GENEL BAŞKAN’DAN CUMHURBAŞKANI’NA İŞ GÜVENCESİ MEKTUBU
TÜRKİYE KAMU-SEN
TÜRKİYE KAMU-SEN
TÜRKİYE KAMU-SEN
Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu
  • Anasayfa
  • Kurumsal
    • Türkiye Kamu-Sen
    • Yönetim Kurulumuz
    • İl Temsilcilerimiz
  • Haberler
    • Kamu-Sen
    • Ar-Ge
    • Kazanımlarımız
    • Genel Haberler
    • Sendikalardan
    • KVKK
  • Mevzuat
    • Kanunlar
    • Sendikal Mevzuat
    • Uluslararası SözleÅŸmeler
    • Yönetmelikler
    • Tüzük
  • ArÅŸiv
  • Sendikalarımız
    • Türk EÄŸitim Sen
    • Türk SaÄŸlık Sen
    • Türk Büro Sen
    • Türk Haber-Sen
    • Türk Yerel Hizmet Sen
    • Türk Kültür Sanat Sen
    • Türk İmar Sen
    • Türk. Tarım Orman Sen
    • Türk Ulaşım Sen
    • Türk Enerji Sen
    • Türk Diyanet-Vakıf Sen
  • Kamu-Sen TV
  • KVKK
  • İletiÅŸim
İlkeli, Kararlı ve Cesur Sendikacılığın Tek Adresi
GENEL BAŞKAN’DAN CUMHURBAŞKANI’NA İŞ GÜVENCESİ MEKTUBU
  1. Arşiv 17-06-2016 1354 TKS Basın Bürosu
GENEL BAŞKAN’DAN CUMHURBAŞKANI’NA İŞ GÜVENCESİ MEKTUBU
PaylaÅŸ twittle

Katıldığı bir iftar programında konuÅŸan CumhurbaÅŸkanı Sayın Tayyip ErdoÄŸan’ın 657 sayılı yasanın deÄŸiÅŸmesi yönündeki beyanlarına açık mektup yazarak cevap veren Genel BaÅŸkan İsmail Koncuk: “657 ile kimse uÄŸraÅŸmasın” dedi

Katıldığı bir iftar programında konuÅŸan CumhurbaÅŸkanı Sayın Tayyip ErdoÄŸan’ın 657 sayılı yasanın deÄŸiÅŸmesi yönündeki beyanlarına açık mektup yazarak cevap veren Genel BaÅŸkan İsmail Koncuk: “657 ile kimse uÄŸraÅŸmasın” dedi.

Temcit pilavı gibi sürekli gündeme taşınan 657 sayılı yasanın deÄŸiÅŸtirilmesi konusunun  CumhurbaÅŸkanı tarafından bir kez daha dillendirilmesi karşısında, kendisine açık mektup yazarak görüÅŸlerini ifade eden Koncuk ÅŸunları söyledi:

 

“Sayın CumhurbaÅŸkanım,

 

İnsanların tek tek ihtiyaçları yanında birlikte yaÅŸamaktan doÄŸan, toplumsal düzeyde olan ihtiyaçları olduÄŸu bilinen bir gerçektir. Bunlar kamusal ihtiyaçlar olup genele hitap etmektedir. Güvenlik, adalet, saÄŸlık, eÄŸitim, haberleÅŸme, enerji, ulaşım gibi ihtiyaçlar özelliÄŸi gereÄŸi geniÅŸ bir teÅŸkilatlanma ve büyük bir yatırıma ihtiyaç göstermektedir. Bu ihtiyaçların karşılanmasında, kâr amaç olmayıp, toplumun genel menfaati esas alınmaktadır. Bu ihtiyaçların karşılanış biçimi, teÅŸkilatlanışı, kamu hizmeti kavramını karşımıza çıkarmaktadır.

