Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk ve Türk EÄŸitim-Sen Genel Merkez Yöneticileri Türk EÄŸitim-Sen Ankara 3 No’lu Åžube’nin düzenlediÄŸi istiÅŸare toplantısına katıldı
Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk ve Türk EÄŸitim-Sen Genel Merkez Yöneticileri Türk EÄŸitim-Sen Ankara 3 No’lu Åžube’nin düzenlediÄŸi istiÅŸare toplantısına katıldı. Toplantıda Türk EÄŸitim-Sen Genel Merkez Denetleme Kurulu Üyeleri, Ankara 3 No’lu Åžube BaÅŸkanı Ertekin Engin ve Åžube Yönetim Kurulu Üyeleri ile üyelerimiz de hazır bulundu.
Türkiye Kamu-Sen olarak terörle mücadelede amasız, lakinsiz devletimizin aldığı her türlü kararın arkasındayız.
Toplantının açılış konuÅŸmasını Ankara 3 No’lu Åžube BaÅŸkanı Ertekin Engin yaptı. Daha sonra kürsüye gelen Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk sözlerine Afrin’de ÅŸehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve milletimize baÅŸ saÄŸlığı dileyerek baÅŸladı. Afrin harekatının yapılması gereken bir harekat olduÄŸunu söyleyen Koncuk, “Türkiye Kamu-Sen olarak terörle mücadelede amasız, lakinsiz devletimizin aldığı her türlü kararın arkasındayız. Çünkü bizim bu coÄŸrafyada güven içerisinde yaÅŸama hakkımızı kimse tehdit edemez” dedi. Bugünlerde sosyal medyada birtakım grupların bu operasyonla ilgili aleyhte propaganda yaptıklarını söyleyen Koncuk, “Elbette savaşı tasvip etmeyiz ama Türkiye Cumhuriyeti Devletini bölmeye yönelik faaliyetleri insan hakkı olarak mı göreceÄŸiz? Åžehirlerimizde bombalar patlatılacak; askerlerimiz, polislerimiz ÅŸehit olacak, öÄŸretmenlerimiz, memurlarımız, vatandaÅŸlarımız hedef yapılacak, tüm bunlara raÄŸmen ‘insan hakları, demokrasi var, savaÅŸa hayır’ mı diyeceÄŸiz? Böyle bir ÅŸey olabilir mi? Terörü ortadan kaldırmak için yapılacak her türlü çalışmayı destekliyoruz. Kürtler bizim kardeÅŸimizdir. Onlarla aramıza kimse giremez. Anadolu coÄŸrafyasında yaÅŸayan, etnik kökeni ne olursa olsun, Arabı, Kürdü, Çerkezi ile birlikte bu ülkeye baÄŸlılığını yüreÄŸinde hisseden bütün vatandaÅŸlarımız can ve kan kardeÅŸimizdir. Bu coÄŸrafyada yaÅŸayan insanların yaÅŸama hakkı tehdit ediliyorsa, elbette söyleyecek lafımız, yapılacak bir mücadelemiz olmalıdır. Terörle mücadele konusunda hatalar yapıldı, bunu da biliyoruz. Ama artık bundan sonrasına bakalım. Terörle mücadele kararlılıkla devam ettirilmelidir. Terörle mücadeleyi amasız, lakinsiz desteklemeye devam ettireceÄŸiz. Allah askerlerimizi korusun. Allah milli birlik ve beraberliÄŸimizi, bölünmez bütünlüÄŸümüzü korusun” dedi.
Bazı memur arkadaÅŸlarımız, zaman zaman kendi sorunları hiç gündeme gelmiyormuÅŸ gibi düÅŸünüyor. Oysa memur kavramı tüm çalışanları kapsayan bir kavramdır.
Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, memurlarımız arasında hiçbir ayrım yapmadıklarını söyleyerek, ÅŸunları kaydetti: “Memurları öÄŸretmeni, hizmetlisi, ÅŸefi, teknisyeni, hemÅŸiresi, postacısı ile bir bütün olarak gördük, kimseyi ayırmadık. Aslında memurlarımızın temel meseleleri birbiriyle taban tabana aynıdır. Bazı memur arkadaÅŸlarımız, zaman zaman kendi sorunları hiç gündeme gelmiyormuÅŸ gibi düÅŸünüyor. Oysa memur kavramı tüm çalışanları kapsayan bir kavramdır. Hepimizin mesleÄŸi ile ilgili problemleri var. Ama memurların genel problemleri üç aÅŸağı beÅŸ yukarı birbirinden farklı deÄŸildir.
EÄŸer son 15 yılda büyüme rakamları üzerinden kamu çalışanlarına bir zam verilmiÅŸ olsa idi, bugün ortalama memur maaşının 1.100 TL, en düÅŸük devlet memuru maaşının da 750 TL fazla olması gerekirdi.
Peki bu problemlerin belli baÅŸlıları nelerdir? Aylık kazancımızın, Türkiye’nin büyümesi ile doÄŸru orantılı olmaması önemli bir problemdir. Memurlar, büyümeden pay alamamaktadır. 2017 yılı sonu itibari ile Türkiye’de yüzde 11.1 oranında büyüme oldu. 2018 yılında alacağımız zam ise yüzde 4+3.5’tir. Bu zam oranları Türkiye’nin büyüme rakamları ile doÄŸru orantılı deÄŸildir. Kaldı ki bunu yıllar içerindeki büyüme oranlarını es geçerek söylüyorum. EÄŸer son 15 yılda büyüme rakamları üzerinden kamu çalışanlarına bir zam verilmiÅŸ olsa idi, bugün ortalama memur maaşının 1.100 TL, en düÅŸük devlet memuru maaşının da 750 TL fazla olması gerekirdi. Ama bugüne kadar bu rakamlar maaÅŸlarımıza yansımadı. Geçinebilmek için Türkiye’nin ÅŸartlarına, ekonomik gerçeklerine uygun bir mali bütçeye sahip olmak lazım. Bu herkesin problemidir” dedi.
Enflasyon oranında zam sıfır zamdır.
Son toplu sözleÅŸmede zam politikasını gündeme getirdiklerini belirten Koncuk, enflasyon oranında zammın, sıfır zam olduÄŸunu kaydetti. Koncuk, “Yüzde 10 enflasyon oluyor. Enflasyon farkı dahi verilmiÅŸ olsa, enflasyon oranında zam, memurlar için zam anlamına gelmez. O halde ne yapmak lazım? Zam politikası daha gerçekçi hale getirilmelidir” diye konuÅŸtu.
Milli gelirdeki artış, ekonomik büyümeden verilecek pay ve refah payı uygulaması hayata geçirilirse, Türkiye’nin büyümesi hem kamu çalışanlarına hem de diÄŸer vatandaÅŸlarımıza yansıtılabilir.
Koncuk sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “CumhurbaÅŸkanı’nı ziyaretimizde Milli EÄŸitim Bakanı Sayın Ä°smet Yılmaz bir konuÅŸma yapmıştı. Bakan Yılmaz konuÅŸmasında, öÄŸretmenlerin maaşı üzerinden bir örnek vererek, ‘Bir öÄŸretmen 15 yıl önce 450 dolar maaÅŸ alırken, bugün 900 dolar maaÅŸ almaktadır” dedi. Ben de ‘Sayın Bakan’a cevap olsun diye deÄŸil ama ÅŸunları ifade etmek istiyorum. Son 15 yılda milli gelir artışı ne kadar oldu? Milli gelir 15 yıl öncesine göre 4 kat büyüdü. Milli gelir dört kat artarken, öÄŸretmen, memur, hizmetli maaşında 2 kat artış oluyor. Åžimdi bu baÅŸarı mıdır?’ demiÅŸtim. Bu sözlerime Sayın Bakan’dan bir cevap da gelmedi.
