07" />
07
07.03.2007 tarihinde yapılan eylem sonrasında demokrasiden ve adaletten nasibini almamış, idareciliÄŸi baskı ve zulüm üzerine inÅŸa etmiÅŸ Sivil Savunma Genel Müdürü Atilla ÖZDEMİR, önce basın mensuplarına, "eylem yapan personeli tanımadığını" söylemiÅŸ, ardından da demokratik yollarla hakkını arayan söz konusu personeli kapalı kapılar ardında toplantıya çağırıp, "Vatana İhanet etmekle" suçlayarak, soruÅŸturma açtırmıştır. Türk Büro-Sen Genel BaÅŸkanı Fahrettin YokuÅŸ bunun üzerine Sivil Savunma Genel MüdürlüÄŸü önünde bir basın açıklaması yaparak Genel Müdür Özdemir'i protesto etti.
YokuÅŸ konuÅŸmasında genel müdürü özür dilemeye davet ederek aksi takdirde, Cumhuriyet Savcılığına baÅŸvuru yapılacağını duyurdu. YokuÅŸ konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü;
"Devletimize ve Milletimize hizmet üretmekte ilk sıraları alan İçiÅŸleri Bakanlığı personeli, ekonomik ve sosyal haklar baÅŸta olmak üzere, çalışma ÅŸartları ve personel eksikliÄŸiyle maalesef son sırada yer almaktadır.
İçiÅŸleri Bakanlığı merkez ve taÅŸra teÅŸkilatında görev yapan mülki idare sınıfı dışında kalan, Genel İdare, Teknik Hizmetler ve Yardımcı Hizmetler sınıfındaki personel, maaÅŸları dışında hiçbir ek ödeme almamaktadır.
İçiÅŸleri Bakanlığı personeli, ortalama 750 YTL maaÅŸ almakta olup, bu ücret kira, yakıt, elektrik, su, ulaşım gibi giderlere dahi yetmemektedir.
Ücret yetersizliÄŸi ve çalışma koÅŸulların yetersizliÄŸi nedeniyle, İçiÅŸleri Bakanlığı merkez ve taÅŸra teÅŸkilatında çalışmak cazibesini yitirmiÅŸ, bu nedenle son 4 yılda Bakanlıktan ayrılan personel sayısı 3185'e ulaÅŸmıştır. Bakanlık kadrolarının, genelde %37 'si boÅŸ durumdadır.
İçiÅŸleri Bakanlığı personelinin diÄŸer kurumlardan büyük farkla daha az ücret alması, bir yandan, yetiÅŸmiÅŸ personelin kurumdan kaçışına sebep olmakta, diÄŸer yandan da çalışma ÅŸevki ve heyecanını ortadan kaldırmaktadır.
Yukarıda izah edilen sorunların tümünü, defalarca Sayın Bakan'a ve ilgili yetkililere iletmemize ve siz deÄŸerli basın mensuplarıyla paylaÅŸmamıza raÄŸmen bir çözüme kavuÅŸturulamamıştır.
Hükümet ve İçiÅŸleri Bakanı Sayın AKSU 5 yıldır mazeret üretmekten baÅŸka, olumlu hiçbir adım atmamıştır.
AKP Hükümeti ve Sayın Bakan, İçiÅŸleri personelinin maÄŸduriyetini ve vermiÅŸ oldukları mücadeleyi adeta yok sayarak, Mevcut ücret dengesizliÄŸine ilave olarak, 01.07.2006 tarihinde TBMM'de kabul edilen 5540 sayılı "Dahiliye Memurları Kanunu, İl İdaresi Kanunu, İçiÅŸleri Bakanlığı TeÅŸkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ve Devlet Memurları Kanununda DeÄŸiÅŸiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile İçiÅŸleri Bakanlığı bünyesindeki Mülki İdare Amirleri ile Vali ve Kaymakamların aylık ücretlerine 1500 YTL'ye kadar artış saÄŸlanmış olması da çalışma ÅŸevkini bütünüyle kırmış, çalışma barışına ise büyük bir darbe vurmuÅŸtur. Yapılan bu sınıf ayrımcılığını ÅŸiddetle ret ediyoruz.
-Enflasyon karşısında ezilen memuru "zengin" ilan edip, dış güçlere ve hainlere karşı "serçe", kendi vatandaşına "ÅŸahin" kesilen Hükümet yetkililerine, son olarak ta, Devletin bürokratı olduÄŸunu unutup, Hükümetin sözcülüÄŸüne soyunan Sivil Savunma Genel Müdürü Sayın Atilla ÖZDEMİR'de katılmıştır.
Bu gün, bu nedenle Sivil Savunma Genel MüdürlüÄŸü önündeyiz. Kendilerine dair Çalışma Usul ve Esaslarını Belirleyen Yönetmelikleri bile olmayan Arama ve Kurtarma personeli, Depremlerde, NBC gazlarından bölge arındırmalarında, sel baskınlarında, çığ düÅŸmelerinde, toprak kaymalarında, büyük yangınlar, trafik kazalarında, boÄŸulma, insan ve hayvan kayıplarının aranması gibi her türlü afetlerde, Hızır gibi yetiÅŸip, yurt içinde ve yurt dışında Ülkemizi baÅŸarıyla temsil etmektedir.
Bir ülkenin olmazsa olmazları olan, Arama ve Kurtarma Birlik ve Ekip personeline bu kadar önemli görevler yanı sıra, görevleri arasında olmadığı halde bahçe bakıcılığı, tuvalet ve mıntıka temizliÄŸi, bulaşık yıkama, çay demleme v.b görevleri de yerine getirme mecburiyeti getirilmiÅŸtir.
