"İktidar, uyguladığı ekonomi politikalarıyla ülkemizi tam anlamıyla dışa bağımlı hale getirdi
"İktidar, uyguladığı ekonomi politikalarıyla ülkemizi tam anlamıyla dışa bağımlı hale getirdi. 80 yılda alınan borçları üçe katladı, ithalatı körükledi, cari açığı tarihi seviyelerine çıkardı. Kamu kuruluÅŸlarını, arazileri, madenleri, ormanları, limanları, ÅŸirketleri yok pahasına yabancılara peÅŸkeÅŸ çekerek hayırsız evlat misali, elde avuçta ne varsa tüketti. İmralı görüÅŸmeleri yoluyla PKK terör örgütüne karşı teslim bayrağını çekti ve açılım paketiyle İmralı’nın ve Kandil’in isteklerini uygulamaya geçirdi.
Küresel güçlerin ve terör örgütünün her talimatını emir telakki ederek, kendisini var eden güç olan Türk milletini hiçe sayan ve Türk milletinin andını yasaklama kararı alan iktidar, ÅŸimdi de Kapitalizmin ekmeÄŸine yaÄŸ sürmeye ve çaÄŸdaÅŸ kölelik sistemini kurmaya ant içmiÅŸ görünüyor.
Kısmi zamanlı, geçici, düÅŸük ücretli ve kayıt dışı çalışmanın doruÄŸa çıktığı, iÅŸsizliÄŸin tavan yaptığı ÅŸu günlerde, her türlü güvenceden mahrum olarak çalışan taÅŸeron iÅŸçilerinin sayısı da 1 milyonu aÅŸarak yeni bir rekor kırdı. Milyonlarca taÅŸeron iÅŸçisi ve aileleri yarınlarını göremeden, geleceÄŸe dair hiçbir plan yapamadan, üstlerinden komisyon alarak parsayı toplayan taÅŸeron ÅŸirketlerin kölesi konumuna gelmiÅŸ durumda. Hal böyle iken Hükümet kanadından bir biri peÅŸi sıra yapılan açıklamalarda memurluk güvencesinin de kaldırılacağı, herkesin çalışan sıfatıyla deÄŸerlendirileceÄŸi yönünde deÄŸiÅŸiklik çalışmaları, kamuoyuna parlatılarak sunuluyor.
Ülkemizde resmi kayıtlar, çalışanların yarısının asgari ücretli olduÄŸunu ortaya koyuyor. BaÅŸka bir deyiÅŸle kalifiye olmayan, iÅŸ tecrübesi bulunmayan çalışanlara istisnai olarak ödenmesi gereken yasal en düÅŸük ücret, asıl ücret halini almış durumda. Türkiye’de çalışan yaklaşık 25 milyon insanımızın 12,5 milyonu, aylık 803 TL ücretle geçinmeye mahkûm ediliyor. Bunların birçoÄŸunun sosyal güvenlik primleri ödenmiyor, kıdem tazminatına hak kazanamıyorlar ve elveriÅŸsiz ÅŸartlarda çalışmak zorunda kalıyorlar.
İktidar ise insanlık dışı bu durumu düzeltmek için tedbir almak yerine, asgari ücretin üzerinde maaÅŸ alan çalışanların da maaÅŸlarının ve çalışma ÅŸartlarının asgari ücret seviyesine çekilmesi için deÄŸiÅŸiklik planlıyor. Bir kısım çevreler, iÅŸ arayan vatandaÅŸlarımızın OrtaçaÄŸ’ın karanlık günlerinde pazarlarda satılan köleler misali, özel istihdam büroları aracılığıyla alınıp satılabildiÄŸi, aylık, haftalık, günlük, hatta saatlik kiralanabildiÄŸi çaÄŸdaÅŸ bir kölelik sisteminin kurulması için var gücüyle çalışıyor. Günümüzde OrtaçaÄŸ’ın serflerinin ve feodal beylerinin yerinde küresel sermaye, iÅŸ adamları ve taÅŸeron ÅŸirketler varken; padiÅŸahlar koltuklarını bir kez seçimi kazandıktan sonra demokrasiyi hiçe sayan, vatandaşını reaya olarak gören iktidarlara bırakmış durumda.
Devletimiz ve milletimiz üzerinde böylesine bir esaret ve menfaat zinciri oluÅŸturulmuÅŸken, bu esaret ve menfaat zincirine ÅŸimdi de yeni bir halka olarak memurların ve kamu görevlilerinin eklenmesi planlanıyor. BaÅŸbakan’ın geçtiÄŸimiz gün yaptığı açıklamaların ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, kamuda esnek istihdamın hâkim olacağı, iÅŸçi, memur ayrımının kaldırılarak herkesin çalışan adı altında aynı haklara sahip olduÄŸu bir yapı kurulacağı yolunda çalışmalar yapıldığını belirtti. Kısacası iktidar, bugüne kadar küresel sermaye ve bölücü güçler için yaptıklarını yeterli görmemiÅŸ olacak ki, en büyük kazanımı iÅŸ güvencesi olan memurlarımızın da haklarına göz dikti. Kamuda çalışanların zaten üçte birlik bir kısmı taÅŸeron tahakkümü altında, hiçbir güvencesi olmadan, izin hakkı, sendikalaÅŸma imkânı bulunmayan bir ortamda çalışmaya mahkûm edilmiÅŸken ÅŸimdi de geride kalan ve sınırlı ekonomik ve sosyal haklarıyla kıt kanaat geçinmeye çalışan memurlarımızın bu hakları ellerinden alınmak isteniyor.
Bilinmelidir ki memurluk güvencesi, mali ve özlük hakların da ötesinde devletin egemenliÄŸini ve yönetim tarzını belirleyen hayati bir unsurdur. Güvenceden mahrum olarak, iÅŸçi statüsünde bir devlet memuru, tarihin hiçbir döneminde görülmemiÅŸtir. Memurunu, küresel güçlere peÅŸkeÅŸ çekecek bir iktidar, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusunu da bölücü çevrelere teslim etmiÅŸ, üniter ve egemen devlet olma iddiasından vazgeçmiÅŸ olacaktır.
Türkiye Kamu-Sen olarak defalarca uyardık ancak bazı kesimlerin uyarılarımıza kulak asmadığı, ikazlarımızı yeterince ciddiye almadığı görülmektedir. Türk memurluk sistemini deÄŸiÅŸtirerek kamu görevlilerimizi güvencesizliÄŸe layık görüp, sözleÅŸme yoluyla iktidarın kucağına atmayı planlayanlar, karşılarında bizleri bulacaklardır.
Böyle bir kirli hesabın içinde olanlar, kimseye sormadan, sonunu düÅŸünmeden, yalnızca kendilerine iletilen talepleri yerine getirme güdüsüyle çıktıkları bu yolda hezimete uÄŸrarlar. Türk memuru güvencesinin elinden alınmasına ve bu yolla ülkenin yönetim ÅŸeklinin deÄŸiÅŸtirilmesine asla müsaade etmeyecek, Türkiye’nin her köÅŸesini eylem alanına çevirecektir. Åžimdiden uyarıyoruz ki, memurların küresel politikalara kurban edilip, ülkemizin mevcut idari yapılanmasına darbe vurulmaya cüret edildiÄŸinde, memurlarımızın güvencelerine göz dikenlerin baÅŸlarını çevirip bakacakları bir gök kubbe dahi kalmayacaktır. Türk memuru o gök kubbeyi, memurun, milletin ve devletin geleceÄŸine göz dikenlerin baÅŸlarına yıkacaktır. "
İsmail KONCUK