Türkiye Kamu-Sen olarak, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü, EskiÅŸehir’de, adına yakışır bir ÅŸekilde bayram tadında, coÅŸkuyla kutladık
Türkiye Kamu-Sen olarak, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü, EskiÅŸehir’de, adına yakışır bir ÅŸekilde bayram tadında, coÅŸkuyla kutladık.
Türkiye Kamu-Sen olarak, hiçbir ÅŸeyin ardına saklanmadan yalnızca çalışanlar ve milletin hakları için meydanları inlettik.
Türkiye’nin dört bir yanından yola çıkarak EskiÅŸehir’e ulaÅŸan iÅŸçi, memur, emekli, 4/C’li, ataması yapılmayan öÄŸretmenler, Ä°.Ä°.B.F. mezunları, KPSS kapısında hayata tutunmaya çalışan genç iÅŸsizler, yüksekokul mezunları, emeklilikte yaÅŸa takılanlar ve daha nicelerinin oluÅŸturduÄŸu binler, sabahın erken saatlerinde EskiÅŸehir Atatürk Bulvarı’nda toplandı.
BaÅŸta Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk ve baÄŸlı sendikalarımızın Genel BaÅŸkanları, Genel Merkez yöneticilerimiz, Åžube BaÅŸkanlarımız ve Ä°l Temsilcilerimiz öncülüÄŸünde EskiÅŸehir Atatürk Bulvarı’ndan yürüyüÅŸe geçen kalabalık, yol boyunca atılan sloganlarla EskiÅŸehir’e 1 Mayıs coÅŸkusunu yaÅŸattı. YürüyüÅŸ sırasında EskiÅŸehirli vatandaÅŸlarımızda alkışlarla, toplanan binlerce çalışana destek verdi.
Türkiye Kamu-Sen’in Ä°ç Anadolu’daki bu büyük coÅŸkusu, tüm Türkiye’ye yayılırken, yürüyüÅŸün sonunda Odun Pazarı Meydanına ulaÅŸan binlerce çalışan davullarla zurnalarla halay çekerek emek ve dayanışmanın en güzel örneklerini sergilediler.
KONCUK: HAK MÜCADELEMÄ°ZE OMUZ VERMEYE, SESÄ°MÄ°ZE SES VERMEYE HOÅž GELDÄ°NÄ°Z
Odun Pazarı Meydanındaki mitingimiz baÅŸta Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaÅŸları ve tüm ÅŸehitlerimiz için bir dakikalık saygı duruÅŸunun ardından Ä°stiklal Marşı'nın okunmasıyla baÅŸladı.
Meydanda toplanan binlere seslenen Türkiye Kamu-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk, “Türkiye Kamu-Sen olarak yalnızca kamu görevlileri için deÄŸil iÅŸçilerimiz, iÅŸsizlerimiz, emeklilerimiz, gençlerimiz için Hak yolunda mücadele veriyoruz” dedi. Koncuk, “4/A’lı, 4/B’li, 4-C’li, sözleÅŸmeli, idari hizmet sözleÅŸmeli, geçici iÅŸçi gibi sınıflandırmalarla, hakları her geçen gün budanan, eÅŸinden, anasından, babasından ayrı çalışmak zorunda kalmış, ekmeÄŸi ile ailesi arasında tercihe zorlanmış, cefakâr kardeÅŸlerim,
Küresel sermayenin esiri olmuÅŸ, gözlerini vatandaÅŸa dikmiÅŸ, üretmeden büyüme, ter akıtmadan çok para kazanma peÅŸinde koÅŸan idareciler yüzünden, iÅŸsiz kalmış çilekeÅŸ kardeÅŸlerim,
Yıllarca okullarda dirsek çürütmüÅŸ, üniversiteye girmek ve aydınlık bir geleceÄŸin kapılarını aralamak isterken, her engeli geçmiÅŸ ama torpili olmadığı için iÅŸsiz kalmış genç kardeÅŸlerim,
Türkiye Kamu-Sen olarak düzenlediÄŸimiz bu güzel buluÅŸmaya, hak mücadelemize omuz vermeye, sesimize ses vermeye HoÅŸ geldiniz, ÅŸeref verdiniz. Hepinizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutluyorum.