Bu haksızlığın giderilmesi için yıllarca çalmadık kapı bırakmadık. Bakanlık ve Genel Müdürlükle onlarca defa yazışmalar yaptık. Yetkili sendika olmamız hasebiyle 4688 Sayılı Kanun gereÄŸince yılda iki defa yapılan "Kurum İdari Kurul Toplantılarının" tamamında bu keyfi uygulamalara son verilmesi yönünde kararlar aldık. Ancak, yetkili organlar bu güne kadar imza altına alınan bu kararlara da uymadı. Çözüm üretme yerine sorunları arttırma yolunu seçen Bakanlık yetkililerini, keyfi uygulamalara son vermeleri için noter kanalıyla "göreve davet" ettik. Açtığımız davalar sonucunda keyfi uygulamalara son verilmesi yönünde "Mahkeme Kararları" aldık. Ancak, ne yaptıysak İçiÅŸleri Bakanlığı yetkililerini "Antidemokratik" uygulamalarından vazgeçiremedik.
Bu nedenle, 07.03.2007 tarihinde Ankara Sivil Savunma Arama ve Kurtarma BirliÄŸi önünde, İçiÅŸleri Bakanlığı personelinin özlük ve sosyal haklarının iyileÅŸtirilmesi ve keyfi uygulamalara son verilmesi talebiyle, "Uluslararası SözleÅŸmelerden, T.C Anayasasından ve 4688 Sayılı Kanundan" doÄŸan haklarını kullanan, çoÄŸunluÄŸunun Ankara Sivil Savunma Arama ve kurtarma Birlik personelinin oluÅŸturduÄŸu ve İçiÅŸleri Bakanlığına baÄŸlı diÄŸer birimlerden de çalışanlarının katılımıyla gerçekleÅŸtirdiÄŸimiz "Kitlesel Basın Açıklaması ve Demokratik Tepkimiz" gerek basında ve medyada, gerekse kamuoyunda hak ettiÄŸi yerini almıştır.
Kitlesel Basın Açıklamamızdan son derece rahatsız olan Sivil Savunma Genel Müdürünün tutum ve davranışları sonrası geliÅŸmeler, bu gün Sivil Savunma Genel MüdürlüÄŸü önünde Basın Açıklaması yapmamızı zaruret haline getirmiÅŸtir.
07.03.2007 tarihinde yapılan eylem sonrasında demokrasiden ve adaletten nasibini almamış, idareciliÄŸi baskı ve zulüm üzerine inÅŸa etmiÅŸ Sivil Savunma Genel Müdürü Atilla ÖZDEMİR, önce basın mensuplarına, "eylem yapan personeli tanımadığını" söylemiÅŸ, ardından da demokratik yollarla hakkını arayan söz konusu personeli kapalı kapılar ardında toplantıya çağırıp, "Vatana İhanet etmekle" suçlayarak, soruÅŸturma açtırmıştır.
Sayın Genel Müdürün "Vatan ve İhanet" kavramları ile "Demokrasi" anlayışı, Türkiye Kamu-Sen ve üyelerinin anlayışıyla ne kadar farklı olduÄŸu, apaçık ortadadır.
TÜRKİYE KAMU-SEN ve üyelerinin "Vatan sevgisini" ölçmek, Sayın Genel Müdür dâhil, hiç kimsenin haddi deÄŸildir.
"Bizim İlkemiz, Önce Ülkemiz", "Türkiye Sevdamız, Ekmek İçin Kavgamız" sloganlarıyla 1992 yılında harekete geçen TÜRKİYE KAMU-SEN ve üyelerinin vermiÅŸ oldukları 15 yıllık demokratik mücadele süreci içerisinde, Milli ve Manevi konulardaki hassasiyetleri herkes tarafından bilinmektedir.
Demokrasiden ve hukuktan nasibini almamış, yönetimde acze düÅŸmüÅŸ Sayın Genel Müdürün yapmış olduÄŸu bu ağır suçlama, sadece Arama ve kurtarma personeline deÄŸil, TÜRKİYE KAMU-SEN ve üyelerine yapılmış sayılmaktadır.
Bu çirkin sözü sarf eden Sayın Genel Müdür hakkında, kendi personeli tutanak tutmuÅŸ ve 56 Arama ve Kurtarma Teknisyeni arkadaÅŸlarımızca da, imza altına alınmıştır.
Bu ağır hakaret içeren sözlerinden ötürü Sayın Genel Müdürü "ÖZÜR" dilemeye davet ediyoruz. Aksi takdirde, önümüzdeki günlerde siz deÄŸerli basın mensupları huzurunda Ankara Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacağımızı buradan ilan ediyorum.
Bu gün sadece Ankara da deÄŸil, 80 İl Temsilcilerimiz tarafından tüm illerimizde, Valilikler önünde, aynı saatte basın açıklamaları yapılmaktadır.
İçiÅŸleri Bakanlığı ve baÄŸlı kuruluÅŸlarda görev yapan GİH, TH ve Yardımcı Hizmet Sınıfına tabi diÄŸer personelin mali ve özlük haklarında iyileÅŸtirme yapılması yönündeki çalışmalarımızı ve çabalarımızı göz ardı edenler, "Gemisini Kurtaran Kaptan" misali kendilerini karaya çıkartıp, Mülki İdarenin dışında kalan diÄŸer tüm çalışanları dalgalarla boÄŸuÅŸmaya terk ettiler. Ücrette adalet saÄŸlanmadığı ve çalışma koÅŸulları düzeltilmediÄŸi sürece sadece Sivil Savunma çalışanları deÄŸil, tüm İçiÅŸleri Bakanlığı çalışanları, ülke genelinde eylemlerini sürdürecektir."