Türk EÄŸitim-Sen’in 1-2 Åžubat tarihleri arasında gerçekleÅŸtirilecek olan 5
Türk EÄŸitim-Sen’in 1-2 Åžubat tarihleri arasında gerçekleÅŸtirilecek olan 5. OlaÄŸan Merkez Genel Kurulu Büyük Anadolu Otel’de baÅŸladı.
Türk EÄŸitim-Sen Genel Kuruluna; MHP Genel BaÅŸkan Yardımcısı ve TBMM Milli EÄŸitim Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Zühal Topçu, Çalışma ve Güvenlik Bakanlığı MüsteÅŸarı Fatih Acar, Devlet Personel BaÅŸkanı Mehmet Ali KumbuzoÄŸluTürk Dünyası Kadınları Dostluk ve Dayanışma DerneÄŸi Genel BaÅŸkanı ve MHP MYK Üyesi Åženol Bal, DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, Türk EÄŸitim-Sen Eski Genel TeÅŸkilatlandırma Sekreteri Ali Ünalan, Türkiye Kamu-Sen Eski Genel BaÅŸkanı Bircan Akyıldız, Türk SaÄŸlık-Sen Genel BaÅŸkanı Önder Kahveci, Türk Büro-Sen Genel BaÅŸkanı Fahrettin YokuÅŸ, Türk Haber-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Karadavut, Türk Ä°mar-Sen Genel BaÅŸkanı Necati Alsancak, Türk Ulaşım-Sen Genel BaÅŸkanı Nazmi Güzel, Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel BaÅŸkanı Nuri Ünal, Türk Tarım Orman-Sen Genel BaÅŸkanı Ahmet Demirci, Türk Enerji-Sen Genel BaÅŸkanı Mehmet Özer, Türk Yerel Hizmet-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°lhan Koyuncu, Türk Emekli-Sen Genel BaÅŸkanı Osman Özdemir, Ä°lksan BaÅŸkanı Tuncer Yılmaz, Ankara Åžehit Aileleri DerneÄŸi BaÅŸkanı Hamit Köse, Azerbaycan Cumhuriyet Meclisi Milletvekili ve Dünya Azerbaycanlılar Kongresi BaÅŸkanı Sabir Rüstemhanlı, Kazakistan Cumhuriyeti EÄŸitim ve Bilim Sendikası Genel BaÅŸkanı Maira Amantayeva, Kazakistan Cumhuriyeti EÄŸitim ve Bilim Sendikası Pavlodar Bölge BaÅŸkanı Gülbaram Nauras Bayeva, Kazakistan Semey Bölgesi Sendika BaÅŸkanı Sabit Ä°brayev, Güney Kazakistan Bölgesi Ä°lköÄŸretim Sendika BaÅŸkanı Bibi Daribeyeve, Kırgızistan Cumhuriyeti EÄŸitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Organizasyon Bölüm BaÅŸkanı Kanisay Ä°bragimova, Kırgızistan Cumhuriyeti EÄŸitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Mali Bölüm BaÅŸkanı Nazira Abikova, Kırgızistan Cumhuriyeti EÄŸitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Osh Bölge BaÅŸkanı Sabyr Togonbayev, Azerbaycan Tahsil Ä°ÅŸçileri Azad Hemkarlar Ä°ttifakı Genel BaÅŸkan Yardımcısı Mirza Jafarzade, Azerbaycan Tahsil Ä°ÅŸçileri Azad Hemkarlar Ä°ttifakı Organizasyon Bölüm BaÅŸkanı Emil Rüstemov, Kemin Bölge BaÅŸkanı Aysalkin Chilybayeva, Kosova Türk ÖÄŸretmenleri DerneÄŸi Genel BaÅŸkanı Ferhat Aşıkferki, Kosova Türk ÖÄŸretmenleri DerneÄŸi Genel BaÅŸkan Yardımcısı Orhan Volkan, Makedonya Ufuk DerneÄŸi Genel BaÅŸkanı Ä°lhan Rahman, Makedonya Ufuk DerneÄŸi Kurucu Genel BaÅŸkanı Enes Ä°brahim, KKTC Kıbrıs Türk Memur-Sen Genel BaÅŸkanı Åžener Özburak, Kıbrıs Türk Memur-Sen Genel Sekreteri Kaan MındıkoÄŸlu, Kıbrıs Türk Memur-Sen Genel BaÅŸkan Yardımcısı Akın Manga, Ticaret Turizm Mezunları DerneÄŸi BaÅŸkanı Selver Korkut, Ticaret Turizm Mezunları DerneÄŸi Genel BaÅŸkan Yardımcısı Mehmet ErdoÄŸan, Türkav Genel BaÅŸkan Yardımcısı Murat Güler, Türkav Genel BaÅŸkan Yardımcısı Musa Güler, Türk Ocakları Eski Genel BaÅŸkan Yardımcısı Efendi Barutçu, Merkez Kadın Kolları BaÅŸkanı Firdes Işık, MHP Çankaya Belediyesi BaÅŸkan Adayı sadık Aslan, Avukat Hamit Kocabey, MHP Genel BaÅŸkan BaÅŸ Danışmanı Prof. Dr. Çetin Elmas ve Türkiye Barolar BirliÄŸi Yönetim Kurulu Üyesi KürÅŸat Karacabey katıldı.
