Kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarını görmezden gelen, toplu sözleÅŸmeye getirdiÄŸi teklif ile, kamu çalışanlarını, emeklileri ve halkımızı hayal kırıklığına uÄŸratan hükümeti protesto etmek, kamu görevlilerinin içinde bulunduÄŸu mali sıkıntının düzeltilmesi ve kamuoyunca bilinen bu sıkıntıları yine kamuoyuna anlatarak desteÄŸinin saÄŸlanması amacıyla üretimden gelen gücümüzü kullanarak bir gün hizmet üretmeyeceÄŸiz
Kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarını görmezden gelen, toplu sözleÅŸmeye getirdiÄŸi teklif ile, kamu çalışanlarını, emeklileri ve halkımızı hayal kırıklığına uÄŸratan hükümeti protesto etmek, kamu görevlilerinin içinde bulunduÄŸu mali sıkıntının düzeltilmesi ve kamuoyunca bilinen bu sıkıntıları yine kamuoyuna anlatarak desteÄŸinin saÄŸlanması amacıyla üretimden gelen gücümüzü kullanarak bir gün hizmet üretmeyeceÄŸiz. Hizmet üretmeme eylemi en temel hakkımızdır ve bu hakkın kullanımına siyasi irade , demokrasinin bir gereÄŸi olarak saygı göstermek zorundadır.
Belirtilen hakkın varlığı uluslararası sözleÅŸmeler, iç mevzuat hükümleri ve yargı kararları ile istikrar kazanmıştır.
1 Aralık 2000 ve 25 kasım 2009 tarihlerindeki iÅŸ bırakma eylemlerimiz, kamu görevlilerinin hak arama mücadelesini kabul etmeyen siyasi iradeye karşı haklılığımızı tüm kamuoyu önünde teyit etmiÅŸ, yargı kararları da bu haklılığı tescil etmiÅŸtir.
ULUSLARARASI SÖZLEÅžMELER BU HAKKI TANIMLAMAKTADIR
Anayasamızın 90. maddesinin son fıkrasına, 07.05.2004 günü kabul edilip 22.05.2004 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüÄŸe giren 5170 sayılı yasayla eklenen son cümle uyarınca “Usulüne göre yürürlüÄŸe konulmuÅŸ temel hak ve özgürlüklere iliÅŸkin milletlerarası anlaÅŸmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuÅŸmazlıklarda milletlerarası anlaÅŸma hükümleri” esas alınacaktır. Söz konusu madde uyarınca iç hukukumuzun bir parçası haline gelen aynı zamanda yasalardan önce gelecek temel hak ve özgürlüklere iliÅŸkin uluslararası sözleÅŸmelerin örgütlenme ve düÅŸünce özgürlüÄŸüne iliÅŸkin hükümler içerdiÄŸi bilinmektedir.
Ülkemizce onaylanıp imza altına alınmış, uluslararası sözleÅŸmelerden 87 ve 151 sayılı ILO SözleÅŸmeleri gereÄŸince de, kamu görevlilerinin hak arama etkinliÄŸinde bulunmaları bir demokratik bir tepki olarak kabul edilmiÅŸtir. 87 Nolu ILO SözleÅŸmesi’nin 3/1 maddesinde: “Çalışanların ve iÅŸverenlerin örgütleri, tüzük ve yönetmeliklerini düzenlemek, temsilcilerini serbestçe seçmek, yönetim ve etkinlerini düzenlemek ve iÅŸ programlarını belirlemek hakkına sahiptir” hükmüne, 151 sayılı Ä°LO SözleÅŸmesi’nin 3.maddesinde ise:“Bu sözleÅŸmenin uygulanması bakımından kamu görevlileri örgütü deyimi oluÅŸumu ne olursa olsun amacı kamu görevlilerin çıkarlarını savunmak ve geliÅŸtirmek olan herhangi bir örgüt anlamına gelir” hükmüne yer verilerek kamu çalışanlarının çıkarlarını savunmak ve haklarını aramak amacıyla etkinliklerde bulunabilecekleri açıkça kabul edilmiÅŸtir. Aynı maddenin 2. fıkrasında, “Kamu makamları bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun ÅŸekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahaleden sakınmalıdır” hükmüne yer verilmiÅŸ, bu hakkın kullanılmasının kamu makamlarınca engellenmeyeceÄŸi belirtilerek çalışanlar korunmuÅŸtur. 87 sayılı SözleÅŸmenin 8/2 maddesinde de, “Yasalar, bu sözleÅŸme ile öngörülen güvencelere zarar verecek nitelikte olamaz veya zarar verecek ÅŸekilde uygulanamaz” hükmüne yer verilerek kamu çalışanlarının örgütünün kendi amaçları doÄŸrultusunda düzenlemiÅŸ olduÄŸu etkinlere katılmasının bir hak olduÄŸunu açıkça ortay koymuÅŸtur.
