Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk, konfederasyonumuza baÄŸlı Türk Haber-Sen’in Ankara 3 no’lu Åžube, 6
Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk, konfederasyonumuza baÄŸlı Türk Haber-Sen’in Ankara 3 no’lu Åžube, 6. OlaÄŸan Genel Kuruluna katıldı.
KONCUK: TÜRKÄ°YE KAMU-SEN DURUÅžU VE SÖYLEMLERÄ° Ä°LE HERKESÄ°N GIPTA Ä°LE BAKTIÄžI BÄ°R KONFEDERASYONDUR
Katılımcıları ve davetlileri selamlayarak sözlerine baÅŸlayan Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, sendikal faaliyetler ve çalışma hayatının sorunları üzerine deÄŸerlendirmelerde bulundu. Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, kamu çalışanlarına da çaÄŸrıda bulunarak, sorunları çözme noktasında tüm kamu çalışanlarını Türkiye Kamu-Sen’e destek vermeye çağırdı. Koncuk, “Sendikal faaliyet önemli bir faaliyettir. Türkiye’de, hala ben bunun farkında olunduÄŸuna dair ciddi ÅŸüpheler taşıyorum. Sendikacılığı birtakım ÅŸeylerle siyasi iktidarlara yamanmak olarak algılayan ciddi bir kesim olduÄŸunu üzülerek görüyoruz. Aslında sendikal faaliyet, idarenin, ülkeyi yönetenlerin bizim meslek grubumuz olan memurlarla ilgili tasarruflarına karşı bir mücadeledir. Sendikacılığın temelinde kendisine güven duyan insanların hak ve menfaatlerini koruma vardır. Sendikalar bu nedenle vardır. Yoksa sendika kurmaya gerek yok. Sendikalar bu ülkede Kanarya Sevenler DerneÄŸi hüviyetinde çalışmalar yapacaksa, Türkiye’de de memurlarımızın böyle bir sendikal faaliyete gerek olmadığını bilmesi lazım. Türkiye’de, sendikacılığın ÅŸekillenmesinde asıl yol belirleyici memurlarımızın ortaya koyacağı tavırdır.
Anladığımız anlamda bir sendikal faaliyet yapılamıyorsa, kök salamıyorsa burada tüm memurlarımızın kendini sorgulaması lazım. “Ben nasıl bir sendikal faaliyet istiyorum?” Gerçekten doÄŸruları yapan, memurlarımızın hak ve menfaatleri adına faaliyet gösteren, sesini yükseltmesi gereken bir sendikal faaliyet mi, yoksa kim iktidar olursa, bugün A siyasi partisi yarın B siyasi partisi… Onunla masa başı sohbetleri yapan, sendikacılığı gidip birtakım kurumların Bakanları ile bürokratları ile çay içme, pasta yeme faaliyetleri olarak gören, yandaÅŸlarını, hak etmeyen insanları yöneticilik makamlarına getiren bir faaliyet olarak mı görmek lazım? Maalesef Türkiye’de, herkes sendikal faaliyeti eleÅŸtiriyor, “Sendikalar bir iÅŸe yaramıyor” diyorlar. Bu sendikaların iÅŸe yarar hale gelmesini saÄŸlamak için ne yapmak lazım? Herkes buna kafa yormalı. Teslim olmuÅŸ, yanlışa doÄŸru diyen bir sendikal anlayışı kim destekliyor bu ülkede? Avrupa’dan gelen insanlar deÄŸil bunları destekleyenler. Kimlere yetki veriyoruz? Kim veriyor?
Masada memuru satmaktan baÅŸka hiçbir iÅŸe yaramadığına, Türkiye’de herkesin inandığı bir yapı, bu ülkede 1 milyon üyeyle memuru temsil ediyor. Bu sendikanın Genel BaÅŸkanı bir açıklama yapmış ve diyor ki, “Kral çıplak demeye devam edeceÄŸiz…” Siz bugüne kadar hiç bir zaman kral çıplak diyemediniz ki, bundan sonra demeye devam edebilesiniz?Dün enflasyon rakamları açıklandı. Yüzde 2,08’lik bir artış var ve yüksek bir oran. Son bir yılın enflasyonu yüzde 11,90 bütün kamu çalışanlarının 10 aylık kaybına bakacak olursak, 213 TL ortalama kayıp var. Adam gidiyor hal böyleyken yüzde 4+3,5'in altına imzayı basıyor. Öncesinde, “Asla imzalamayacağız, kat’a imzalamayacağız 3-4 puan daha artmalı” diyor, gece saat 01’de 5 saat öncelikleri yeyip yutuyor, 0,5 puan artışa imzayı basıyor ve dönüp, “En iyi sözleÅŸmeyi imzaladık” diyor. Kamu çalışanları