Ä°nÅŸallah bu zam politikaları gözden geçirilir. Milli gelirdeki artış, ekonomik büyümeden verilecek pay ve refah payı uygulaması hayata geçirilirse, Türkiye’nin büyümesi hem kamu çalışanlarına hem de diÄŸer vatandaÅŸlarımıza yansıtılabilir. Tüm bunları dile getirmediÄŸimizi kim iddia edebilir? Bizim ana konularımız bunlardır. Tüm bu problemleri muhataplarımız ile tartışırız.”
Sendikal faaliyetler renk olsun diye yapılan bir faaliyet değildir.
Toplu sözleÅŸmede yetkili sendikanın kabul edilemez dediÄŸi rakamın yüzde 0.5 fazlasına imza attığını hatırlatan Koncuk, “Maalesef böyle bir anlayış kamu çalışanlarını temsil ediyor. Bu anlayış bizleri temsil ettiÄŸi sürece ekonomik ve sosyal anlamda kazanamayız, aksine kaybederiz. Memurların bu gerçekleri çok iyi bilmesi lazım” dedi.
Sendikal faaliyetin renk olsun diye yapılan bir faaliyet olmadığını kaydeden Koncuk, “Sendikal faaliyeti amirlerinin, müdürünün ya da bilmem kimin gözüne girmek için ortaya konulan bir tercih olarak gördüÄŸümüz sürece, bizi bugün A sendikası, yarın B sendikası bu mantıkla temsil etmeye devam eder. Bunun tüm memurlar tarafından görülmesi ve tedbirinin alınması gerekir” diye konuÅŸtu.
Türkiye Kamu-Sen olarak yardımcı hizmetler sınıfının genel idari hizmetler sınıfına alınması için dilekçe kampanyası baÅŸlatıyoruz.
Kamu çalışanlarının sadece ekonomik sorunları olmadığına, sosyal sorunlarının da olduÄŸuna dikkat çeken Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, memurların toplumda kıymet görmediÄŸini de söyledi.
Yardımcı hizmetler sınıfının sorunlarını da gündeme getiren Koncuk, yardımcı hizmetler sınıfının genel idari hizmetler sınıfına alınması için tüm Türkiye genelinde imza kampanyası baÅŸlatacaklarını söyledi. Koncuk, ÅŸöyle konuÅŸtu: “Yıllardır Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen olarak talebimiz yardımcı hizmetler sınıfının genel hizmetler sınıfına alınması idi. Aslında bazı kiÅŸiler tarafından çok doÄŸru bir talep olarak görülmüyor. Oysa bu çok mantıklı bir taleptir. Bugün yardımcı hizmetler sınıfında çalışan birçok personel, büro memuru olarak çalıştırılıyor. Ortada fiili durum var. Madem fiili bir durum var, o halde buna uygun bir mevzuat düzenlemesi yapmak doÄŸru olacaktır. Aslında bu konu TBMM’de de dile getirildi. Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen olarak her zaman gündeme getiriyoruz. Åžu ana kadar bir sonuç almadık. Bu minvalde tekrar gündeme getirmekte fayda olduÄŸu düÅŸüncesi ile bütün hizmet kollarında bir dilekçe kampanyası baÅŸlatıyoruz. Sonuç alırız ya da alamayız ama bize düÅŸeni yapalım. Muhataplarımıza böyle bir talebin bulunduÄŸunu ve bu talebin gerekçelerinin doÄŸru olduÄŸunu anlatalım.
Tüm Türkiye’de 26 Mart tarihine kadar iÅŸyeri temsilcilerimiz aracılığıyla bu imzaları toplayacağız. Ä°ÅŸyeri temsilcilerimiz imzaları ÅŸubelerimize; ÅŸubelerimiz de sendikalarımızın genel merkezlerine ulaÅŸtıracak. 28 Mart tarihinde de BaÅŸbakanlığa talebimizi sunacağız. Türkiye’de kamuda 11 hizmet kolunda çalışan 110 bin yardımcı hizmetler sınıfı kadrosunda bulunan personelin böyle bir talebi var diyeceÄŸiz.”
