerektiÄŸini ifade etmek gerekir diye düÅŸünüyorum. Kamu çalışanları bizzat devlet demektir. ÖÄŸretmeni geçim aczi içeirinde bırakılan, doktoru, hemÅŸiresi, mühendisi, hukukçusu, tarım ormancısı, enerji çalışanı, postacısı, yerel hizmet çalışanı sıkıntı yaÅŸayan bir kamu düzenin de vatandaÅŸa hizmet etme imkanı mümkün deÄŸildir. Biz saÄŸlam bir eÄŸitim istiyorsak öÄŸretmenlerimizi yaÅŸama acziyeti içinde bırakmamamız lazım. SaÄŸlıkçılarımızı ya da diÄŸerlerini yaÅŸama aczi içinde bırakmamamız lazım.
Devletin vatandaÅŸa uzanan eli olarak görülür kamu çalışanları. O nedenle kamu çalışanları hizmet sektörü de tüm dünyada önemli görülür. Devlet dediÄŸimiz unsur bunlarla anlam ifade eder ve somutlaşır. Kamu çalışanlarına özel bir ihtimam göstermek lazım. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak zaman zaman iÅŸsizliÄŸi de dikkat çekeriz, asgari ücretlinin sıkıntılarına da dikkat çekeriz, taÅŸeronlara da dikkat çekeriz. Bunlar ülkemizin problemidir. Bunları konuÅŸmamız lazım.
Kamu hercümerç içinde ÅŸu an. Ben pozitif biriyim ama burada memurların sosyal ve ekonomik durumlarında farklı normların uygulanması, yapılan yanlışlar vs. bir çok ÅŸey var. Kamuda düzen kalmadı. Bu herkesi ilgilendiren bir durum. Bunlar toplu sözleÅŸmenin konusudur. Ekonomik problemlere dönecek olursak, Türkiye Kamu-Sen olarak, asgari geçim ve ülkenin ekonomik gerçeklerinden hareketle bir zam teklifinde bulunduk. Dedik ki, “2018 yılı için, yüzde 10+10 oransal zam, 150 TL seyyanen zam ve ilk defa ekonomik büyümeden pay aktarılarak yüzde 3 zam olsun onun içinde refah payı da olsun” dedik. EleÅŸtiriler olabilir tabi, bazıları, “5322 TL asgari geçim sınırı belirliyorsunuz ama istediÄŸiniz zam bu sınırı tutmuyor” diyorlar. Tabii tutmaz, çünkü bu rakamların hükümet tarafından verilmeyeceÄŸini biliyoruz. YavaÅŸ yavaÅŸ elde etmemiz gerekir. Bir sene içinde bunu çözün demenin akılcı olmayacağını biliyoruz. Mantıklı talepler istiyoruz. Mantığı olmalı taleplerin, dolayısıyla zamana yayarak bunlar çözülebilir.
Ben çıkıp, “Kamu çalışanları 2300 TL ile geçinemez, herkese 5322 TL verin” diyebilirim. Bundan bir sonuç alınamaz. Ekonomik gerçekleri görerek deÄŸerlendirme yapmak lazım. 2019 yılında ise “Yüzde 8+8, 150 TL seyyanen ve yüzde 3 ekonomik büyümeden pay ve refah payı” dedik. Hükümetin getirdiÄŸi teklif bizim teklifimizden de diÄŸer konfederasyonun teklifinden de çok uzak bir teklifti. Gerçi Memur-Sen yüzde 16’lık bir zam teklif etti. Yaptıkları açıklamalarda “Siyasi iktidar 16 yaşında diye böyle bir zam istedik” dediler bende bunu eleÅŸtirdim. Yani MHP iktidarda olsa yüzde 50 zam mı istenecek ya da CHP iktidarda olsa yüzde 94 zam mı istenecek?” dedim. Yıla göre mi hareket edilir? Bir sendikanın böyle bir gerekçe ile zam istemesi sendikacılığın ciddiyetiyle baÄŸdaÅŸmaz.