Genel Kurulda, saygı duruÅŸunda bulunulması ve Ä°stiklal Marşı’nın okunmasının ardından divan seçimi yapıldı. Divana Türk EÄŸitim-Sen Ä°stanbul 8 No’lu Åžube BaÅŸkanı Remzi Özmen baÅŸkanlık ederken; Türk EÄŸitim-Sen Ankara 1 No’lu Åžube BaÅŸkanı Ä°brahim Çömez, Trabzon 2 No’lu Åžube BaÅŸkanı Arife Erkan ve Batman Åžube BaÅŸkanı Aykan Sağırkaya divan üyeliÄŸine seçildi.
Genel Kurulda; Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk, MHP Genel BaÅŸkan Yardımcısı ve TBMM Milli EÄŸitim Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Zühal Topçu, DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi ve Çalışma ve Güvenlik Bakanlığı MüsteÅŸarı Fatih Acar ile Türk dünyasından Genel Kurulumuza katılan Kazakistan,Azerbaycan, Kırgızistan, Kosova, Makedonya ve Kıbrıs Heyetinin temsilcileri debirer konuÅŸma yaptı.
Türkiye Kamu-Sen ve Türk EÄŸitim-Sen Genel BaÅŸkanı Ä°smail Koncuk konuÅŸmasına Sezai Karkoç’un;
“Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak.
Halbuki, biz sussak, tarih susmayacak.
Tarih sussa, hakikat susmayacak.
Onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak.
Halbuki bizden kurtulsalar vicdan azabından kurtulamayacaklar,
Vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar.
Tarihin azabından kurtulsalar Allah’ın gazabından kurtulamayacaklar” ÅŸeklindeki sözleriyle baÅŸladı.
Türk ekonomisi freni patlamış kamyon gibi. Åžu anda kimse nerede duracağını bilemiyor.
Son günlerde ülkemizin kötü günlerden geçtiÄŸini kaydeden Koncuk, 17 Aralık tarihini sahte ahlak maskelerinin düÅŸtüÄŸü gün olarak tanımladı. 17 Aralık tarihinden önce de ekonominin kötüye gittiÄŸini kaydeden Koncuk ÅŸunları söyledi: “17 Aralık tarihinden önce cari açık 55 milyar doları bulmuÅŸtu. Dün açıklanan verilere göre, dış ticaret açığımız da 99.8 milyar dolar olmuÅŸ. Ekonomideki bu kötü gidiÅŸ sadece 17 Aralık operasyonuna baÄŸlanamaz. ‘17 Aralık’a kadar Türkiye’de her ÅŸey güllük gülistanlıktı, 17 Aralık’tan sonra operasyonu yapanlar Türkiye’deki kötü ekonomik gidiÅŸin sebebi oldu’ ÅŸeklinde gerekçe yaratılıyor. Bu doÄŸru deÄŸildir. Türk ekonomisi freni patlamış kamyon gibi. Åžu anda kimse nerede duracağını bilemiyor. Faizler yüzde 100 oranında artırıldı. Faizlerin artması, birçok yatırımın durması ve iÅŸsizliÄŸin artması demektir. 17 Aralık ile birlikte siyasi iktidara karşı güvensizliÄŸin daha da derinleÅŸmesi beraberinde ekonomik güvensizliÄŸi ve istikrarsızlığı getirdi. Bir ülkede ekonominin iyi olması için huzur olması ve ülkeyi yönetenlere güven duyulması lazım. Dolayısıyla Türkiye’nin yatırım yapılabilecek, insan hakları ve demokratik haklar bakımından güvenilir bir ülke olduÄŸu kanaatinin oluÅŸması lazım ki sıcak para akışı olsun. Åžu anda sıcak para akışı kesildi. Sıcak para akışını yeniden saÄŸlamak düÅŸüncesiyle faizler artırıldı. Ama bunun doların ateÅŸini ne kadar azaltabileceÄŸini zaman içinde göreceÄŸiz. Allah ülkemizin yardımcısı olsun.”
Yolsuzluklar konusunda ‘paralel devlet bunları uydurdu’ gibi akla zarar iddialar ortaya koyarak belki bazı insanları kandırabilirsiniz ya da hayal dünyalarındaki ahlaklı adamların esasında ayakkabı kutularında malı götürdüÄŸünü kabul etmek istemeyenler buna inanmak isteyebilirler; ancak aklı başında olan, kafası biraz çalışan, bağımsız düÅŸünebilen hiçbir insan inanmaz.
