Türkiye Kamu-Sen Ä°l istiÅŸare toplantılarının sonuncusu Çorum’da gerçekleÅŸtirildi
Türkiye Kamu-Sen Ä°l istiÅŸare toplantılarının sonuncusu Çorum’da gerçekleÅŸtirildi.
Çorum teÅŸkilatımızın düzenlediÄŸi toplantıya baÅŸta Genel BaÅŸkanımız Ä°smail Koncuk, Türk Büro-Sen Genel BaÅŸkanı Fahrettin YokuÅŸ, Genel Merkez Yöneticilerimiz, Åžube BaÅŸkanlarımız, kamu çalışanları ve çok sayıda davetli katıldı.
KONCUK: BU ÜLKEDE VATAN DENÄ°LEN COÄžRAFYANIN NE ANLAMA GELDİĞİNÄ° ANLAMAYAN Ä°NSANLAR VAR!
Katılımcıları selamlayarak sözlerine baÅŸlayan Genel BaÅŸkanımız Ä°smail Koncuk, konuÅŸmasına ÅŸehitlerimizi anarak baÅŸladı. “Onların emanetlerine sahip çıkmak bizim boynumuzun borcudur” diyen Genel BaÅŸkan Koncuk, “Birileri sıkışınca bu ülkeden gidebilir ama bizim gidecek baÅŸka ülkemiz, vatanımız ve coÄŸrafyamız yok” dedi.
Koncuk, “Åžehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Onlar elbette millet olarak unutmayacağız, yadigârları olan, ana, baba, eÅŸ ve çocuklarını sahipleneceÄŸiz. AteÅŸ düÅŸtüÄŸü yeri yakmamalı sadece. Ne yazık ki, ülkemizde birçok insan kendi nefsi için yaÅŸayan insanlar haline geliyor. Çevremizde bu tür insanları görüyorsunuz. Åžehitlerimizi hatırlamak konusunda herkesin samimi olması lazım. Bunu bir söz ile ifade etmek yetmez. Çorum’a doÄŸru gelirken, yolda bir evin balkonunda bir siyasi partinin bayrağı asılmış, hemen yanına da Türk bayrağını asmışlar, bu son günlerde çok moda oldu. Åžehitlerimize bütün hücrelerimizle üzülüyor muyuz? Elbette sizler üzülüyorsunuz ama bunu nasıl göstereceÄŸiz? Öncelikle yol arkadaÅŸlarımıza bakacağız, siyasi düÅŸüncemiz, ideolojimiz, dünyaya bakışımız ne olursa olsun. Kobani’ye selam gönderenler bu ülkede ve bu ülkeyi yönetiyorlar. Hatta Kobani’dekileri kurtarmak adına ülke sınırları içinden yüreklerimizi parçalayan o görüntüleri hatırlıyoruz hep beraberce, 200 kiÅŸilik bir kuvvetle bizim gözetimimizde Kobani’ye geçiÅŸ yapıldı, bunları hep birlikte yaÅŸadık, gördük. Habur rezaletini hatırlıyor musunuz?
Habur rezaletini yaÅŸatanlarla eÄŸer birlikte yürüyorsak, Åživan Perver denilen, Türk milletine düÅŸman bir adamı kırmızı halılarla karşılayanları, göz yaÅŸları içinde bağırlarına basanları eÄŸer hatırlıyorsak onlarla beraber yürümek en baÅŸta ÅŸehitlerimize, gazilerimize hakaret olarak görülmelidir. “Allah rahmet eylesin, çok üzüldük” diye bir kuru laf kabul edilemez. Bunun ötesinde bir ÅŸeyler yapmak lazım. Sadece ÅŸehit anasının ÅŸehit babasının, kardeÅŸinin, eÅŸinin yüreÄŸinin yandığı bir ülke nereye gidebilir? Milli birlik ve beraberliÄŸini nereye kadar koruyabilir? Millet olarak bunu görmek, deÄŸerlendirmek ve tedbirini en net ÅŸekilde almak zorundayız. BaÅŸka bir Türkiye yok. Vatan denilen coÄŸrafyanın ne anlama geldiÄŸini anlamayan o kadar çok insan var ki bu ülkede. EÄŸer Türkiye bir Suriye olursa, bugün bankalarda milyarları olanlar, zengin taifesi “Aman başıma bir iÅŸ gelmesin, malımı mülkümü kaybederim” diye endiÅŸe eden o zengin taifesine sesleniyorum, “EÄŸer bu çatıyı saÄŸlam muhafaza edemezsek, ne o paralarınız sizleri kurtarır, ne de makamlarınız unvanlarınız sizleri kurtarır” Birileri bu ülkeden gidebilir ama bizler bu ülkede yaÅŸayacağız. Bu ülkede bizler seve seve yaÅŸayacağız. Biz bu ülkenin gerçek sahibiyiz. Bu ülkenin sahipleri soyu sopu ÅŸüpheli adamlar deÄŸildir, sizlersiniz. O halde bu ülkenin gerçek sahiplerinin risk alarak gerekeni yapması bir mecburiyet haline gelmiÅŸtir” dedi.