Bu ciddiyetsiz bir yaklaşımdır. Ä°ktidarda hangi siyasi parti varsa kuruluÅŸ yıl dönümlerine göre mi zam talep edeceÄŸiz? Bu sendikacılık anlayışını da sorgulamak gerekir. Masayı orta oyununu çevirmeyeceÄŸiz, o masa ciddi bir masadır. 2015’de sayın Bakan Faruk Çelik’ti, zam teklifini getirdi ve bunlar ayaÄŸa kalktılar. Sandım ki yiÄŸitlik yapacaklar. Ben Adanalıyım, ayaÄŸa kalkan adamın cevabı da onunla doÄŸru orantılı olur ama bunlar son derece kibar bir konuÅŸma yaptılar, çok ÅŸaşırmıştım, dün de ellerinde dövizler “Kapalıyız” diyorlar. Sayın Bakan Jülide hanımda gülümsedi, Ä°lk defa Toplu sözleÅŸme masasında kendisi de. Bunlar olmaz, burası ciddi bir masadır katılmıyorsan bunu güzelce ifade edersin. Gayri ciddi ÅŸeylerdir bunlar. Çıkarsın aslan gibi olmaz dedin, asaletle masadan kalkarsın. Bu tür görüntüler Toplu sözleÅŸmeyi magazin sayfalarına konu yapar ve ciddiyete gölge düÅŸürür. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak yıllarca toplu görüÅŸme yürüttük ayaÄŸa, amuda falan kalkmadık.
Åžimdi göreceÄŸiz bakalım ne olur bundan sonra? “Saygısızlıktır bu” dedim. Bu ifadeyi neden kullandım. 2017’de iÅŸçilere yapılan zammı biliyoruz. Elbette hak ediyorlar. Önümüzde bir çıta var 2017’de henüz bağıtlanan bir sözleÅŸme var. Kamu iÅŸçilerine 2017 yılı için yüzde 7.5+5, 500 TL ek ödemelere 250 TL daha zam yapıldı ve 750 TL oldu. 3 bin TL altında maaÅŸ alanlara da 90 TL iyileÅŸtirme aldılar. Yani yüzde 18-20 civarında zam yapıldı kamu iÅŸçilerine. Buna sitem ettim aslında. Siz kamu iÅŸçilerine 2017’de 20’leri bulan zam yapıyorsunuz, memurlara yüzde 3+3 zam, bu olur mu? Bana birileri açıklasın bunu. Kaldı ki, daha önce yaptığım açıklamalarda 2018 yılı için kamu iÅŸçilerine yüzde 3,5+3,5 zam yapıldığını ifade etmiÅŸ ve “Acaba memura bir mesaj mı bu” demiÅŸtim. “Bu mesajı reddediyoruz” demiÅŸtim. GeldiÄŸimiz noktada haklı olduÄŸumuz görüldü. Herhalde yüzde 3,5 +3,5 ÅŸeklinde baÄŸlayacaklar, bunu göreceÄŸiz.
Türkiye Kamu-Sen olarak söyledik, 2017 yılı hesaplaÅŸmasını yapmadan bu zamları konuÅŸmamalıyız. 2017’de memurlara yüzde 4+3 zam yapıldı. Kamu iÅŸçisine 2017 için yüzde 20’lere varan zam yapıyorsun ama memurlara ve emeklilere yüzde 7, olmaz bu. Hiç mi kıymeti yok bu insanların sizin yanınızda. Toplu sözleÅŸme henüz bitmedi. Kapıyı kilitlemenin alemi yok. Dün “Kapalıyız” dediler ama dükkanı açarlar, fakat kaça açarlar? Bakınız, sendikacılık önemli bir faaliyet, “Kapalıyız” diyorsanız yüzde 3+3’e, o zaman kaça açarsınız onun cevabını da söyleyeceksiniz. Bunu da konuÅŸalım. Dün konuÅŸmam da ifade ettim, “Bu müzakerenin sürdürülebilmesi için yüzde 3+3’le deÄŸil, belki yüzde 5+5 ile baÅŸlanabilirdi. Devamında kamu iÅŸçilerine verilen zammı da konuÅŸabilirdik. Mesela, ortalama memur maaşı 2900 TL diyelim, bize de bunun altında olanlara 100 TL iyileÅŸtirme yapılabilirdi. Bir rakam koyalım bunu yapalım. 4-C’lilerin ek ödemelerini konuÅŸalım, aldattığınız, sattığınız insanların alacaklarını konuÅŸalım. 4-B’lileri konuÅŸalım. Böyle sendikacılık anlayışı olmaz.