Türkiye’de siyasi anlamda güvenin saÄŸlanması gerektiÄŸini kaydeden Koncuk, “Hem Türk insanının hem de Türkiye dışındaki camianın, dünya ülkelerinin Türk yönetimine güven duyması lazım. Bunu saÄŸlamak zorundayız. Åžu yapılanlarla güven saÄŸlanması mümkün deÄŸil” dedi. Yargının alt üst edildiÄŸini ve siyasi iktidarın, ‘paralel devlet’ diyerek, esasında akla zarar bir iddia ile yolsuzluk iddialarından kendilerini soyutlamaya çalıştığını belirten Koncuk, “Peki paralel devlet ne zaman yapılanmış, paralel devleti kim yapılandırmış? Paralel yapının mensupları emniyetin, yargının kilit noktalarına kimin onayıyla getirilmiÅŸ?” diye sordu.
Bu iktidarın ülkeyi 11 yıldır ülkeyi yönettiÄŸini söyleyen Koncuk, “Dolayısıyla yolsuzluklar konusunda ‘paralel devlet bunları uydurdu’ gibi akla zarar iddialar ortaya koyarak belki bazı insanları kandırabilirsiniz ya da hayal dünyalarındaki ahlaklı adamların esasında ayakkabı kutularında malı götürdüÄŸünü kabul etmek istemeyenler buna inanmak isteyebilirler; ancak aklı başında olan, kafası biraz çalışan, bağımsız düÅŸünebilen hiçbir insan inanmaz” dedi.
Türkiye’de siyasi güvensizlik oluÅŸtuÄŸunun altını çizen Genel BaÅŸkan Koncuk, “11 yıldır ‘Siyasi istikrar bozulmasın. Siyasi istikrar bozulursa ekonomik istikrarda bozulur’ diyorlardı. Åžu anda siyasi istikrardan bahsetmek mümkün deÄŸildir. Dolar yüzde 22 ila yüzde 25 oranında Türk lirası karşısında deÄŸer kazandı. Dolayısıyla bizim ülke olarak siyasi istikrarı saÄŸlama mecburiyetimiz var. Bu da ancak güven duyulan bir siyasi iktidarla oluÅŸabilir” diye konuÅŸtu.
Evlatlarımızın geleceÄŸini hiç kimsenin, hiçbir siyasi partinin siyasi ihtiraslarına feda edemeyiz.
“Benim evimden ayakkabı kutularında izah edemeyeceÄŸim paralar çıkarsa, ben burada nasıl ahlaktan bahsedebilirim?” diyen Koncuk, vatandaÅŸlarımızın gereÄŸini mutlaka yapacağını kaydetti. Koncuk sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Bir ülkede ahlaksızlık, yolsuzluk hırsızlık varsa vatandaÅŸ gereÄŸini yapacaktır. Facebook ve twitter’da ses kayıtları dolaşıyor. Mızrak çuvala sığmıyor. Birileri BaÅŸbakanı da, bakanları da, iÅŸ adamlarını da dinlemiÅŸ. ‘Yapmadık’ diyorsunuz da, bu kayıtları nereye koyacaksınız? Tüm bunları siyasi angajmanla söylemiyorum; bu ülkenin bir ferdi, en büyük sivil toplum örgütlerinden birinin genel baÅŸkanı olarak söylüyorum. Bu ülke bizim. Evlatlarımızın geleceÄŸini hiç kimsenin, hiçbir siyasi partinin siyasi ihtiraslarına feda edemeyiz.
Çanakkale’de 253 bin insan makam, mevki, menfaat demedi; ‘ben’ demedi, ‘biz’ dedi ve ölüme koÅŸtu.
Bu iktidar döneminde makam mevki sahibi olabiliriz. Ancak ÅŸunu düÅŸünmeliyiz: Çanakkale’de ÅŸehit olan 253 bin insanın da yaÅŸama hakkı vardı, onlar gözlerini kırpmadan ölüme koÅŸtu. Çanakkale’de 253 bin insan makam, mevki, menfaat demedi; ‘ben’ demedi, ‘biz’ dedi ve ölüme koÅŸtu. Türk tarihinde yaÅŸanan bu acıları, Anadolu coÄŸrafyasında yaÅŸayan her bir vatandaşımız yüreÄŸinde hissetmek zorundadır. EÄŸer hissetmezsek, bu ülkenin geleceÄŸi kalmaz; bu coÄŸrafyada hür yaÅŸamamız mümkün olmaz. Bu nedenle demokratik ÅŸartlar içinde ne gerekiyorsa yapacağız.”
Ben Ä°smail Koncuk’um. Türküm ve Müslümanım. Bundan da ÅŸeref duyuyorum.
ÖÄŸrenci Andının kaldırıldığını ifade eden Koncuk, “ÖÄŸrenci Andını neden kaldırdılar? Çünkü ÖÄŸrenci Andında yer alan ‘Türküm’ ifadesinden rahatsızdılar. ÖÄŸrenci Andını kaldırmak, demokratikleÅŸme midir? Bir milletin adını söylemesi, adına saygı duyması anti demokratik bir durum mudur? Buradan bir kez daha söylüyorum: Ben Ä°smail Koncuk’um. Türküm ve Müslümanım. Bundan da ÅŸeref duyuyorum” diye konuÅŸtu.
