PaylaÅŸ twittle
DoÄŸu Türkistan’da Uygur Türklerine yönelik sistemli bir biçimde devam eden ve tüm dünyanın görmezden geldiÄŸi soykırıma bir yenisi daha eklendi
DoÄŸu Türkistan’da Uygur Türklerine yönelik sistemli bir biçimde devam eden ve tüm dünyanın görmezden geldiÄŸi soykırıma bir yenisi daha eklendi. 27 Uygur Türkünü idam cezasına çarptıran Çin devleti 12 kiÅŸinin infazını gerçekleÅŸtirdi.
DoÄŸu Türkistan Kültür ve Dayanışma DerneÄŸi Ankara Åžubesi Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezinde düzenledikleri basın toplantısında yaÅŸanan bu katliamları ve hukuksuzluÄŸu protesto etti.
KONCUK: TÜRK DÜNYASININ ACILARINI TEK BAÅžIMIZA GÜNDEME TAÅžIMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk ve baÄŸlı sendikalarımızın Genel BaÅŸkanları ile Genel Merkez Yöneticilerinin de katıldığı basın açıklamasında bir konuÅŸma yapan Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, “Türkiye dışında yaÅŸayan Türk soydaÅŸlarımızın acılarının konuÅŸulmadığı bir dönemi yaşıyoruz” dedi. Koncuk, “ Bugün burada DoÄŸu Türkistan’da yaÅŸanan zulme bir kere daha dikkat çekmek amacıyla toplandık. Türkiye Kamu-Sen olarak bizim hassasiyetlerimizin en önemlilerinden birisi Türkiye sınırları dışında yaÅŸayan Türklerin yaÅŸadığı maÄŸduriyeti gündeme taşımaktır.
Bizim varoluÅŸ sebeplerimizden birisi de budur. Türkiye son günlerde her ÅŸeyi konuÅŸuyor, Kobani’de yaÅŸananlar, Filistin, Mısır gibi konuların hepsi konuÅŸuluyor ama Türkiye dışındaki Türklerin meselelerini, yaÅŸanan soykırımı maalesef kimse konuÅŸmuyor. GeçtiÄŸimiz günlerde Çin BüyükelçiliÄŸi önünde yaptığımız eylemde orada katledilen yaklaşık 4 bin insan için eylem yapmıştık. Åžimdi ise 27 Uygur Türküne idam cezası verildi, bunlardan 12’sinin infazı önceki gün gerçekleÅŸtirilirken, diÄŸerlerinin de yakın zamanda idam edileceÄŸi ifade ediliyor.
Ancak ne yazık ki, bununla ilgili maalesef ülkemizde Televizyonlarda ve basında tek bir haber yok. Türk olmak unutulmak anlamına gelir oldu artık. Åžayet Türk iseniz yaÅŸadığınız problemlerin bu ülkeyi yönetenlerce hiçbir önemi, kıymeti harbiyesi yok demektir. Irak’ta Türkmen kardeÅŸlerimizin yaÅŸadığı durumda da aynı duyarsızlık kendini göstermektedir.
DoÄŸu Türkistan ismini aÄŸzına almaktan çekinen bir iktidar anlayışı maalesef Türkiye’de var. Bunları protesto edip kınayamayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Türk dünyası Türkiye’ye umut baÄŸlamışken onların yaÅŸadığı acılara göz kapatılması kabul edilemez. Ben bu çerçevede, iyi ki Türkiye Kamu-Sen var diyorum, çünkü bizden baÅŸka bu konuların üzerine gidebilen, ülke gündemine taşıyan baÅŸka bir kuruluÅŸ yok. Biz daima DoÄŸu Türkistan’daki soydaÅŸlarımıza desteÄŸimizi verdik ve bundan sonrada vermeye devam edeceÄŸiz. Kamuoyunu DoÄŸu Türkistan’da ve dünyanın farklı noktalarında Türk soydaÅŸlarımıza yönelik olarak yapılan katliamlara daha duyarlı olmaya davet ediyorum” dedi.
EFENDÄ°GÄ°L: BU Ä°NSANLIK DRAMINA DUR DEYÄ°N
DoÄŸu Türkistan Kültür ve Dayanışma DerneÄŸi Ankara Åžube BaÅŸkanı Hayrullah Efendigil ise, tüm dünyayı DoÄŸu Türkistan’da yaÅŸanan acıları görmeye ve duyarlı olmaya davet etti. Efendigil, “Aziz vatanımız DoÄŸu Türkistan’dan son gelen idam haberleri ile yine gönlümüze hüzün düÅŸmüÅŸtür. Çin devleti yine kendince hukukunu ortaya koymuÅŸ ve 15 kiÅŸinin idamı iki yıl ertelemeli, yirmi yedi Uygur’a idam cezası verilmiÅŸtir. GeçtiÄŸimiz Temmuz ayında bizler burada Ramazan Bayramı'nı idrak ederken, KaÅŸgar’ın çeÅŸitli bölgelerinden çatışma haberleri de gelmeye baÅŸlamıştır. Özellikle Saçi ve Ä°liÅŸku kasabalarının çevresinde yoÄŸunlaÅŸan olaylarda Çin resmi haber ajansı 96 kiÅŸinin hayatını kaybettiÄŸini duyursa da bizi edindiÄŸimiz bilgiler de bunun sanılanın aksine olduÄŸu, Çin'in giriÅŸtiÄŸi katliamın net olmayan sayısının üç bin civarında olduÄŸudur.