Sadece bunu sendikacılar almasın, böyle bir anlayışın Türkiye’de köklenmesine, memuru temsil etmesine vesile olan kıymetli arkadaÅŸlarımızda nefis muhasebesi yapsınlar. Nereye gidiyoruz? Kamu böyle gidemez gitmemeli. Bu masada sayın Bakana da söyledim, PTT’de de bir istihdam türü var, Ä°HS’li diye, bu nereden çıktı? Yeni bir sistem, hiçbir hakkı yok. 4-C’liler, 10 yıldır anlatıyoruz. Hala kadro yok. Sayıları 13-15 bin civarıdır. Nedir bu garabet uygulama. Kölelik düzenidir bu. Kadrolu çalışanın izin durumu farklı, hastası olan 4-A’lı refakat izni kullanıyor ama 4-C’liye yok. Bunun hastası hasta deÄŸil mi? Bu nasıl vicdansızlıktır. Bırakın kanunu mevzuatı, böyle ÅŸey olmaz. Hükümet zaman zaman açıklama yaparak, “Erken emeklilik mi olur?” diye sorar. Emeklilik yaşı 65’e yükseltildi. 4/C’lilerin sözleÅŸmesinde ise ÅŸu yazıyor; emeklilik yaşı dolduÄŸu anda sözleÅŸmesi yenilenmez. SözleÅŸmeye göre 52 yaşında dolmuÅŸ ise, 52 yaşında 4/C’lilik sözleÅŸmesi imzalanmaz. Peki sormak lazım, hükümet deÄŸil mi genç yaÅŸta emekliliÄŸe hayır diyen?
Hem genç yaÅŸta emekliliÄŸi istemeyeceksiniz, hem de 4-C’linin 65 yaşına gelene kadar çalışmasına müsaade etmeyeceksiniz. Bu nasıl bir mantık çatışmasıdır, anlamak mümkün deÄŸil.
4/B’lilik nedir? 2011 yılında MHP’nin ve CHP’nin seçim beyannamesinde 4/B’lilere kadro sözü vardı. Muhalefeti görünce, iktidar da hemen “4/B’lileri kadrolu yapıyorum” diye açıklama yaptı. Bu sayede 2011 yılında bütün 4/B’lileri kadrolu yaptılar. Gerekçe olarak da “kamuda verimli çalışmayı arttırmak” dediler. Ancak 2011 yılından sonra da binlerce 4/B’li kadrolu eleman alınmaya devam edildi. ÖrneÄŸin, Siirt’te SaÄŸlık Bakanlığı’nda çalışan 4/B’li bir kardeÅŸimiz Kredi Yurtlar Kurumu’na geçmek istedi. Tek amacı da aile bütünlüÄŸünü saÄŸlayabilmek. EÅŸi Ä°stanbul’da özel bir ÅŸirkette çalışıyor. Mevzuatın hiçbir yerinde 4/B’lilerin kaç yıl sonra aile bütünlüÄŸünü saÄŸlayabileceÄŸi yazmıyor.
Sadece öÄŸretmenlerde 6 yıl sonra tayin hakkı olabileceÄŸi belirtiliyor. O da 6 yıl sonra olur mu bilinmez. EÄŸer bu ülke insanlarına bunları layık görerek bu ülkeyi iyi yönetiyoruz diyorlarsa bir ÅŸey demiyorum. Bu ülke insanları da bunu destekliyorsa sözüm yok. Bu siyaset deÄŸil, bunlar bizim çocuklarımız. Kim bunu yaparsa, bu ülke insanlarına iyilik yapmaz. 4/B’lilik, 4/C’lilik, Ä°dari hizmet sözleÅŸmeli, kiralık iÅŸçilik, part tıme çalışma gibi uygulamalar evlatlarımıza ihanettir. Devlet idari kaygılarla yönetilemez, iÅŸletme gibi yönetilemez. Devlet babadır. Devlet insanlarını sarar, korur. Elbette iÅŸlerin aksamaması için tedbir alalım. Bir sürü yol gösterilir. Böyle ucube yöntemlerle insanlarımıza acıdan baÅŸka bir ÅŸey veremezsiniz.