Adımıza sahip çıkmalıyız. Adımıza sahip çıkmak bir ÅŸereftir, Türküm demek bir ÅŸereftir.
Bu ülkede bölücü terör örgütünün talepleriyle sözde demokratikleÅŸme paketlerinin açıklandığını belirten Koncuk, bu durumdan tüm vatanseverlerin, bu ülkeye sevdalı olanların ve ‘milli hassasiyetlerim var’ diyenlerin yüzlerinin kızarması gerektiÄŸini bildirdi. Milli hassasiyetler konusunda Türkiye Kamu-Sen olarak her türlü tepkiyi gösterdiklerini söyleyen Koncuk, “Adımıza sahip çıkmalıyız. Adımıza sahip çıkmak bir ÅŸereftir, Türküm demek bir ÅŸereftir” dedi.
KiÅŸi başına milli geliri 10 bin 500 dolara çıkardık’ diyorlar. VatandaÅŸ, ‘10 bin 500 dolarım nerede?’ diye hesap sormalıdır.
Türkiye’nin ekonomik durumunun Türk memurunu vurduÄŸunu da kaydeden Genel BaÅŸkan Koncuk, “Türkiye Kamu-Sen’in araÅŸtırmasına göre kamu çalışanlarının yüzde 97’sinin borçlu olduÄŸu ortaya çıktı. Türkiye’de borçlu olmayan kimse kalmadı. Asgari ücretli, çiftçi yaÅŸayamıyor; esnaf kepenk kapatıyor, dar ve sabit gelirli geçimlerini saÄŸlayamıyor. Adaletli bir gelir dağılımı saÄŸlanamıyor. ‘KiÅŸi başına milli geliri 10 bin 500 dolara çıkardık’ diyorlar. VatandaÅŸ, ‘10 bin 500 dolarım nerede?’ diye hesap sormalıdır” dedi.
Enflasyon farkını bile düÅŸünemeyen bir konfederasyonun hala var olması, emin olun Türk memuru açısından kaygı verici bir durumdur.
Toplu sözleÅŸme dönemine de deÄŸinen Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, memurun 123 TL’ye satıldığını kaydetti. Koncuk ÅŸöyle konuÅŸtu: “123 TL’ye imza atan konfederasyon, 123 TL’yi ballandıra ballandıra anlatıyor. Oysa alttan da baksan, üstten de baksan 123 TL. Bunun altına imza atanlar yarın memurların karşısına çıkamayacaklar, iÅŸyerlerini gezemeyecekler. Ekonomik gidiÅŸ çift haneli enflasyon rakamlarını iÅŸaret ediyor. Merkez Bankası enflasyon hedefini son olarak yüzde 6.6 ÅŸeklinde ilan etti. Daha önce enflasyon hedefi yüzde 5.3 idi. Sanal enflasyon hedeflerinin hiç tutmadığını biliyoruz. Bunu ekonomik krizin ayak sesleri ile beraber deÄŸerlendirdiÄŸimizde, aklı başında hiçbir ekonomist Türkiye’nin geleceÄŸinden umutlu deÄŸildir. 2014 yılında memurlara enflasyon farkı verilmeyecek. Enflasyon farkını bile düÅŸünemeyen bir konfederasyonun hala var olması, emin olun Türk memuru açısından kaygı verici bir durumdur. Bu ülke, yüzde 15 enflasyon ile kaşı karşıya kalırsa, memurlara ‘pardon’ mu diyecekler? Pardon diyemeyecekler çünkü ‘tarihi sözleÅŸme imzaladık’ diye övündüler.”
Eti kasaptan, ekmeÄŸi fırından alacaksın. Kaçak et alırsan ya at ya eÅŸek eti yersin. Memurlar bunu bilecek. Sendikacılığı da, sendikacılık yapanların yanında durarak göstereceÄŸiz.
Son bir yılda devlet memurunun maaşının dolar karşısında yüzde 15, avro karşısında yüzde 16 azaldığını söyleyen Koncuk, “Hesaplarımıza göre devlet memurlarının alım gücü bir yılda 179 TL azalmış ama 123 TL zam almışız. Bu ÅŸartlar altında kamu çalışanlarının masada satıldığını, pazarlandığını söylemek yanlış olmaz. Büyük bir beceriksizliktir. Türkiye Kamu-Sen bilgili ve tecrübeli bir sendikadır. Eti kasaptan, ekmeÄŸi fırından alacaksın. Kaçak et alırsan ya at ya eÅŸek eti yersin. Memurlar bunu bilecek. Sendikacılığı da, sendikacılık yapanların yanında durarak göstereceÄŸiz” diye konuÅŸtu.
BaÅŸbakan daha önceki zamanlarda YÖK BaÅŸkanlarını yerden yere vuruyordu, YÖK Kanununun anti demokratik olduÄŸunu söylüyordu. Ama YÖK Kanununu deÄŸiÅŸtirmediler. Kim gücü eline geçirirse, He-man gibi ‘güç bende’ diyor; o gücü kullanmaya devam ediyor.