 

Kamu hizmeti, devlet veya diÄŸer kamu tüzel kiÅŸileri tarafından veya bunların gözetim ve denetimleri altında genel, kolektif ihtiyaçları karşılamak, kamu yararını saÄŸlamak için kamuya sunulmuÅŸ devamlı ve muntazam faaliyetlerdir ÅŸeklinde ifade edilebilir.

 

Kamu hizmeti çoÄŸu kez idarenin, hatta devletin varlık sebebi olarak görülmüÅŸtür. İdarenin faaliyetleri esas itibariyle kamu hizmetlerini yürütmek ve iÅŸletmekten ibarettir. Bu anlamda, devletin varlık sebebi, toplumun iyiliÄŸine çalışmak, kamu için lüzumlu ve faydalı olan teÅŸebbüslere giriÅŸmek ve faaliyetleri yerine getirmektir. Böylece devlet, kamu hizmetleri teÅŸkilatının bütünüdür.

 

Merkezi ve yerel yönetimlerin genel idare esaslarına göre yürüttükleri görevleri mutlaka vardır ve kamu gücü ve kamu otoritesi kullanılarak yürütülen bu görevler asli ve sürekli kamu hizmetleridir. Bu hizmetlerin memurlar ve diÄŸer kamu görevlileri eliyle yürütülmesi zorunludur. Anayasanın 128. maddesi, “Devletin, kamu iktisadî teÅŸebbüsleri ve diÄŸer kamu tüzelkiÅŸilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiÄŸi aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diÄŸer kamu görevlileri eliyle görülür.” demektedir. Bu bakımdan kamu hizmetleri mutlak suretle iÅŸ güvencesi olan, ücretleri sadeleÅŸtirilmiÅŸ, tayin, atama, terfi gibi özlük hakları, sosyal hakları günün koÅŸullarına uygun hale getirilmiÅŸ insanca yaÅŸayabileceÄŸi ücreti alan memurlar eliyle gördürülmek zorundadır.

 

Konuya bu açıdan yaklaşıldığında içinde kamu yararı barındıran her hizmet ve/veya malla ilgili durum kamu hizmeti niteliÄŸinde deÄŸerlendirilir. Kapitalist, liberal ekonomik modelin üç temel dinamiÄŸi bulunmaktadır: Özel mülkiyet, eÅŸitlik ve hür teÅŸebbüs… Bu sistemde özel mülkiyet edinme imkânına sahip bir toplum, sermaye birikimi ve iÅŸçilerle serbestçe yapılan sözleÅŸmelerle birlikte, diÄŸer üretim araçlarının bir araya getirilerek üretimin saÄŸlanması ve her türlü ihtiyacın piyasa tarafından karşılanarak para-meta- para döngüsü içinde bulunulması esastır.

 

Kamu hizmeti ise siyasal alanın yani piyasa dışındaki bir aktörün, devletin, kısmen bu unsurların dışına çıkarak yani piyasanın iÅŸleyiÅŸ kurallarına uymayan bir ÅŸekilde toplumsal ihtiyaçları karşılayacak mal ve hizmetleri ifade eder.

 

Kamu hizmetinin piyasadan farklılaÅŸması, üretim aÅŸamasında ihtiyaç duyulan iÅŸgücünü de serbest sözleÅŸmelerin dışına çıkararak, statü temelinde bir istihdamı zorunlu kılar. Kamu hizmeti üreten memur, devlet otoritesini temsil etmekte ve bu otoriteyi kullanmaktadır. Memur, çalışması ile kamu hizmeti ürettiÄŸi için ve bu hizmeti üretirken devleti temsil ettiÄŸi ve devlet otoritesini kullandığı için özel kesim iÅŸçilerinin içinde bulunduÄŸu çalışma iliÅŸkilerine tabi olamaz. Bu yaklaşımla, memurların çalışma iliÅŸkilerinde tabi oldukları kurallar tek yanlı üretilen, çeÅŸitli güvenceler içeren bir statü rejimine baÄŸlanmıştır. Statü temeline dayalı olan bu çalışma rejiminde memurun, baÅŸta iÅŸ güvencesi olmak üzere çeÅŸitli ayrıcalıkları vardır.