Denge tazminatını literatüre sokan ve 2006 yılında kamu görevlilerinin 40+40 TL denge tazminatı almasını saÄŸlayan Türkiye Kamu-Sen’dir.
Koncuk sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Denge tazminatını literatüre sokan ve 2006 yılında kamu görevlilerinin 40+40 TL denge tazminatı almasını saÄŸlayan Türkiye Kamu-Sen’dir. O tarihte Türkiye Kamu-Sen ‘EÅŸit iÅŸe eÅŸit ücret’ sloganıyla toplu görüÅŸme masasına oturmuÅŸtu. Kurumlar arası ücret adaletsizliÄŸini ortadan kaldırılmak ve eÅŸit iÅŸe eÅŸit ücret ilkesini hayata geçirmek üzere görüÅŸ oluÅŸturmuÅŸtuk ve bunun adına ‘denge tazminatı’ dedik. Sonuçta da 40+40 toplam 80 TL bütün kamu çalışanlarına yansıtılan bir ücret elde ettik.
Ayrıca, o toplu görüÅŸmede, ‘Kurumlar arası adaletsizliÄŸi gidermek adına bir çalışma yapılacak ve bu çalışma 2008 yılına kadar sonuçlandırılacak’ ÅŸeklinde bir maddenin de konulmasını saÄŸlamıştır. Daha sonra denge tazminatının adı, ek ödeme olarak deÄŸiÅŸtirildi. Bugün ortalama memur maaşının 660 TL’si ek ödemedir. Bunun altında Türkiye Kamu-Sen’in imzası, alın teri vardır. Birçok memur bunu bilmez. Bu kazanım için kimin uÄŸraÅŸ verdiÄŸi maalesef önemsenmiyor. Denge tazminatı, Türkiye Kamu-Sen’in gayreti ile literatürde yer alan ve memurun cebine giren bir paradır. Bunu da hatırlatmak istedim.”
Åžayet ek ödemeler emekliliÄŸe yansıtılırsa, bugün itibari ile emekli maaşında ortalama 500 TL’lik bir artış mümkün olacaktır.
Yardımcı hizmetler sınıfının ek gösterge alamamasının ve hizmet sınıfı itibariyle yüksek kademelerde kadro bulunmaması nedeniyle kadro kademe ve derecesinin belli bir yerden sonra ilerlememesinin de çok önemli sorunlar olduÄŸunu kaydeden Koncuk, “Åžu ana kadar sonuç alamadık ama mücadelemiz sürüyor. Öte yandan emekli maaşı baÄŸlama oranlarının da tartışılması lazım. Yıllardır ek gösterge tablosunun deÄŸiÅŸtirilmesine yönelik talebimiz bulunmaktadır. Memurlarımızın ek göstergelerinin 800’er puan artırılmasını istiyoruz. Bununla birlikte bütün ek ödemelerin emekli maaşı hesabında dikkate alınmasını istiyoruz. Åžayet ek ödemeler emekliliÄŸe yansıtılırsa, bugün itibari ile emekli maaşında ortalama 500 TL’lik bir artış mümkün olacaktır. Bunlar hemen hayata geçecek deÄŸildir ama Türkiye Kamu-Sen’in gündemindedir” diye konuÅŸtu.
Bazı bakanlarımız, ‘SözleÅŸmeli personel ile kadrolu arasında hiçbir fark yok’ diyor. Ben de bunun üzerine Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanımıza, ‘Size 11 tane fark sayayım. Lütfen Bakanlar Kurulu’nda okuyun da, bu farkları bilmeyen Sayın Bakanlarımızın öÄŸrenmesini saÄŸlayın’ dedim.
