Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, Bengü Türk TV ekranlarında yayınlanan “Buyrun konuÅŸalım” programına konuk oldu
Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, Bengü Türk TV ekranlarında yayınlanan “Buyrun konuÅŸalım” programına konuk oldu.
Programda 1 Kasım seçimleri, iÅŸ güvencesi, eÄŸitim alanında yaÅŸanan aksaklıklar ve çalışma hayatının genel sorunları deÄŸerlendirildi.
KONCUK: MERHAMETÄ° SADECE ALLAH’TAN DÄ°LERÄ°Z!
1 Kasım seçimlerinin Türkiye için hayırlı olmasını temenni eden Genel BaÅŸkanımız Ä°smail Koncuk, “Ülkemizin artık huzur ve mutluluÄŸa ihtiyacı var” dedi.
KONCUK; 1 Kasım tarihinde önemli bir seçim yaÅŸadık. Beklenmedik bir ÅŸekilde AKP yüzde 49 ile tek başına iktidar ÅŸansı yakaladı. 7 Haziran’da bu olmamıştı, aradan geçen 5 ayda Türkiye’de ne olduysa AKP oy oranını artırarak tek başına iktidar oldu. Hayırlı olsun memleketimize, biz buna demokrasi diyoruz. BeÄŸenin ya da beÄŸenmeyin demokrasi budur. Bu sonuçlar memleketimiz ve milletimize hayırlı olsun. Türkiye’nin huzura ihtiyacı var. Türk insanın mutlu olmaya ve geleceÄŸe güvenle bakmaya ihtiyacı var. Maalesef 13 yıldır ülkeyi yönetenlerin yaklaşımları sonucu ülkemizde huzurun olmadığını, ciddi bir kamplaÅŸmanın oluÅŸtuÄŸunu biliyoruz. Yüzde 49,5 oy’un karşısında yüzde 50.5’in olduÄŸunu da görmek lazım. Türkiye’de artık herkes üzerine düÅŸen sorumluluÄŸu geleceÄŸimiz bakımından yerine getirmesi lazım. Peki bu nasıl saÄŸlanır?
AKP seçim beyannamesini herkes biliyor. Türkiye’de ayrışmayı derinleÅŸtiren AKP seçim beyannamesinde “Ayrımcılığı kaldıracağız” dedi. Bu iddia ile seçime giren bu partinin bu taahhüdünü yerine getirmesini beklemek bizim hakkımızdır. “Yargı reformu yapacağız” dediler, Türkiye’de yargı bağımsızlığı ne yazık ki söz konusu bile deÄŸil. GeliÅŸmiÅŸ dünyanın kabul edebileceÄŸi bir demokrasiden bahsedemeyiz Türkiye’de. Bu ifadelerin ardından AKP yüzde 49.5 ile iktidar oldu. Åžimdi bekliyoruz nasıl kalkacak bu ayrımcılık? Kamusal alanda o kadar ayrışma yapıldı ki, bir tedbir alınmazsa aklımıza gelmeyen olumsuz sonuçlar doÄŸuracağı ve huzurun kalmayacağını bugünden söylemek mümkündür. “Yargı reformu yapacağız” diyorlar, madem bu reforma ihtiyaç var önce Bakanlıklardaki, uygulamadığınız yargı kararlarını uygulayın, okul müdürleri, hastane müdürleri ve diÄŸer yöneticiler bazında Türkiye Kamu-Sen üyesi olan bu insanları görevlerine iade edin biz de görelim samimiyetinizi. Bu ifadeler kağıt üzerinde kalmasın, verin talimatlarınızı, temiz bir sayfa açalım, Türkiye’yi hukuk devleti ilkesi olmaktan uzaklaÅŸtıran bu uygulamalara son verin.
Türkiye’de her alanda ayrımcılığın kaldırılması ifadesi son derece önemli ve etkilidir. Dün bir gazete yazarı meÅŸhur bir medya patronuna yönelik ÅŸu ifadeleri kullanıyor. Bu gazete 1 Kasım’a kadar iktidara muhalif bir duruÅŸ sergilemiÅŸti ancak dün “Hayırlı olsun” diye bir manÅŸet atıyor ve iktidara zeytin dalı uzatıyor. Normalde bu zeytin dalının görülmesi lazıma ama bu köÅŸe yazarı diyor ki, “Gazetenizde yazan ÅŸu insanları kovun, TV’leriniz de program yapan ÅŸu isimlerin görevlerine son verin. O zaman size belki merhamet ederiz” diyor. Bu nasıl bir ifadedir, üsluptur? “Ayrımcılığı kaldıracağız” diyen siyasi parti adına bir köÅŸe yazarı size merhamet edebiliriz diyor.