Türkiye’nin en entelektüel insanlarıdır. Aklı başında ve öngörü sahibi insanların ÅŸu yaÅŸananlardan bir sonuç çıkaramaması, tepki oluÅŸturamaması nasıl izah edilebelir? Bu Türkiye’de izaha muhtaç bir durumdur ve izah edilmelidir ama herkes önce kendi vicdanına bunu açıklayabilmelidir. Her ÅŸey Türkiye Kamu-Sen’den beklenecek, “Türkiye Kamu-Sen çözsün” amenna çözelim ama sen neredesin? Böyle bir anlayışla Türkiye’de sendikacılığı bir yerlere götürmemiz mümkün deÄŸil. Bizim paralı ordularımız yok, gücümüz, kudretimiz arkamızdaki üyelerimizin bize güveni ve desteÄŸidir. 100 kiÅŸi beraber yürürse bizimle, 100 kiÅŸilik gücümüz olur, 100 bin kiÅŸi yürürse 100 bin kiÅŸilik gücümüz kuvvetimiz olur, 1 milyon kiÅŸi yürüse 1 milyon kiÅŸinin gücü ve kudretiyle biz hareket ederiz. Gücümüzü üyelerimizin desteÄŸinden alıyoruz. Yetkili konfederasyon deÄŸiliz ama yetkili konfederasyondan daha sorumlu davranan bir konfederasyon olduÄŸumuzu Türkiye’de kabul etmeyecek bir akıl sahibi yoktur. Onlardan çok daha etkin ve etkili olmaya çalışan bir konfederasyonuz. Åžunu net olarak söylüyorum Türkiye Kamu-Sen duruÅŸuyla, söylemleri ile herkesin gıpta ile baktığı bir konfederasyondur. Bu duruÅŸumuz devam etmelidir, eÄŸer sendikacılık yapmak azmindeysek bu ses hepimizin ortak sesi, daha gür çıkmak zorundadır, eÄŸer sendikacılık yapacaksak. Yok eÄŸer biz de o yetkili konfederasyon gibi eyvallah diyen olacaksak, Türkiye’de böyle bir sendikal anlayışa ihtiyaç yok, bir tane var zaten. Ä°kinci ya da üçüncüye de ihtiyaç yok. Tüm kamu çalışanlarının artık bir nefis muhasebesi yapması, kendilerini sigaya çekmesi artık bugün daha önemli hale geldi.
KONCUK: ANAYASANIN 128. MADDESÄ° DEVLET MEMURLUÄžU KAVRAMININ SÄ°GORTASIDIR
Kamuoyunda yer alan 657 deÄŸiÅŸmeli yönündeki açıklamalara deÄŸinen Koncuk ” iÅŸ güvencesiz çalışan modeli getirmek istiyorlar” diyerek uyarıda bulundu:
“Sayın CumhurbaÅŸkanı yaptığı açıklamada, 657 sayılı yasanın deÄŸiÅŸtirilmesi gerektiÄŸini söyleyerek, kökten deÄŸiÅŸmesi gerektiÄŸini belirtiyor. Bunun için de anayasanın deÄŸiÅŸmesi gerektiÄŸini sözlerine ekliyor. Çünkü anayasanın 128. maddesi kamu çalışanlarını tanımlıyor. Orada devletin asli ve sürekli iÅŸleri devlet memurları eliyle görülür. Devlet memurları adını anayasanın 128. maddesinden alıyor. O madde orada olduÄŸu sürece devlet memurluÄŸu kavramını kaldırmaya kimsenin gücü yetmez. Demek ki o maddenin anayasanın 128. Maddesinin öncelikle deÄŸiÅŸtirilebilmesi lazım ki devlet memurluÄŸu kavramı ortadan kaldırılsın. Sayın CumhurbaÅŸkanı, “anayasayı deÄŸiÅŸtirecek güce sahip olduÄŸumuz zaman 657’yi deÄŸiÅŸtiririz” ÅŸeklinde açıklama yapıyor. Ben de dedim ki memurların oyu yok mu? Anayasayı deÄŸiÅŸtirecek güce sahip olmaktan bahsediliyor, peki km oy verecek? 2 milyon 600 bin memurun etki alanı en az 20 milyondur. Hem bizden oy isteniyor, hem de devlet memurluÄŸu kavramını kaldırmaktan söz ediyorlar. Yani iÅŸ güvencesiz çalışan modeli ortaya koymak istiyorlar. 657 bizim için önemli bir kanundur. Anayasanın 128. Maddesi bizim için hayati önemdedir. Devlet memurluÄŸu kavramının deÄŸiÅŸmemesi için lazım. GeçmiÅŸten gelen ÅŸöyle bir inanç var. Herkes zannediyor ki devlet memurları ne yaparsa yapsın hangi ahlaksızlığı yaparsa yapsın iÅŸten atılamaz. Böyle bir ÅŸey asla yok.”
657’yi deÄŸiÅŸtirmekle amaçlananın devlet memurluÄŸu kavramını ortadan kaldırmak olduÄŸunu vurgulayan Genel BaÅŸkan, “yasada deÄŸiÅŸmesi gereken maddeleri birlikte tespit edelim” önerisinde bulunarak ÅŸunları söyledi.
