Konfederasyonumuza baÄŸlı Türk Enerji-Sen Genel BaÅŸkanı Mustafa Tümer, Åžeker Fabrikalarının özelleÅŸtirilmesi konusunda basın açıklaması yaptı
Konfederasyonumuza baÄŸlı Türk Enerji-Sen Genel BaÅŸkanı Mustafa Tümer, Åžeker Fabrikalarının özelleÅŸtirilmesi konusunda basın açıklaması yaptı.
“Bin bir güçlükle kurduÄŸumuz, bu ülkenin yükünü çeken, on binlerce vatandaşımıza iÅŸ ve aÅŸ saÄŸlayan ve devletimizin ekonomik varlığının teminatı olan milli kurum ve kuruluÅŸlarımız bir bir elden çıkarılmaktadır” diyen Tümer, “Tüm dünya, var olmanın ve ayakta kalmanın ülke menfaatlerine hizmet eden sermaye ile mümkün olduÄŸunu görmüÅŸken; bizim bunun tam aksine hareket etmemiz anlaşılır deÄŸildir” dedi.
“Satış kararı alınan bu fabrikaların, Türk tarımı ve sanayisi içerisinde çok önemli bir yeri vardır. Åžeker fabrikaları; ülkemizin ekonomik kalkınmasını gerçekleÅŸtirmek, gelir dağılımını düzenlemek, sosyal adaleti saÄŸlamak, refahta coÄŸrafi dengeleri gözetmek, bölgeler arası geliÅŸmiÅŸlik farkını azaltmak ve sanayileÅŸmeyi hızlandırmak gibi hayati görevleri yerine getirmektedir” diyen Türk Enerji-Sen Genel BaÅŸkanı Mustafa Tümer, “KurulduÄŸu kentin endüstriyel lokomotifi konumundaki bu fabrikaların satışından pancar ekicisi, çalışan iÅŸçi, yöre halkı, esnaf, hayvancılık yapanlar, taşımacılık iÅŸiyle uÄŸraÅŸanlar doÄŸrudan etkilenecektir. Ülkemizde yaklaşık 250 bin çiftçi ailesi ÅŸeker pancarı tarımı yapmakta, yaklaşık 25 bin kiÅŸi ÅŸeker fabrikalarında çalışmakta ve yıllık 3 milyar dolarlık bir katma deÄŸer üretilmektedir” dedi.
“Ülkemizde daha önce yapılmış kötü özelleÅŸtirme örnekleri de unutulmamalıdır” diyen Tümer, “Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu, Et ve Balık Kurumu, Yem Sanayi gibi hayvancılığı ayakta tutan kurumlar özelleÅŸtirildikten sonra hayvancılıkta nasıl dışa bağımlı hale geldiÄŸimiz ortadadır” dedi.
Türk Enerji-Sen Genel BaÅŸkanı Mustafa Tümer açıklamasında ÅŸu ifadelere yer verdi;
“Dünyamız çok hassas bir dönemden geçmektedir. Türkiye’nin de içinde olduÄŸu birçok ülke bir tarafta egemen güçlerin kültürel, siyasi ve askeri diÄŸer tarafta da küresel sermayenin, ekonomik alanda istilası ile karşı karşıyadır.
Ülkemiz içeriden ve dışarıdan baskılarla köÅŸeye sıkıştırılmak istenmektedir.
Ne yazık ki; sanayi yatırımlarımızı tam anlamıyla gerçekleÅŸtirememiÅŸ, hala dışarıya bağımlı olarak ve borç alarak yaÅŸayan bir ülkeyiz.
Bu durumdan kurtulmak için mutlaka milli ekonomimizi oluÅŸturmak, bu ülkenin çıkarlarına hizmet eden, milli sermaye ile dev sınai ve ekonomik oluÅŸumları tesis etmek zorundayız.