Ramazan ayında baÅŸlayan oruç yasağı ile geliÅŸen süreci ne yazık ki Çin'in bitmek bilmeyen yasaklar silsilesi ile önü alınamaz bir faciaya doÄŸru evrilmiÅŸtir. BaÅŸörtülülerin toplu ulaşım araçlarından indirilmesi, temel saÄŸlık hizmetlerini alamaması ve bazı bölgelerde hastanelerin bahçesine dahi sokulmaması, ayrıca sakallı erkeklerinde bütün ayrımcılıklarla karşı karşıya kalması bölgede bir çok etnik çatışmayı da ne yazık ki beraberinde getirmektedir.
Özellikle son 10 yıldır tavizsiz uygulanan Han Çinli göçü ve Çinlilere tanınan imtiyazlar bölgenin asıl sahibi olan halkımızdaki huzursuzluÄŸu daha da artırmıştır. 2009 yılında Urumçi’de meydana gelen olayları hep birlikte takip ettik. O gün yaÅŸanan katliamlar sonrasında Çinlilerle Uygurların bir araya yaÅŸayamayacağını açıkça belirttik. Özellikle Kaçkar, Gulca, Aksu, Hoten gibi Uygurların daha yoÄŸun yaÅŸadığı bölgelerde ve Urumçi’deki bazı Uygur mahallelerinde bu ayrışmanın giderek belirginleÅŸtiÄŸi görülmektedir.
ÇoÄŸu zaman yaptığımız uyarıyı yinelemekten de yorulmayacağımızın bilinmesini isteriz. Çin devleti bu politikası ile Uygurları radikalize etmekte ve sade bir biçimde yaÅŸamaya çalışan halkımızın uyguladığı baskıcı ve ayrımcı politika neticesinde sokaÄŸa çekmektedir. Bunun arkasında da ölümleri terör söylemi ile kamufle etmeyi ve ardından resmi haber ajansı kanalı ile dünyaya ilan ederek yanlış ve yanlı bir algı operasyonu gerçekleÅŸtirmektedir.
Buradan açık yüreklikle ifade ediyoruz ki, Ä°slamiyetin, yüce Türk milletinin sinesine yerleÅŸmesinde önemli bir durak olan DoÄŸu Türkistan topraklarında dinimiz Ä°slam halen en sade haliyle yaÅŸanmaya devam etmektedir, Ancak Çin Devleti'nin hukuk tanımaz ve baskıcı politikası çerçevesinde Taliban ve El kaide gibi radikal grupları barındıra coÄŸrafyada halkımızın da burada radikal gruplara yaklaÅŸma olasılığı giderek artmaktadır.
11 Eylül saldırıları sonrasında geliÅŸen ve artık geçerliliÄŸi sorgulanır hale gelen terörizm söylemi Çin devleti için bulunmaz bir kapıyı ardına kadar açmıştır. 2009 yılından günümüze kadar olan olaylar incelenecek olursa Çin devletinin her olay sonrası aynı açıklamayı yapması, yani radikal Ä°slam ve radikal terör eylemi söylemini kullandığı açıkça görülmektedir.
Saçi ve Ä°liÅŸku kasabalarında Çin'in iddia ettiÄŸi gibi terör eylemi var ise bunu biz ÅŸiddetle kınıyoruz, ancak ÅŸunun da sorgulanmasını istiyoruz. Madem böyle bir terör olayı var neden bölge kapatılarak uçaklarla rastgele bombalanmıştır, neden tüm uluslar arası tepkilere ve taleplere raÄŸmen bölgeye halen tarafsız gözlemciler alınmamaktadır.
Evet DoÄŸu Türkistan topraklarında bir terör olduÄŸu doÄŸrudur. Bu terör Çin devletinin kendi eliyle iÅŸlediÄŸi devlet terörüdür. Urumçi, Barin, Gulca, Hoten, Ä°liÅŸku, Saçi, Lop-nor, Kumul, bu isimler Çin devlet terörünün doÄŸu Türkistan'da yaÅŸadığı acıların isimleridir ve bu isimlerin altında yüzbinlerin belki de milyonlarca insanımızın ÅŸehâdeti yatmaktadır. Bizler inancımız gereÄŸi her canın kutsiyetini inanırız. Çin devleti ise Uygurları yok etmek için ne yazık ki kendi vatandaşının canını görmezden gelmekte ve bölgede oluÅŸan Çatışma ortamı için elini ovuÅŸturup beklemektedir.
Buradan uluslararası camiaya ve Türk kamuoyuna bir kez daha sesleniyoruz . EÄŸer DoÄŸu Türkistan'da yaÅŸanan bu insanlık dışı duruma daha da ses çıkarılmaz ise korkumuz odur ki ilerde ses verecek kimsenin kalmayacağıdır.” dedi.