YÖK ile ilgili açıklamalarda da bulunan Koncuk ÅŸunları söyledi: “BaÅŸbakan daha önceki zamanlarda YÖK BaÅŸkanlarını yerden yere vuruyordu, YÖK Kanununun anti demokratik olduÄŸunu söylüyordu. Ama YÖK Kanununu deÄŸiÅŸtirmediler. Kim gücü eline geçirirse, He-man gibi ‘güç bende’ diyor; o gücü kullanmaya devam ediyor. Daha önce de Anayasa Mahkemesini ve yargıyı kötülüyorlardı. Anayasa Mahkemesi bir ara çok iyi oldu, yargı iyi oldu, savcıların verdiÄŸi kararlar çok iyi kararlar oldu. Hatta BaÅŸbakan Ergenekon sanıkları yargılanırken ‘abdestiniz saÄŸlamsa, namazınızdan ÅŸüpheniz olmasın. Bırakın savcılar görevini yapsın’ dedi. Ama iÅŸin ucu size dokununca, daha önce övdüÄŸünüz savcı Zekeriya Öz ÅŸimdi en kötü adam oldu. Ä°ÅŸte YÖK de böyle. Åžu anda kendi getirdikleri bir yönetim var, dolayısıyla YÖK iyi.
YÖK Kanunu çalışmaları yapıldı. Biz de TES olarak bu çalışmaların içindeydik. Ama YÖK Kanunu rafa kalktı. YÖK Kanunu iyi ki deÄŸiÅŸmedi. Çünkü mevcut kanundan daha beter bir YÖK Kanunu ile karşı karşıya kalacaktık.”
Koncuk “üniversitelerimizde demokratik havayı solumamıza izin verin.Üniversitelerde demokratik bir ortam oluÅŸturamazsak, bilimsel çalışmalar yapabilmek mümkün olmayacaktır” diye sözlerine ekledi.
Buradan Mehmet ÅžimÅŸek’e sesleniyorum: Siz aÄŸlama duvarı deÄŸilsiniz. Akademisyenlerin problemlerini çözün.
Kim iktidar olursa olsun, isterse babamız iktidar olsun, bu kanun deÄŸiÅŸmelidir. YÖK ve rektör sultasına son verilmelidir.
Akademisyenlerin ekonomik durumunun çok kötü olduÄŸunu kaydeden Koncuk, akademisyenlerin maaÅŸları ile ilgili düzenleme yapılmasını istedi. Koncuk, “Maliye Bakanı Mehmet ÅžimÅŸek de akademisyenlerin ekonomik durumunun kötü olduÄŸunu söyledi. Buradan Mehmet ÅžimÅŸek’e sesleniyorum: Siz aÄŸlama duvarı deÄŸilsiniz. Akademisyenlerin problemlerini çözün.
Türkiye Kamu-Sen olarak bütçe görüÅŸmelerinde eylem yaptık. Ama akademisyenlerimizin durumları ile ilgili hala geliÅŸme yok. Milli EÄŸitim Bakanı Nabi Avcı, bu konunun görüÅŸüldüÄŸünü ve mutabakat olduÄŸunu söyledi. Ä°nÅŸallah bu sözler havada kalmaz.”
YÖK Kanununun deÄŸiÅŸtirilmesi gerektiÄŸini de kaydeden Koncuk, “Kim iktidar olursa olsun, isterse babamız iktidar olsun, bu kanun deÄŸiÅŸmelidir. YÖK ve rektör sultasına son verilmelidir. Aksi taktirde üniversitelerde huzur bulamayız, üniversiteleri bilimsel çalışmanın merkezi yapamayız” diye konuÅŸtu.
‘Darbecilerle mücadele edeceÄŸiz, 28 Åžubat mantığını kazıyacağız’ diye bas bas bağıracaksınız ama MEB’de fiÅŸleme yapacaksınız. Bu kabul edilemezdir.
Bu ülke; Türkü, Kürdü, Çerkesiyle hep birlikte bir ve beraber olursa, mutlu olabilir. Ancak siyasi iktidar ‘Beni destekleyenler, sadece bana teslim olanlar bu ülkede yaÅŸama hakkına sahiptir. DiÄŸerlerine bu hakkı tanımam, devlet kademelerinde unvan vermem’ diyerek, kendisi gibi düÅŸünmeyen tüm insanları potansiyel suçlu olarak görürse, bu ülkede huzur olmaz.
