22
22.01.2009 ÜÇLÜ DANIÅžMA KURULU TOPLANDI.
4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nda yapılması öngörülen deÄŸiÅŸiklikleri deÄŸerlendirmek üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileriyle bir araya gelindi. En büyük memur konfederasyonu Türkiye Kamu-Sen'in Genel BaÅŸkanı Bircan Akyıldız toplantıda, "UzlaÅŸtırma Kurulu kararlarının baÄŸlayıcı hale getirilmesi için yapılacak düzenlemeyi tartışarak toplu sözleÅŸme uygulamasına ilk adımı atalım" önerisinde bulundu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ise bakanlıkta gerçekleÅŸtirilen toplantının açılışında yaptığı konuÅŸmada, toplantıda Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun aksayan ve ilave edilmesi gereken yönleriyle ilgili deÄŸerlendirmelerde bulunacaklarını bildirdi.
Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı Bircan Akyıldız konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü;
"Türkiye Kamu-Sen olarak kurulduÄŸumuz günden beri kamu görevlilerine grev ve toplu sözleÅŸme haklarını içeren sendikal haklar verilmesi için mücadele etmekteyiz. Bu konudaki görüÅŸlerimizi ve 4688 sayılı Kanun'da yapılmasını istediÄŸimiz deÄŸiÅŸiklik taleplerini yetkili kamu idarelerine defalarca sunduk. Bugüne kadar yapılan 7 toplu görüÅŸmede, gündemin ilk maddesi olarak kamu görevlilerine grevli, toplu sözleÅŸmeli sendikal haklar tanınması konusunu ele aldık.
Türkiye, çalışma hayatının düzenlenmesi ve sendikal özgürlüklerin istenilen seviyeye getirilmesi amacıyla ILO tarafından benimsenen 87 No.lu Sendika ÖzgürlüÄŸü ve SendikalaÅŸma Hakkının Korunması, 98 No.lu Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı ve 151 No.lu Kamu Hizmetlerinde Çalışma Ä°liÅŸkilerini düzenleyen sözleÅŸmeleri kabul ederek, bu sözleÅŸmelerin ÅŸartlarına uymayı taahhüt etmiÅŸtir. Ülkemizde kurulmuÅŸ olan memur sendikaları uluslar arası sözleÅŸmelerin kabul edilmesiyle elde edilen bu hakkı kullanarak örgütlenmiÅŸlerdir.
Avrupa BirliÄŸi'ne uyum adı altında yapılan bir çok düzenlemeye paralel olarak, ülkemiz kamu çalışanlarının da birlik ülkelerinde olduÄŸu gibi yönetime katılma, adil bir ücret alma, sendikalaÅŸma ve toplu pazarlık yapabilme gibi sosyal ve demokratik argümanlarla donatılması artık bir zorunluluk halini almıştır. Bu zorunluluk hem Türkiye'nin onayladığı uluslar arası sözleÅŸme ve kabul ettiÄŸi anlaÅŸmaların hem de demokrasinin bir gereÄŸi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle ülkemizin bir an önce Gözden GeçirilmiÅŸ Avrupa Sosyal Åžartı'nın 5 ve 6. maddelerine koyduÄŸu çekinceleri kaldırması gerekmektedir.
Ayrıca; Anayasanın 90. maddesindeki "usulüne göre yürürlüÄŸe konmuÅŸ uluslar arası anlaÅŸmalar kanun hükmündedir." ifadesi, kamu çalışanlarının toplu sözleÅŸme hakkının uluslar arası anlaÅŸmalarla saÄŸlandığını göstermektedir.
Anayasanın 90. maddesinden ve uluslar arası sözleÅŸmelerden doÄŸan bir hak olarak zaten kamu görevlilerinin toplu sözleÅŸme ve grev hakkı bulunmaktadır. Daha önce Emek Platformu tarafından Aralık 2001 tarihli bir günlük genel grev çaÄŸrısına uyan kamu görevlileri hakkında baÅŸlatılan yasal takibat sonucu mahkemeler, grev yapan çalışanların lehine karar vererek, fiili duruma hukuki nitelik kazandırılmıştır.
Ancak bir türlü yasal zemini hazırlanmayan eksiklikler nedeniyle Türkiye, 2007 yılında yapılan ILO Genel Konferansı'nda 87 sayılı Örgütlenme ÖzgürlüÄŸü ve Örgütlenme Hakkının Korunması SözleÅŸmesi hükümlerine aykırı uygulamalar nedeniyle ILO sözleÅŸme hükümlerine uymayan 25 ülke arasında yer almıştır.
Hazırlanan raporun Türkiye ile ilgili bölümünde, memurlara toplu sözleÅŸme ve grev hakkını düzenleyecek deÄŸiÅŸiklikler baÅŸta olmak üzere, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu, 2821 ve 2822 sayılı kanunlarda gerekli deÄŸiÅŸikliklerin yapılması üzerinde durulmuÅŸtur.
Ayrıca geçtiÄŸimiz yıl sonunda yapılan AB Karma Ä°stiÅŸare Toplantısı sonuç bildirgesinde de kamu görevlilerine ILO standartlarında toplu sözleÅŸme ve grev haklarını da içeren sendikal haklar tanınması konusunda hükümet uyarılmıştır.
