BilindiÄŸi gibi Türk Milleti’nin siyasi toplumsal hayatı kamuoyunda “Gezi Olayı” olarak adlandırılan sosyal çalkantılarla hem derinlemesine hem de geniÅŸlemesine ciddi bir ÅŸekilde sarsılmaktadır
BilindiÄŸi gibi Türk Milleti’nin siyasi toplumsal hayatı kamuoyunda “Gezi Olayı” olarak adlandırılan sosyal çalkantılarla hem derinlemesine hem de geniÅŸlemesine ciddi bir ÅŸekilde sarsılmaktadır.
Taksim Gezi parkında toplanarak bireysel hayatlarına ve özgürlük alanlarına yönelik tahripkar politikaları reddeden ve anında internet üzerinden organize olan baÅŸta gençler olmak üzere vatandaÅŸların meselesi elbette yalnızca aÄŸaç ve çevreyi koruma duygusu deÄŸildir.
İşbaşındaki İktidarın yıllardan beri büyük bir aymazlıkla bir yandan ekonomik alanda diÄŸer yandan sosyal ve kültürel alanda hoyratça ortaya koymuÅŸ olduÄŸu yanlı ve yanlış politikaları ve uygulamaları yüzünden Türk Milleti her olumsuzluÄŸu içine atmış, kendisine ve deÄŸerlerine en üst makamdan yapılan ağır hakaretleri ve çirkin saldırıları taÅŸları bile çatlatacak büyük bir sabırla “bir gün akılları baÅŸlarına gelir” inancıyla sinesinde adeta bir baraj gibi depolamıştır.
Devlete de hükmeden bu zihniyetin, TürklüÄŸün ve Cumhuriyet’in temel kodlarını tersyüz etme niyet ve gayretlerini gören Türk Milleti, geliÅŸmeleri büyük bir dikkat ve hassasiyetle izlemekte, ortaya konulmak istenen senaryonun ve sonuçlarının farkında olarak sabırla beklemektedir. Bu sabrı ve direnci tarihinin bir çok döneminde olduÄŸu gibi kutsal inancından ve derin tarihi tecrübesinden alan milletimiz bu oyuna bir daha gelmeyeceÄŸini, sabrının da bir sınırının olduÄŸunu asil duruÅŸuyla dosta düÅŸmana göstermektedir.
Bu günkü iktidar sahiplerinin anlayamadığı, daha doÄŸrusu yanlış anladıkları bu milli sabır birikimi, Gezi Parkı’ndaki haklı direniÅŸe karşı, gurur ve kibirleri zirve yapmış olan AKP İktidarının sert, kaba ve merhametsiz saldırısıyla adeta bir volkan gibi patlamış, kısa zamanda ülke sathına yayılmış, sınırlarımızı aÅŸarak bütün dünyada yankı bulmuÅŸtur.
Bu açıdan bakıldığında yaÅŸanan olaylar millidir, demokratiktir, haklıdır. Takdiri ve desteÄŸi hak etmekte olup, bu yönüyle Türk Milletinin milli direncini temsil etmektedir.
Yine bu açıdan bakıldığında bu direniÅŸ, “Musa gibi gelip Firavun gibi diktatörleÅŸenlerin, Harun gibi gelip Karun gibi zenginleÅŸerek azanların” önlenemeyen kibirlerine, durdurulamayan gururlarına karşı mazlum ve maÄŸdurların milli ve demokratik bir tepkisidir.
İktidarın baskı, eziyet ve zorbalıklarına, her ÅŸeyi fütursuzca belirleme ve tayin etme şımarıklıklarına, kimseyi anlamayan, aldırmayan, dinlemeyen demokrasi(!) anlayışlarına özellikle masum genç kuÅŸak, Gezi parkında kendilerince cevap vermiÅŸlerdir. Bu gençler bu milletin çocuklarıdır.
DiÄŸer taraftan; Gezi Parkı’nda ve Türkiye sathına yayılan bu haklı direniÅŸi sabote etmek, yasadışı eylem ve hedeflerine üs yapmak isteyen illegal örgütler, demokrasi dışı birtakım karanlık arayışların içinde olan marjinal odaklar ve bölücü terör örgütü PKK Millet- Devlet cepheleÅŸmesini derinleÅŸtirerek, her türlü demokrasi ve hukuk dışı müdahaleye imkan saÄŸlamak amacıyla olayları yaygınlaÅŸtırmak ve çığırından çıkarmak maksadıyla sabote ettikleri de ortadadır.
Yine, Dünyada metrekaresine düÅŸen yabancı ajan sayısı en yüksek seviyede olan Türkiye’de,olaylar kısa zamanda amacından saptırılarak, BOP’un nihai amaçlarına hizmet edebilecek ÅŸekilde yönlendirilmek istenmektedir.
BOP EÅŸbaÅŸkanı olduÄŸunu gururla söyleyen Sayın BaÅŸbakan’ın olayları yatıştırmak yerine adeta yangına körükle gidercesine kışkırtıcı, ötekileÅŸtirici, çatışmacı, söylem ve eylemleri ile bölücülerle halen sürdürmekte olduÄŸu sözde barış sürecini de göz önüne alındığında, bu konudaki endiÅŸelerimiz daha da artmaktadır.
Türk Dayanışma Konseyi olarak, bu sebeplerden dolayı haklı mücadelesini sürdüren toplum kesimlerini Türk Milleti’nin devletiyle vatanıyla hür ve bağımsız olarak mutlu ve güçlü ÅŸekilde kıyamete kadar yaÅŸaması hedefi doÄŸrultusunda hareket etmelerini diliyoruz. Kışkırtmalara meydan vermeden, demokratik mücadelelerinde bölücüler dışında, kimseyi ötekileÅŸtirmeden, kardeÅŸlik duygu ve düÅŸüncesiyle yasalara uygun davranmaya ve anarÅŸist gruplara fırsat vermemeleri çaÄŸrısında bulunuyoruz.
Türk Dayanışma Konseyi olarak , AKP iktidarının emri altında görev yapan güvenlik güçlerimizin ”İktidarın Polisi” deÄŸil “Türk Milleti’nin Polisi” olduklarını asla unutmamalarını istiyoruz.
Türk Dayanışma Konseyi olarak , İşbaşındaki iktidarı ve özellikle Sayın BaÅŸbakan’ı adaletli olmaya, birleÅŸtirici ve bütünleÅŸtirici olmaya, ÅŸefkatli olmaya, tüm vatandaÅŸlarına karşı sorumlu olmaya, barışın dilini kullanmaya, mütevazi olmaya, Türk Milleti’nin kimliÄŸine, bayrağına, cumhuriyetine ve onun temel deÄŸerlerine, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, milli ve dini deÄŸerlere, Türk Milleti’nin demokratik iradesine, aÄŸaca ve doÄŸal çevreye daha çok saygılı ve duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Saygılarımızla.
TÜRK DAYANIÅžMA KONSEYİ