DeÄŸerli arkadaÅŸlarım; Türkiye Kamu-Sen olarak yalnızca kamu görevlileri için deÄŸil iÅŸçilerimiz, iÅŸsizlerimiz, emeklilerimiz, gençlerimiz için Hak yolunda mücadele veriyoruz.
EskiÅŸehir, KurtuluÅŸ mücadelemiz için verdiÄŸimiz beÅŸ önemli meydan savaşının üçüne ÅŸahit olmuÅŸ, gerçek bir er meydanıdır.
Bizler de bu güzel ÅŸehrimize, kurtuluÅŸumuza vesile olacak bir sürecin baÅŸlangıcı olması dileklerimizle, en temel insani ve demokratik haklarımızı haykırmaya geldik. Toplumun her alanında adalet talebimizi duyurmaya geldik.
Türk milleti olarak bir ve bütün olduÄŸumuzu bir kere daha dost düÅŸman herkese haykırmaya geldik. Yıllardır her 1 Mayıs’ı gereksiz tartışmalar ve gerginlikler içinde, biber gazı eÅŸliÄŸinde kutluyoruz. Artık çalışan sorunlarının biber gazında boÄŸulmasını istemiyoruz.
Dayanışma, alın terinin ön plana çıktığı, çalışanların iÅŸ güvencesi, taÅŸeronlaÅŸma, sendikalaÅŸma, ücret sorunlarının gündeme geldiÄŸi ve tartışıldığı 1 Mayıslar istiyoruz. Ä°ÅŸçi, memur, emekli, iÅŸsiz her kesimden insanımızın yüreÄŸi, mutlu, huzurlu, refah içinde bir Türkiye için atıyor.
Hak aramak kutsal bir mücadeledir. Bizler bu mücadeleyi yalnızca bir alanda deÄŸil; her alanda, her platformda veriyoruz. Bugün, güvencesiz ve kuralsız çalışmanın yaygınlaÅŸtığı, yoksulluÄŸun insanların kaderi olarak sunulduÄŸu, çaresizliÄŸin ve biat kültürünün pompalandığı bir dönemi yaşıyoruz.
Çalışanların yarısı kayıt dışında, sosyal güvenceden, emeklilik hakkından mahrum bir ÅŸekilde çalışıyor. Çalışanlarımızın kıdem tazminatına göz dikiliyor, asgari ücret bölgeselleÅŸtirilmek, esnek ve kuralsız çalışma biçimleri yaygınlaÅŸtırılmak isteniyor.
TaÅŸeron iÅŸçilerinin sayısı toplamda 2 milyona yaklaÅŸtı. Kamuda asli iÅŸler, anayasaya aykırı bir biçimde taÅŸeron çalışanlarına, iÅŸçilere gördürülmeye baÅŸlandı. Biz hem bu sorunlarla hem de adına sendika diyen ama sorunlar karşısında kafasını kuma gömen oluÅŸumlarla mücadele etmek zorundayız.
Bakın, bugün memurları, iÅŸçiler gibi “Kıdem tazminatını, ihbar tazminatını verip, kapının önüne koymak” isteyen bir iktidar var.
Çocuklarımız geleceÄŸinden umutsuz…
Genç iÅŸsizlikte, iÅŸsizlikte, enflasyonda OECD ülkeleri içinde en ön sıralardayız. Her evde en az bir iÅŸsiz evladımız var. Biz yalnızca kendi haklarımız, kendi geleceÄŸimiz için deÄŸil, çocuklarımızın hakları, çocuklarımızın geleceÄŸi için de mücadele etmek zorundayız. Kamuda bizden olan olmayan ayrımı çalışma barışını bozuyor.
Hala ülkemizde 4/C gibi insanlık dışı bir istihdam türü mevcut ve bunların sayısı da giderek artıyor. Devletinin verdiÄŸi görevle, milletine hizmet eden kamu çalışanlarının yaÅŸadığı sıkıntılar, her geçen gün katlanarak büyüyor.
FETÖ ile terör örgütleri ile mücadele gerekçesiyle mülakat gibi adaletsiz bir sistem kamu personel rejimine entegre edildi. Bunun üzerine bir de performans sistemi adı altında yeni bir adam kayırma yöntemi getirilmeye çalışılıyor. Memurlarımızın lehine alınmış yargı kararları yok sayılıyor” dedi.