 

Almanya, Fransa, Brezilya, Danimarka, Estonya, İrlanda, İspanya, İsveç, Meksika, Portekiz, Slovenya, Yeni Zelanda, ABD, İtalya, Avustralya, Avusturya, Belçika, Finlandiya, Hollanda, İsrail, İsviçre, İzlanda, Japonya, Kanada, Kore, Macaristan, Norveç, Polonya, Rusya, Slovakya, Åžili, Ukrayna, Yunanistan gibi birçok ülkede kamu görevlileri iÅŸçilerden farklı bir hukuki düzenlemeye tabidir. Buna baÄŸlı olarak sosyal yardımları, yargılanmaları, görev ve sorumlulukları farklı kanunlarla düzenlenmektedir.

 

Bununla birlikte Almanya, İtalya, Avusturya, İspanya, Kore gibi ülkelerde memurların hayat boyu iÅŸ güvenceleri mevcuttur. Bütün ülkelerde memurların iÅŸe alınma süreçleri iÅŸçilerden ayrı bir düzenleme ile belirlenmektedir.  Dolayısıyla geliÅŸmiÅŸ ülke olarak kabul edilecek ülkelerin hemen hepsinde statü hukukuna baÄŸlı olarak çalışan bir memur kesimi bulunmaktadır.   

 

Statü temeline dayalı olan çalışma rejiminde, memurun, baÅŸta hukuka dayalı iÅŸ güvencesi olmak üzere çeÅŸitli ayrıcalıkları vardır. Ancak iÅŸ güvencesi temelinde ortaya konulan bu ayrıcalık mutlak bir güvence içermez. Hangi sebeplerle devlet memurunun iÅŸten çıkarılacağı 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125 inci Maddesinin E bölümünde düzenlenmiÅŸtir.

 

Ayrıca devlet memurlarına uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesi durdurulması gibi cezalar da verilebilmektedir. Demek ki, bir takım çevrelerce iddia edildiÄŸi gibi devlet memurlarının iÅŸ güvencesi sonsuz ve sınırsız deÄŸildir.

 

BaÅŸbakanlığınızın ilk günlerinde 15 Nisan 2003 tarihinde tek maddelik gündemle gerçekleÅŸtirdiÄŸiniz Bakanlar Kurulu Toplantısı’nda devletin yeniden yapılandırılması ve memurun iÅŸ güvencesinin kaldırılması konusunu ele almıştınız. O tarihten bugüne memurların verimsiz olduÄŸu, istenilen bürokratla çalışılamadığı, memur sayısının fazlalığı, iÅŸçi memur ayrımının dünyanın hiçbir geliÅŸmiÅŸ ülkesinde olmadığı gibi deÄŸiÅŸik gerekçelerle memurların iÅŸ güvencesinin kaldırılması gerektiÄŸini ifade ettiniz. Daha sonra, paralel yapılanma ile mücadele için ÅŸimdi de terörle baÄŸlantısı olan kamu görevlilerinin iÅŸten çıkartılamadığı gerekçesiyle memurların iÅŸ güvencelerinin kaldırılması gerektiÄŸini belirtiyorsunuz.

 

Teröre ve teröriste destek veren memur, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun disiplin hükümlerinden çok 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında deÄŸerlendirilmelidir. EÄŸer kamu kurum ve kuruluÅŸlarında terör örgütleri ile iliÅŸkilendirilmiÅŸ bir kamu görevlisi tespit edilmiÅŸ ise, derhal görevine son vermek idarenin yetkisi dahilindedir. Bunun önünde hiçbir yasal engel bulunmamaktadır. Dolayısıyla, teröre destek veren kamu görevlilerinin iÅŸten çıkartılması için 657 sayılı Kanunun deÄŸiÅŸtirilmesi gerektiÄŸi iddiası gerçeÄŸi yansıtmamaktadır.