Merhamet sadece Allah’a mahsustur. Biz sadece ondan merhamet dileriz. Böyle bir ifade olur mu? Siz kimsiniz ki, merhamet edeceksiniz? Ayağı yere basmayan ve şımaran bu insanların bu üslupları siyasi iktidarı da baÄŸlamaktadır. Hukuk devletinde merhamet olmaz, hukukun gereÄŸi uygulanır. Birileri bunlara dur demelidir. Rızkı Allah verir, bu canı da Allah vermiÅŸtir bize. Ä°nsanları seversiniz sevmezsiniz ama mesele bu deÄŸil yarın çıkıp size bize de bu laflar söylenebilir. Bu hiç hoÅŸ olmayan ve son derece şımarık bir yaklaşımdır. Biz hukukun üstünlüÄŸüne ve gerçekten ayrımcılığın kaldırılacağına dair iÅŸaretler görmek istiyoruz. “Türkiye’ye huzur getireceÄŸiz” sözlerine inanarak insanlar oy verdi. Ona göre herkes hesabını yapmalıdır. Yarının, öbür günün ne getireceÄŸini sadece yüce Allah bilir. Bizim yaÅŸayacak ömrümüz var ise, yiyecek ekmeÄŸimiz var ise yüce Allah bunu bize verir, kimsenin merhametine ihtiyacımız yok “Duvara dayanma yıkılır, insana dayanma ölür” demiÅŸ atalarımız, herkesin ayağını yere basmasının vakti gelmiÅŸtir. Bu ülkenin ve insanlarımızın huzura ihtiyacı var, bu da adalet, hukuk ve insan hakları ile saÄŸlanabilir. Bu haklar birtakım insanların tekelinde deÄŸildir. Türkiye’de demokrasi, huzur ve adalet hakim olmalıdır. Böyle bir anlayışla ülkemize huzur gelmez. Sayın BaÅŸbakan’ın akademisyen kimliÄŸi de vardır, ben o’nun da bu tip konuÅŸmalardan çok haz ettiÄŸini sanmıyorum, mutlaka bu konuya el atacaktır diye düÅŸünüyorum. Yüzde 99, 5 oy da olsanız bu ülkede buna eyvallah etmeyecek birçok insan vardır.
Bizim siyasetimizin bazı özellikleri var, meydanlarda sözler söylenir, taahhütler verilir ama iktidar olunca bu sözler kağıt üzerinde kalır. AKP’de, 1 Kasım seçimleri öncesinde çeÅŸitli vaatlerde bulundu. 7 Haziran öncesi hiç vaatlerde bulunmamıştı. Artık yapılması gereken bu taahhütlerin kağıt üzerinde kalmamasını saÄŸlamak. Bu vaatlerden en önemlisi asgari ücretin 1300 TL olmasıdır. 7 Haziran’da nerden vereceksiniz 1300 TL’yi? diyen AKP bugün bu noktaya gelmiÅŸtir. Ali Babacan’ın açıklaması “Ä°ktidar kaytarıyor mu?” gibi algı yarattı ama konu gündeme gelince BaÅŸbakan ve Maliye Bakanı Mehmet ÅžimÅŸek’ten bunun uygulanacağı açıklamaları yapıldı. Tabii asgari ücret 1300 TL olunca bu bir domino etkisi yaratacak. Mesela memurlarımızın maaÅŸlarında da bir iyileÅŸtirme yapılacak. Asgari ücreti baz alarak personel maaşını belirleyen kurumlar var, bunlar hep etkilenecek. Asgari ücretin 1300 TL olması sözünün takipçisi olacağız.