“Ahmet DavutoÄŸlu BaÅŸbakan iken, Çankaya KöÅŸkü’nde sivil toplum örgütü temsilcileri ile birlikte katıldığım bir toplantıda, baÅŸkanlardan biri 657 hemen deÄŸiÅŸmelidir dedi. Ben de kendisine 657’yi okuyup okumadığını sordum. Okumadığını söyleyince, okumadığı bir kanunun deÄŸiÅŸmesi gerektiÄŸini herkesin huzurunda söylemesini eleÅŸtirdim. Kendisine, yasayı hem bilmediÄŸini hem de ahkam kestiÄŸini belirttim, susmak zorunda kaldı.
657 sayılı yasanın neresi deÄŸiÅŸmesi gerekir dediÄŸim zaman cevap verilmiyor. Asıl amacın devlet memurluÄŸu kavramını ortadan kaldırmak olduÄŸunu biliyorum. ZannedildiÄŸi gibi devlet memuru sınırsız iÅŸ güvencesine sahip deÄŸil. Devlet memurunun da sokaktaki vatandaÅŸlar gibi dava açma hakkı var. Memurlar da iÅŸten atıldığında gider dava açar ve neticesinde iÅŸe dönebilir. Memurun bu ÅŸekilde iÅŸ güvencesi var. Bazı köÅŸe yazarları da 657’nin deÄŸiÅŸmesi gerektiÄŸini yazıyor. KöÅŸesine, 657’nin diÄŸer yasalardan da önce deÄŸiÅŸmesi gerektiÄŸini iddia ettiÄŸi yazısını taşıyor. Neresi deÄŸiÅŸmeli sorusuna cevap veren yok. Onun için hodri meydan diyorum. Herkesle tartışmaya hazırım. Aslında biz Türkiye Kamu-Sen olarak, yasayla ilgili bir çalışma yapılması gerektiÄŸini daha önce söylemiÅŸtik. GeçmiÅŸte yaptığımız çalışmada deÄŸiÅŸmesi gereken 86 tane madde belirledik. Mesela ek göstergeler, memurların ek gösterge rakamları eskimiÅŸ; öÄŸretmenin, polisin, postacının, bütün memurların ek göstergelerini 800’er puan artırın. Ekonomi kötüye giderken, devlet memurlarının gelirleri alım gücü her yıl düÅŸerken, ek gösterge rakamlarının sabit kalması kabul edilemez. Ama öyle bir düzen getirmek istiyorlar ki, devlet memurlarının adı kaldırılacak, çalışan tabiri getirilecek. Siyasiler istedikleri adamı kıdem tazminatını verip kapının önüne koyabilecekler. Belki de kıdem tazminatını bile ortadan kaldıracak bir düzenleme ile karşı karşıyayız. Ortaya bir suç atacak, böylelikle bir bahane ile kıdem tazminatı bile verilmeyecek. Postacılara performans deÄŸerlendirmesi yapılıyor. Belli bir performans yakalamak için 5600 puan gerekiyor. Bu puanı alması için adamın süpermen olması lazım. Yani postacıdan süpermen olmasını istiyorlar. Yoksa performans ücreti vermiyorlar. Ä°dari hizmet sözleÅŸmelilik getirildi. Ne görevde yükselme hakkı var, ne de iÅŸ güvencesi. Bütün bunlar gözümüzün önünde yaÅŸanıyor ama hala ders alamıyoruz.
KONCUK: SUSARAK, EYVALLAH DÄ°YEREK SENDÄ°KACI OLUNMAZ
Çalışma hayatında yapılan düzenlemelerle çalışanların haklarının geriye götürülmesi karşısında sessiz kalmayacaklarını vurgulayan Genel BaÅŸkan;
“4/C ucubesi nereden çıktı? Düne kadar çalıştığı kurumda 3500 4000 lira maaÅŸ alan bu insanlar kapının önüne kondu. Yıllardır 4/C’nin kaldırılması için uÄŸraşıyoruz. Hala kaldırılmıyor. 4/B’liler de aynı ÅŸekilde. Tayin hakkı olmayan, ekonomik hakları farklı binlerce insan var. Türkiye Kamu-Sen yıllardır bunlar için mücadele etti. Kiralık iÅŸçilik, part tıme çalışma, esnek çalışma gibi unsurlar önümüze geliyor. Bunların hepsi kadrolu güvenceli çalışmanın önüne konulan uygulamalardır. Bunlara eyvallah mı edelim! Hem sendikacı diyeceÄŸiz kendimize, hem de delikanlıca davranmak yerine susacağız. Bu olmaz. Kimse kusura bakmasın böyle bir sendikacılıkta biz olmayacağız. Bizim olmamamız bazılarının olmadığı anlamına gelmiyor. Bu kafa böyle devam ettiÄŸi sürece daha beterlerini yaÅŸarız, daha beterlerini görürüz. Haklarımız ellerimizden bir bir alınır. Kamu düzenini bozmak, devleti iÅŸlevsiz kale getirmek kimin iÅŸine geliyor iyi düÅŸünmek lazım” diyerek sözlerini tamamladı.