KONCUK: TOPLU SÖZLEÅžME MASASINDA TEK TARAFLI Ä°RADE HAKÄ°M, BU ÅžEKÄ°LDE SIKINTILARIN ÜSTESÄ°NDEN GELÄ°NEMEZ
Toplu sözleÅŸmede yaÅŸanan aksaklıkların nedeni olarak tek taraflı iradenin varlığına dikkat çeken Genel BaÅŸkan ÅŸunları söyledi:
“Ä°nÅŸallah kapalı kapılar ardında görüÅŸme olmuyordur. GeçtiÄŸimiz yıllarda bu durumu yaÅŸadık. Türkiye Kamu-Sen’den kaçırırcasına toplandılar. Sonuç ortada. Kamu çalışanlarına beklentilerine uygun ne varsa överim, aksi çıkarsa da yererim. Sendikacılığımızı yapacağız, biz figüran deÄŸiliz. Adam gibi sendikacılık yapıyoruz. Türkiye Kamu-Sen, üyelerine söz vermiÅŸ bir konfederasyondur. Siyasi düÅŸüncelerin önceliÄŸiyle iÅŸ yapmıyoruz. Kamu çalışanlarının, emeklilerimizin, vatandaÅŸlarımızın geleceÄŸiyle ilgili kaygılarımız var. Elbette yanlışlıklar varsa ifade edeceÄŸiz. DoÄŸru ÅŸeyleri de alkışlarız. Çalışma Bakanı’nın olumlu yaklaşımları olduÄŸunu ifade etmiÅŸtim. Ama kapalı kapılar ardında bir ÅŸey olmasın. Olumsuz olabilir keÅŸke kamu çalışanlarının beklentilerine uygun kararlar çıksa. Ama çıkmasa bile, ahlaka uygun bir masa olduÄŸunu gösterelim.
Çalışma Bakanı Jülide SarıeroÄŸlu’na da ifade etti bu süreçte. Kurum Ä°dari Kurullarının yapılması için. Taleplerin birçoÄŸun kurum idari kurullarında çözülmesi gerektiÄŸini ifade etti. Ben de aynı fikirdeyim. Kurumlarla sendikalar yılda iki kez otururlar kurum idari kurulları yaparlar. Birçok problem çözülebilir. Maalesef kurumların olumsuz yaklaşımları var. Kitleniyor toplantılar. Bakan da bunu ifade etti. Daha etkili hale gelmesini söyledi. Masanın iÅŸleyiÅŸ ÅŸekli sonuç alıcı deÄŸil. Toplu sözleÅŸme aslında çift taraflı irade gerektiriyor. Tek irade var bu toplu sözleÅŸmede. Sadece hükümetin iradesi var. Nasıl sonuç alacağız bu ÅŸekilde? Eylem yapalım desek, olaÄŸanüstü hal var. Ä°zin vermezler. Memur sendikaların en büyük gücü eylem gücüdür. Ä°çinde bulunduÄŸumuz ÅŸartlar memurların eylem gücünü kırıyor. Kamuda baskı korku varken, bu eylem gücünü kullanmak, sahaya yansıtmak kolay deÄŸil ancak, yetkili konfederasyon iÅŸ bırakma dahil eylem kararı alsın, Türkiye Kamu-Sen olarak her türlü desteÄŸi vereceÄŸiz. Netice de mümkün deÄŸil. Ne kadar demokrasi, o kadar sendikacılık olur. 1 Milyon üyesi olan sendika Memur-Sen.