 

Hal böyle iken, iktidar kaynaklı birçok haberde, devlet memurlarının sınırsız bir iÅŸ garantisine sahip olduÄŸu, ömür boyu iÅŸ garantileri olduÄŸu ÅŸeklinde, hiç de doÄŸru olmayan, açıklamalara ÅŸahit olmaktayız. Kamuoyuna yansıyan açıklamalardan, kamu kesiminde memurluk güvencesinin yok edilmeye, tek tip istihdam modeli denilerek memurların çalışan adıyla özel sektör iÅŸçileriyle aynı potada eritilmeye ve iÅŸ güvencesinin kaldırılmaya çalışıldığı görülmektedir. 

 

İşçi, memur ayrımı kaldırıldığında Devlet kavramının da tartışmaya açılacağı aÅŸikârdır. Öyle ki Devlet, toprak bütünlüÄŸüne baÄŸlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiÅŸ millet veya milletler topluluÄŸunun oluÅŸturduÄŸu tüzel varlıktır. Hukukî açıdan ele alındığında ise, belirli bir toprak üzerinde yaÅŸayan insan topluluklarının bir egemenlik anlayışı ve hukuku içinde bir siyasi iktidar altında örgütlenmesidir. İş güvencesi ise bir devletin varlığının ve hüküm sürdüÄŸü topraklardaki egemenliÄŸinin temsilcisi olan memurluk kavramının ayrılmaz bir parçasıdır. Memurların iÅŸ güvencelerinin ellerinden alınması demek, o devletin hâkim olduÄŸu topraklardaki temsil kabiliyetini kaybetmesi ve kamu hizmetlerini özel sektöre, dolayısıyla küresel sermayeye devretmesi anlamına gelmektedir. Terör bölgelerinde devletin egemenliÄŸini yeniden saÄŸlamaya çalıştığımız bu dönemde memurların iÅŸ güvencelerinin kaldırılarak kamu hizmetlerinin riske edilmek istenmesi de manidardır. Bu bakımdan memurluk ve memurların sahip olduÄŸu haklar, yalnızca mesleki bir kavram olmaktan öteye,  devletin ÅŸeklini ve egemenliÄŸini de belirleyen bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.  Bu nedenle memur; salt bir mesleki tanım olmaktan öteye, taşıdığı anlam itibarı ile devletin varlığının ve egemenliÄŸinin temsilcisidir. Bu noktada memur ve devlet, birbirini tamamlayan ve tanımlayan iki unsurdur.

 

Toplumsal örgütlenmenin klan ve kandaÅŸlık esasına dayalı olduÄŸu ilkel toplumlarda, toplumsal görevleri yerine getiren kuruluÅŸlar olmadığı için bir devletin varlığından da memurlardan da söz etmek mümkün deÄŸildir. Tarım devrimi ile birlikte insanoÄŸlu üretim araçlarını kullanmaya baÅŸlamış, bu ortamda üretimin organizasyonu ve ürünün toplumda paylaşımı gibi konuların düzenlenmesi gereÄŸi ortaya çıkmıştır.  Tarihte ilk olarak Mezopotamya bölgesinde görülen bu tür yönetsel yapılar, Çin’de ve Eski Mısır’da gittikçe güçlenmiÅŸ ve bir bölgede birlikte yaÅŸayan toplumların organize olması, paylaşım sorununa çözüm bulması ve kendisi dışındaki benzer yapılara karşı statü kazanmasıyla birlikte ilk kamu görevlileri topluluÄŸunun ortaya çıkmasını saÄŸlamıştır. Dolayısıyla bildiÄŸimiz anlamıyla devletin ortaya çıkışı, memurluk kavramının varlığı ile anlam kazanmıştır.

