Kamu Görevlileri Hakem Kurulu tarafından verilen 4+4’lük zam kararının ardından açıklama yapan Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, “Yaklaşık 2 yıl önce baÅŸlayan göz boyama süreci ve bazı memur sendikalarının bilinçli ya da bilinçsizce ama “Nikâhlarındakinden daha büyük bir iÅŸtahla” destek verdikleri toplu sözleÅŸme çadır tiyatrosu büyük bir fiyaskoyla sona erdi
Kamu Görevlileri Hakem Kurulu tarafından verilen 4+4’lük zam kararının ardından açıklama yapan Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, “Yaklaşık 2 yıl önce baÅŸlayan göz boyama süreci ve bazı memur sendikalarının bilinçli ya da bilinçsizce ama “Nikâhlarındakinden daha büyük bir iÅŸtahla” destek verdikleri toplu sözleÅŸme çadır tiyatrosu büyük bir fiyaskoyla sona erdi.” Dedi.
1 Milyon 800 bin emekli, 2 milyon 400 bin memur ve yüz binlerce dul ve yetimin umutlarının suya düÅŸtüÄŸünü söyleyen Genel BaÅŸkan, bugünü kara gün olarak ilan ederek konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:
“Türkiye 2010 yılında %9,2; 2011’de %8,5 büyüdü; dünyanın yükselen yıldızıyız” diyenler; “Külfeti, dar ve sabit gelirlinin omuzlarına yüklediÄŸiniz gibi, nimeti de adil paylaÅŸalım” teklifimize yanaÅŸmadılar. 450-500 ayrıcalıklı iÅŸ adamı için, teÅŸvik adı altında bir çırpıda 2 milyar lira kaynak aktaranlar, 4,5 milyon kiÅŸi için 5,5 milyar lirayı çok gördüler. 2010 yılında anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi yapılırken, önümüzdeki tehlikeyi anlatmaya çalıştık. Grev hakkımızı yok sayan, toplu sözleÅŸme hakkımızı mali ve sosyal haklarla sınırlamayı amaçlayan bir deÄŸiÅŸikliÄŸin kamu görevlileri ve emeklilerimizin geleceÄŸini karartmak isteyenlerin oyunu olduÄŸunu anlattık. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun, tarafsız olmasının zorunlu olduÄŸunu belirttik. 4688 sayılı Kanun deÄŸiÅŸtirilirken de diÄŸer sendikaları, kiÅŸisel hırslara kapılmadan, siyasi ve ideolojik saplantılardan uzak kalarak, aklıselim düÅŸünmeye davet ederken; bu kanunun geniÅŸ katılımlı, uzlaÅŸmaya dayanan ve gerçek anlamda pazarlık yapılabilecek ÅŸekilde yasalaÅŸması için birlikte mücadele etmeyi önerdik.Onlar ise; nefislerini aÅŸamadılar. Siyasi ve ideolojik yaklaşımları gözlerini kör etti; kamu görevlilerimiz ve emeklilerimiz üzerinde oynanan oyunları görmek istemediler.Bu sendikalar, Hakem Kurulu’na sendikalar olarak topluca katılmayarak, kararı Bakanlar Kurulu’na bırakmak ve geçecek süre zarfında ortak hareket etmek suretiyle, yapılacak zam oranlarını yükseltme yolundaki teklifimizi de siyasi kaygılar nedeniyle kabul edemediler.Hakem Kurulu’na katılmaları üzerine, toplantı için çoÄŸunluk saÄŸlandı ve biz de Türkiye Kamu-Sen olarak, çıkacak olumsuz kararlara ÅŸerhimizi koymak üzere toplantıya katılmak zorunda kaldık.Siyasi kaygılarını, memurlarımızın ve emeklilerimizin haklarının ve insanca yaÅŸama isteklerinin önünde tutan bu kimseler, bugün yaÅŸadığımız açmazın baÅŸ sorumlusudurlar.Siyasi iktidar, bu sendikaları memurlarımızın haklarını geriletmek için paravan olarak kullanmıştır.Öyle ki, bu sözde sendikanın seçerek Hakem Kurulu’na gönderdiÄŸi öÄŸretim görevlisi, memurların ölüm fermanı olan %4+4’ü onaylayarak, “Yetmez ama evetçilerin” yerine masada tarafını belli etmiÅŸtir.Türkiye Kamu-Sen, iki yıl önce ne dediyse bugün de aynı noktadadır.%4+4 kararıyla maskeler düÅŸmüÅŸ, yalanlar anlaşılmış, bütün kirli iliÅŸkiler ortaya saçılmıştır.Hani, bir daha hiçbir ÅŸey aynısı gibi olmayacaktı?