MEB’deki fiÅŸlemelere deÄŸinen Koncuk, “MEB’de paralel yapılanma var mı? diye zaman zaman soruyorum” dedi. Koncuk sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Milli EÄŸitim Bakanı Nabi Avcı mı, MEB MüsteÅŸarı Yusuf Tekin mi, yoksa baÅŸka birileri mi? Bakınız ‘Darbecilerle mücadele edeceÄŸiz, 28 Åžubat mantığını kazıyacağız’ diye bas bas bağıracaksınız ama MEB’de fiÅŸleme yapacaksınız. Bu kabul edilemezdir. Bu ülke, bu kafayla huzur bulmaz. Ülkemizde solcuya da, cemaatçiye de, milliyetçiye de, dindara da peÅŸin yargıyla düÅŸman gözüyle yaklaşıldığı, vatandaÅŸ kavramının unutulduÄŸu ve ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olmak saygıdeÄŸer olmak için yeterlidir’ prensibi uygulanmadığı sürece, vallahi de billahi de huzur gelmez. Bir mutlu azınlık olur; yarın bu mutlu azınlık, mutsuz azınlık olabilir. Biz insanımızı; her devirde, her ÅŸartta, siyasi görüÅŸü, mezhebi meÅŸrebi ne olursa olsun mutlu etmek zorundayız. Bu ülke; Türkü, Kürdü, Çerkesiyle hep birlikte bir ve beraber olursa, mutlu olabilir. Ancak siyasi iktidar ‘Beni destekleyenler, sadece bana teslim olanlar bu ülkede yaÅŸama hakkına sahiptir. DiÄŸerlerine bu hakkı tanımam, devlet kademelerinde unvan vermem’ diyerek, kendisi gibi düÅŸünmeyen tüm insanları potansiyel suçlu olarak görürse, bu ülkede huzur olmaz.
‘Cemaat mensubu, dün AKP’ye yardım etti’ ÅŸeklinde düÅŸünmemeliyiz. Kim olursa olsun, o bu ülkenin insanıdır. Acı çekenin derdiyle dertlenmeyen, bundan keyif alan alçak oÄŸlu alçaktır.”
Koncuk fiÅŸleme iddialarında adı geçen Atıf Ala’nın TeftiÅŸ Kurulu BaÅŸkanı yapılmasını eleÅŸtirdi. MEB MüsteÅŸarı Yusuf Tekin ile Ä°çiÅŸleri Bakanı Efkan Ala’nın kardeÅŸi Atıf Ala’nın MEB çalışanlarını fiÅŸlemekle suçlandığını hatırlatan Koncuk, Türk EÄŸitim-Sen olarak suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. “Kim suçlanıyorsa araÅŸtırılsın” diyen Koncuk, Atıf Ala’nın fiÅŸleme iddialarında adı geçmesine raÄŸmen TeftiÅŸ Kurulu BaÅŸkanlığı’na getirildiÄŸini kaydetti. “Bekleyin de adam aklansın” diyen Koncuk, bu açıklamayı yapınca ilköÄŸretim müfettiÅŸlerinin ayaklandığını belirtti. Ä°lköÄŸretim müfettiÅŸleri, ‘Atıf Ala teftiÅŸ sisteminin birleÅŸtirilmesi ile ilgili önemli görevler yapıyor. Siz, teftiÅŸ sisteminin birleÅŸtirilmesine mi karşısınız’ diyorlar. Ne alakası var? Türk EÄŸitim-Sen olarak fiÅŸçilikle itham edilen bir insanının TeftiÅŸ Kurulu BaÅŸkanı olmasına karşıyız. TeftiÅŸ siteminin birleÅŸtirilmesini elbette destekliyoruz. Ama ne yazık ki Atıf Ala’ya itirazımızı bu ÅŸekilde algılıyorlar. Elbette teftiÅŸ kurulundaki çift baÅŸlılık düzeltilmeli ama bu ülke çıkacak kanunlarla yönetilmiyor; çıkmış kanunlarla yönetiliyor. Kanunu çıkarırsınız, ÅŸartlar oluÅŸur, TeftiÅŸ Kurulu BaÅŸkanı olan bu zat soruÅŸturma geçirir; fiÅŸleme yoksa bizim de baÅŸ tacımız olur. Atıf Ala’ya düÅŸmanlığımız yok.”
Özel okullarda öÄŸrenci başına 3 bin TL para vereceklerini söylüyorlar. Siz aklınızı peynir ekmekle mi yediniz? Camı kırık okullar var, badanası yapılamayan, laboratuvarı olmayan, hala saboyla ısınan okullar var. Önce bu okullara yardım et; kendi elindeki okulları, devlet okullarını adam et.
Dershanelerin kapatılmasına karşı çıktığını söyleyen Genel BaÅŸkan Ä°smail Koncuk, “Dershanelerin kapatılmasını seçim sonrasına ertelediler. Türkiye de aklı selim hiçbir fert dershanelerin kapatılmasının doÄŸru olduÄŸunu düÅŸünmüyor. Dershaneler önce ihtiyaç olmaktan çıkarılmalıdır. Kanun çıkarıp dershaneleri kapatabilirsiniz ama bu dershanelerin kapanması sonucunu doÄŸurmayacaktır. Devlet kontrolünde olan dershane sistemi yerine illegal faaliyetler baÅŸlayacaktır. Dershaneleri kapatacaklar ama dil kurslarını ve KPSS kurslarını kapatmayacaklar. Bu kursları neden kapatmıyorsunuz? Okullarda matematik eÄŸitimini çok iyi veriyoruz da, yabancı dil eÄŸitimini iyi veremediÄŸimiz için mi bu kursları kapatmıyorsunuz? Kapatıyorsanız, kökünü kapatırsınız.
