BilindiÄŸi üzere 6326 Sayılı Petrol Kanunu'nu yürürlükten kaldıran 5574 Sayılı "Türk Petrol Kanunu" TBMM'de 17" />
BilindiÄŸi üzere 6326 Sayılı Petrol Kanunu'nu yürürlükten kaldıran 5574 Sayılı "Türk Petrol Kanunu" TBMM'de 17
BilindiÄŸi üzere 6326 Sayılı Petrol Kanunu'nu yürürlükten kaldıran 5574 Sayılı "Türk Petrol Kanunu" TBMM'de 17.01.2007 tarihinde kabul edilerek, CumhurbaÅŸkanlığına gönderilmiÅŸtir. CumhurbaÅŸkanlığında yayınlanması uygun bulunmayan 5574 Sayılı yasanın 2,4,19 ve geçici 1. maddesi tekrar görüÅŸülmek üzere TBMM'ye geri gönderilmiÅŸtir.
5574 Sayılı Türk Petrol Kanunu temel olarak siyasal iktidarın özelleÅŸtirmeci, küreselci ve liberal ekonomik politikasını yansıtmaktadır.
Otuz yıl öncesi koÅŸullara göre hazırlanmış, Petrol Kanunun günümüz ÅŸartlarına göre yenilenmesi ihtiyacı doÄŸaldır. Ancak bu yenilenme ulusal çıkarlarımız çerçevesinde olmalıdır.
Tekrar görüÅŸülmek üzere; TBMM gönderilen yasa hükümleri, CumhurbaÅŸkanının veto gerekçelerinde de belirttiÄŸi üzere kamu yararı ve ulusal çıkarlarımızdan uzaktır. Özü itibariyle, ülkemizde üretilen petrol ve doÄŸalgazın ve ulusal çıkarlar gereÄŸi ülke gereksinimleri için ayrılması gerekliliÄŸini mutlak hale getiren bir hüküm yasada yer almamaktadır.
Yabancı petrol ÅŸirketlerine tanınan tüm imtiyazlara, yatırım yapma kolaylıklarına raÄŸmen, devlete ödenecek hisse miktarı % 2, bazı durumlarda % 1'e kadar düÅŸmektedir. Bu tablo; veto edilen yasa hükümlerinin devlete bir getiri saÄŸlamayacağının esaslı bir göstergesidir.
Yine veto edilen yasa hükmü ile, karalarda elde edilen devlet hissesinin %50'sini iÅŸletme ruhsatının bulunduÄŸu ilin il özel idaresinin açtıracakları hesaba aktarılması hükme baÄŸlanmıştır. Bu hüküm idarenin bütünlüÄŸünü vurgulayan Anayasa hükmüne aykırılık içerdiÄŸi gibi ayrıcalıklı bölgeler ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Uluslar arası petrol ÅŸirketlerinin baskısı ile süratle gündeme taşınan ve kabul edilen 5574 sayılı yasa, ÅŸimdilik sadece petrole dair bir düzenleme olarak gözükse dahi ilerde, diÄŸer doÄŸal kaynaklar, madenler, su gibi stratejik öneme sahip kaynaklar üzerinde; hayata geçirilmeye çalışılacak kabul edilemez bir sürecin baÅŸlangıcı olarak gözükmektedir.
Günümüzde dünyada petrol üretiminin tavan eÅŸiÄŸi geçerek iniÅŸe geçtiÄŸi yönünde bazı tesbitler bulunmaktadır; bunun yanısıra petrol talebinin hızla yükselmesi ve artan petrol fiyatları doÄŸrudan arz güvenliÄŸini ve ülke ekonomilerini tehdit eden geliÅŸmelerdir. Bunun sonucunda birçok ülke, potansiyel olduÄŸuna inanılan ülkelerde arama ve üretim yapmak için birbirleriyle rekabet halindedir. Dünya, petrol ve doÄŸal gaz kaynaklarının kontrolünü ele geçirmek isteyen güçler arasında askeri güç kullanımına kadar giden bir uluslararası mücadeleye tanık olmaktadır. Birçok ülke kendi kamu ÅŸirketleri ile bu konuda uluslar arası yarışa dahil olmaktadır.
Enerji arz güvenliÄŸinin stratejik bir konu haline dönüÅŸtüÄŸü böylesine bir dönemde, ülkemizde çıkarılan 5574 sayılı Türk Petrol Kanunu'nun ;
- - Ulusal çıkarların korunması açısından, 1954 yılında yayınlanan petrol kanununun, ÅŸimdi liberal bir anlayışın ürünü olan, yeni Petrol Kanunu ile koÅŸulları daha da geriye götüren, ulusal çıkarları gözardı eden,
- - Buna karşılık petrol ÅŸirketlerinin çıkarlarını gözeten ve ÅŸirketlerin lehine düzenlemeler içeren,
- - Uluslar arası ÅŸirketlerin ülkemiz kaynakları üzerindeki tasarruf ve hakimiyetini arttıran, Söz konusu stratejik alandaki kamu kuruluÅŸu olan TPAO'nun iÅŸlev ve önemini ortadan kaldıran
bir nitelikte olduÄŸu görülmektedir.
Petrol kanununun güncel ihtiyaçlara cevap verecek ÅŸekilde ulusal hassasiyetler de göz önüne alınarak yeniden düzenlenmesi mümkünken, tekrar kabulü halinde Anayasa Mahkemesince iptali mümkün yeni bir kanunun vücuda getirilmesinin kabul edilebilir hiçbir yanı bulunmamaktadır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
EMEK PLATFORMU