15 AÄŸustos’ta yapılması gereken toplu görüÅŸmeleri ertelemek durumunda kaldık
15 AÄŸustos’ta yapılması gereken toplu görüÅŸmeleri ertelemek durumunda kaldık. Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Faruk ÇELÄ°K ile son 4 AÄŸustostan bu güne kadar 3 kez bir araya geldik. En son görüÅŸmeyi önceki gün gerçekleÅŸtirdik. 6 saat sürdü bu toplantı. Kamu Çalışanları Sendikaları ve Toplu SözleÅŸme Kanunu olarak isimlendirdiÄŸimiz 4688 Sayılı kanunda mutabakata vardığımız konular var. Ancak ana konularda bir mutabakat maalesef oluÅŸturamadık. Bunlardan en önemlisi toplu sözleÅŸmenin tarafları kim olacak? Åžuanda Türkiye’de 3 büyük konfederasyon var. Türkiye Kamu-Sen, KESK ve Memur-Sen. Memur-sen’in üye sayısı en fazla ve Memur-Sen tarafı “Bu toplu sözleÅŸmede biz söz hakkına sahip olmalıyız ve diÄŸer konfederasyonların söz hakkı olmamalı.” gibi bir yaklaşım içerisinde. Hâlbuki Türkiye Kamu-Sen ve KESK’in üye sayısını üst üste koyduÄŸumuzda Memur-Sen’in üye sayısından çok daha fazla üyeye sahiptir. Dolayısıyla Bizim Türkiye Kamu-Sen olarak teklifimiz; ‘Katılımcı bir toplu sözleÅŸme yapılmasıdır.’ Sarı sendikacılığın bu kadar yoÄŸun olduÄŸu Türkiye’de, bir konfederasyonun kamu çalışanları adına toplu sözleÅŸmeyi imzalayacak olması asla kabul edilemez ve ülkede buna güven duyulamaz. O içerde toplu sözleÅŸme yaparken, dışarıdaki sendikalarla eylem yapacaktır. Yani o toplu sözleÅŸme sonuçlarına Türkiye’de ne kamu çalışanları ne de sendikalar güven duymayacaktır. Yani toplu sözleÅŸmeyi 3 büyük konfederasyonun üye sayılarıyla orantılı bir nisbi temsil ÅŸekline dönüÅŸtürmek lazım. Akabinde kamu görevlileri hakem kurulu oluÅŸturuldu, bu kurula 3 büyük konfederasyonun mutlaka itiraz hakkı bulunmalı. Sadece en büyük konfederasyonun itiraz hakkının bulunması asla kabul edilemez. Bir konfederasyona yetki verdiÄŸimizde, kamu çalışanlarını pazarladığını, sattığını düÅŸünelim. Bunu çok yaşıyoruz. Dünyada oldu Türkiyede de oldu. Bunun bir önlemi olmalı dedi. Nedir bu önlem; diÄŸer konfederasyonların bu satma karşısında Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna itiraz hakkı olmalı. Bu bizim olmasa olmazlarımızdan biridir. Sayın Bakanımızda bu konuda bir feraset göstermelidir çünkü Sayın Bakan’ı da ben aynı noktada görüyorum yani bize göre olumsuz noktada görüyorum. Katılımcılıktan uzak bir toplu sözleÅŸmeyi kabul etmenin imkânsız olduÄŸunu, bunun Türkiye de ciddi problemlere sebep olacağını Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Faruk ÇELÄ°K’in görmesi lazım.
Türkiye Kamu-Sen’in 400 Bin üyesi var ve hiç kimse Türkiye Kamu-Sen’in 400 Bin üyesini yok sayamaz, buna asla müsaade etmeyiz. Siz 400 Bin üyeye sahip devasa bir kuruluÅŸu toplu sözleÅŸmede söz sahibi yapmayacaksınız, kamu görevlileri hakem kuruluna baÅŸvuru hakkına sahip kılmayacaksınız ve sadece seyirci pozisyonunda bırakacaksınız. Bu asla kabul görmeyecektir. GeçmiÅŸteki 4688 sayılı toplu görüÅŸme kanununda farklı uygulamalar olabilir ama biz yeni bir kanun yapıyoruz. Bu yeni kanunla yeni anlayışları ortaya koymak durumundayız. Sadece bugüne münhasır bir deÄŸerlendirme olmadan geleceÄŸe de projektörlerimizi tutarak bir kanun yapmak durumundayız. Sadece bugünü algılamak, korumak, deÄŸerlendirmek ve bugüne göre hüküm vermek bizi ciddi yanılgılara götürecektir. Bu yüzden ben toplu sözleÅŸme kanununun mutlaka katılımcı toplu sözleÅŸme anlamında düzenlenmesinin son derece önemli olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Tabi burada mutabakata vardığımız bazı konular var mesela stajyer memurlar, stajyer öÄŸretmenler sendikalara üye olamıyordu, ÅŸimdi tamamı sendikalara üye olabilecekler, tamamı sendikaların kurucusu olabilecekler. 100 ve 100’den fazla çalışanı olan kurumların müdür ve müdür yardımcıların üyeliÄŸiyle ilgili yasak kaldırıldı. Özel güvenlik çalışanlarının sendika üyeliÄŸi yoktu bu yasak kaldırıldı. Ancak bizim masaya yatırdığımız bir konu da Milli Savunma Bakanlığında, Türk Silahlı Kuvvetlerinde, Emniyet birimlerinde ve Cezaevlerinde bulunan sivil memurlarında sendika üyeliÄŸi hakkı olmasıdır. Bunu Sayın Bakan’a her toplantıda ifade ettik. Sayın Bakan kiÅŸisel olarak bu arkadaÅŸlarımızın da sendika üyeliÄŸine sıcak baktığını ancak Ä°çiÅŸleri Bakanı, Adalet Bakanı ve Milli Savunma Bakanı gibi diÄŸer bakanlarla bunu deÄŸerlendirmesi gerektiÄŸini ifade etti. 23 Eylül Cuma günü saat 14.00’da yapacağımız toplantıda bu arkadaÅŸlarımıza da sendikalara üye olma hakkını elde etmeyi arzuluyoruz. Adalet Bakanlığında ki çalışan memurlara üye hakkını veriyorsunuz ama Milli Savunma Bakanlığında ki çalışanlara, Ceza ve Tevkifevleri çalışanlarına üye olma hakkı vermiyorsunuz. Sendikalar ajan kuruluÅŸlar deÄŸil. Bundan korkmamak lazım.
Türkiye nin imzalamış olduÄŸu Uluslar arası SözleÅŸmede tüm kamu çalışanlarının sendika üyeliÄŸi hakkı vardır. Hatta daha da ileri götürmemiz lazım Biz Türkiye Kamu-Sen olarak emeklilerimizin de sendika kurma ve sendikal faaliyet yapma hakkının olması gerektiÄŸine inanıyoruz. Emeklilerin sendika kuramayacağına dair maalesef geçen Ankara ValiliÄŸinin ÅŸikâyeti üzerine açılmış olan bir dava da var. Bunlar son derece yanlış. Bunlar Türkiye nin imzalamış olduÄŸu Uluslararası sözleÅŸmeye de aykırı bir durum. Bizim emeklilerimizi yok saymamız vefasızlıktır. Devlete 25, 30, 40 yıl hizmet etmiÅŸ insanların bir masa başında haklarını, ekonomik sosyal problemlerini müzakere edebilme hakkı olmaması son derece çirkindir. Bu çirkinlik te Türkiye ye yakışmıyor. Ä°nÅŸallah yarın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk ÇELÄ°K ile 3 büyük konfederasyon genel baÅŸkanı ve uzmanlarla yapacağımız toplantıda arzu ettiÄŸimiz anlamda kamu çalışanlarını mutlu edebilecek, kamu çalışanlarını huzursuz etmeyecek anlayışta bir kanun ortaya çıkartabiliriz diye umuyorum. Ama herkes kendi kalesini koruma anlayışıyla hareket ederse ve Çalışma Bakanlığı da bu anlayışın yanında durursa bundan bir sonuç çıkarmamız mümkün deÄŸildir. Sayın bakan uzlaÅŸmacı bir insan olduÄŸunu söylüyor, doÄŸrudur. Sayın Faruk ÇELÄ°K’in uzlaÅŸmacı bir kiÅŸiliÄŸe sahip olduÄŸunu biliyorum. Bu uzlaÅŸmacı tavrını toplu sözleÅŸme kanununda da ortaya koymasını Türkiye Kamu-Sen olarak beklediÄŸimizi ifade ediyorum.
BeklediÄŸimizin tam tersinde bir kanun ortaya çıkarsa Türkiye de ciddi gerginlikler çıkacağını düÅŸünüyorum. Bu gerginlik sadece bugüne münhasır bir gerginlik olmaz, her toplu sözleÅŸme döneminde aynı gerginlikler Türkiye de yaÅŸanır ve bunun sorumlusu da bu kanunu çıkaranlar olur. Onun için bu konuda aklıselim bir düÅŸünceyle meseleye yaklaÅŸmanın doÄŸru olacağını düÅŸünüyorum.