KONCUK: TÜRKÄ°YE KAMU-SEN’Ä°N 450 BÄ°N ÜYESÄ° DE YÜZDE YÜZ YERLÄ° VE MÄ°LLÄ°DÄ°R
“Seçim beyannamelerine, “Ayrımcılığı kaldıracağız” diye yazanların 13 yıldır Türkiye Kamu-Sen mensuplarına yaptıklarını çok iyi biliyoruz” diyen Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, “Bizle hesabı olanlarla bizim de hesabımız var” dedi.
Koncuk, “Türkiye Kamu-Sen mensuplarının en önemli özelliÄŸi vatansever olmalarıdır. Milli ve manevi deÄŸerlerimize ölümüne baÄŸlı olmamızdır, Hz. Peygamber efendimize saygımız ve sevgimizdir, Atatürk’e silah arkadaÅŸlarına ÅŸehitlerimize ve ecdadımıza saygılı olmaktır. Bizim en temel özelliklerimiz bunlardır. Son 13 yılda bize yapılanları hepiniz yaÅŸadınız ve gördünüz. Bu özelliklere sahip insanlardan oluÅŸan, yüzde yüz yerli ve milli 450 bin Türkiye Kamu-Sen üyesi var. Peki yerli ve milli Türkiye Kamu-Sen üyelerine 13 yılda nasıl muamele yaptınız? Okul müdürü ise görevden aldınız, baÅŸhekimse görevden aldınız, öÄŸretmense ve görevde yükselmek istiyorsa “Sendikanı deÄŸiÅŸtir gel” dediniz. Köyden merkeze gelmek isteyen imama, “Sendikanı deÄŸiÅŸtir gel” dediniz. Bunları yaÅŸadık ve hala yaÅŸamaya devam ediyoruz. Sayın BaÅŸbakan’a Çorum’dan soruyorum, “Türkiye Kamu-Sen üyeleri gibi vatansever, milliyetperver, fedakar, bilgi sahibi, donanımlı, ahlaklı, ÅŸerefli, insanlara nasıl bir muamele yaptınız 13 yıldır, çıkın hesabını verin”
Seçim beyannamelerine yazmışlar, “Ayrımcılığı kaldıracağız” Bende diyorum ki, madem ayrımcılığı kaldıracaksınız, öncelikle görevden aldığınız Türkiye Kamu-Sen üyesi yöneticileri görevlerine iade ederek baÅŸlayın görelim. Elimizde Danıştay Ä°dari Davaları BirleÅŸtirme Kurulu kararı var, buna raÄŸmen mahkeme kararını uygulamıyorsunuz. Nasıl ayrımcılığı kaldıracaksınız? Bunları, 13 yıldır yaÅŸananları iliklerine kadar hisseden, Türkiye Kamu-Sen’in bir mensubu, memleketin bir evladı ve devlet memuru olarak söylüyorum. Åžimdi her yere yazmışlar, “Sen ben yok, Türkiye var” diye, ne kadar güzel bir söz. Peki okul müdürlüÄŸü makamlarını dağıtırken, “Sen ben yok, Türkiye var” demediler, ”Benim yandaşım var, yandaşım olmayanlar” var dediler. Ä°hale dağıtırken, “Benim yandaşım” dediniz, yandaÅŸ olmayanlara ihale vermediniz. Bu sözler güzelde, bu sözleri söylemeyi önce hak edeceksiniz. 13 yıldır ben bunları yaşıyorum, yerli ve milli olan bu insanlara uyguladığınız muameleyi görüyorum, ÅŸimdi dönüp sözlerinize bakıyorum. “Sen ben yok, Türkiye var” bu ÅŸimdi mi aklınıza geldi? Çorum’dan ilan ediyorum, Türkiye Kamu-Sen’in vatansever üyeleri ile derdi olanlarla, benimde bir meselem var, benimde bir davam var” dedi.
