Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk Türk EÄŸitim-Sen Malatya Åžube’nin düzenlediÄŸi iftar yemeÄŸine katıldı
Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk Türk EÄŸitim-Sen Malatya Åžube’nin düzenlediÄŸi iftar yemeÄŸine katıldı. Yemekte Genel Mevzuat ve Toplu SözleÅŸme Sekreteri M. YaÅŸar ÅžahindoÄŸan, Genel Dış Ä°liÅŸkiler ve Basın Sekreteri Sami Özdemir, Türkiye Kamu-Sen Malatya Temsilcisi Akın Çelik, Türkiye Kamu-Sen’e baÄŸlı Malatya Åžube BaÅŸkanları ve Åžube Yönetim Kurulu Üyeleri, Ak Parti Kale Ä°lçesi Belediye BaÅŸkanı Celal Akdemir, CHP Genel BaÅŸkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli AÄŸababa, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluÅŸlarının temsilcileri ve üyelerimiz katıldı.
Millet olamadığımız zaman Suriye, Irak, Afganistan oluruz. Allaha ÅŸükür ki, biz köklü bir milletiz.
Ä°ftar yemeÄŸinin açılışını Malatya Åžube BaÅŸkanı Ekrem Åženol yaptı. Daha sonra kürsüye gelen Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk, ÅŸunları kaydetti: “Ramazan ayında ne yazık ki ÅŸehitlerimiz var. Åžehitlerimizin anne babalarının yüreÄŸi yanıyor. Onların yürek acılarını paylaşıyorum. Bütün ÅŸehitlerimize yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Onları unuttuÄŸumuz an, yok olduÄŸumuz andır. Åžehitlerimizin geride bıraktığı evlatlarına, anne-babalarına, kardeÅŸlerine millet olarak sahip çıkarak, onları unutmadığımızı göstereceÄŸiz, göstereceÄŸiz ki ÅŸehit olmanın kıymeti harbiyesi olduÄŸunu herkes görsün.
Millet, sadece kendi nefsi için yaÅŸayan, egoist insan topluluÄŸu deÄŸildir. Millet; acıda, sevinçte bir olan insanlardan oluÅŸur. ‘Aynı kandan geliyoruz’ demek yetmez, aynı acıyı paylaÅŸabiliyor muyuz, aynı duygularla seviniyor muyuz, iÅŸte o zaman millet olduk demektir. Millet olamadığımız zaman Suriye, Irak, Afganistan oluruz. Allaha ÅŸükür ki, biz köklü bir milletiz. Ä°nançlarımızla, milli ve manevi deÄŸerlerimizle, tarihi kökleri olan, tarihte imzası olan büyük bir milletiz. Bugün ciddi problemler yaşıyoruz. Ä°nÅŸallah bu problemleri de birlik ve beraberlik içinde atlatırız. Birbirimizi sevmek zorundayız.”
“Türkiye Kamu-Sen’in en temel özelliÄŸi vatansever insanlardan oluÅŸması” diyen Koncuk, Türkiye Kamu-Sen mensuplarının vatanını, milletini, Ulu Önder Atatürk’ü ve Peygamber Efendimizi seven insanlardan oluÅŸtuÄŸunu söyledi.
Türkiye Kamu-Sen mensuplarının tarihte olmadığı kadar haksızlıklarla karşı karşıya kaldığını dile getiren Koncuk, “Vatansever olmanın bedeli bu olmamalı” dedi.
Koncuk sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Bir ülke geleceÄŸe o ülkeyi, o milleti seven fedakâr insanlar olduÄŸu sürece yürüyebilir. Bir toplum; kendi nefsinin kölesi olmuÅŸ, kendinden baÅŸkası için yaÅŸayamayan insanlarla yücelemez.”
Türkiye Kamu-Sen mensuplarının neden burada bulunduÄŸunu bilen insanlardan oluÅŸtuÄŸunu söyleyen Koncuk, ÅŸunları kaydetti: “Türkiye Kamu-Sen’in 400 bin samimi, ilkeli üyesi var. En küçük sorun gördüÄŸünde kaçan 400 bin üyeden bahsetmiyorum. Ya da günü kurtarmanın derdinde olan 400 bin üyeden bahsetmiyorum. Ä°hlaslı, inançlı, imanlı, samimi 400 bin üyeden bahsediyorum. Bu büyük bir güçtür.”
Korkutarak, ezerek, baskı kurarak üye yaptıkları insanlar, o seçim sandığında vicdanları ile baÅŸ baÅŸa kaldığında Türk EÄŸitim-Sen delegelerine oy veriyor.
