GeçtiÄŸimiz gün TBMM’de kabul edilen HSYK Kanunu ile millet iradesi yok sayılmış, hukuk devletinin ve demokrasinin temel dayanağı olan kuvvetler ayrılığı ilkesi, kuvvetler birliÄŸine dönüÅŸtürülmüÅŸ ve devlet mekanizmasının tüm kontrol ve denge mekanizmaları iktidarın ellerine teslim edilmiÅŸtir
GeçtiÄŸimiz gün TBMM’de kabul edilen HSYK Kanunu ile millet iradesi yok sayılmış, hukuk devletinin ve demokrasinin temel dayanağı olan kuvvetler ayrılığı ilkesi, kuvvetler birliÄŸine dönüÅŸtürülmüÅŸ ve devlet mekanizmasının tüm kontrol ve denge mekanizmaları iktidarın ellerine teslim edilmiÅŸtir.
Kuvvetler ayrılığı, devleti var eden orga...nlar olan yasama, yürütme ve yargının birbirinden ayrıldığı bir yönetim modelidir. MonarÅŸi ile demokrasiyi bir birinden ayıran en önemli unsur, iktidarın seçimle iÅŸ başına gelmesi deÄŸil devletin gücünü temsil eden yasama, yürütme ve yargının bağımsızlığıdır. Nitekim, Hitler, Mussolini, Saddam Hüseyin, BeÅŸar Esad, Kaddafi gibi bugün diktatör olarak nitelendirilen kimseler de ya seçimle iÅŸ başına gelmiÅŸler ya da iktidarlarını meÅŸrulaÅŸtırmak için seçim sistemini kullanmışlardır. Ancak, ellerindeki iktidar gücünü kullanırken, kendi halkına bile zulmetmekten çekinmemiÅŸler, adeta insanlığı karanlığa boÄŸmuÅŸlardır.
Kuvvetler ayrılığı sistemi; yasama, yürütme ve yargı olarak tanımlanan kuvvetlerin, deÄŸiÅŸik yollardan göreve gelen ve aralarında fren ve denge mekanizması bulunan farklı organlara verilmesi ÅŸeklinde tanımlanabilir. HSYK’da yapılan son deÄŸiÅŸiklikle Türkiye’de iktidarı frenleyen ve dengeleyen mekanizma yok edilmiÅŸtir.
Yargı, iktidarın mutlak hakimiyetine bırakılarak, mahkemelerin bağımsızlığına ve tarafsızlığına gölge düÅŸürülmüÅŸ, yargıçların yasama ve yürütme organlarına baÄŸlı olmadan Anayasaya ve hukuka uygun olarak vicdani kanılarına göre hüküm vermeleri engellenmeye çalışılmıştır. Bu yolla AKP, kendi faaliyetlerini kendisi denetleyecek, kendisi hakkındaki hükmü kendisi verecektir.
Kuvvetler ayrılığının temel amacı, yürütmenin ve yasamanın bağımsız bir ÅŸekilde görevlerini ifa ederken yapacakları taraflı iÅŸlemlerin yine bağımsız yargı denetimi yoluyla dengelenmesi ve millet iradesinin tecelli etmesi üzerine kuruludur. BilindiÄŸi gibi HSYK’nın yapısı ve oluÅŸumu 12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleÅŸtirilen referandumla bizzat AKP iktidarı tarafından deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir. Åžimdi ise referandumda Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸine, dolayısıyla da HSYK deÄŸiÅŸikliÄŸine “Evet” diyen milyonlarca vatandaşımızın iradesi hiçe sayılarak, 2010 yılındaki referandumda yapılan düzenleme kaldırılmaktadır. Böyle bir durum, 2010 yılında ortaya konan millet iradesine ve Anayasal düzene indirilmiÅŸ en büyük darbedir.
Yapısı ve ÅŸekli Anayasa ile belirlenmiÅŸ, bağımsızlığı Anayasal güvence altına alınmış bir kurumun yasa deÄŸiÅŸikliÄŸi ile iktidara baÄŸlanması, bugüne kadar vesayet rejiminden ÅŸikâyet ederek seçim meydanlarında oy avcılığı yapanların Anayasayı ayaklar altına alarak kendi vesayet rejimini oluÅŸturduklarının en açık göstergesidir. Adalet mülkün, yani devletin temelidir. Kanunların yok sayılarak, adaletin ÅŸahıslar yoluyla ülkedeki çıkar guruplarına baÄŸlandığı bir yapı, ülkenin temelinden çökertilmesi anlamına gelecektir.
Bizler, kaynağı ne olursa olsun, demokratik rejime yapılan her türlü darbeye ve millet iradesi üzerinde oluÅŸturulan her türlü vesayete karşıyız. Bugüne kadar askeri vesayetten dem vurarak maÄŸduriyet oluÅŸturan iktidarın, bizzat kendi elleriyle gerçekleÅŸtirdiÄŸi bu sivil darbeye alkış tutanlar, demokrasimize vurulan bu pranganın hesabını hukuk ve tarih önünde elbet vereceklerdir.
Üzülerek görüyoruz ki, ülkemiz siyasi bir darbe ile demokrasiden hızla uzaklaÅŸmakta, tek adam ve tek parti iktidarına doÄŸru ilerlemektedir. HSYK deÄŸiÅŸikliÄŸi ile AKP’nin kendi iradesini hâkim kılmak için millet iradesini yerle bir ettiÄŸi gerçeÄŸiyle karşı karşıyayız. Yargı denetiminin iktidara baÄŸlanmasıyla devletimizin içinde bulunduÄŸu sorunlar yumağına, bir de rejim sorunu eklenmiÅŸ bulunmaktadır.
Bilimin ve aklın öncülüÄŸünde, insanlığın binlerce yıllık birikimi sonucunda ortaya çıkan ve zalim iktidarların zulmüne son vererek, insani deÄŸerleri öncelik alan demokrasi ve buna baÄŸlı kuvvetler ayrılığı ilkesinin, ülkemizi soyup soÄŸana çeviren bir grup haraminin ikballerini garanti altına almak adına yok edilmesine göz yumulamaz. İnsanlığın binlerce yılda geldiÄŸi nokta, millet iradesini yok sayanların bir gün içerisinde çıkardıkları bir kanunla yok edilemez. Türk milleti; hırsızların saltanatını sürdürmesi için ya da milletin kaynaklarını haksız yollardan yakınlarına peÅŸkeÅŸ çekenler hesap vermekten kurtulsun diye deÄŸil; özgürlüÄŸü, bağımsızlığı ve demokrasisi için can vermiÅŸ, bedel ödemiÅŸtir.
Bu düÅŸünceler içinde Türkiye Kamu-Sen olarak Sayın CumhurbaÅŸkanının akl-ı selim ile hareket ederek; hukuk devleti ilkesini ortadan kaldıran, milli iradeyi yerle bir eden, ülkeyi AKP istibdadına götürecek olan bu deÄŸiÅŸikliÄŸe müsaade etmeyeceÄŸine inanmak istiyoruz.
Böyle bir deÄŸiÅŸikliÄŸe destek verip, millet iradesini yok sayan, Anayasal ve siyasi darbe ile yeni bir vesayet ortamına zemin hazırlayan tüm kiÅŸi, kurum ve kuruluÅŸların omuzlarında büyük bir vebal olduÄŸunu belirtiyor, bu kimselerin tarihi ve hukuki sorumluluktan kurtulamayacağını bir kez daha hatırlatıyoruz.
İsmail Koncuk
Genel BaÅŸkan