Ä°Ç HUKUK DÜZENLEMELERÄ°NDE HAK ARAMA ÖZGÜRLÜÄžÜNE VURGU YAPILMIÅžTIR
Yine 1999/44 sayılı BaÅŸbakanlık genelgesinde “Demokratik ve sosyal hukuk devleti olmanın en önemli göstergelerinden birinin örgütlenme özgürlüÄŸü olduÄŸu, temel insan haklarından biri olan örgütlenme özgürlüÄŸünün ayrımsız bir biçimde tanınmasının çalışanların vazgeçilmez hakkı olduÄŸu; ülkemizin de tarafı olduÄŸu Ä°nsan Hakları Evrensel Bildirisi, Ä°nsan Hakları ve Temel Özgürlükler Avrupa SözleÅŸmesi, Avrupa Sosyal Åžartı gibi uluslararası metinler ile Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nün onaylanan 87, 98 ve 151 sayılı SözleÅŸmelerinde memurlar dahil tüm çalışanların sendikal örgütler kurmaları, bu sendikalar ile üst kuruluÅŸlarının amaçları doÄŸrultusunda etkinliklerde bulunabilmelerinin kabul edildiÄŸi; kamu çalışanlarının sendika ve üst kuruluÅŸlar oluÅŸturabilmelerinin ve bunlara üye olabilmelerinin anayasal ve yasal dayanaklarının olduÄŸu, bu dayanaklar arasında, Ä°nsan Hakları Evrensel Bildirisi, Ä°nsan Hakları ve Temel Özgürlükler Avrupa SözleÅŸmesi, Avrupa Sosyal Åžartı gibi uluslararası metinler ile ILO’nun 87, 98 ve 151 sayılı SözleÅŸmeleri dışında, anayasanın 53. maddesi ile 657 sayılı Yasanın 22. maddesinin yer aldığı; kamu görevlilerinin sendika ve konfederasyonlar ÅŸeklinde örgütlenmelerine engel olunmaması, bu örgütlerin etkinliklerinin genel kolluk yetkisi kullanılarak müdahale edilmemesi, sendikal çalışmaları nedeniyle sendika yöneticilerine ve üyelerine disiplin cezası uygulanmamasının gerektiÄŸi” ifadelerine yer verilmiÅŸtir. 2005/14 sayılı BaÅŸbakanlık Genelgesi baÅŸlığında; “ Demokratik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin en önemli gereklerinden biri örgütlenme özgürlüÄŸünün saÄŸlanmasıdır. Örgütlü toplum, demokratik toplum düzenini ve katılımcı yönetimi gerçekleÅŸtirmenin vazgeçilmez ÅŸartı olarak deÄŸerlendirilmektedir. Devletimizin de taraf olarak onayladığı uluslar arası sözleÅŸme ve belgeler ile Anayasa baÅŸta olmak üzere iç hukuk düzenlemelerimizde, memurlar dahil tüm çalışanların sendikal örgütler kurabilmeleri, kurulmuÅŸ bulunan sendikalara üye olabilmeleri, sendikalar ve üst kuruluÅŸlarının amaçları doÄŸrultusunda serbestçe faaliyette bulunabilmeleri örgütlenme özgürlüÄŸü kapsamında güvence altına alınmıştır.” Hükmüne yer verilerek sendikaların hak arama özgürlüÄŸünün kaynağına vurgu yapılarak hüküm altına alınmıştır.
YÜKSEK MAHKEME KARARLARI KAMU ÇALIÅžANLARININ HAKLI TALEBÄ°NÄ° KAMUOYUNA DUYURMASININ BÄ°R HAK OLDUÄžUNU HUKUKA UYGUNLUK Ä°ÇERDİĞİNÄ° TEYÄ°T ETMÄ°ÅžTÄ°R.
Kamu görevlilerinin disiplin cezasına konu edilen eylemi; ÇeÅŸitli idari yargı kararlarında disiplin cezasını gerektiren bir fiil olarak deÄŸerlendirilmemiÅŸtir. ÖrneÄŸin; Danıştay konu ile ilgili içtihat niteliÄŸindeki bir kararının gerekçesinde: “Olayda, davacının üyesi bulunduÄŸu sendikanın yetkili kurullarınca alınan karara uyarak, kamu görevlilerinin içinde bulunduÄŸu mali sıkıntının kısmen düzeltilmesi ve kamuoyunca bilinen bu sıkıntıları yine kamuoyuna anlatarak desteÄŸinin saÄŸlanması amacıyla 1.12.2000 tarihinde bir gün göreve gelmemek eylemini gerçekleÅŸtirdiÄŸi anlaşılmış olup, davacının sendikal faaliyet kapsamında bir gün süreyle göreve gelmemesi fiilinin mazeret olarak kabulünün gerektiÄŸi, dolayısıyla 657 sayılı yasanın 125/C-b maddesinde öngörülen “özürsüz” olarak bir gün göreve gelmemek fiilinin sübuta ermediÄŸi görülmüÅŸtür.” açıklamasına yer verilmiÅŸtir.