KONCUK: TOPLU SÖZLEÅžMEDE KARAR ALTINA ALINAN MADDELERÄ° TARÄ°HLENDÄ°RMEK LAZIM
GeçtiÄŸimiz dönem karar altına alınan 20 maddenin hala hayata geçmediÄŸine dikkat çeken Koncuk, kamu çalışanlarının bu durumun hesabını sorması gerektiÄŸini kaydederek ÅŸunları söyledi:
“Kamu Ä°ÅŸveren tarafının iradesi bir baÅŸka problem. Bir de masanın iÅŸleyiÅŸi ile ilgili problemler var. Bunların da çözülmesi lazım. ÖrneÄŸin, geçmiÅŸ yıllarda toplu sözleÅŸmede karar altına alınmış kararlar var. Bunların hayata geçmesi için bu sene de tekrar karar altına alınması gerekiyor. Bir de diÄŸer maddeleri kabul etse dahi, eÄŸer sendikalar mali talebi kabul etmiyorsa kabul edilen diÄŸerler maddeler de hayata geçmeyebiliyor. Bu önemli bir teknik problem. Halbuki konular teker teker yazılır kabul edilir, sonra vazgeçiyorum noktasında olmaz. Hem kanunun yapılışında hata var, hem de yetkili sendikaların ayak diretici olması gerekir. GeçmiÅŸte biz toplu görüÅŸme yaparken, bir maddeyi söylerdik, kabul edilirse o madde yazılır ve diÄŸer maddelerin görüÅŸülmesine öyle devam edilirdi. Ama ÅŸimdi yetkili sendika okuyor bütün maddeleri, kamu iÅŸveren tarafı hangi maddeleri kabul ettiÄŸini söylemiyor. Bu ÅŸekilde yetkili konfederasyon ve sendikacılık ciddi bir ivme kaybediyor.
Geçen dönem imzalanan toplu sözleÅŸmenin 20 maddesi hayata geçmemiÅŸ. Kanun çok açık. Toplu sözleÅŸme maddeleri mutlaka uygulanması gerekir diyor. 2 yıl önce imzalanan 4/C’lilere kadro sözü hala ortada yok. Bir ziyaretimde Maliye Bakanı Naci AÄŸbal’a da ifade ettim bu durumu, Bakan AÄŸbal “sözleÅŸmede ne yazıyor” dedi, “üzerinde çalışılacak” yazıyor dedim. Bakan da biz de üzerinde çalışıyoruz dedi. Böyle olmaz. Toplu sözleÅŸme metinlerinin tarihlendirmek lazım. 4/C’lilere kadro denildiÄŸi zaman takvim de versinler. Memur-Sen’e tavsiyemiz kararların altına takvim belirterek imza atsınlar. Bir de üniversiteli iÅŸçiler meselesi var, onlar da statü istiyorlar. Bunlar karar haline geldi ancak hayata geçmedi. Toplu sözleÅŸme masası bir okuldur. Bizler yetkili olmasak da sendikacılığı öÄŸreteceÄŸiz iddiasındayız. Yetki kısmı bize verilmese de sendikacılığı öÄŸretme görevimizi yerine getiriyoruz.
31 Ocak 2016 tarihinde KÄ°T’lerde çalışanlarla ilgili ücret gruplarının 5’den 3’e düÅŸürülmesi kararı var. 2015 yılında alınan bir karardır. Aradan aylar geçti, 2017 toplu sözleÅŸme masasına oturduk, bu durum 2018 yılında uygulanacak diye karar yayınladı. Bu kabul edilebilir deÄŸil. Sayın MüezzinoÄŸlu döneminde bu durumu konuÅŸtuk kendisiyle, hemen çözelim dedi. Aradan 5 ay geçti ancak çözüm yok. Memur-Sen Genel BaÅŸkanı Ali Yalçın da tutmuÅŸ Bakan’a çok teÅŸekkür ediyor. Ben de neye teÅŸekkür ettiÄŸini sordum. “31 Ocak 2016 yılında hayata geçmesi gereken bir konu 2017 Mart ayında hala çözülmemiÅŸ, sen niye teÅŸekkür ediyorsun?” dedim. Sonra çıkartılan bir metinle bu kararın hayata geçirilmesi 2018 yılına kaldı diye buyuruldu.