 

Memurluk güvencesinin kaldırılması, iÅŸçi ve memurların çalışan olarak aynı statüde deÄŸerlendirilmesi, kamudaki bütün çalışanların siyasi iktidarın iradesi yönünde hareket etmesi ve istenildiÄŸinde iÅŸten çıkarılabilmesi fiilen devlet mekanizmasının deÄŸiÅŸmesini de zorunlu kılacaktır. Memurların iÅŸ güvencelerinin kaldırılması, yalnızca iÅŸ hukuku açısından deÄŸil kamu idare hukuku açısından da iyi irdelenmelidir. Memurun iÅŸ güvencesinin kaldırılmasının, kamu hizmetlerinin liberal, kapitalist sistemin yarattığı piyasanın normal iÅŸleyiÅŸ unsurlarına adapte edilerek, tüm kamu hizmetlerinin kârlılık esasına göre yürütülmesine neden olmasının yanında bildiÄŸimiz anlamdaki egemen devlet kavramının tartışmaya açılması gibi idari sorunlar doÄŸuracağı da açıktır.

 

KuruluÅŸ amaçlarımız ve ilkelerimiz de göz önüne alındığında, terörün ve teröristin karşısında gerçek anlamda samimi bir ÅŸekilde duracak yegane sivil toplum kuruluÅŸu Türkiye Kamu-Sen’dir.  KuruluÅŸumuzdan bugüne kadar, teröre karşı takındığımız tavizsiz tutum bütün kamuoyunun malumudur. Gerek devletimizin terör bölgelerindeki egemenliÄŸinin sürmesi, gerekse devletimizin üniter yapısının ve kamu hizmetlerinin eÅŸit olarak saÄŸlanmasının teminatı olan memurların iÅŸ güvencelerinin korunmasının devletimizi müdafaa etmek derecesinde önemli olduÄŸunu düÅŸünmekteyiz.

 

Bu gerçekler ışığında, memurun iÅŸ güvencesini kaldırmanın, devletin temeline dinamit koymak anlamına geldiÄŸini bir kez daha hatırlatır, artık memurun iÅŸ güvencesinin nezdinizde bir sorun olmaktan çıkmasını temenni ederiz.”

 

Saygılarımla, arz ederim.

 

İsmail KONCUK

Genel BaÅŸkan

 

 

Geri
İleri
  • 1

Önceki Haber / Sonraki Haber
Genel BaÅŸkandan
Misafihanelerimiz
Kamu-Sen TV
Kampanyalar

Genel Haberler

AİLE YILINDA MEMUR AİLELERİNİN YÜZÜNÜ BAYRAM İKRAMİYESİ İLE GÜLDÜRÜN! AİLE YILINDA MEMUR AİLELERİNİN YÜZÜNÜ BAYRAM İKRAMİYESİ İLE GÜLDÜRÃ
12.03.2025
1380
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN
07.03.2025
333
ENFLASYON RAKAMLARI MEMUR VE EMEKLİ İÇİN EK ÖNLEM ALINMASINI ZORUNLU KILIYOR ENFLASYON RAKAMLARI MEMUR VE EMEKLİ İÇİN EK ÖNLEM ALINMASINI ZORUNLU KILIYO
03.03.2025
1358
HOCALI KATLİAMI; UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ! HOCALI KATLİAMI; UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ!
26.02.2025
404
  • Kamu-Sen
  • Ar-Ge
  • Kazanımlarımız
  • Genel Haberler
  • Sendikalardan
  • KVKK

TÜRKİYE KAMU-SEN © 2025 Tüm Hakkı Saklıdır. Sitemizde bulunan içerikler kaynak belirtilmek suretiyle baÅŸka sitelerde yayınlanabilir.

Adres: Erzurum Mahallesi Talatpaşa Bulvarı No : 160 Kat:7 Çankaya-ANKARA
haber@kamusen.org.tr | Tel : +90 312 424 22 00