“Åžubat ayında 30 binin üzerinde öÄŸretmen ataması yapacağız” dedi Milli EÄŸitim Bakanı sayın Nabi Avcı. Bakalım kaç atama yapılacak hep birlikte göreceÄŸiz. AKP Hükümeti son 13 yılda çok öÄŸretmen ataması yaptık diye övünse de, 2002’den beri sayının 70 binden 400 binlere ulaÅŸması bu iktidar döneminde oldu, bunu görmezden gelemeyiz. 30 bin öÄŸretmen ataması meseleyi çözmez, geriye kalan 370 bin öÄŸretmen nasıl atanacak? Hala bu konuda bir projesi yok iktidarın. Umarız yeni projeler üretirler, biz sendika olarak katkı saÄŸlamaya hazırız. Mesela etüt öÄŸretmenlik sistemi getirilebilir, ders dışında çocuklarımıza katkı saÄŸlayalım. Elimizde her branÅŸtan öÄŸretmenimiz var, kurs merkezlerinde öÄŸretmen yapabiliriz bunları yani farklı projeler geliÅŸtirebiliriz. Bu 400 bin gencimizle, müthiÅŸ projelerle genç ve dinamik insanları deÄŸerlendirebiliriz.
430 bin Ä°Ä°BF mezunu var bu ülkede. Bunlara çare üretemezsek, bu sayı 500 – 600 binlere çıkacak. Bu fakültelere yönelik ciddi tedbirler almamız lazım. 430 bin mezunu olan bu fakültelere 2015 yılında 395 kadro ayrılmasının izah edilmesi lazım. 4001 diye bir kod var, bu kod bütün fakülte mezunlarının her iÅŸi yapabileceÄŸine dair bir koddur. Maliye Bakanlığına maliye mezunu olmayan insanları atıyoruz, biyoloji öÄŸretmenini Gümrük Bakanlığına atıyoruz, böyle bir ÅŸey olmaz. GeliÅŸmiÅŸ bir devlete yakışır bir istihdam politikası deÄŸildir bunlar.
SaÄŸlık mezunu olup istihdam bekleyen ama iÅŸ bulamadığımız insanlar var. 200 bin hemÅŸire, röntgen teknisyeni hepsi var elimizde ama atayamıyoruz. 2 milyon lise mezunu var. Devlet istihdam saÄŸladığı müddetçe devlettir. Ä°nsanlara geçinebileceÄŸi oranda bir gelir saÄŸlamak, iÅŸ sahibi yapmak anayasal zorunluluktur. 13 yıldır bu problemleri çözemeyen bir siyasi iktidar umarım bu 4 yılda bu konularda çözüm üretir. Genç iÅŸsizlikle bu ülke geleceÄŸe emin adımlarla yürüyemez" dedi.
KONCUK: MEB’DE YAÅžANAN HER PROBLEMÄ°N TAKÄ°PÇÄ°SÄ°YÄ°Z
EÄŸitim alanında yaÅŸanan aksaklıklarında masaya yatırıldığı programda Genel BaÅŸkanımız Ä°smail Koncuk, Türk EÄŸitim-Sen’in bu alandaki her problemin yakın takipçisi olduÄŸunu söyledi.
KONCUK; Ä°ktidar öÄŸretmenlerimize yönelik bir stajyerlik düzenlemesi yaptı, bu biz zulümdür. Yazılı sınav baÅŸarı puanının 50 olması gerektiÄŸi konusunda sayın Bakanla ve bürokratlarla görüÅŸtüm ama 50 yapmadılar. 11 Ekim’de yapılan sınavda 60 alamadığı için baÅŸarısız olan öÄŸretmen arkadaÅŸlarımız var, bu haksızlıktır. Bu insanlar fakülteyi kazanıyorlar 4 yıl okuyorlar, KPSS sınavına hazırlanıp onu da baÅŸarıyorlar, öÄŸretmen olduktan sonra performans deÄŸerlendirmesine tabi tutuyoruz. Bu sınavda 50 almayı baÅŸaran yazılı sınava girmeye hak kazanıyor. 49 alan meslekten atılıyor, bu nasıl olur? Böyle bir ÅŸey olabilir mi? Ä°dam mahkumunun bile son bir hakkı olur. Hadi performansı da geçtiniz, bu seferde yazılı sınav diyorlar. Performansta her ÅŸeyi soruyorsunuz, yazılının anlamı ne? Bu da ikinci bir zulümdür. Mülakat mevzuatta olmasına raÄŸmen sayın Bakana teÅŸekkür ediyorum bu sene kaldırdılar bunu. Sanıyorum diÄŸer yıllarda da artık olmayacaktır. Bu konuda derhal düzenleme yapılmalıdır, Türk EÄŸitim-Sen olarak dava açtık dava sürüyor, takipçisiyiz.