Ülkemizin bu kıskaçtan kurtulması için tek yol milli bir ekonomiye sahip olmak, kendi kurum ve kuruluÅŸlarımızı oluÅŸturmak, var olanlara da tüm gücümüzle sahip çıkmak ve korumaktır.
Ancak; bugün yapılan uygulamalar, bu tespitlerimizin aksine bir mecrada geliÅŸmektedir.
Bin bir güçlükle kurduÄŸumuz, bu ülkenin yükünü çeken, on binlerce vatandaşımıza iÅŸ ve aÅŸ saÄŸlayan ve devletimizin ekonomik varlığının teminatı olan milli kurum ve kuruluÅŸlarımız bir bir elden çıkarılmaktadır.
Tüm dünya, var olmanın ve ayakta kalmanın ülke menfaatlerine hizmet eden sermaye ile mümkün olduÄŸunu görmüÅŸken; bizim bunun tam aksine hareket etmemiz anlaşılır deÄŸildir.
Türk Enerji-Sen olarak her zaman karşı çıktığımız özelleÅŸtirme uygulamaları bu sefer de Türkiye Åžeker Fabrikalarına ait 14 fabrikanın satılması kararı ile maalesef yeniden gündeme gelmiÅŸtir.
Bor, Çorum, KırÅŸehir, Yozgat Åžeker Fabrikaları için 4 Nisan,
Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Turhal Åžeker Fabrikaları için 11 Nisan,
Afyon, Alpullu, Burdur, Elbistan ve MuÅŸ Åžeker Fabrikaları içinde 18 Nisan 2018 tarihi son teklif verme tarihi olarak belirlenmiÅŸtir.
Dünyada ÅŸekerin yüzde 77'si ÅŸeker kamışından, yüzde 23'ü de pancardan elde edilmektedir.
“ÅžEKER FABRİKALARI YILLIK 3 MİLYAR DOLARLIK KATMA DEÄžER ÜRETMEKTEDİR”
Türkiye ÅŸeker pancarı üretim kuÅŸağında yer alan ülkeler içerisinde en elveriÅŸli iklim koÅŸullarına sahip ülke konumundadır ve ÅŸeker pancarı üretiminde dünyada, yüzde 7’lik pay ile Rusya, Fransa, ABD ve Almanya’nın ardından 5’inci sıradadır.
Türkiye Åžeker Fabrikaları, 25 fabrikasıyla yıllık üretimimizin % 50’sini gerçekleÅŸtirmektedir.
Yurtiçi pazarın da %50’sine sahiptir.
Satış kararı alınan bu fabrikaların, Türk tarımı ve sanayisi içerisinde çok önemli bir yeri vardır.
Åžeker fabrikaları; ülkemizin ekonomik kalkınmasını gerçekleÅŸtirmek, gelir dağılımını düzenlemek, sosyal adaleti saÄŸlamak, refahta coÄŸrafi dengeleri gözetmek, bölgeler arası geliÅŸmiÅŸlik farkını azaltmak ve sanayileÅŸmeyi hızlandırmak gibi hayati görevleri yerine getirmektedir.
KurulduÄŸu kentin endüstriyel lokomotifi konumundaki bu fabrikaların satışından pancar ekicisi, çalışan iÅŸçi, yöre halkı, esnaf, hayvancılık yapanlar, taşımacılık iÅŸiyle uÄŸraÅŸanlar doÄŸrudan etkilenecektir.
Ülkemizde yaklaşık 250 bin çiftçi ailesi ÅŸeker pancarı tarımı yapmakta, yaklaşık 25 bin kiÅŸi ÅŸeker fabrikalarında çalışmakta ve yıllık 3 milyar dolarlık bir katma deÄŸer üretilmektedir.
Åžeker pancarı üretimi sırasında yan ürün olarak üretilen melas maya endüstrisinde kullanılmakta yapılan ihracatla ülkemize döviz kazandırılmakta, küspe de hayvancılıkta yem olarak kullanılmaktadır.