Ä°lksan ile ilgili önemli açıklamalar yapan Koncuk ÅŸöyle konuÅŸtu: “Türk EÄŸitim-Sen olarak 201 bin üyemiz var. Hatırlıyorsanız geçen sene Türkiye genelinde Ä°lksan seçimlerini yaptık. Bugün 420 bin üyesi olan bir sendika bu seçimlere katılma cesareti göstermedi. Çünkü daha önce yapılan seçimde sadece 43 tane delege çıkarabilmiÅŸlerdi. Türk EÄŸitim-Sen ise, onların yarısı kadar üye sayısına kadar sahip olmasına raÄŸmen, 222 delegenin 138 tanesini kazanmıştı. O seçimdeki acı maÄŸlubiyetleri, adeta teslim olmaları sonucunda geçen sene yapılan Ä°lksan seçimlerinde karşımıza çıkma cesareti gösteremediler. Seçimleri protesto ettiklerini söylediler. Neyi protesto ediyorsunuz? O seçim sandığına gitmeye yürekleri yetmedi. Çünkü korkutarak, ezerek, baskı kurarak üye yaptıkları insanlar, o seçim sandığında vicdanları ile baÅŸ baÅŸa kaldığında Türk EÄŸitim-Sen delegelerine oy veriyor. Bu sene de Ä°lksan’ın 217 delegesi var. Türk EÄŸitim-Sen 217 delegenin 180’ini kazandı. O sendika genel baÅŸkanının yerinde ben olsam, sonuçlar önüme geldiÄŸinde, istifa ederdim. Ama tabi bu iÅŸler yürek ister.”
Devlet memuru ve emeklilerin Mart-Nisan-Mayıs- Haziran’daki kayıplarını Temmuz ayında verilecek enflasyon farkıyla karşılayamazsınız.
1 AÄŸustos’ta yapılacak toplu sözleÅŸmeye dikkat çeken Koncuk ÅŸöyle konuÅŸtu: “5 aylık enflasyon yüzde 6.18’e ulaÅŸtı. Devlet memurlarına verilen zam ise yüzde 3. Dolayısıyla 5 aylık hesaplamalara göre enflasyon nedeniyle alacağımız yüzde 3.18 .2015 yılındaki toplu sözleÅŸmede “Bu rakamlara imza atılmaz” demiÅŸtim. Yetkili konfederasyon ise alkış ve sloganlar arasında tarihi bir toplu sözleÅŸme imzaladıklarını iddia etmiÅŸlerdi. Peki ne oldu? Tarihi sözleÅŸmenin tarihi rezalet olduÄŸunu gördük. Henüz 5’inci ayda, aldığımız yüzde 3’lük zam, iki katından fazla enflasyonla karşı karşıya kaldı.
Enflasyon farkını Temmuz’da alacağız. Ama enflasyon nedeniyle erime Åžubat ayında baÅŸlamıştı, hal böyle olunca Åžubat ayı enflasyonu itibariyle devlet memurlarına ve emeklilere verilen yüzde 3’lük zam ikinci ayda tuÅŸ olmuÅŸtu. Dolayısıyla devlet memuru ve emeklilerin Mart-Nisan-Mayıs-Haziran’daki kayıplarını Temmuz ayında verilecek enflasyon farkıyla karşılayamazsınız. Ayrıca Temmuz ayı geldiÄŸinde birçoÄŸumuz, özellikle sözleÅŸmeli personel yüzde 15’lik vergi diliminden, yüzde 20’lik vergi dilimine de giriyor. Dolayısıyla kayıplarımız daha da artıyor.
Kamu çalışanları için toplu sözleÅŸmede yeni bir zam yöntemi bulmalıyız. Mevcut zam yönteminin mutlaka deÄŸiÅŸmesi lazım.
Biz Türkiye Kamu-Sen 1 AÄŸustos tarihinde baÅŸlayacak olan toplu sözleÅŸmede yine bu sorunları dile getireceÄŸiz. Türkiye ekonomisinin büyüdüÄŸünü söylüyorlar. Bize de sadece enflasyon oranında zam yapıyorlar. Maliye Bakanı, BaÅŸbakan; ‘Memuru, emekliyi enflasyona ezdirmedik’ diyor. Ama enflasyon oranında zam, ‘sıfır zam’ demektir. Ekonomik büyümeden memura, emekliye, iÅŸçiye, asgari ücretliye pay verilmiyor. O halde ekonominin büyümesinden biz ne anlayacağız?