KONCUK: SALTANATLARI DEVAM ETSÄ°N DÄ°YE ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNDEN VAZGEÇMEYÄ°Z!
“Ä°stikrar, kamil bir demokrasiyi yenileÅŸtirme arzusunun gücüyle olur” diyen Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, “Hukukun, adaletin, insan haklarının iÄŸdiÅŸ edildiÄŸi bir ülkede istikrardan söz edilemez” dedi.
Koncuk, “TutturmuÅŸlar sihirli bir kelime, “Ä°stikrar” diye. Her hangi bir siyasal partiye farz edelim 550 Milletvekili verdik, iktidar yaptık. Ä°nsanları etnik kökene göre ayırdı, kendi siyasi partisine oy verip vermediÄŸini göre ayırdı, makamları kendi siyasi partine oy verip verememesine göre dağıttı, hakimleri tehdit etti, savcıları tehdit etti, dün beraber yürüdüÄŸü dostlarını bugün dikey olarak ilan etti, bu ülkeyi bölme arzusunda olan bir terör örgütü ile kol kola girdi, hukuk bitti, yargı bağımsızlığı yok. Burada 550 vekil olmasına raÄŸmen istikrar vardır diyebilir miyiz? Ä°stikrar, kamil bir demokrasiyi yenileÅŸtirme arzusunun gücüyle olur.
Demokrasiye, hukukun üstünlüÄŸüne sonuna kadar baÄŸlı kalmalıyız. Adaleti iÄŸdiÅŸ etmeyeceksiniz. Bu ülkede yaÅŸayan mezhebi, meÅŸrebi, etnik kökeni ne olursa olsun her bir vatandaşımızı Yüce Allah’ın bir emaneti olarak görüp, baÅŸ tacı edeceksiniz. Ä°ÅŸte o zaman istikrar gerçekleÅŸir. Milletvekili sayısı ile istikrarın olması mümkün mü? Böyle bir anlayışla, hangi siyasi parti iktidar olursa olsun, o ülkede istikrarın adından söz edemeyiz.
GeliÅŸmiÅŸ ülkelerin bize bakış açısı da çok önemli. EÄŸer ülkemizi hukuk ihlalleriyle dolu bir ülke olarak görüyorlarsa, kendi vatandaÅŸlarının can güvenliÄŸini bile saÄŸlayamayan bir ülke olarak görüyorlarsa, bırakınız geliÅŸmiÅŸ ülkeleri, Ä°slam ülkelerinde bile itibarınız kalmadıysa, o ülkede istikrar olması mümkün deÄŸildir. Ülkemizde istikrarın saÄŸlanması adına, hepimizin elimizi taşın altına koyma zamanı gelmiÅŸtir. Türkiye’nin ve evlatlarımızın geleceÄŸi adına bir dakika bile kaybetme lüksümüz yoktur. Bir adamın saltanatı devam etsin diye, çocuklarımızın geleceÄŸinden vaz mı geçeceÄŸiz? Tabi ki hayır, elimizden gelen gayreti hep birlikte göstereceÄŸiz.
KONCUK: MALÄ°YE VE YETKÄ°LÄ° KONFEDERASYON ELE ELE VERÄ°P MEMURUN VE EMEKLÄ°NÄ°N Ä°KÄ° PUANINI ÇALMIÅž!
Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, 2013 toplu sözleÅŸme maddesinin 2015 yılında deÄŸiÅŸtirilmesi nedeniyle kamu çalışanlarının ve emeklilerin enflasyon maÄŸduru olacaklarını açıkladı.
Koncuk, “Bir sendika bizi 2013 yılında 123 liraya pazarlamıştı. 2016 yılı için yüzde 6+5’e, 2017 yılı için ise yüzde 3+4’e yine pazarladı. Bugün yaptığım açıklamada memurun nasıl aldatıldığını gözler önüne serdim. Siyasi iktidarla yakın temas kuranlarla toplu sözleÅŸme masasına oturulamayacağını, ne memurların ne de emeklilerin yüzünün gülemeyeceÄŸini her zaman söylüyorum. 2013 yılında imzalanan toplu sözleÅŸmenin bir maddesini söylüyorum; 2015 yılında, kamu çalışanlarına ve emeklilerimize öngörülen kümülatif zammın üzerinde bir enflasyon oluÅŸursa, enflasyon farkı ödenecektir.
Yani 2015 yılında yüzde 3+3’lük zam aldık. Temmuz ayında enflasyonun öngörülenin üzerinde çıkması nedeniyle 1,76’lık enflasyon farkını aldık. EÄŸer 2013 yılında imzalanan toplu sözleÅŸmenin bu maddesi, Memur-Sen tarafından deÄŸiÅŸtirilmemiÅŸ olsaydı 2015 yılında enflasyonun yüzde 6,1’i geçmesi durumunda enflasyon farkını alacaktık. Ama ne yaptıklarını anlatalım! 2013 yılında imzalanan bu toplu sözleÅŸme maddesini deÄŸiÅŸtirmiÅŸler. 2013 toplu sözleÅŸmesinde enflasyon farkı verilmesi için enflasyonun öngörülen maaÅŸ zammını geçmesi gerekiyor. Bu toplu sözleÅŸmeye 2015 yılında enflasyon farkı verilmesi için enflasyonun memurlara verilen tüm zamların kümülatif toplamını, yani yüzde 3+3 ve yüzde 1,76’lık enflasyon farkının toplamını geçmesi gerekiyor.
Peki bu hükmü deÄŸiÅŸtirince ne oluyor? 31 Aralık 2015 tarihinde gerçekleÅŸen enflasyona göre, biz enflasyon farkı alacağız. Åžu ana kadar gerçekleÅŸen enflasyon yüzde 7,95 iken aldığımız zam yüzde 7,9 olarak görülüyor. 2013 yılında hazırlanan toplu sözleÅŸme maddesi 2015 yılında deÄŸiÅŸtirildiÄŸi için yüzde 1,76 da üzerine konularak ”toplam memura verilen zammın enflasyonu aÅŸması halinde enflasyon farkı verilecektir” deniliyor. EÄŸer eski madde olsa idi, yüzde 6,1’lik oranın üzerinde bir enflasyon çıkarsa 31 Aralık tarihinde aradaki fark enflasyon farkı olarak verilecekti. Ama yüzde 6,1’lik oranın üzerine yüzde 1,76’lık oranı koyuyorlar ve yüzde 7,9’luk oran çıkıyor. Åžimdi ise 31 Aralık tarihinde, enflasyon yüzde 7,9 oranını aÅŸmaz ise enflasyon farkını alamayacağız. Kümülatif olarak hem kamu çalışanı hem emeklimizin yüzde 1,8 oranında kaybı var demektir.
Bir sendikanın hukuken 2013 yılında imzalamış olduÄŸu toplu sözleÅŸme hükümlerini, 2015 yılında yapılan toplu sözleÅŸmeyle deÄŸiÅŸtirme hakkı yok. Bunlar kapsam dışında olan bir maddeyi deÄŸiÅŸtirerek 2015 toplu sözleÅŸme zamanında yeniden yapmışlar. KaybettiÄŸimiz yüzde 1,8’lik oranı Memur-Sen Genel BaÅŸkanı Ali Yalçın mı karşılayacak? Bunlar hep acemilikten, kendisine de söylüyorum. Hatta bu arkadaÅŸ, toplu sözleÅŸme masasında Türkiye Kamu-Sen olmaması gerektiÄŸi yönünde yanımızda açıklama yaptı. Amacı bizi toplu sözleÅŸme masasından uzaklaÅŸtırmaktı. Ben de bu yaptığının hata olduÄŸunu anlatmaya çalıştım. Bizim tecrübemizden, bilgimizden yararlanması hususunda uyarıda bulundum ama maalesef dinlemedi. Hatta önceki günlerde, Türkiye Kamu-Sen’i toplu sözleÅŸme masasından sildiÄŸini açıklıyor. Bir sendikanın görevi, diÄŸer bir sendikayı toplu sözleÅŸme masasından silmek midir? Memuru ve emekliyi zarara uÄŸratan yaptıkları tarihi skandalı ortaya çıkarınca, bizi neden masada görmek istemedikleri de ortaya çıkıyor. Yaptıkları tarihi skandal, memurların ve emeklilerin aylık ortalama 50 lira zarara uÄŸramasına neden oldu.
Öngörülen enflasyonun yüzde 8,25 oranda olacağı hesaplanıyor Bu oran eÄŸer gerçekleÅŸirse, o toplu sözleÅŸme maddesi deÄŸiÅŸmemiÅŸ olsaydı, kamu çalışanları ve emeklilerimiz 31 Aralık tarihinde yüzde 2,15 oranında zam alacaktı. DeÄŸiÅŸtirilen madde üzerinden bir enflasyon hesabı yapılacağı için 31 Aralık tarihinde yüzde 8,25 oranında bir enflasyon olsa bile yüzde 1,8 oranında kaybımız olacaktır.
Yapılan bu deÄŸiÅŸiklik sadece 2015 yılı için geçerli. 2016 ve 2017 yılları için bu madde yok. Yani 2016 yılında bize yapılan yüzde 6’lık zammı fiilen yüzde 4’e düÅŸürmüÅŸler. 2015 zammını bizden çalmış, 2016 yılının birinci altı ayına eklemiÅŸ. 31 Aralık 2015 tarihi itibariyle enflasyon, yüzde 9 çıktığını düÅŸünelim, eski madde geçerli olsaydı yüzde 2,9 oranında bütün kamu çalışanları ve emeklilerimiz enflasyon farkı alacaktı ama madde deÄŸiÅŸtiÄŸi için, enflasyon yüzde 9 çıksa bile, yüzde 7,9’dan çıkarınca yüzde 1,1 enflasyon farkı alacağız. Yani yüzde 2 zam oranımızı yürütmüÅŸler. Bu bir skandaldır. Memurları temsilen bir konfederasyonun Genel BaÅŸkanı buna bilerek imza atmış ise o yerde Genel BaÅŸkanı bir dakika bile oturtmamak lazım ama bilmeyerek atmış ise o daha facia bir durum. EÄŸer yanılıyorsam acemi baÅŸkan Memur-Sen Genel BaÅŸkanı Ali Yalçın beni mahkemeye versin. Versin ki, kendisini rezil edelim. Ben memuru bu kadar pazarlayan bir Genel BaÅŸkan görmedim. Ahmet GündoÄŸdu bile memuru pazarlamayı bu kadar becerememiÅŸti. Bunlar cebemizdeki parayı alıp, 2016 yılına yamamışlar.
Ben bu olayı günlerdir anlatıyorum ama malum Genel BaÅŸkandan ses yok. Bir kere de çık ve özür dile bütün memurlardan ve emeklilerden. Sen de istifa edecek yürek olmadığı için hadi istifa etme, ama çık bir özür dile. Ä°ÅŸin bir de hükümet boyutu var. Nasıl bir Maliye Bakanımız var ki, 2 milyon 600 bin memurumuzu aldatıyor. 1 milyon 900 bin emeklilerimizi maÄŸdur ediyor. Sadece suçlu Memur-Sen deÄŸil. Tabi ki böyle bir tuzağı görmediÄŸi için suçun büyüÄŸü onlarda.
Sonra Sayın BaÅŸbakan “biz memura 6+5 verdik” diyor. Sayın DavutoÄŸlu buradan sesleniyorum; 2015 yılında 2 puanımız çalınmış. Üç kuruÅŸla geçinemeyen memurun emeklinin yüzde 2 oranını göz göre göre çalınmasına göz yumuyorsunuz. Maliye Bakanı Mehmet ÅžimÅŸek’e de soruyorum; bu kirli tezgah bütün kamu çalışanlarına ve emeklilere kurulurken ne yapıyorsun sen? Bu durum karşısından bütün çalışanların en sert tutumu gösterme mecburiyeti var. Alenen birileri cebimize elini sokmuÅŸ, paramızı çalmış. Bu kabul edilemez.
Bu gerçeÄŸin insanlar farkında deÄŸil, sizlerin anlatması gerekiyor. Bir sendikanın toplu sözleÅŸmede kabul edilen bir maddeyi böylesine sorumsuzca, kamu çalışanlarını ve emeklileri zarara uÄŸratmak pahasına deÄŸiÅŸtirme hakkı yoktur. Bunu düzeltmek için hem Türkiye Kamu-Sen olarak, hem de Türk EÄŸitim-Sen olarak dava açtık. Ä°nÅŸallah bu davayı kazanacağız, o zaman da biz “ Memur-Sen bozar, Türkiye Kamu-Sen yapar” diyeceÄŸiz. Sözde sendikalar kamu çalışanlarını kaybettiredursun, biz onları yeniden kazanmak için çaba sarf edeceÄŸiz” diyerek sözlerini noktaladı.