Diplomaya dayalı alan deÄŸiÅŸikliÄŸi talebi haklı bir talep. Fizik öÄŸretmeni iken sınıf öÄŸretmeni olarak atandınız diyelim. Bu arkadaÅŸlarımız haklı olarak diyorlar ki, “ Ben fizik öÄŸretmeniyim, diplomama baÄŸlı olarak o alana geçmek istiyorum” ÖÄŸretmenken ikinci bir üniversite okuyorlar, Kimya öÄŸretmeni iken, Matematik öÄŸretmemeni oluyor, Ben matematik öÄŸretmeni olayım” diyor. Haklı talepler ve bende destekliyorum. Ataması yapılamayan branÅŸ öÄŸretmenleri bu konuyu gündeme getirdiÄŸim için bana tepki gösteriyorlar. “Alan deÄŸiÅŸikliÄŸini savunursanız bizim atanmamızı engellersiniz” diyorlar. Milli EÄŸitim Bakanlığı’nın da en büyük kaygısı budur. Örnek verecek olursak 44 bin edebiyat öÄŸretmeni atama bekliyor, Milli EÄŸitim Bakanlığının Åžubatta 2 bin edebiyat öÄŸretmeni ihtiyacı var diyelim. Bugün alan deÄŸiÅŸikliÄŸi yapılırsa ihtimaldir ki, 500 kiÅŸi sınıf öÄŸretmenliÄŸinden edebiyat öÄŸretmenliÄŸine geçebilir, bu sefer 2 bin kiÅŸilik kontenjanın 500’ü dolduÄŸu için 1500 kadro kalır. BranÅŸ öÄŸretmenleri tabii buna karşı çıkıyorlar. Milli EÄŸitim bakanlığı ile görüÅŸtüm, bu konuda detaylı bir yazı yayınlayacaklar yakın zamanda. Bu yazı sonucunda alan deÄŸiÅŸikliÄŸi yapılıp yapılmayacağını göreceÄŸiz. Benim bu konudaki önerim, her yıl belli oranda her branÅŸtan alan deÄŸiÅŸikliÄŸi kontenjanı açalım ÅŸeklindedir. Az sayılarla yapalım, hem bu öÄŸretmenlerimizin umudu olsun, hem de atama bekleyen öÄŸretmenlerimizin kontenjanlarını çok sayıda azaltmamış olabiliriz. Alan deÄŸiÅŸikliÄŸi problemi çözülmesi zor bir problemdir ama orta bir yol bulunabilir diyorum” dedi.
GENEL BAÅžKAN KONCUK: 2003 YILINDAN BERÄ° Ä°Åž GÜVENCESÄ°NÄ°N KALDIRILACAÄžI YÖNÜNDE AÇIKLAMALARDA BULUNUYORLAR
Paralel yapı dedikleri grubun kamudan tasfiyesi için 657 sayılı yasanın deÄŸiÅŸtirilmesi gerektiÄŸini iddia eden CumhurbaÅŸkanı’nın 2003 yılında BaÅŸbakan iken de bu ÅŸekilde bir deÄŸiÅŸikliÄŸin olması gerektiÄŸini söylediÄŸini hatırlatan Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, bunun için anayasanın 128. Maddesinin deÄŸiÅŸtirilmesi gerektiÄŸini belirtti.
