Rusya tarafından Kırım özelinde, Ukrayna’ya yönelik olarak gerçekleÅŸtirilen operasyon, bölgemizdeki gerginliÄŸi bir kat daha artırmış; Batı ile Rusya’nın siyasi çatışmalarının bir yansıması sonucu Ukrayna’ya baÄŸlı Kırım özerk bölgesi bir anlamda Rus iÅŸgali altına girmiÅŸtir
Rusya tarafından Kırım özelinde, Ukrayna’ya yönelik olarak gerçekleÅŸtirilen operasyon, bölgemizdeki gerginliÄŸi bir kat daha artırmış; Batı ile Rusya’nın siyasi çatışmalarının bir yansıması sonucu Ukrayna’ya baÄŸlı Kırım özerk bölgesi bir anlamda Rus iÅŸgali altına girmiÅŸtir.
Kırım, binlerce yıllık bir Türk yurdu olmasının yanı sıra yaklaşık 300 yıl Osmanlı idaresinde kalmış ve 350 binin üzerinde Kırım Türkü’nün yaÅŸadığı bir bölge olarak Türkiye ve Türk milleti için tarihi, kültürel ve stratejik bir öneme sahiptir.
Kırım Türkleri, en son Rus iÅŸgalinin yaÅŸandığı 18 Mayıs 1944 tarihinde, Stalin’in emriyle gerçekleÅŸtirilen sürgünün ve nüfuslarının yaklaşık %46’sına denk gelen 225 bin Kırım Türkünün katlinin acısını ve derin izlerini hala yaÅŸamaktadırlar.
Bugün de Rus iÅŸgalinin yeni bir kıyıma yol açma, yeni bir Kosova yaratma ve kanlı bir iç çatışmaya dönüÅŸme ihtimali bulunmaktadır. En acil durum olarak da Kırım’ın yaklaşık %12’lik kesimini oluÅŸturan Kırım Türkleri ile %28’ini oluÅŸturan Ukraynalılar, Beyaz Ruslar ve diÄŸer azınlıkların can ve mal güvenliÄŸinin tehlikeye girmesi söz konusudur.
Türkiye Kamu-Sen olarak Ukrayna’nın mevcut toprak yapısının muhafaza edilmesi, Kırım yarımadasında yaÅŸayan tüm unsurların insan hakları ve demokrasi çerçevesinde barış içinde yaÅŸayacağı bir ortamın yeniden tesis edilmesi en büyük arzumuzdur.
Kırım’ın, dolayısıyla Ukrayna’nın bir kaosa sürüklenmemesi, kanlı çatışmalar yoluyla yeni insanlık trajedilerinin ortaya çıkmaması için uluslar arası çevreler her türlü giriÅŸimde bulunmalıdır. Çevremizde ve ülkemizde yaÅŸanan gerginlikler dikkate alındığında, bölgede yaÅŸanacak bir sıcak çatışmanın bölge ülkeleri ve tüm dünya için geri dönülemez yaralar açacağı aÅŸikârdır.
GeçmiÅŸte yaÅŸanan acılar, tüm insanlığa gelecekte yaÅŸanması muhtemel facialara engel olacak tecrübeleri kazandırmış olmalıdır. Bu bakımdan baÅŸta tarihi ve kültürel baÄŸlarımız nedeniyle Türk DışiÅŸleri olmak üzere BirleÅŸmiÅŸ Milletler, Avrupa BirliÄŸi ve NATO’nun, tarafları uzlaÅŸtırıcı bir yol izlemeye zorlaması ve sorunların bir çatışmaya dönüÅŸmeden barışçı yollardan çözümü için her türlü tedbiri alması bugün için insani bir gereklilik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ä°smail KONCUK
Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı