NATO'NUN Ä°STANBUL ZÄ°RVESÄ°
İstanbul, 28-29 Haziran'da "NATO" Zirvesine ev sahipliği yaptı
NATO'NUN Ä°STANBUL ZÄ°RVESÄ°
İstanbul, 28-29 Haziran'da "NATO" Zirvesine ev sahipliği yaptı.
NATO çok önemli bir dönemeçte yeni roller üstlenmek istiyor ve bunu, bu zirvede ortaya koydu.
NATO; soÄŸuk savaşın, yani iki kutuplu dünyanın, Kuzey Atlantik (ABD) ve Avrupa'nın sadece silahlı savunma örgütü olmaktan öteye görevler üstlenmek ve buna göre bir örgütlenme biçimi kazanmak peÅŸinde. ABD ve Avrupa'nın silahlı gücü olma kimliÄŸini ortadan kaldırmadan, "Yeni Dünya Sömürü Düzeninin" silahlı gücüne dönüÅŸmektedir.
ABD ve Avrupa'nın çıkarlarının kollanması ve korunması için bir "savunma" gücünden çok "saldırı" gücüne dönüÅŸmesi için plan ve çalışmalar yapılmaktadır. Açıkça ABD ve Avrupa'nın, yani zengin kuzeyin tekel ve sermayesinin çıkarları adına, geliÅŸen ve geliÅŸebilecek ekonomi ve ülkelerin ekonomik, siyasal, sosyal, kültürel ve tabii ki askeri kontrol ve denetim altına alarak petrol, doÄŸalgaz, enerji, hammadde üretim ve ulaÅŸtırma yollarında hegemonya projeleri üretmektedir, hayata geçirmektedir.
Zirvede gelecekle ilgili görüÅŸmeler sonucunda yayınlanan bildiride NATO'nun alacağı yeni ÅŸekil, üstleneceÄŸi görevler ve bunlara uygun yeni konumuyla alakalı ipuçları bulunmaktadır.
Bildiriye göre;
1- NATO, Avrupa ve Kuzey Amerika arasındaki ortaklığı temsil etmektedir ve bu ortaklık hayatidir,
2- Ä°ttifak demokrasi, bireysel özgürlük ve hukukun üstünlüÄŸü ilkeleri üzerine bina edilmiÅŸtir,
3- Avrupa idealine bağlı bulunmaktadır,
4- NATO üyeliÄŸi Avrupa demokrasilerine açık olmakla beraber, Avrupa'nın genel güvenliÄŸi ve istikrarı için coÄŸrafi konum önemli deÄŸildir,
5- NATO'ya olan tehditler deÄŸiÅŸime uÄŸradığı gibi çok geniÅŸ bir coÄŸrafyadan da kaynaklanmaktadır,
6- Terörizm ve kitle imha silahlarının yayılması, tehditlerin başında gelmekte ve Kuzey Amerika ve Avrupa'yı birlikte hedef almaktadır,
7- Bu tehdit nedeniyle NATO dünyanın birçok bölgesinde mücadele etmek, güvenliÄŸini pekiÅŸtirmek ve istikrar saÄŸlamak mecburiyetindedir,
8- Ä°ttifak dönüÅŸüm sürecini devam ettirecektir.
Açıklamalar, NATO'nun tehdit, güvenlik ve görev anlayışının kökten deÄŸiÅŸime uÄŸramakta olduÄŸunun açık iÅŸaretlerini taşımaktadır.
Çünkü; NATO, ABD baÅŸta olmak üzere Avrupa devletlerinin kurdukları, bir "Savunma" ittifakı idi. 1949'da "Kuzey Atlantik AnlaÅŸması Örgütü" adıyla kurulmuÅŸ ve amacı "Kuzey Atlantik bölgesinde barış ve güvenliÄŸi korumak, istikrar ve huzuru getirmek" idi.
Aslında ise, "komünizmle mücadele" niyetiyle Sovyetler BirliÄŸi'ne karşı kurulmuÅŸtu.
Sovyetler BirliÄŸi yani "VarÅŸova Paktı" 90'lı yılların başında yıkıldı; ancak, NATO yaÅŸamını sürdürmek istiyor. Bunun için yeni "Tehdit"lere ve "DüÅŸman"lara ihtiyaç duyuyor.
BulduÄŸu çözüm ise, Ä°stanbul Zirvesinden çıkan iÅŸaretlere göre, tehdit olarak "Terörizm", düÅŸman olarak da "Ä°slam Dünyası"nı göstermek. CoÄŸrafya ise "Tüm Dünya" yani "Yer Küre"...
Bunun için proje de hazır; "GeniÅŸletilmiÅŸ OrtadoÄŸu"...
Projenin arkasında ise "Batı", daha doğrusu "Amerika Birleşik Devletleri" (ABD) bulunmaktadır.
Bu proje ile dünya, süratle, ABD'nin "hegemonyası" altına sokulmaya zorlanmaktadır. Dünya bu "oyun"u Sovyetler BirliÄŸi'nin "çökmesinde", Yugoslavya'nın "parçalanmasında", Orta Avrupa ülkelerinin sistemlerini "dönüÅŸtürülmesinde" (sosyal ekonomiden mafya ekonomisine geçiÅŸte), Afganistan ve Irak'ın ÅŸiddet, iÅŸkence ve kanla sonuçlanan "iÅŸgalinde" görmüÅŸtür. Ancak, bunlar birer baÅŸlangıç olup, esas uygulama "henüz" sahneye konulmamıştır.
Anlaşılan odur ki, terörle mücadele bahane; maksat, bu ülkelerin yer altı ve yer üstü kaynaklarına, kimi zaman provokasyon (demokrasi, bireysel özgürlükler ve insan hakları kandırmacası) ve kimi zaman da zorla el koyacaklar; bu BOP (GOP) adına ve NATO ÅŸemsiyesi altında yapılacak.
Bu öyle bir provokasyon ki "ÅŸeytana" ÅŸapka çıkartabilecek cinsten. Söylemdeki: "Bağımsızlık" ve "Özgürlük" aynı ÅŸeyler deÄŸil. Bunlar eÅŸ anlamlı da deÄŸil. Pek çok konuda bağımsızlık, "bireysel özgürlükle" baÄŸdaÅŸmaz. "Bağımsızlık uÄŸruna bazen uluslar bütün özgürlüklerini yitirirler. Bir Iraklı, bir Suriyeli, bir Mısırlı sömürgecilik döneminde birey olarak çok daha fazla özgürlüÄŸe sahipti"; iÅŸte bu söylem "demokrasi" olarak "GOP" adı altında yer altı kaynakları (özellikle petrol) zengin olan ülke halklarına "yutturulmaya" çalışılıyor. Yutmayanlar karşılarında "NATO"nun çıkarılması hazırlıkları sürdürülüyor.
Amerikan ve AB ÅŸirket ve sermayesinin önü 'piyasa ekonomisi ve demokrasi adına' açılacak ve bunlar bu ülkelerin iç ticaretini, tarımını, sanayisini, iletiÅŸimini, turizmini sistemli ve kararlı ÅŸekilde ellerine geçirecekler ve köÅŸe baÅŸlarını tutacaklardır.
Tabiidir ki medya da (gazete ve televizyonlarda) sistemli şekilde, ABD ve Batı'nın şirketleri ve sermayesi tekeline girecek, arkasından eğitim ve sağlık gelecek
Bunun yolu, bu ülkelerde etnik ve dini farklılıkları kullanarak kargaÅŸa ve istikrarsızlık yaratmak olacaktır.
20. yüzyılda bu ülkeleri rahatça sömürmek, kaynaklarını ele geçirmek için modernleÅŸme gibi kavramlar kullanılmış, ancak sonunda gerici ve baskıcı rejimlerin yolu açılmıştır. ABD ve Batı Devletleri geçmiÅŸte Nasır'a karşı Müslüman KardeÅŸleri, Sukorma'ya (Endonezya'da) karşı Serakat-ı Ä°slam'ı, Butto'ya (Pakistan) karşı Cemaat-i Ä°slam'ı, Necibullah'a karşı Taliban'ı ve Musaddık'a (Ä°ran) karşı Åžah Rıza'yı desteklemiÅŸtir.
BOP (GOP), sömürünün bugünde sürdürülmesinin için uygulamanın yeni modelinin adıdır.
TÜRKÄ°YE GOP'UN NERESÄ°NDE?
Bunu Türkiye'den istenenlerden anlamak çok kolay. Åžöyle ki:
1- Türkiye'nin her tarafında, kuzeyinde, güneyinde ve batısında liman ve hava alanlarında üstlenmek,
2- Türkiye topraklarını üs haline getirmek,
3- Özellikle DoÄŸu ve GüneydoÄŸu'da asker bulundurmak,
4- BoÄŸazlardan askeri araçlarına serbest geçiÅŸ hakkı tanınmasını dayatarak, Montrö ile Türkiye'ye boÄŸazların kontrolü ve kullanılması konusunda tanınmış olan hakları kaldırmak,
5- Özellikle Afganistan'a daha fazla asker gönderilmesini talep etmek,
6- Atatürk ilkelerinden ve özellikle "laiklik" anlayışından vazgeçilmesini, devlet yaÅŸamında Ä°slami kurallara "ılımlı Ä°slam"a dönülmesini dayatmak,
7- Üniter devlet yapısından vazgeçerek "federal yapı" ya (Ä°kiz Yasalar, etnik dillerde yayın ve özel idare yasaları örnekleridir) dönüÅŸümü saÄŸlamak,
8- Türkiye'de ekonomik varlıkların özelleÅŸtirilmesini (çok mesafe alınmıştır) yaptırmak,
9- Yine Türkiye'yi komÅŸu ülkelerde yapılacak her türlü uygulamada taÅŸeron ve maÅŸa olarak kullanmak, iÅŸgalcilerin yanında yer aldırmak,
10- Türkiye'yi, ABD ve AB'nin örtülü tam sömürgesi olmasını saÄŸlamak.
SONUÇ
Türkiye soÄŸuk savaÅŸ döneminde Batı ve Sovyetler BirliÄŸi arasında sıkışmıştı.
Güvenlik, askeri, ekonomik, siyasal sosyal ve kültürel yapısı "Komünizm" ile mücadele anlayışına göre oluÅŸtu ve sonunda Batıya bağımlı, dünyanın en borçlu, ekonomisi IMF'ye teslim olmuÅŸ, siyasal yapısı ABD ve AB'nin sözünden dışarı çıkamaz duruma sokulmuÅŸ, sanayisi batı tarafından kontrol altına alınmış bir ülke haline gelmiÅŸtir.
Türkiye, bugün de, Batı (ABD+AB) tarafından, Komünizm yerine "Ä°slam terörizmi" konularak, DoÄŸu'ya (orta, yakın, uzak) karşı cephe ve hatta merkez ülke haline getirilmek için devlet yönetim yapısında "ılımlı Ä°slam" (ne demek ise) modelinin benimsenmesi için baskı altında tutulmaktadır.
Çünkü, emperyalizme karşı mücadele vererek bağımsızlığını kazanmış, Osmanlı külleri arasından bir cumhuriyet kurmuÅŸ, devrimler gerçekleÅŸtirerek laik bir devlet yapısı meydana getirmiÅŸ, geçmiÅŸi ile deÄŸil; bugünkü yozlaÅŸtırılmış demokrasisi, siyaseti teslimiyetçilik olarak gören siyasetçileri, soyulmuÅŸ-soydurulmuÅŸ ve hortumlanmış IMF'ye teslim edilmiÅŸ ekonomisi, yabancı tekellerin emrine girmiÅŸ sanayisi, mütareke döneminden daha derin bir teslimiyet içerisinde olan medyası, AB sevdası uÄŸruna duymaz, görmez ve konuÅŸmaz duruma gelmiÅŸ bürokrasisi ve satılmışlığı, uÅŸaklığı, iÅŸbirlikçiliÄŸi geçer akçe görüp erdemsizliÄŸi yaÅŸam biçimi haline getirmiÅŸ olanları ile Türkiye'nin örnek olması istenmektedir. Ancak, böyle bir Türkiye, politikalarına uygun düÅŸeceÄŸinden, bütün gayretler, çürümüÅŸlüÄŸü, yozlaÅŸmayı yaygınlaÅŸtırıp çöküÅŸü kolaylaÅŸtırmak ve çabuklaÅŸtırmak içindir.
Bunun için de, diÄŸer faktörler ile (AB üyeliÄŸi ve diÄŸerleri) birlikte Türkiye'nin NATO üyeliÄŸi de kullanılmaktadır.
NATO dönüÅŸerek, eÄŸer GOP'nin silahlı gücü haline gelirse, Türkiye tam bağımlı hale sokularak sessizce iÅŸgali tamamlanacak ve Sevr'in uygulanması için engeller, bütünüyle, ortadan kalkacaktır.
Türkiye, OrtadoÄŸu ve diÄŸer ülkelere "örnek" olmak istiyorsa, ilk iÅŸ olarak Batının bu örtülü iÅŸgal ve sömürüsünden, 20. yüzyılından baÅŸlarında olduÄŸu gibi, bir öncü olarak, kendini kurtarmalıdır.
Kendine ve "mazlum ülkelere" yapabileceÄŸi en büyük iyilik bu olacaktır...