Kısaca ülkemizin onaylamış olduÄŸu anlaÅŸma ve kabul ettiÄŸi sözleÅŸmeler ve uygulayacağını taahhüt ettiÄŸi AB standartları, Türkiye'de memur sendikacılığına konulan yasakların kaldırılması yönünde hükümler içermektedir.
Kaldı ki; hiçbir baÄŸlayıcı sözleÅŸme olmasa bile, günümüzde gelinen noktada Türk Memuru böylesine erdemli uygulamaları fazlasıyla hak edecek vefayı yıllardır büyük bir sabır ve sükunet içinde göstermektedir.
2004 yılında gerçekleÅŸtirilen toplu görüÅŸmeler sonrasında hükümetle, kamu çalışanları sendikaları konfederasyonları arasında uzlaşılan konular, bir tutanakla imza altına alınmış ve hükümet bu kararları yasama dönemi sonuna kadar (30 Haziran 2005) uygulamayı taahhüt etmiÅŸtir.
Bu taahhütler arasında, BaÅŸbakan'ın söz verdiÄŸi ve o zamanki Devlet Bakanı Sayın Mehmet Ali Åžahin'in, bu konu bizim taahhüdümüzdür dediÄŸi; grevli, toplu sözleÅŸmeli, siyaset yapma haklarının verildiÄŸi bir sendika yasası düzenlemesinin yapılması da bulunmaktadır. Siyasi irade bununla ilgili gerekli anayasal ve yasal düzenlemeyi bugüne kadar gerçekleÅŸtirmediÄŸi gibi bu konuda hiçbir çaba da göstermemektedir.
2008 yılında imza altına alınan mutabakat metninin mali konuları dışında kalan hiçbir hükmü hala hayata geçirilmemiÅŸtir. Toplu görüÅŸmelerin esaslarını da belirleyen 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun 34. maddesinde, "mutabakat metni, uygun idarî, icraî ve yasal düzenlemelerin yapılabilmesi için Bakanlar Kuruluna sunulur. Bakanlar Kurulu üç ay içinde mutabakat metni ile ilgili uygun idarî ve icraî düzenlemeleri gerçekleÅŸtirir ve kanun tasarılarını Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar." denmektedir.
Mutabakat metninin imzalanmasının üzerinden 5 ay geçmiÅŸ olmasına raÄŸmen, üzerinde anlaÅŸmaya varılan bir çok konunun hala Meclise sunulmamış olması, mutabakat metninin içerik itibariyle taşıdığı anlamdan çok, hukuk hükümleri çerçevesinde hükümete yüklediÄŸi sorumluluk konusunda bizleri endiÅŸeye sevk etmekte, "toplu görüÅŸme" ve "mutabakat" konularının siyasal irade nezdinde ciddiye alınmadığı izlenimi uyandırmaktadır.
Yukarıda sayılan iki örnek dahi, ülkemizde memur sendikacılığının sıkıntılarını ortaya koymakta ve yeni bir düzenlemenin yapılması için yeterli gerekçeleri barındırmaktadır.
Tarafların karşılıklı görüÅŸlerini birbirine ilettiÄŸi ve sonunda kararın siyasi iradenin keyfiyetine bırakıldığı bir sendikal örgütlenme, dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemiÅŸtir. Bu nedenle bazı güçlerin, siyasi irade yerine, gerçek hak sahiplerine verilmesi gerekmektedir.
Bu gücün başında, kamu görevlileri ile toplu pazarlık yapılabilmesinin önünü açacak olan; UzlaÅŸtırma Kurulu kararlarının mutabakat metni hükmünde deÄŸerlendirilmesi için yapılacak deÄŸiÅŸiklikler gelmektedir.
Bizler bir iyi niyet görmek arzusundayız. Bu amaçla taleplerimizi defalarca siz yetkili mercilere yazılı raporlar halinde sunduk. Ancak yapılan taslak çalışmasında ne taleplerimizi karşılayacak ne siyasi irade temsilcilerinin verdiÄŸi sözü yerine getirecek ne de memur sendikacılığını Avrupa BirliÄŸi ve ILO standartlarına taşıyacak bir düzenleme yapma niyeti göremedik.
Yetkililerin verdiÄŸi sözde durması ve taleplerimizi karşıladığını göstermesi, UzlaÅŸtırma Kurulu kararlarının baÄŸlayıcı olmasından geçmektedir.
EÄŸer burada, memur sendikacılığını geliÅŸtirmek adına yapılacak bir toplantı planlanmışsa, UzlaÅŸtırma Kurulu kararlarının baÄŸlayıcı hale getirilmesi için yapılacak düzenlemeyi tartışarak toplu sözleÅŸme uygulamasına ilk adımı atalım. Aksi taktirde bu toplantının bizim açımızdan bir anlam ifade etmediÄŸini ifade etmek istiyoruz."
Üçlü Danışma kurulu toplantısı tekliflerin görüÅŸülmesinin ardından yapılacak deÄŸerlendirme sürecine göre, önümüzdeki hafta PerÅŸembe günü ilgili yasal deÄŸiÅŸiklikler için teknik komitenin çalışmaya baÅŸlamasıyla devam edecektir.