KONCUK: BÄ°RÄ°LERÄ° ARTIK DOÄžRULARI SÖYLEMELÄ°
Kamuda yaÅŸanan ihraçlara da deÄŸinen Koncuk, “Türkiye Kamu-Sen olarak 19 Temmuz’dan bu yana açıklamalarımız ortada. Hep adalet ve hukuk vurgusu yaptık. Birileri doÄŸruları söylemeli. Masum insanları koruma mecburiyetimiz var. Yüce Allah bize bunu emrediyor. Küfre rıza küfürdür; zulme rıza zulümdür” dedi. Koncuk, “Üstümüzden 15 Temmuz hain darbe giriÅŸimi adeta silindir gibi geçti. Emniyetteki son geliÅŸmelerle birlikte 108 bin civarı ihraç var. 35-40 bin civarında açıkta olanlar var. Kimisi bakanlıkların, bir kısmı da valilik ve rektörlüklerin açığa aldıkları…
Türkiye Kamu-Sen olarak 19 Temmuz’dan bu yana açıklamalarımız ortada. Hep adalet ve hukuk vurgusu yaptık. Bu 15 Temmuz’un sorumluları ile hesaplaÅŸma yapılmasın demek deÄŸil. Sorumlularla ilgili ne yapılması gerekiyorsa yapılsın. Eline silah alan kim varsa onlarla ilgili her ÅŸey yapılsın ama kantarın topuzu, adalet terazisi ÅŸaÅŸmadan bunu yapmalıyız. Üyelerimizden de ihraç edilenler oldu; terör örgütüyle alakası olmayan insanlar var. Bunları anlatıyoruz. Hâlâ bir geliÅŸme yok.
Bir valilik baÅŸka diÄŸeri baÅŸka, rektörler, bakanlıklar farklı uygulamalar yapıyor; bu nasıl çözülecek? OHAL komisyonu kurulacaktı; hâlâ ses seda yok. Birileri sorumluluk almalı. Birileri doÄŸruları söylemeli. Masum insanları koruma mecburiyetimiz var. Yüce Allah bize bunu emrediyor. Küfre rıza küfürdür; zulme rıza zulümdür.
Bugün karın aÄŸrısı olanlar var, geçmiÅŸten beri terör örgütleriyle koyun koyuna olanlar var. Her zaman söyledik; ÅŸimdi bir kez daha uyarıyoruz. Ayrımcılığa yol açan, objektif unsurlar içermeyen her uygulama, kamuda yeni yandaÅŸ oluÅŸumların kaynağı olur.
Bugün FETÖ belasını başımıza saran bu tarafgir anlayıştan vazgeçilmedikçe, kamuya yeni örgütler çöreklenir. Kendi insanına, çalışanına, memuruna düÅŸman bir anlayışa daha ne kadar sabredeceÄŸiz?
Hizmetlilerin ek gösterge sorunu; memurlarımızın, teknisyenlerin, ÅŸeflerin ek ödeme baÅŸta olmak üzere, maruz kaldıkları adaletsizlikler, çalışanlarımızı canından bezdirdi. Kamu çalışanlarımız düÅŸük maaÅŸla, elveriÅŸsiz ortamlarda adeta bir sefalet içerisinde hizmet vermeye çalışıyor.
Emeklilerimiz de düÅŸük maaÅŸla yoksulluk içinde hayat mücadelesi veriyor. Kamuda aynı iÅŸi yapan, aynı özelliklere sahip ama farklı farklı statülerde personel çalıştırmak adaletle baÄŸdaşır mı? Bu çalışanlarımızın hiçbirinin sahip olduÄŸu haklar, bir diÄŸeri ile aynı deÄŸil.
Ä°darecisi aynı, iÅŸvereni aynı, görevi aynı, yaptığı iÅŸi aynı ama hakları, maaÅŸları, izinleri, baÄŸlı oldukları kanunları farklı olan bir sistem olur mu? Böyle bir çaÄŸdaÅŸ yönetim anlayışı olur mu? Böyle bir idarede, adalet saÄŸlanabilir mi Allah aÅŸkına?