KONCUK; Sayın CumhurbaÅŸkanı’nın 1 Kasım seçimlerinin hemen öncesinde, yaptığı bir konuÅŸmada, onların ifadesiyle paralel yapının devlet kadrolarından ekarte edilmesi için 657 sayılı devlet memurları kanununun deÄŸiÅŸtirilmesi lazım ÅŸeklinde açıklama yaptı. Yapılmak istenen ÅŸey aslında, iÅŸ güvencesinin ortadan kaldırılmasıdır. Bu açıklamayı yapan Sayın CumhurbaÅŸkanı’nın sadece paralel yapıyı temizlemek için bu deÄŸiÅŸikliÄŸi istediÄŸini düÅŸünmüyoruz. Çünkü sayın CumhurbaÅŸkanının BaÅŸbakanlık döneminde yaptığı bu yönde açıklamalar da mevcut. Biz de zamanında hazırladığımız kitapçık ile BaÅŸbakanlık döneminde CumhurbaÅŸkanının 657 sayılı yasanın deÄŸiÅŸtirilmesiyle ilgili yaptığı açıklamaları topladık. ÖrneÄŸin,15 Nisan 2003 tarihinde bu ÅŸekilde bir açıklamayı ilk defa söylemiÅŸ. Aynı ÅŸekilde benzer açıklamalar 2005 yılında ve diÄŸer yıllarda da mevcut. 2003, 2005 yılında paralel yapı diye tanımlanan bir grup yoktu. 17-25 2013 tarihinden sonra paralel yapı diye bir gruptan söz edildi. 2003 ya da 2005 yılında bu paralel yapı diye tabir edilen insanlar CumhurbaÅŸkanı ile yürüyen insanlardı. Maksat paralel yapıyı temizlemek ise, 2003 yılında neden 657 sayılı yasanın deÄŸiÅŸmesi gerektiÄŸi konusunda açıklamalarda bulunuldu?
Dünyada iÅŸçi memur ayrımı yok diye de açıklama yapılıyor. Ancak bu bilgi doÄŸru deÄŸil. Dünyanın birçok geliÅŸmiÅŸ ülkesinde iÅŸçi de var, memur da var. Aynı ÅŸekilde iÅŸ güvencesi de geliÅŸmiÅŸ birçok ülkede var. Bu bilgileri devletin resmi kurum olan Devlet Personel BaÅŸkanlığı’nın kendi sitesinden aldık. Ä°ngiltere, Hollanda gibi dünyanın en geliÅŸmiÅŸ ülkelerinde iÅŸ güvencesinin olduÄŸunu, iÅŸçi memur ayrımının da mevcut olduÄŸunu bu sitede görebilirsiniz. Sayın CumhurbaÅŸkanının bu bilgilere ulaÅŸması zor deÄŸil.
GENEL BAÅžKAN KONCUK: DEVLET MEMURUNUN HER ÅžART ALTINDA Ä°Åž GÜVENCESÄ° YOK
“Çalışmadığı, iÅŸ üretmediÄŸi, gayri ahlaki iÅŸlere bulaÅŸtığı zaman devlet memurları 657 sayılı yasaya göre devlet memurluÄŸundan men edilir” diyen Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, dünyadan örneklerle iÅŸ güvencesi hakkında bilgiler verdi.
KONCUK; 1 Kasım seçimlerinden önce CumhurbaÅŸkanının yaptığı bu açıklama sonrasında kraldan çok kralcılar çıktı ortaya. Bazıları gazete köÅŸesine taşıdı ve anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi öncesinde hemen 657 sayılı yasanın deÄŸiÅŸtirilmesi gerektiÄŸi konusunda beyanlarda bulundular. CumhurbaÅŸkanının bu sözünün arkasını doldurma gayretine girdiler. Bu adamlar hayatlarında bir kere 657 sayılı kanunu okumuÅŸ olsaydı böyle konuÅŸmazlardı. 657 sayılı yasada disiplin hükümlerine göre memurun atılabilir olabileceÄŸini bilirlerdi. CumhurbaÅŸkanına doÄŸru olmayan bu bilgileri pompalayarak yaranmaya çalışıyorlar. Devlet memurlarının sahibi yokmuÅŸ gibi davranıyorlar ama Türkiye Kamu-Sen var. biz doÄŸru bilgileri kamuoyuyla paylaÅŸarak yapılan yanlışları göz önüne sermeye çalışıyoruz. Devlet memurlarının her ÅŸart altında iÅŸ güvencesi yok. Çalışmadığı, iÅŸ üretmediÄŸi, gayri ahlaki iÅŸlere bulaÅŸtığı zaman devlet memurları 657 sayılı yasaya göre devlet memurluÄŸundan men edilir. Bu yüzden de binlerce devlet memuru meslekten atılmış durumdadır. Bir de devlet memurlarının sayısının çok fazla olduÄŸuna dair yanlış bir bilgi var. Ülkemizde 29 vatandaşımıza bir devlet memuru düÅŸüyor. Oysa OECD ülkelerinde her 15 vatandaÅŸa bir devlet memuru düÅŸüyor. Belçika gibi geliÅŸmiÅŸ ülkelerde ise 9 vatandaÅŸa bir devlet memuru düÅŸüyor. GeliÅŸmiÅŸ ülkeler düzeyinde vatandaÅŸlarımıza hizmet sunabilmemiz için Türkiye’deki 2 milyon 600 bin kamu çalışanının 2 katının daha istihdam edilmesi gerekiyor. Türk memurunun çalışmadığı doÄŸru deÄŸildir. Bütün memurlar çalışmıyor, yan gelip yatıyor gibi iddia akla zarar bir iddiadır. Hukuken 657 sayılı yasada iÅŸ güvencesini yok edecek deÄŸiÅŸiklik yapmak zordur. Anayasanın 128. Maddesini deÄŸiÅŸtirmeleri lazım. Daha önce anayasanın 128. Maddesine uygun olmayan bazı deÄŸiÅŸiklikler yapılmak istendi. Ama bu Anayasa Mahkemesi’nden dönmüÅŸtü. Yine yaparlarsa, yine döner. Konuyla ilgili yetkili sendikadan ÅŸu ana kadar tek bir tepki yok. YandaÅŸ oldukları için tepkilerini de beklemiyorum“ dedi.
