Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk, ülkemizin son günlerde çok önemli bir süreçten geçtiÄŸini belirterek, demokrasinin gereÄŸi olarak insanların karar ve tercihlerine saygı duyulması gerektiÄŸini belirtti
Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk, ülkemizin son günlerde çok önemli bir süreçten geçtiÄŸini belirterek, demokrasinin gereÄŸi olarak insanların karar ve tercihlerine saygı duyulması gerektiÄŸini belirtti.
Sosyal medya hesabından deÄŸerlendirmelerde bulunan Genel baÅŸkan Ä°smail Koncuk, Kamuda yaÅŸanan açığa almalarda sayının 90 bine yaklaÅŸtığını, bu noktada Türkiye Kamu-Sen teÅŸkilatlarının kapısını çalan herkesin sorunlarını dinlediÄŸini ve yardım noktasında elinden geleni yaptığını kaydetti.
“Bizlere ulaÅŸan bir çok kamu çalışanı, sendikal tercihlerini amirinin baskısı, arkadaşının zorlaması veya telkini vb. sebeplerle yaptığını söylemektedir. Bunları yapmak da bir haktır” diyen Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, “Bugün, dün üye oldukları sendikaların kapısının duvar olduÄŸunu, hiç kimsenin yüzlerine, hatta telefonlarına dahi bakmadıklarını söyleyenler de bir hayli fazladır” dedi.
"Bu ülkenin, artık, huzur bulması gerektiÄŸine, bugün daha çok inanıyoruz” diyen Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, “15 Temmuz olayları bu ülkenin, birlik ve beraberliÄŸe ne kadar muhtaç olduÄŸunu, çok net ve en acı ÅŸekilde herkese göstermiÅŸtir. Bu ülkenin vatandaşı olarak, dışlanacak, ötekileÅŸtirilecek tek bir insan dahi yoktur” dedi.
Genel Başkanımız İsmail Koncuk yaptığı değerlendirmede şu satırlara yer verdi;
“Son günlerde, bilhassa kamu hayatı ile ilgili çok önemli günlerden geçiyoruz. Åžunu çok net olarak söyleyeyim, insanların, kendi karar ve iradeleri ile ortaya koydukları, tüm tercihlerine saygılı olmak zorundayız. Bunun adına, tüm geliÅŸmiÅŸ dünyada DEMOKRASÄ° denilmektedir.
Kamuda 90 bine yaklaÅŸan açığa almalarda, çok önemli olaylar yaÅŸadım. Bizim kapımız, öncelikle sendikamız üyeleri olmak üzere her insana açıktır. Kimseyi dışlama ve onların kararları ve hayatı üzerinden hüküm verme hakkı bize de, baÅŸkasına da ait deÄŸildir. Bu anlayışla hareket eden Türkiye Kamu-Sen teÅŸkilatları, yardım talep eden tüm insanları önce insan mantığı ile deÄŸerlendirerek, en azından dinlemiÅŸ, dertlerine ortak olmuÅŸ, ellerinden geldiÄŸi kadar da yol gösterici olmuÅŸlardır. Bu anlamda, tüm teÅŸkilatlarımızı bu insani yaklaşım ve sorumlulukları için kutluyorum.
Sendikalar hüküm ya da karar verme mercii deÄŸillerdir. Suçluyu tespit etme sorumluluÄŸu da sendikalara ait deÄŸildir. Bu anlayışla, suçluluÄŸu, anladığımız anlamda hukuk mekanizmaları tarafından tespit edilmeyen hiç kimseyi suçlu olarak deÄŸerlendiremeyiz. Bu sebeple bizden yardım isteyen üyemiz olsun, olmasın, suçu ispat edilmemiÅŸ, her kamu çalışanı bizim için saygıdeÄŸerdir.
Tam bu noktada, ÅŸunları da söylemek, geleceÄŸe ışık tutması yönünden önemli bir tecrübedir. Bizlere ulaÅŸan bir çok kamu çalışanı, sendikal tercihlerini amirinin baskısı, arkadaşının zorlaması veya telkini vb. sebeplerle yaptığını söylemektedir. Bir kısmı “Åžuna kızdım, buna kızdım bu kızgınlıkla filanca sendikaya üye oldum” diye açıklamalar yapmaktadır. Bunları yapmak da bir haktır, asla bizim eleÅŸtirmemiz gereken bir durum deÄŸildir, fakat bugün, dün üye oldukları sendikaların kapısının duvar olduÄŸunu, hiç kimsenin yüzlerine, hatta telefonlarına dahi bakmadıklarını söyleyenler de bir hayli fazladır.
Her zaman ifade ettik, konuÅŸmalarımızın büyük bölümünü bu konulara ayırmış bir teÅŸkilat olarak uyarı görevimizi yaptığımızı düÅŸünüyorum. Neydi bu uyarılar, hatırlayın, "SENDÄ°KACILIK HAKKI TUTUP KALDIRMAKTIR, kamu çalışanları bu ülkenin en aydın kesimidir ve kendi iradelerine sahip çıkmalıdır, kararlarını baÅŸkalarının baskı ve yönlendirmesi ile deÄŸil kendi hür iradeleri ile karar vermelidirler. Sendikacılık, insanların ÅŸahsiyetini düÅŸürmek deÄŸil, yükseltmeyi gerektiren bir faaliyettir, bu sebeple kimseyi baskı ile üye yapmayın. Ülkemizin ezilmiÅŸ insanlara, deÄŸil dik durabilecek insanlara ihtiyacı vardır. " sözleri Türkiye Kamu-Sen yöneticilerine aittir.
Bu ülkenin, artık, huzur bulması gerektiÄŸine, bugün daha çok inanıyoruz. Sürekli gerginlik, sürekli mutsuzluk bu ülke insanlarının hak ettiÄŸi bir hayat tarzı deÄŸildir. Ä°nÅŸallah bugünler de geçecektir.15 Temmuz olayları bu ülkenin, birlik ve beraberliÄŸe ne kadar muhtaç olduÄŸunu, çok net ve en acı ÅŸekilde herkese göstermiÅŸtir. Hangi makam ve mevkide olursa olsun, herkes bu anlayışa karınca kararınca hizmet etmelidir. Bu sadece sözle deÄŸil, tavır ve davranışlarla gösterilmesi gereken bir mecburiyettir. Bu ülkenin vatandaşı olarak, dışlanacak, ötekileÅŸtirilecek tek bir insan dahi yoktur.
O halde, siyasi partilerimiz, sendikalar ve tüm sivil toplum örgütlerinin en önce, her ÅŸeyden önce HUZURLU TÜRKÄ°YE'yi inÅŸa etme sorumluluÄŸu bulunmaktadır. "Bir musibet bin nasihatten evladır.", eyvallah ama baÅŸka musibetleri beklemek de lazım deÄŸildir. Bunu anlaması gerekenler ise, en baÅŸta okumuÅŸ, aydın sıfatını taşıyan, hür iradelerine sonuna kadar sahip çıkması gereken insanlardır” dedi.