Dershanelerin kapatılması ile ilgili akla zarar projeler var. Dershanelerin bir kısmını özel okula dönüÅŸtürecekler. Ülkemizde özel okulların doluluk oranı yüzde 40. Mevcut özel okullar dahi öÄŸrenci bulamıyor. Özel okullarda öÄŸrenci başına 3 bin TL para vereceklerini söylüyorlar. Siz aklınızı peynir ekmekle mi yediniz? Camı kırık okullar var, badanası yapılamayan, laboratuvarı olmayan, hala saboyla, hatta mahrumiyet bölgelerinde tezekle ısınan okullar var. Önce bu okullara yardım et; kendi elindeki okulları, devlet okullarını adam et. Böyle bir öngörüsüzlük olur mu? Sanıyorum ki, bir kör inatlaÅŸma uÄŸruna ne güneÅŸler batıyor diyeceÄŸiz.”
Nabi Avcı’yı ikaz ediyoruz. Sayın Avcı 60 yaşındasın. Hayatının en olgun çağındasın. Adını güzel analım. Bir Nabi Avcı geldi geçti, ne güzel bakanlık yaptı diyelim; yandaÅŸ korudu, eÄŸitim-öÄŸretimi berbat etti demeyelim. Bakanlık koltuÄŸunu korumak uÄŸruna bu kadar yanlışlığa göz yumman, ses çıkarmaman senin ak saçına, ak sakalına hiç yakışmıyor.
Milli EÄŸitim Bakanlığı’nın yandaÅŸ koruma bakanlığı olmaktan çıkarılmasını isteyen Koncuk, “Nabi Avcı’yı ikaz ediyoruz. Sayın Avcı 60 yaşındasın. Hayatının en olgun çağındasın. Adını güzel analım. Bir Nabi Avcı geldi geçti, ne güzel bakanlık yaptı diyelim; yandaÅŸ korudu, eÄŸitim-öÄŸretimi berbat etti demeyelim. Bakanlık koltuÄŸunu korumak uÄŸruna bu kadar yanlışlığa göz yumman, ses çıkarmaman senin ak saçına, ak sakalına hiç yakışmıyor” diye konuÅŸtu.
Adamlar tezgah kurmuÅŸ. Yönetici atamalarında kendilerinden olmayanlara düÅŸük puanlar veriyorlar. Günah, böyle bir ÅŸey olmaz.
Yönetici ve ÅŸube müdürlüÄŸü atamalarına deÄŸinen Koncuk, ÅŸöyle konuÅŸtu: “Adamlar tezgah kurmuÅŸ. Yönetici atamalarında kendilerinden olmayanlara düÅŸük puanlar veriyorlar. Günah, böyle bir ÅŸey olmaz. Kim hak ediyorsa, liyakatli ise, eÄŸitim-öÄŸretimimizi bir adım ileri götürecekse, o kiÅŸiler yöneticilik makamlarına getirilmelidir. Önümüzdeki dönemde ÅŸube müdürlüÄŸü atamaları olacak. Öyle bir yönetmelik ki, ÅŸube müdürlüÄŸü sınavlarında yazılı sınav sonucuna göre sözlü sınava çağırıyorlar ama ÅŸube müdürlüÄŸü atamaları sözlü sınav sonucuna göre yapılıyor. Açıkça ‘torpil yapacağım’ deniliyor. Ama yargıda kazanacağız. Sizlerin yüzünü o zaman göreceÄŸiz. Ä°lçe müdürleri atanıyor. Yıllardır Ankara’da görev yapan ilçe müdürleri vardı, onları farklı illere gönderdiler. Ahde vefada yok. Bu kiÅŸilerin yerine kimleri getirdiler? Bir yalaka sendikanın adamlarını, iki koyun güdemeyecek, birini kaybedip gelecek kiÅŸileri ilçe milli eÄŸitim müdürü yaptılar. Sonra da Türk milli eÄŸitimi neden bu durumda diyoruz? Daha beter durumda olmadığına ÅŸükredelim. Ä°yi ki Türkiye sevdalıları size raÄŸmen Türk milli eÄŸitim sistemi içinde var. Bir baÅŸarı varsa onların omuzlarında olan bir baÅŸarıdır.
Ömer Balıbey’i de görevden aldılar. Çok tecrübeli bir isim olan Ömer Balıbey’i neden görevden aldınız, Balıbey ne yaptı? BaÅŸbakan Balıbey’i istemiyormuÅŸ; Ömer Balıbey, Türk milli eÄŸitimine ömrünü verdi. Bu kadar hazımsızlık olabilir mi? Ömer Balıbey Türkiye sevdalısı, türk milliyetçisi diye görevden alınır mı? Balıbey, herkese eÅŸit mesafedeydi. Yazık. Bu anlayışla ülkemiz kaybediyor.”
Hem kendi çocuklarımızı sömürüyoruz hem de Åžeyh Edebali’nin ‘Ä°nsanı yaÅŸat ki devlet yaÅŸasın’ sözünü söylüyoruz. Ä°nsanı böyle mi yaÅŸatacaksınız?