KONCUK: TAÅžERONA KADRO SÖZÜNÜ YERÄ°NE GETÄ°RMEMEK AHLAKÄ° OLMAZ!
KONCUK; Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, taÅŸeron elemanların kadroya alınması konusunda seçim öncesi verilen sözün tam olarak yerine getirilmeyeceÄŸi konusunda uyarıda bulunarak, bunun ahlaki olmadığını söyledi. Koncuk, ÖÄŸretmen atamaları konusunda da çağın gerektirdiÄŸi ÅŸekilde eÄŸitim yapılmasının önemine deÄŸindi.
“ÖÄŸretmen ataması konusunda MEB Bakanlığı zaman zaman insan kaynakları genel müdürlüÄŸü açıklamalar yapıyor. 11 kasım tarihinde il milli eÄŸitim müdürlükleri tarafından norm kadro güncellemeleri yapılacak. Bunun neticesinde hangi ilimizde hangi branÅŸ öÄŸretmeni gerekiyor ortaya çıkacak. Teknoloji ve tasarım öÄŸretmenlerini talebini çok doÄŸru buluyorum. Teknoloji çağında olmamıza raÄŸmen, 5. Ve 6. Sınıflardaki teknoloji dersi kaldırılıyor. Bu kabul edilebilir bir uygulama deÄŸil. Çağımız çocuklarının 2. Sınıftan sonra teknolojiyle tanışması lazım.
AKP’nin seçim beyannamesinde bütün taÅŸeronları kadrolu yapacaklarına dair sözleri var. “TaÅŸeronları istihdam edeceÄŸiz” ÅŸeklinde bir söylemleri vardı. Bugün de bütün taÅŸeronların kadroya alınmayacağını öÄŸreniyoruz. Milletvekili seçilen sayın Naci AÄŸbal da diyor ki: “ Asıl iÅŸ kavramı doÄŸrultusunda kadroya alınacaktır” Åžimdi asıl iÅŸ demek, mesela hastanede röntgen çeken asıl iÅŸi yapar, ama aÅŸçılık yapan bir taÅŸeron eleman asıl iÅŸi yapmaz. Dolayısıyla, asıl iÅŸ kavramıyla bir ayrım getirecekler. Bu asıl iÅŸ kavramının içerisine 750 bin taÅŸeron eleman arasında 150 bin ile 200 bin arası eleman giriyor. Tek ÅŸart da bu deÄŸil. Ayrıca belli bir süre kamuda istihdam ediliyor olacak. 6552 sayılı kanun 2014 yılında çıktı. Bu kanundan önce çalışanlara böyle bir hak verirler. Böyle olunca kadroya alınacakların sayısı 100 binlere kadar düÅŸebilir. Bütün taÅŸeronların kadroya alınacağı masalı da burada son bulmuÅŸ oluyor. Seçim öncesi verdiÄŸiniz sözü tutmamak ahlaki deÄŸildir” dedi.
GENEL BAÅžKANIN AÇIKLAMALARI Ä°ÇÄ°N TIKLAYINIZ