Ä°lginç bir durum var, bu karar çalışanlar için 2018 yılına kalırken, yönetim kurulu baÅŸkanları ve genel müdürler için 2016 yılından itibaren geçerli olmak üzere baÅŸlayacak. 20 aylık alacakları doÄŸdu. 60 bin kadar alacakları oldu. Ama çalışanlar 2018 yılında muhatap olacaklar. Åžimdi biz kime kızalım? Çalışanların da bir söz söylemesi lazım. EÄŸer sendikacılık, siyaset aldatma üzerine kurgulanırsa, figüranları deÄŸiÅŸir ama anlayış aynı kalır. Kamu çalışanlarının iradesi bunu düzeltecek. Ulu Önder Atatürk’ün Amasya Genelgesinde yer verdiÄŸi “milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” diye sözü var. Kamu çalışanlarının geleceÄŸi de kamu çalışanlarının iradesi ve azmi ile çözülür. Mesele insanların kendi iradesini iyi kullanmayı bilmesidir. Memur-Sen e kızıyorlar, ancak 1 milyon üyesi olan bir sendikaya niye kızıyorlar ki? 1 milyon üye ile yetkili kılmışsın, ÅŸimdi kızmanın anlamı yok.
Yetkiyi Türkiye Kamu-Sen mi vermiÅŸ Memur-Sen’e ? Kimse kızmasın bu adamlara. Ä°stenilen sendikacılık bu ise, bugün Memur-Sen o rolü oynar devir deÄŸiÅŸir bir baÅŸkası aynı ÅŸeyi yapar. Bu anlayış sineye çekilmesi gereken bir anlayış deÄŸil. Bu anlayış memurlarımızın iradesiyle düzelecek bir anlayıştır.
KONCUK: MÄ°LLÄ° EĞİTÄ°M BAKANLIÄžI KULAÄžININ ÜZERÄ°NE YATMIÅž DURUMDADIR
Koncuk eÄŸitim çalışanlarının sorunlarına da deÄŸinerek konuÅŸmasını tamamladı:
“MEB tam kulağının üzerine yatmış durumdadır. Artık çözüm bakanlığı olmaktan uzaklaÅŸmış durumda. EÄŸitim çalışanlarının taleplerine kulak vermeliler. SözleÅŸmeli öÄŸretmenlere eÅŸ durumu tayini yapmıyorlar. Bu ucube anlayışla problem çözülemez. Ä°l dışı tayin isteyen arkadaÅŸlarımıza bir takvim verilmesini istiyoruz. Sayın müsteÅŸar ÅŸu takvim doÄŸrultusunda il dışı yapacağız desin. ArkadaÅŸlar da son derece haklı. Mahrumiyet bölgelerinde 10 yıldır çalışan öÄŸretmen arkadaÅŸlarımızın tayin istekleri bir türlü gerçekleÅŸmiyor. Bunların hayata geçmesi lazım. Ä°l içerisinde ilçe emri isteyenler var. Türkiye Kamu-Sen olarak bu konuyla ilgili bir çözüm önerisinde bulunarak, belli bir km ile sınır koyarak düzenleme yapalım dedik. Bunlar zor deÄŸil. Alan deÄŸiÅŸikliÄŸi isteyenler var. Yönetmelikte olan bir hak aslında. Ä°ki diploması olanlara yol açmak lazım. Ömer Dinçer zamanında yapılan 4+4+4 sisteminin sancılarını yaşıyoruz. Bu sistem nedeniyle sınıf öÄŸretmenlerinin yüzde 20 si norm fazlası olma durumu ile karşı karşıya kaldı. Ömer Dinçer o zaman sınıf öÄŸretmenlerine diÄŸer branÅŸlara geçme ÅŸansı tanıdı. Ancak, bunlar kendi alanlarında çalışmak isteyenler ve haklı bir talep.
Toplu sözleÅŸmelerin hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye Kamu-Sen olarak olumlu yaklaşımla geliÅŸmeleri takip edeceÄŸiz. Dayanışma aidatı, toplu sözleÅŸme ikramiyesi fasit dairesine baÄŸlamak doÄŸru deÄŸil. Memur-Sen aklını başına almalıdır” dedi.
GENEL BAÅžKANIN AÇIKLAMALARI Ä°ÇÄ°N TIKLAYINIZ.