Bu çeÅŸit uygulamaların temel amacı, kamudaki istihdam güvencesini yok etmek ve çalışanlarımızı adeta esir almaktadır. Bugün ne yazık ki, çalışanlarımızın hayatı kâbusa dönmüÅŸtür. Birileri, çalışanların iÅŸ güvencesinin olmadığı, alınıp satıldığı, kiralandığı, istenildiÄŸinde iÅŸten çıkarıldığı bir yapı istiyor.
Bu sistemde, her çalışanın iÅŸsizlikle tehdit edildiÄŸi, sendikasız, güvencesiz ve güçsüz bırakıldığı; düÅŸük ücretli, düÅŸük maliyetli bir istihdam piyasası oluÅŸturmak temel hedeftir.
Memurluk güvencesinin yok edilmek istenmesi,
SözleÅŸmeli personel çalıştırılması,
4/C’li geçici iÅŸçilerin sayısının her geçen gün artması,
Ä°ÅŸsizlerin bir çığ gibi büyümesi, iÅŸte hep bu yüzdendir.Bu nedenle, ekonomik krizlerde fatura, çalışanlara çıkartılıyor. Kurumlar arasındaki ücret adaletsizliÄŸi almış başını gidiyor.MaaÅŸlar açıklanan enflasyon kadar artıyor; gerçek enflasyon karşısında eriyor.
Diyor ya ozan (Aşık Mahsuni Şerif);
“Milletin sırtından doyan doyana,
Bunu duyan yürek nasıl dayana?
YiÄŸit muhtaç olmuÅŸ kuru soÄŸana,
Bilmem söylesem mi; söylemesem mi?”
Elbette söyleyeceÄŸiz, elbette mücadele edeceÄŸiz.Yap-boz tahtasına döndürülen eÄŸitim sistemini söylemeyecek miyiz? Gençlerimizin kararan geleceÄŸi için bir ÅŸeyler yapmayacak mıyız?350 bin atanamayan öÄŸretmenimizin sesi olmayacak mıyız?
Elbette, elbette mücadele edeceÄŸiz. Milletimizin derdi ile dertleneceÄŸiz. Her dört gencimizden biri kayıtlı iÅŸsizdir. 400 bin iktisadi idari bilimler mezunu, 250 bin saÄŸlıkçı, 779 bin meslek yüksekokulu mezunu, 2 milyon lise mezunu iÅŸsiz, aÅŸsız, hayata tutunmaya çalışıyor.
Garip, gureba; fakir, fukara edebiyatı yapanların gariplerin, fakirlerin sorunlarına kulak tıkadığını gördükçe üzülüyoruz. Birileri zevk-ü sefa içinde yaÅŸarken bin 400 lira ile bir ay geçinen asgari ücretliyi, 2 bin 200 lira yetinmek zorunda kalan memurumuz adına kahroluyoruz. Bu ülkede iÅŸ bulmanın bir dert, çalışmanın ayrı bir dert olduÄŸunu biliyor, sorunların çözülmesini istiyoruz.
Performansa dayalı maaÅŸ sistemi ile saÄŸlık çalışanlarının, KÄ°T çalışanlarının, PTT çalışanlarının canına okunuyor.SaÄŸlığımızı, hayatımızı emanet ettiÄŸimiz kamu çalışanlarından doÄŸru teÅŸhis, doÄŸru tedavi yerine, daha çok hastaya bakması isteniyor.
Buradan yetkililere sesleniyorum:
Atama bekleyen öÄŸretmenlerimizin atamasını derhal yapın!
Ä°ÅŸsiz gençlerimize istihdam kapılarını açın!
Emekliyi hor görmekten vaz geçin!
Memura olan nefretinize bir son verin!
Bizim gencimize, bizim iÅŸsizlerimize sahip çıkın!
Sorunlar yalnızca eÄŸitimde, saÄŸlıkta mı? Büroda, ulaşımda, imarda, enerjide, tarım-orman iÅŸlerinde, kültür-sanat alanında, yerel yönetimlerde, haberleÅŸme, diyanet çalışanları, hangi alana bakarsak orada bir sorunla karşılaşıyoruz; çalışanlarımızın ezildiÄŸini görüyoruz” dedi.
KONCUK: "TARÄ°HÄ° TOPLU SÖZLEÅžMEYE Ä°MZA ATTIK" DÄ°YENLER Ä°MZALARINA SAHÄ°P ÇIKAMAMIÅžTIR
Ekonomik sıkıntıları ve çalışanların kayıplarını da deÄŸerlendiren Genel baÅŸkan Ä°smail Koncuk, “2002’den beri ülke ekonomisi sürekli büyürken memurlara aynı oranda bile zam yapılmadı. Bu yüzden maaÅŸlar olması gerekenin %40,8 yani tam bin 85 lira altında kaldı. 11 milyon emekli unutulmuÅŸ durumda…2015 enflasyon farkı hakkımızla oynanması nedeniyle maaÅŸlarımızın %1,8’i çalındı” dedi. Koncuk, “Enflasyon aldı başını gidiyor. Hayat pahalılığı hepimizin cebini yakıyor. Bu yıl üç aylık enflasyon tam %4,34… Memura altı ay için verilen %3… Üç ay içinde maaÅŸlardaki resmi erime %1,34…
Ama bu üç ay içinde gıda %10,8; saÄŸlık %13,3; ulaşım %11,5; ısınma %4,7; temizlik ise %4,5 oranında zamlandı. 2016 mart ayı ile 2017 mart ayı arasında ise enflasyon ortalama olarak %11,29 olarak gerçekleÅŸti. Ä°ki gün sonra nisan enflasyonu da açıklanacak ve bu rakamın üzerine eklenecek.
Yani cebimizdeki delik daha da büyüyecek. 2002’den beri ülke ekonomisi sürekli büyürken memurlara aynı oranda bile zam yapılmadı. Bu yüzden maaÅŸlar olması gerekenin %40,8 yani tam bin 85 lira altında kaldı.
11 milyon emekli unutulmuÅŸ durumda…2015 enflasyon farkı hakkımızla oynanması nedeniyle maaÅŸlarımızın %1,8’i çalındı. Yargı kararıyla 550-650 lira ek ödeme almaya hak kazanan 4/C’liye 150 lira ek ödeme verilmesi kararıyla geçici çalışanlarımızın 400-500 lirası ellerinden alındı.
SözleÅŸmeli personele, 4/C’lilere, taÅŸeron çalışanlarına, memur iÅŸi yapan kamu çalışanlarına kadro verilecekti, KÄ°T’lerde ücret grupları yeniden düzenlenecekti, fiili hizmet zamları yeniden belirlenecekti, unutuldu. Toplu sözleÅŸmenin üzerinden 2 yıla yakın zaman geçti ama 19 maddesi hala uygulanmadı.
Yani bu bir zulümdür. Memura %3+4’e alkışlar eÅŸliÄŸinde imza atanlar bu zulme ortak olmuÅŸlardır. Tarihi toplu sözleÅŸme imzaladık diyenler, tarihi bir gaflete imza atmışlar ama bu imzalarına dahi sahip çıkamamışlardır. Ne büyük bir ayıptır ki, bu sendika geçtiÄŸimiz günlerde kendisini Kamu DenetçiliÄŸi Kurumuna ÅŸikâyet etti.
Aslında dedi ki, biz bu iÅŸi bilmediÄŸimizden 2015 yılında bir yanlışa imza attık ve 4/C’lilerin ek ödeme hakkının gasp edilmesine göz yumduk. Åžimdi yetki dönemi ya sanki toplu sözleÅŸmenin altına baÅŸkası imza atmış gibi utanmadan, sıkılmadan gittiler alkışlar, tezahüratlarla imzaladıkları toplu sözleÅŸmenin sonucunu ÅŸikâyet ettiler.
Ozan çok güzel söylemiÅŸ (Ali Ekber Çiçek):
“Dünya için gül benzini soldurma.
Halden bilmeyene halin bildirme,
Tabip olmayana yaran sardırma,
Azdırırsın bir gün yarayı gönül.”
Åžimdi ne başımızdakiler ne de yetkilendirilmiÅŸ sendikamsı yapıların memurun halinden anlamadığı çok açık. Sendikacılıktan anlamayanların yetkili olduÄŸu yerde de yaralar sarılmıyor, memurun yaraları azıyor iÅŸte” dedi.