Åžeker pancarı ekilen alanlar aynı büyüklükteki orman alanlarından 3 kat daha fazla oksijen üretmekte, kendisinden sonra ekilen hububatta yüzde 20 verim artışı saÄŸlamaktadır.
ÖzelleÅŸtirmenin kamuoyunda destek bulması için Türk Åžekerin zarar etmesi en önemli gerekçe olarak sunulmaktadır.
Ancak fabrikaların özelleÅŸtirme programına alındığı 2000 yılından bu yana yapılması gereken yenileme, modernizasyon, otomasyon ve entegre üretim tesislerine dönüÅŸtürülme yatırımları yapılamamıştır.
Bu nedenle fabrikaların verimliliÄŸi ve rekabet gücü düÅŸmüÅŸtür.
Fabrikaların, teknolojik altyapı bakımından güçlendirilmesi, yönetim modeli açısından rehabilite edilmesi, ÅŸeker pancarı üretiminin önündeki kısıtlamaların da kaldırılması halinde tam kapasite ile çalışabileceÄŸi ÅŸartlara kavuÅŸacak ve rekabet gücü yüksek sanayi tesislerine dönüÅŸecektir.
“ÜLKEMİZDE DAHA ÖNCE YAPILAN KÖTÜ ÖZELLEÅžTİRMELER UNUTULMAMALIDIR”
Åžeker fabrikalarının özelleÅŸtirilmesine yalnızca fabrikaların kar ve zararı açısından bakılmamalı desteklediÄŸi sektörler nedeniyle ülkemize saÄŸladığı katma deÄŸer mutlaka dikkate alınmalıdır.
Yatırım, istihdam, üretim ayağı ile birlikte ürün, yan ürün ve hatta atıkların deÄŸerlendirilmesi suretiyle katkıları tartışılamayacak bu kuruÅŸların özelleÅŸtirilmesi deÄŸil modernizasyonu yapılarak ekonomik deÄŸerlerimize sahip çıkılmalıdır.
En büyük kaygılarımızdan bir tanesi de ÅŸeker fabrikalarının özelleÅŸtirildikten sonraki süreçte kapatılma ya da devre dışı bırakılma ihtimalidir.
Åžartnamedeki beÅŸ yıllık süreye raÄŸmen fabrikaların ekonomik gerekçelerle çalıştırılamaması ve daha önce kapatılması ihtimal dahilindedir.
Ülkemizde daha önce yapılmış kötü özelleÅŸtirme örnekleri de unutulmamalıdır.
Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu, Et ve Balık Kurumu, Yem Sanayi gibi hayvancılığı ayakta tutan kurumlar özelleÅŸtirildikten sonra hayvancılıkta nasıl dışa bağımlı hale geldiÄŸimiz ortadadır.
Milyarlarca dolarlık ithalata raÄŸmen et fiyatları düÅŸürülememekte, canlı hayvan varlığı artırılamamaktadır.
Milyarlarca liralık teÅŸvik paketlerine, hibe ve desteklere, kredilere raÄŸmen hayvancılıkta geliÅŸme kaydedemediÄŸimiz gibi Åžeker fabrikalarında da aynı son olacak, Türkiye ÅŸeker ihraç eden ülke olmaktan çıkıp ÅŸeker ithal eden ülke konumuna gelecektir.
“ÜLKEMİZDE NBÅž TÜKETİMİNİN ÇOK FAZLA OLDUÄžU ORTADADIR”
Bir diÄŸer tehlike de ÅŸeker pancarından üretilen ÅŸekerin yerini daha ucuz olduÄŸu için NiÅŸasta bazlı ÅŸeker üretiminin almasıdır.
Bilim adamları obezite ve obeziteye baÄŸlı hastalıkların artışını NBÅž’ye baÄŸlayınca Amerika’da ve Avrupa ülkelerinde NBÅž üretim kotaları yüzde ikilere düÅŸürülürken ülkemizde yüzde ona çıkarılmıştır.