Koncuk sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Hatırlanacağı üzere, Kamu Personeli Danışma Kurulu’nun etkinliÄŸinin olmaması konusunu Türkiye Kamu-Sen gündeme getirmiÅŸti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Jülide SarıeroÄŸlu da haklı olduÄŸumuzu söyledi. Bunun üzerine alt komisyon ÅŸeklinde teknik bir komisyon kuruldu. Yeni toplantılar yapıyoruz, daha çok bir araya geliyoruz. Oturup, çalışalım, neleri deÄŸiÅŸtirebiliriz bakalım. Mesela sözleÅŸmeli personelin izinlerinin kadrolulardan farklı olması önemli bir meseledir. Bazı bakanlarımız, ‘SözleÅŸmeli personel ile kadrolu arasında hiçbir fark yok’ diyor. Ben de bunun üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımıza, ‘Size 11 tane fark sayayım. Lütfen Bakanlar Kurulu’nda okuyun da, bu farkları bilmeyen Sayın Bakanlarımızın öÄŸrenmesini saÄŸlayın’ dedim. Bugün izin farklılıklarının kaldırılması da tartışılıyor. Ä°nÅŸallah bu sorunların hepsini zamanla çözeceÄŸiz.”
4/B’li istihdamın ortadan kaldırılması gerekir. 4/B’lilerin kadroya geçirilmesine yönelik mücadelemizi de sürdüreceÄŸiz.
4/C’li personelin 4/B statüsüne geçirilmesinin Türkiye Kamu-Sen’in mücadelesi ile mümkün olduÄŸunu dile getiren Koncuk, “Bunu 4/C’liler de biliyor. Biz 4/C meselesini ana konularımızdan biri haline getirdik. 1 kiÅŸi bile olsa, böyle bir istihdam modelinin Türkiye’ye yakışmadığını ifade ettik. BilindiÄŸi gibi, 4/C’li personelin 4/B statüsüne geçirilmesi ile ilgili KHK yayınlandı. Aslında 4/B’li istihdam modeli de doÄŸru deÄŸildir. 4/B’li istihdamın ortadan kaldırılması gerekir. 4/B’lilerin kadroya geçirilmesine yönelik mücadelemizi de sürdüreceÄŸiz. 4/B’li istihdam kabul edilemezdir.
657 Sayılı DMK'da 4/B aslında uzmanlığına ihtiyaç duyulan, son derece özel personelin birtakım kurumlarda sınırlı sayıda istihdamı için düzenlenmiÅŸti ama 4/B bugün asıl istihdam haline getirilmiÅŸtir. 4/B’li istihdam ile öÄŸretmen ve saÄŸlık personeli dahil bütün kamu görevlileri atanıyor. Ä°ÅŸte tüm bu sorunlar bizleri yakından ilgilendiriyor” diye konuÅŸtu.
Bu mücadeleyi daha da ileriye götürmek, daha güçlü kılmak ise üye sayımızı artırmakla mümkündür.
Koncuk, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Bu ülkede sadece biz yaÅŸamıyoruz. Gelecek nesiller de bu ülkede yaşıyor, yaÅŸayacak. Belki ‘bu konular beni ilgilendirmiyor’ diyen olabilir. Ülkemizde olan biten her ÅŸey bizi ilgilendiriyor.
Bu mücadeleyi daha da ileriye götürmek, daha güçlü kılmak ise üye sayımızı artırmakla mümkündür. Yetkili olmalıyız. Sözünüzün daha geçerli olması belki üye sayısı ile doÄŸru orantılı deÄŸil. Nitekim 1 milyon üyesi olan sendikanın sözünün dikkate alınmadığını görüyoruz. Ama artık bütün memurlarımızın nasıl bir sendikal faaliyeti desteklemesi gerektiÄŸi sorusunu kendisine sorması ve iyi bir cevap bulması lazım. Sonuç almak istiyorsak, bunu yapmalıyız.”