Kamu çalışanları için toplu sözleÅŸmede yeni bir zam yöntemi bulmalıyız. Mevcut zam yönteminin mutlaka deÄŸiÅŸmesi lazım. Devletin zenginleÅŸmesinin vatandaÅŸların cebine yansıması için, ekonomik büyümenin vatandaÅŸlarımıza yansıtılması gerekir. Refah payı uygulamasının yapılması gerekir. Bunlar yapılmadığı sürece, aldığımız maaÅŸ, rakamsal olarak artar ama alım gücü yerinde sayar, hatta geriye gider. 2002 yılından bu yana bu anlattığım sistem uygulanmadığı için ortalama memur maaÅŸlarında yüzde 40’lık bir düÅŸüÅŸ var. Yüzde 40’lık düÅŸüÅŸ ise aylık 1.085 TL kayıp anlamına geliyor. Yani ortalama maaÅŸ alan bir memur, ekonomik büyümeden pay alınamadığı ve refah payı uygulaması olmadığı için her ay 1085 TL kaybediyor. En düÅŸük devlet memuru maaşında da 525 TL azalma var. ”
Genel BaÅŸkan Koncuk, 2013’de toplu sözleÅŸme görüÅŸmelerinde imzalanan enflasyon maddesi deÄŸiÅŸikliÄŸinden dolayı memurların 2015 yılı itibarıyla aylık yüzde 1,8 kayıp yaÅŸamaya baÅŸladığını belirtti. Genel BaÅŸkan Koncuk, ÅŸunları söyledi: “2015 yılındaki toplu sözleÅŸmede bir hata daha yapıldı. 2013’te imzalanan toplu sözleÅŸmenin bir maddesi yani enflasyon farkını hesap eden maddesi 2015 yılında deÄŸiÅŸtirildi ve yetkili konfederasyon buna imza attı. Bunu bilerek ya da bilmeyerek imzaladılar. Bu madde sebebiyle 2015 yılı sonu itibariyle kamu çalışanları ve emekliler o günden bugüne her ay yüzde 1,8 kayba uÄŸradı. BaÅŸka ülkede olsa böyle bir sendikanın genel baÅŸkanına sendikacılık yaptırmazlar. Türkiye’de yapıyorlar ve üye sayıları da artıyor. Adam olan baskıya eyvallah eder mi? Evimizden çıktığımızda düÅŸer ölebiliriz ya da trafik kazasında ölebiliriz. ÖleceÄŸiz diye arabaya da mı binmeyelim, evden de mi çıkmayalım? Adam gibi yaÅŸayalım, adam gibi ölelim.
Çalışma hayatında yaÅŸanan sorunlara duyarsız kalan, kamu çalışanlarının hakları geriye götürülürken buna hiç tepki göstermeyen bir konfederasyonunun 1 milyona yakın üyesi var. EÄŸer böyle bir kirli sendikal anlayış baÅŸka bir ülkede olsa o sendikanın kapısına kilit vurulurdu.
Genel BaÅŸkan Koncuk kamu çalışanlarının iÅŸ güvencesinin tehlikede olduÄŸuna dikkat çekerek, ÅŸunları söyledi: “657 Sayılı DMK’nın eskidiÄŸini söylüyorlar. Neresi eski? Bu kanunun eski olduÄŸunu iddia edenler yüzüme söylesin.
‘Bazı köÅŸe yazarları 657 Sayılı DMK deÄŸiÅŸmelidir’ diyor. Bu kanunun neresi deÄŸiÅŸmelidir diye sorsanız tek kelime cevap veremezler. Ahmet DavutoÄŸlu’nun BaÅŸbakanlığı döneminde Çankaya KöÅŸkü’nde yapılan bir toplantıda bir sivil toplum örgütünün baÅŸkanı, ‘657 Sayılı DMK deÄŸiÅŸmeli’ dedi. Ben de, ‘Sana ne kardeÅŸim, seni ne ilgilendiriyor? Sen hiç 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nu okundun mu?’ diye sordum. ‘Okumadım’ diye cevap verince, ben de ‘Koskoca bir sivil toplum kuruluÅŸu baÅŸkanısın. Okumaya bile tenezzül etmediÄŸin bir metin hakkında ahkâm kesiyorsun. Bir yerlere selam göndereceÄŸim diye 2 milyon 600 bin devlet memurunun geleceÄŸini riske attığını, hatta ülkenin idari yapısını bozacak bir adımın atılmasına vesile olduÄŸunun farkında deÄŸilsin’ dedim.
Ne yazık ki ahkâm kesenlerin büyük çoÄŸunluÄŸu 657 Sayılı DMK’nın herhangi bir yerinde ‘Devlet memurları ne yaparsa yapsın asla meslekten atılamaz’ diye bir madde yazdığını zannediyor. Ä°ÅŸ güvencesi 657 Sayılı DMK’da yok ki. Ä°darenin ve siyasetin bizim üzerimizdeki tahakkümüne karşı yargı hakkımız var. Kaldı ki her yıl binlerce devlet memuru iÅŸten atılıyor. Bunların bundan dahi haberi yok.
BaÅŸbakan Binali Yıldırım 16 Nisan referandumu öncesinde memurların iÅŸ güvencesinin kaldırılması ile ilgili çalışmamız yok dedi. Bu konuÅŸma o sürece ait deÄŸildir. Yarın da BaÅŸbakan’ın bu sözün arkasında duracaktır. Biz de bu sözün takipçisi olmalıyız.
Bu noktada bize büyük görev düÅŸüyor ama kamu çalışanlarına hiç görev düÅŸmüyor mu? Ekonomik haklar geriye giderken, 657 Sayılı DMK tartışılırken, öÄŸretmen ve memur alımı tamamen torpile bina edilirken, bu ülkenin en aydın insanları olarak nitelendirdiÄŸimiz kamu görevlilerine hiç mi görev düÅŸmüyor? Çalışma hayatında yaÅŸanan sorunlara duyarsız kalan, kamu çalışanlarının hakları geriye götürülürken buna hiç tepki göstermeyen bir konfederasyonunun 1 milyona yakın üyesi var. EÄŸer böyle bir kirli sendikal anlayış baÅŸka bir ülkede olsa o sendikanın kapısına kilit vurulurdu.”