KONCUK: BÄ°RLÄ°K VE BERABERLİĞİMÄ°Z OLDUÄžU MÜDDETÇE BÄ°ZÄ° KÄ°MSE YIKAMAYACAK
“Kim devlet memuruna düÅŸmansa bize dost olamaz” diyen Genel baÅŸkan Ä°smail Koncuk, “Bugün kamuyu istediÄŸi gibi dizayn etmek uÄŸruna yargı kararlarını dahi hiçe sayanlar var. Ama ÅŸundan eminim ki, birliÄŸimizi ve beraberliÄŸimizi yenecek hiçbir güç de yok. Bizler birlik oldukça, hiçbir güç, bizleri yok saymaya, haklarımızı gasp etmeye yetmeyecektir” dedi. Koncuk, “Åžu bilinsin ki, kim devlet memuruna düÅŸmansa bize dost olamaz. Devlet memuruna hasım olan bize de hasımdır. Bizim gözümüzde muteber deÄŸildir. Aynı zamanda emekliyi de sıkıntıda bırakanlar, bizden asla olamazlar. Hiçbir güç, bizleri yolumuzdan döndüremeyecek.
Gerçek anlamda sendikal haklarımıza kavuÅŸmak, sosyal devlet ilkesini hayata geçirmek için kararlılıkla mücadele edeceÄŸiz. Toplumumuzdaki gerginliklerin, kutuplaÅŸmaların son bulması, milli birlik ve beraberliÄŸimiz, hoÅŸgörü ikliminin yeniden yeÅŸertilmesi için bütün azmimizle çalışacağız.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm kurumlarının hukuk devleti anlayışıyla hareket etmesi için kararlılıkla mücadele edeceÄŸiz. Toplu pazarlık ve örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılsın diye, vatandaÅŸlarımızın yüzü gülsün diye daha çok çalışacağız. Ä°stihdamın korunması, geliÅŸtirilmesi ve iÅŸsizliÄŸin önlenmesini istiyoruz.
Adil bir gelir dağılımı istiyoruz.
“Nimette de külfette de adalet olsun” diyoruz.
Güvenceli bir çalışma hayatı istiyoruz.
TaÅŸeronlaÅŸmanın son bulmasını, esnek, güvencesiz, sözleÅŸmeli personel istihdamının kaldırılmasını, asıl iÅŸin taÅŸeronlara yaptırılması uygulamasından vazgeçilmesini istiyoruz. Dar ve sabit gelirlinin üzerine bir karabasan gibi çöken vergi adaletsizliÄŸinin son bulmasını istiyoruz. “Çalışanların, emeklilerin açlık sınırının altında ücret almasına son verilsin” diyoruz.
Çok kıymetli kardeÅŸlerim, Ülkemizi gerginliÄŸe sürükleyerek, memurun, iÅŸçinin, emeklinin sorunlarını hasıraltı etme, gündemi saptırma amacı güdenler, çalışanlara ve sendikacılığa en büyük darbeyi vurmaktadır.
Çalışanların örgütlü mücadelesini zayıflatarak, küresel saldırılar karşısında bizleri çaresiz bırakmak isteyenler var. Ne yazık ki bugün, çalışanlara karşı uygulanan hukuksuzluk var.
Bugün, kamu görevlilerine verdiÄŸi sözleri unutanlar, attıkları imzaya sahip çıkamayanlar var. Bugün karın tokluÄŸuna çalışacak bir iÅŸ arayan milyonlarca iÅŸsizimiz var. Üniversiteyi bitirmiÅŸ ama çaresizlik içinde kıvranan milyonlarca gencimiz var.
Yüz binlerce okulda milyonlarca öÄŸrenci öÄŸretmen beklerken; ataması yapılmayan yüz binlerce öÄŸretmenimiz var. Bugün emeÄŸinin karşılığını alamayan, alın terini akıtan ama kıymeti bilinmeyen çalışanlar var.
Bütün bu olumsuzlukların üstüne, bizleri birbirimize düÅŸürmek isteyen, her fırsatta milletimiz içine nifak tohumları ekmek isteyenler var. Bugün vatandaÅŸlarımızı bizden olan olmayan diye ayırmak için mülakat sistemini dayatanlar; performansı getirmek, iÅŸ güvencesini yok etmek isteyenler var.