Sendikamızın yaptığı araÅŸtırmaya göre ülkemizde 65 bin ücretli öÄŸretmen olduÄŸunu, 350 bin öÄŸretmenin atama beklediÄŸini belirten Koncuk, ücretli öÄŸretmenlerin 10 bininin iki yıllık meslek yüksek okulu mezunu olduÄŸunu söyledi. Ücretli öÄŸretmenlerin 600 TL’ye sömürüldüÄŸünü de belirten Koncuk, “Hem kendi çocuklarımızı sömürüyoruz hem de Åžeyh Edebali’nin ‘Ä°nsanı yaÅŸat ki devlet yaÅŸasın’ sözünü söylüyoruz. Ä°nsanı böyle mi yaÅŸatacaksınız?” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm 4/C’lileri kadrolu yapmaya gücünün yeteceÄŸine inanıyorum.
23 bin 4/C’linin kadroya alınmasını isteyen Koncuk, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm 4/C’lileri kadrolu yapmaya gücünün yeteceÄŸine inanıyorum” dedi. Koncuk sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Maliye Bakanı Mehmet ÅžimÅŸek 4/C’liler ile ilgili ‘sorumluluklarımızı yerine getirdik’ diyor. Yani Mehmet ÅžimÅŸek, ‘Biz kurumları özelleÅŸtirirken, iÅŸçilere kıdem ve ihbar tazminatını verdik, devlet olarak görevimizi yerine getirdik” demek istiyor. Hani devletin görevi insanı yaÅŸatmaktı? Yüce dinimiz de bu çifte standart anlayışı zulüm olarak adlandırıyor. Çalışanlar arasında farklı hukuki normları uygulamak zulümdür. Bu kabul edilebilecek bir durum deÄŸildir. BaÅŸbakan 4/C’lilere kadro konusunda ‘seçimler öncesinde popülizm olur’ diyorsa da, insana sahip çıkmak popülizm olmaz. Siz devlet olarak görevlerinizi yerine getirin, onlara sahip çıkın; popülizm diyenler, desinler. 4/C’lilerin kadroya alınması konusunun takipçisiyiz” dedi.
Koncuk sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Devlet memurlarına bir derece verilmesi konusunda KPDK toplantısında mutabakat saÄŸlamıştık. Memurlara daha önce bir derece verilmiÅŸti. Bunun da Torba Yasa’da olmasını bekliyoruz. Sicil affı da yapılmalıdır. Ä°nsan zaman zaman hata yapabilir. Bakın, bu ülke PKK’ya bile affı konuÅŸuyor. Memuru affetmek daha mı zor geliyor? Bunları mutlaka çözmeliyiz. Üniversiteli iÅŸçiler kadroya alınmalıdır.”
Ya haklarımıza sahip çıkacağız ya da siyasi iktidarlar, yarın böyle bir deÄŸiÅŸiklik yaparak iÅŸine gelmeyeni kapı önüne koyacak.
Devlet memurlarının iÅŸ güvencesinin tehdit altında olduÄŸunu kaydeden Koncuk, “Siyasi iradenin zaman zaman yaptığı açıklamalar iÅŸ güvencesinden rahatsızlık duyduklarını gösteriyor. 17 Aralık operasyonundan sonra Pakistan gezisinden dönerken bir gazeteci BaÅŸbakan’a ‘Operasyon yapan polisleri neden görevden almıyorsunuz? diye sordu. BaÅŸbakan da ‘657 sayılı kanun bu kiÅŸileri koruyor. Fabrikada çalışsalardı kıdem ve ihbar tazminatını verip kapının önüne koyardık. Aklımız başımıza geldi, 657’yi deÄŸiÅŸtireceÄŸiz’ diyor. 2 milyon 600 bin kamu çalışanı bu sözleri duya duya, iÅŸ güvencesiz bir istihdam modeli istiyor mu? BaÅŸka bir isim ile anılmak istiyorlar mı? 2 milyon 600 bin kamu çalışanı buna karar vermek zorundadır. Ya haklarımıza sahip çıkacağız ya da siyasi iktidarlar, yarın böyle bir deÄŸiÅŸiklik yaparak iÅŸine gelmeyeni kapı önüne koyacak. Bu noktada 4/C’liler önümüzde bir örnektir. Yarın devlet memurluÄŸunda da böyle bir sitem oluÅŸturulabilir.
Türkiye Kamu-Sen bu mücadeleyi vermekte kararlıdır, meydan boÅŸ deÄŸildir. Her türlü bedeli öderiz ama devlet memurluÄŸu kavramının kaldırılmasına müsaade etmeyiz. Kimse macera aramasın. Bir ülkede iktidar olmak, keyfince her istediÄŸini yapmak anlamına gelemez. Senin iktidar olman benim haklarımızı budama hakkını vermez, devlet memurluÄŸunu kaldırma hakkını sana vermez. Kimse kral deÄŸil. Kimse ÅŸah deÄŸil, padiÅŸah deÄŸil. Herkes yetkilerini sınırları içinde davranmalıdır” diye konuÅŸtu.