Hani, memurun bütün sorunları çözülecekti?Hani, toplu sözleÅŸme geliyordu?Hayaldi; hayallerimiz suya düÅŸtü.DeÄŸerli basın mensupları;Ä°ki yıllık aldatma süresinin sonunda geldiÄŸimiz nokta ortadadır.Biz; Ä°nsan onuruna yaraşır bir hayat istedik. Çok mu?Adil bir gelir dağılımı istedik. Çok mu? Hakça bir paylaşım istedik. Çok mu?Güvenceli bir çalışma istedik. Çok mu?Dar ve sabit gelirlinin üzerine bir karabasan gibi çöken vergi adaletsizliÄŸinin son bulmasını istedik. Çok mu?“Çalışanların, emeklilerin açlık sınırının altında ücret almasına bir son verilsin” dedik. Çok mu? Olamaz mı? Yapılamaz mı?Ä°nanın ki çok deÄŸildi; inan ki imkânsız deÄŸildi. Büyümede Avrupa birincisi, dünyanın üçüncüsü olduÄŸu iddia edilen bir ülkede Hükümet memurları, emeklileri, dul ve yetimleri yok sayarken; milli gelir pastasındaki payımızı küçültüÅŸtür. Adaleti deÄŸil zulmü tercih etmiÅŸtir.Yetkililerin vicdanının olmadığı görülmüÅŸtür.Biz, vicdanı olanlara; “Adaletten yanayım” diyenlere sesleniyoruz:
Vergi ve harçlara, lojman kiralarına, kreÅŸ ücretlerine %10-15, Gıdaya %20;ElektriÄŸe %22;Benzine %23; Mazota %24; DoÄŸalgaza %33 zam yapılan, 2011 Enflasyonunun %10,45; Nisan 2011-2012 arası yıllık enflasyonun %11,14; 2011 yılı ekonomik büyümenin %8,5 olduÄŸu bir ülkede; memura, emekliye, dul ve yetime %4 + 4 zam reva mıdır?
MüsteÅŸar maaşına ek ödemeyle birlikte aylık 1029 lira; emekliye 38 lira, en düÅŸük dereceli memura 53 lira, ortalama 69 lira maaÅŸ artışı reva mıdır?”
“Kaşıkla verirken, kepçeyle almak hangi adalete, hangi vicdana sığar” diyen Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, .
ÖÄŸretmenin, akademisyenin, KÄ°T çalışanının, din görevlisinin, hekim dışı saÄŸlık personelinin, PTT çalışanlarının, demiryolu çalışanlarının, araÅŸtırmacının, memurun, hizmetlinin, ÅŸefin, müdürün ve daha nice kamu çalışanının feryadını duymayanları ÅŸiddetle kınadığını açıkladı. Genel BaÅŸkan konuÅŸmasını ÅŸöyle tamamladı:
“Bu mudur sizin adalet anlayışınız? Gördük ki yetkililer, “Aynı yoldan geçtik, aynı sudan içtik” derken; yediÄŸi içtiÄŸi ayrı gitmeyen ayrıcalıklı kesimlere sesleniyorlarmış meÄŸer. Emekliyi, memuru, dul ve yetimi üvey evlat gibi gören, açlığa susuzluÄŸa mahkûm edecek %4 + 4 zam teklifini yapanlarla bizim yürnecek yolumuz, içilecek suyumuz yoktur.”
Ankara Güvenpark’ta gerçekleÅŸen eyleme Türk SaÄŸlık-Sen Genel BaÅŸkanı Önder Kahveci, Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel BaÅŸkanı Nuri Ünal, Türk Ulaşım-Sen Genel BaÅŸkanı Nazmi Güzel, Türk Ä°mar-Sen Genel BaÅŸkanı Necati Alsancak, Türk Haber-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Karadavut, Türk Enerji-Sen Genel BaÅŸkanı Celal Karapınar, Türk Yerel Hizmet-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°lhan Koyuncu, Türk Kültür Sanat-Sen Genel BaÅŸkanı Hasan Hüseyin Yılmaz, Türk Emekli-Sen Genel BaÅŸkanı Osman Özdemir ve sendika genel merkez yöneticileri katıldı.