Bugün kamuyu istediÄŸi gibi dizayn etmek uÄŸruna yargı kararlarını dahi hiçe sayanlar var. Ama ÅŸundan eminim ki, birliÄŸimizi ve beraberliÄŸimizi yenecek hiçbir güç de yok. Bizler birlik oldukça, hiçbir güç, bizleri yok saymaya, haklarımızı gasp etmeye yetmeyecektir.
Ne mutlu ki, bugün burada toplanan kalabalığa baktığımda, aydınlık bir gelecek görüyorum. Bugün burada, hak mücadelesinin kutsiyetine inanmış, Hakkı istemenin Allah emri olduÄŸunu görmüÅŸ, “birlikten kuvvet doÄŸar” diyen milyonların iradesini görüyorum.
Aziz vatanımızın dört bir yanından güzel EskiÅŸehir’imize akın eden siz dava arkadaÅŸlarımın coÅŸkusu kardeÅŸliÄŸimizin eseri; imanımızın, azmimizin, kararlılığımızın iÅŸareti; geleceÄŸimizin teminatıdır.
Bu birlikteliÄŸimiz, bu mücadele azmimiz sürdükçe, önümüzde hiçbir gücün duramayacağından emin olun. Bizleri ayırmaya, kardeÅŸi kardeÅŸe kırdırmaya çalışanlar asla bu emellerine ulaÅŸamayacak. Bir arada daha çok çalışacağız, daha çok üreteceÄŸiz, haklarımızı elde edebilmek için daha güçlü bir mücadele vereceÄŸiz.
Bu birliktelik, Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini, bir ve bütün olarak ilelebet payidar kılacaktır. Bizler alın terinin ve yüreÄŸimizin gücünün farkına vardığımızda emin olun, bütün zorlukları aÅŸacağız. Türkiye Kamu-Sen’in bu coÅŸkusu, bu birlikteliÄŸi memurlarımızın tek umudu, gerçek temsilcisi olduÄŸunun göstergesidir. Ama haksızlıklar karşısında sessiz kalırsak, memurlarımız iktidar yandaşı, emek düÅŸmanı sendikalara destek vermeye devam ederse çalışana ve çalışan haklarına karşı saldırılar da artarak devam edecektir.
Åžehitlerimizin kanları üzerine kurulmuÅŸ devletimizin ilerlemesi, birlik ve beraberlik içinde yaÅŸayan mutlu, huzurlu vatandaÅŸlarla mümkündür.
Ya hep birlikte doÄŸru tarafta durup, Hakkın yanında yer alıp baÅŸaracağız ya da tefrikaya düÅŸüp hep birlikte yok olacağız. Bizler iÅŸçisi, memuru, emeklisi, iÅŸsizi ile birlik olmak zorundayız.
Tek başımıza yalnız kalırız ama hep birlikte dağ olur, direniriz; sel olur, her engeli aşarız.
Tek başımıza güçsüzüz ama hep birlikte yenilmez oluruz.
Biz birlikte Türk oluruz, Türkiye oluruz.
“Fırlamışım yayımdan, ok hedefi mutlaka bulur
Son kale, son akında, ancak böyle kurtulur.
Ä°nsan denmez bir avuç yal için sürünene
Ä°nsan denmez sesimden ürküp, dev görünene
Ä°nsan denmez gözyaşı döküp, ter dökmeyene
Ä°nsan denmez hedefi görüp diz çökmeyene
Ben ÅŸüheda nesliyim, baÅŸkaya varmaz dilim
Belki maÄŸdurum ama, asla meyus deÄŸilim.
Gökbayrak AlbayraÄŸa bir gün çizerken ufuk
O büyük kurtuluÅŸa yürürken çoluk çocuk.
Bu nefes bu bedeni terk edip de gitse de
Ruhum at koÅŸturacak, o büyük hengamede
Hâlâ tevekkülde mi kararlısın yoksa?
Sükût neyi halleder, yaran oyuk oyuksa?
Tevekkül Allah’adır zillete katlanılmaz!
Ya hayat ya ölüm! Bunun ötesi olmaz.
Ne mutlu Türküm diyene!
GENEL BAÅžKANIN AÇIKLAMASI Ä°ÇÄ°N TIKLAYINIZ.