SaÄŸlıklı denetlemeler yapılamadığından ülkemizdeki NBÅž tüketiminin çok daha fazla olduÄŸu reddedilemez bir gerçektir.
NiÅŸasta bazlı ÅŸeker kotalarının ağırlıklı bölümü yabancı ÅŸirketlerin elindedir.
Bu ÅŸirketlerin üretim için yurtdışından her sene yüzbinlerce ton GDO’lu mısır ithal etmesi, elde ettikleri büyük kar paylarını da yurtdışına transfer etmesi ülkemizin ekonomik çıkarları açısından son derece vahim bir durumu ortaya koymaktadır.
Dahası saÄŸlıklı gıda üretimine olan talebin hızla yükseldiÄŸi tüm dünyada niÅŸasta bazlı ÅŸekerler ve yüksek yoÄŸunlukta tatlandırıcıların kamu saÄŸlığı için oluÅŸturduÄŸu tehdit ve saÄŸlık harcamalarını artıracağı gerçeÄŸi göz ardı edilmemelidir.
“EKONOMİK DEÄžERLERİMİZİ KORUMAK, COÄžRAFİ SINIRLARIMIZI KORUMAK KADAR ÖNEMLİDİR”
Bizler bu toprakları kanımız, canımız pahasına yurt edindik.
Daha önce özelleÅŸtirilen ve bugün özelleÅŸtirme kapsamında bulunan nice kuruluÅŸları yokluklar içinde, vergilerimizle kurduk.
Fedakarlıklar yaparak, ter dökerek bugünlere getirdik.
Bu kuruluÅŸlar da üzerinde yükseldikleri topraklar da kimsenin özel mülkiyeti deÄŸil, milletimizin malıdır.
Åžekerden geçimini saÄŸlayan 250 bin ÅŸeker pancarı üreticisi ile sektör çalışanlarının hakkını Türkiye Kamu-Sen olarak sonuna kadar savunmaya kararlıyız.
Bugün gelinen noktada milli olan her kuruluÅŸu savunmak, vatanı savunmak kadar kutsaldır.
Bu ülke için çakılan her çivide bu kuruluÅŸların katkısı, kamu çalışanlarının emeÄŸi ve alın teri vardır.
Türk ekonomisi, başıboÅŸ, plansız, programsız özelleÅŸtirmelerle, özel sermayenin insafına terk teslim edilemez.
Küresel sermayenin bir vatanı korumak, gözetmek, bir milleti kurtarmak gibi bir sorumluluÄŸu yoktur.
Ama bu ülkede yaÅŸayan, bu ülkeyi yöneten herkesin böyle bir görevi vardır.
Bu görev, bu vatanın kuruluÅŸlarının, kurumlarının korunmasıyla baÅŸlar.
Vatan savunması devletin, milletin kuruluÅŸlarının elimizden çıkarılmasına karşı durmakla baÅŸlar.
Ülkemizin ekonomik deÄŸerlerini korumak, coÄŸrafi sınırlarını korumak kadar önemlidir.
Bu nedenle toplumumuzun tüm bireylerini ve sivil toplum kuruluÅŸlarını da ÅŸeker fabrikalarının özelleÅŸtirilmesi konusunda daha duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Türk Enerji-Sen olarak diyoruz ki; bütün bu gerçeklerin ışığında yapılması gereken dünyada uygulanan yönetim modelleri örnek alınarak kooperatifler vasıtasıyla çiftçilerin, fabrika çalışanlarının ve devletin katılımıyla modern ve uygulanabilir yönetim modellerinin uygulanması, fabrikaların modernizasyonunun yapılarak üretim miktarlarının ve verimlerinin artırılması, Åžeker pancarı ve ÅŸeker üretiminin önündeki kısıtlamaların kaldırılmasıdır.
Yerli ve Milli Sanayinin lokomotifi, Cumhuriyetle yaşıt
ŞEKER FABRİKALARIMIZ SATILMAMALIDIR